Okuyan kadınların izini sürüyor
25 Aralık 2022 - 01:12Emily Dickinson, “Kitap gibi fırkateyn yok” demiş 1873’te: “Kitap gibi fırkateyn yok\ Bizi uzaklara taşıyan\ Ne de soylu bir kısrak\ Şiir sayfasından fırlayan\ En yoksulları bile ücretsiz\ Gezdirebilir, hiç sıkılmadan\ Öylesine yalındır, insan\ Ruhunu gezdiren fayton...”
Kadınlar okudukça güçlendi, kadınlar güçlendikçe değişti dünya. Hâkim erke rağmen her yeni günde kadın, mücadelesinde yeni bir zafere imza atıyorsa umut var demektir. Yazar ve eleştirmen Asuman Kafaoğlu-Büke, işte bu değişimin öncüleri kadınların peşinde düştü.
Sanat tarihinin kitap tutkunu kadınlarının tablolarda izini sürdü ve onları “Tablodaki Kadın” adlı kitabında buluşturdu. Kitap, “okuyan kadın” resimleri üzerinden sanatın, kitabın ve nihayetinde kadının zaman içinde nasıl değiştiğini gözler önüne seriyor. Asuman Kafaoğlu-Büke, kadın ile kitap arasında çok özel, hatta büyülü bir bağ olduğunu düşündüğünü anlatıyor kitabında. “Kadınların yüzyıllar boyunca gezmeleri, kendi başlarına maceraya atılmaları, zekâ ve yeteneklerini gösterecek işlerde çalışmaları toplumsal olarak engellendiği içindir ki, dinledikleri ve okudukları hikâyeler onlar için çok önemli olmuştur” diyor yazar. Okuduklarıyla öğreniyor, değişiyor ve değiştiriyor kadınlar.
Kafaoğlu-Büke “Okuma eylemi üzerine yoğunlaşmak bize kitabın yüzyıllar içinde nasıl farklı şekillere büründüğünü de gösterir. Sanat tarihi bilgim sınırlı olduğu için, bu kitapta yer alan resimlere sanatsal değerleri ya da teknikleri açısından değil, basılı kitabın tarihini yansıtmaları açısından baktım. Anlayacağınız, bu klasik bir sanat tarihi ya da sanat eleştirisi kitabı değil, sadece resimlere hayranlıkla bakan, gördüklerini paylaşmaktan zevk alan birinin denemeleri…” diyor.