Masterpiece’in yıldızı: Zeynep Fadıllıoğlu
07 Temmuz 2022 - 09:07"Londra’nın Royal Hospital Chelsea’de gerçekleşen önemli sanat, tasarım ve mobilya fuarı Masterpiece, kreatiflerin ve koleksiyonerlerin buluşma noktası. Masterpiece’i farklı kılan, tüm dönemlerden ve kökenlerden sanat ve tasarımı yan yana getirebilmesi.” Uzun yıllar Wallpaper’ın efsane yayın yönetmeni olan şimdi ise tasarım alanındaki yazıları ve projeleriyle dikkat çeken Tony Chambers böyle özetliyor Masterpiece’i.
Zeynep Fadıllıoğlu’nun Masterpiece’in özel yemek odasını tasarladığını ve Londra’da fuarda olduğunu duyunca hemen mesaj atıyorum kendisine, hem tebrik etmek hem de bir araya gelebilmek için.
Masterpiece’in özel yemek odasını yaratmak çok önemli bir başarı, özellikle de fuarı gezenleri görünce ve o sırada yemek odasında Prenses Alexandra’nın olduğunu öğrenince.
En son Doha’da Zeynep Fadıllıoğlu’nun tasarımı iki camiyi görünce ne kadar gurur duyduğumu anlatamam.
Çünkü hiçbir şey bilmeyen rehberimiz bile bu iki caminin bir Türk kadını tarafından tasarlandığını biliyordu.
Zeynep Fadıllıoğlu, Şakirin Camisi ile başladığı cami tasarımlarına artık başka ülkelerde de devam ediyor.
Zeynep Fadıllıoğlu’nu Masterpiece takviminde katıldığı panelde izliyorum, yanında çok değerli bir küratör ve bir koleksiyoner var.
İngiliz Harper’s Bazaar’ın editörünün sorularını yanıtlıyor.
İzleyiciler arasında her zaman kendisini desteklediğini söylediği ve birlikte harika mekânlar yarattıkları eşi, yeme-içme-eğlence dünyasının duayeni Metin Fadıllıoğlu da var.
Konuşma sırasında bir kez daha anlıyorum, yaratıcı isimler her zaman parlıyor ve koleksiyonerleri de küratörleri de geri planda bırakıyor.
Zeynep Fadıllıoğlu, mimar değil tasarımcı olduğunun altını çiziyor, zanaatkârlara verdiği önemi anlatıyor, kendisini en özgür hissettiği projelerin eşi Metin Fadıllıoğlu’na ait olanlar olduğunu da söylüyor, projelerinde yaşadığı zorluklardan da bahsediyor, metaverse’den de konuşuyor, hâlâ en çok Boğaz’dan ilham aldığını da belirtiyor.
Masterpiece’in seçkin sanat eserleri arasında benzersiz bir yemek deneyimi sunan özel yemek odasını tasarlarken Osmanlı avlularından ilham almış.
Zeynep Fadıllıoğlu, kültürel etkileri kusursuz bir şekilde harmanlaması, tarih ve geleneği yenilikçi bir gözle birleştirmesiyle tanınıyor.
Camilerden evlere ve İstanbul’da yeni açılacak Peninsula Otel’e kadar farklı projeleri var.
Yarattığı mekânlarda kültürden ilham alıp, sanat, tasarım ve zanaat arasındaki yakınlaşmayı öne çıkarıyor.
Zeynep Fadıllıoğlu, Masterpiece’de de Osmanlı ihtişamına modern bir bakışla geleneksel tasarımın tüm kurallarını yıkıyor, hafiflik ve yarı saydamlığın klasik ve modern tarzların ve dönemlerin kusursuz bir akışını yarattığı iç ve dış arasındaki sürekliliği artırmak için mekânın sınırlarını ustaca bulanıklaştırıyor.
Konseptin merkezinde, 50 metrekarelik dikdörtgen yemek alanında dört duvarın üçünde tavus kuşları, ağaçlar, çiçekler ve köşklerle tamamlanmış karmaşık bir Osmanlı avlusu dikkat çekiyor.
Zeynep Fadıllıoğlu, Türk markalara da yer vermiş, usta seramikçi Gorbon tarafından el yapımı çini karolar, Fadıllıoğlu’nun stüdyosu tarafından tasarlanan ve Türkiye’de STEPEVI tarafından yapılan kilim gibi.
“Birbirinden farklı dönemlere ve tarzlara ait parçaları bir araya getirerek, davetkâr, konforlu ve zamansız bir etki yaratmak istedim” diye açıklıyor Zeynep Fadıllıoğlu.
Sonra da tek bir cümleyle özetliyor: “Tasarım düşüncem, geleneksel işçiliği kullanarak moderndir.” Masterpiece London sahnesinde Zeynep Fadıllıoğlu’nu gururla izliyorum.
Sadece yarattığı mekânlarla değil, konuşması ve duruşuyla da çok etkileyici.