Meşru bir reddi miras
17 Eylül 2024 - 04:09Cansu Yıldıran’ın Hara’da devam eden ve 18 Aralık tarihine kadar izlenebilecek “Vargit Çiçekleri” sergisi, Karadeniz’in dağlık coğrafyasında ayırıp belirttiği anlam katmanlarıyla öznenin varlığını doğanın veya toplumsal belirlenimin dışında görmeden bunlardan özgürleşmesinin yollarını arıyor.
Nazlı Ökten*
nokten@gsu.edu.tr
Vincent Van Gogh kardeşi Theo’ya 18 Haziran 1879 tarihli mektubunda şöyle diyor: “Sanat kelimesinin şu tanımlamasını bir dinle, daha iyisi yapılamaz bence: ‘Sanat doğaya eklenmiş insandır’. Evet, doğayı, gerçeği, hakikati dile getirmektir sanat ama sanatçının doğaya kattığı, ayırıp belirttiği, özgürleştirdiği, aydınlatıp renklendirdiği bir anlam, bir görüş ve bir özellikle dile getirmektir.”
Cansu Yıldıran’ın “Vargit Çiçekleri” sergisi, Karadeniz’in dağlık coğrafyasında ayırıp belirttiği anlam katmanlarıyla öznenin varlığını doğanın veya toplumsal belirlenimin dışında görmeden bunlardan özgürleşmesinin yollarını arıyor. Karadeniz yaylaları etrafında dönen mülksüzleşme hayaletini kovaladığı sergisi, İstanbul’un Karadeniz kıyısına yakın bir yerde taş ocaklarının, çoğalan sitelerin, market zincirlerinin, kuzey ormanlarının kalbine inen Üçüncü Köprü yollarının kenarında bir köyde estetik ve politik manada kendisini güvenli bir yer olarak tanımlayan Hara’da başka bir anlam taşıyor.
Cansu Yıldıran, “Kız Kardeşler”, 2023
Ev özellikle kadın sanatçıların ayrıcalıklı temalarından biri. Louis Bourgeois için “femmes-maisons”, Georgia O’Keefee için New York’tan kaçışında sığınak olan New Mexico’daki Abiquiù evi, Frida Kahlo için mavi ev, hatta Tracey Emin için yatağı… Bu anlamda Hara’yı Canan Bozbağ’dan ve onun eserinden ayrı düşünmek zor. Örneğin 2011 yılındaki “Yekpare” sergisinde Şevki Pekin mimarlıkla çalıştığını hatırlarsak, Hara’da mimar Cengiz Kurt’la çalışmasındaki devamlılığı görebiliriz. Veya cam ve metali birlikte çalıştığı eserleriyle Hara’nın endüstriyel mimarisi arasındaki ilişkiyi.
Cansu Yıldıran, “Çayırdaki Kadın”, 2016
İşleri yurtdışında da sergilenen ve ödüllendirilen Cansu Yıldıran’ın ilk kişisel sergisini Hara’da gerçekleştirmesi sanatçı için de bugün kadar ürettikleriyle yüzleşme fırsatı olmuş gibi görünüyor. Bu yolculuk Haravan isimli sanatçı konaklama/çalışma programından faydalanması sayesinde orasıyla birlikte şekillenen bir hal almış. Kuir sanatı sadece aktivizmle tanımlayan bir çerçevenin dışına çıkaran bakışı, görünen kimliklerimizi neredeyse bir kağıt kesme makinesinden geçiren fotoğraf sergileme biçiminde somutlaşıyor (soğuk odayla sıcak odayı birbirinden ayıran plastik şeritleri rüzgarla devinen şişen sönen örtüleri, bitkileri de akla getirmiyor değil). Sergi küratörleri Onur Hamilton Karaoğlu ve Serkan Kaptan sanatçıyı bugüne kadar getiren yollarda adımlarını bir bir takip ederek ona eşlik etmişler.
Cansu Yıldıran “Put III, Çek Silahını Süreyya Sanmasınlar Şüheyla”, 2016
Deleuze, Foucault hakkındaki derslerinden birinde onun tarihsel oluşumları tabakalar halinde katmanlaştıran yaklaşımına dikkat çeker. Neyin katmanları? Görme ve konuşma katmanları. Konuşulan kelimeler birikir, görüntüler birikir: görme ve konuşma katmanları. Ve her katmanlı oluşum bu iki biçimin iç içe geçmesinden oluşur: görünür olan ve durağan olan ya da bunların biçimsel koşulları olan ışık ve dil. Dolayısıyla iktidarın çok katmanlı ve zamanlı yapısına alternatif olacak görsel ve işitsel anlatılar geliştirmek sanatsal devinimin türlerinden biri sayılabilir. Kuir sanat da sadece bir kişisel hak ve özgürlük davası değil, tüm gerçek sanat akımları gibi dünyayı başka türlü görmenin kapılarını aralamaya, insanı doğayı bitkiyi hayvanı kadını erkeği birbirinden koparan bir sınıflandırmanın içindeki sıkışık hali kırıp görünenin ardındaki çığlığı duymaya yönelik bir çaba.
Cansu Yıldıran, “Mayısa Uzaklar mı Sana Bakıyor Sen mi Uzaklara?”, 2019
Vargit çiçeği, güzçiğdemi, şepart, çıplak kadın isimleriyle de bilinen colcicum speciosum (ismini argonotların altın postun peşine düştükleri Kolkhis’ten alır) sonbaharda açtığında artık yayladan gitme vakti gelmiştir. Cansu Yıldıran hesaplaştığı geçmişin içinden, annesinin ikonasını da yanına alıp gidiyor. Kendisine bırakılmayan mirasın nasıl talan edildiğine de şahitlik ederek, ölüleri ve dirileri, hayvanları ve bitkileri de şahit tutarak ayrılıyor. O tekinsiz hayaletlerin peşini bırakmayacağını bilerek her birinin kaydını tutuyor.
Cansu Yıldıran “Mülksüzler II”, 2016
Tom Seymour, 2021 yılında British Journal of Photography’de Yıldıran’ın “Fathom” serisi için şöyle diyor: “Bu, gece vakti bir ormanda ilerleyen, geri dönmek daha kolay olsa bile korkmadan ilerlemeye çalışan birinin işi. Çünkü içinde saklı, ev diyebilecekleri bir yer yatıyor.”
Vargit çiçekleri Hara’da kendilerine gerçek bir barınak bulmuş görünüyor.
18 Aralık tarihine kadar sürecek ve Çarşamba, Cumartesi, Pazar günleri saat 12.30-18.30 arası görülebilecek sergiye erişim koşulları için: https://www.haraistanbul.com/
*Galatasaray Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Görevlisi
Cansu Yıldıran, Fotoğraf: Serkan Kaptan