Çağdaş Ertuna

cagdas.ertuna@milliyet.com.tr

Hiç şüphesiz Türkiye’nin en değerli tasarımcılarının başında geliyor Faruk Malhan.

ODTÜ’de mimarlık eğitimi almasına rağmen mobilya tasarımında karar kılıyor ve tam 50 yıl önce bugünkü Koleksiyon’u kuruyor.

50 yıllık bir başarı hikâyesi söz konusu, üstelik şimdi ikinci jenerasyonla Koray Malhan’ın öncülüğünde, Doruk ve Ayşe Malhan’ın katkılarıyla yeni bir 50 yıla hazırlanıyorlar.

Koleksiyon, yarın İstanbul Menkul Kıymetler Borsası’nda işlem görmeye başlıyor ve hatta gong çalma töreni de yarın olacak.

Tüm bu koşturma sırasında Koleksiyon’un yönetim kurulu başkanı ve tasarımcısı Koray Malhan’la Tarabya’daki merkezlerinde buluşuyorum.

Hayır, borsadan konuşmuyoruz, hatta Faruk Malhan’ın her şirket çalışanına sembolik bir hisse hediye ettiği konusunu açtığımda Koray Malhan son derece mütevazı ve kibar bir şekilde konuyu değiştiriyor.

Sadece Faruk Bey tüm ekibe teşekkür etmek istedi, diyor.

Koray Malhan’la en son pandemi öncesi Londra’daki showroom’larında bir araya gelmiş, Wallpaper dergisinin o zamanki editörü Tony Chambers ile birlikte konuşmalarını dinlemiştim.

Daha sonra Paris’te Station F’te Fransız mimar Jean Michel Wilmotte ile bir sergi açtılar.

O zaman Uzakdoğu’dan Avustralya’ya durmadan seyahat edip 50 yıllık markanın hikâyesini ve yeniliklerini anlatıyordu Koray Malhan.

Şimdi New York’tan Frankfurt’a, Londra’dan Singapur’a kadar 33 ülkede birçok markaya hizmet veriyorlar.

Uluslararası mimar ve tasarımcılarla da çalışıyorlar.

Hatta dünya çapında en beğendiğim mimarlardan birinin ofisine gitmek üzere paketlenmiş bir mobilyayı da görüyorum ama henüz ismini paylaşmak için erken.

Koray Malhan ödüllü bir tasarımcı aynı zamanda; Good Design, Red Dot, Design Turkey, Metropolis LIKES ve The Architect’s Newspaper: Best of Product Award gibi birçok ödüle layık görüldü.

Pandemi döneminde ise “Nasıl daha iyi oluruz?” sorusundan yola çıkarak nelerin değişmesi gerektiği konusunda çalışmayı tercih etmiş.

Pandemide ilk söylenenler, çalışma ve oturma alanları konusunda yapılan yanlışlar, daha temizlenebilir diye daha çok mikrop tutan akrilik malzemelerin daha çok tercih edilmesi gibi aslında son derece eski söylemler Koray Malhan ve ekibini üzmüş.

Bu nedenle altı her şekilde temizlenebilen, güneş ışığı geçiren, bu sayede bitkilerin de yer alabileceği özel dolap üniteleri üzerinde çalışmış Faruk Malhan ile birlikte.

Bu kadar uzun zamandır tasarım yapmasına rağmen ilk defa babası Faruk Malhan ile birlikte iki koleksiyona imza atmışlar, Threshold ve Mudita.

Virüs ve mikroplara karşı etkili kumaşlar kullanmışlar.

Tabii bu arada 24 saat oturulabilecek, ergonomik olduğu iddia edilen ofis sandalyelerinin yerine günümüzün çalışma alışkanlıklarına daha uygun kanepe ve yanında güç ünitesi olan sehpalardan, daha kolay hareket etmeyi sağlayan ama uzun süre oturulmayacak sandalyelere birçok yeni tasarıma imza atmışlar.

Koray Malhan, tüm bu pandemi sürecinde asıl lüksün doğa olduğu konusuna da kafa yormuş.

Bu durumda gün ışığından faydalanmak kadar açık alanlardan faydalanmaya da karar vermiş.

Aslında Koleksiyon bahçe mobilyası yapacak, denilmesinin nedeni de bu.

Koray Malhan’ın yaptığını bahçe mobilyasına indirgemek doğru olmaz, açık alanların da kullanılabileceği yaşam ve çalışma alanları tasarlıyor.

Tarabya’daki kampüs binasını bir laboratuvar alanına dönüştürmüş.

Hatta burada çok yakında bir de doğal ürünlerin kullanıldığı, beslenme değeri yüksek, sağlıklı yemeklerin yapıldığı bir şef restoranı da açılacak ama bu da başka bir yazı konusu.

Elbette, mobilyalarla bir markanın her eve girmesi mümkün değil, işte bu noktada da Faruk Malhan tasarımı çay bardaklarıyla çözümü bulmuşlar.

En azından çay ve kahve takımlarıyla tasarımı demokratikleştirmeyi başarmışlar.

Türkiye’de yerli tasarıma ve tasarımcıya hak ettiği değer ne yazık ki verilmiyor.

Hâlâ yabancı markalara ve tasarımcılara müthiş bir ilgi var.

İşte o yüzden Türk bir mimar-tasarımcının yarattığı ve bugün ikinci neslin daha da ileri taşıdığı 50 yıllık bir tasarım markası takdir edilmesi gereken bir başarı.

Koleksiyon’un halka açık bir şirket olarak yarın başlayacağı ikinci 50 yılı da çok daha başarılı olsun isteriz.

Unutmamak lazım, bu sadece marka için değil, Türkiye tasarım dünyasının uluslararası geleceği için de önemli.