Milliyet Sanat
Milliyet Sanat » Haberler » Diğer » ‘Kendi resmimi gasp etmişim gibi davrandılar’

‘Kendi resmimi gasp etmişim gibi davrandılar’

‘Kendi resmimi gasp etmişim gibi davrandılar’07 Mayıs 2022 - 09:05
Sanatçı Devrim Erbil ile Yıldız Teknik Üniversitesi arasında yaşanan tablo krizi büyüyor.

Seray Şahinler 

 

Tartışma, Erbil’in yıllar önce üniversite için yaptığı, konferans salonunda sergilenen ve üç parçadan oluşan “Soyutlama” adlı eserini üniversite koleksiyonundan almasıyla başladı. Bir sergide yer verilmesi planlanan tabloda tahribatların yaşandığını fark eden Erbil, eseri YTÜ’ye geri vermekten vazgeçti. YTÜ, tablonun üniversite envanterine demirbaş olarak kaydedildiğini öne sürerek sanatçı hakkında dava açtı. Erbil ise eserine zarar verildiği ve kendisine saygısızlık yapıldığı gerekçesiyle karşı dava açma yoluna gitti. 

 

‘Çivi çakıp asmışlar’

 

Son günlerde sanat dünyasının gündeminden düşmeyen tartışmayı Erbil’e sorduk. Usta sanatçı tabloda çiziklere rastlandığını ve üç parçadan oluşan eserin birbirinden ayrılarak birinin çiviyle duvara çakıldığını belirtti. Eseri resmi olarak hiçbir zaman üniversiteye bağışlamadığını ve hakkının kendisinde olduğunu belirten sanatçı yaşananları şöyle anlattı: “Yıllar önce Yıldız Teknik Üniversitesi’nde Güzel Sanatlar Fakültesi kurulacaktı, müze yapılması da gündemdeydi. O sırada iki büyük resim yaptım. Biri konferans salonuna kondu; o bir triptik. Triptik, üç ayrı resmin bir araya gelip aynı kavramı güçlendirmesi için kullanılan bir tekniktir. 1.88 yükseklikte 4 buçuk metre büyüklüğünde üç ayrı panodan oluşan bir eser ‘Soyutlama’. Fakat hiçbir şekilde ve hiçbir belgeyle onu bağışladığımı söylemedim. Müze kurulursa örnek olsun diye verdim. O dönem yaptığım diğer resim de Sabancı Kitaplığı’nda sergileniyor. Bu resimleri oralarda sergilemem sanatın görünmesine ve yaygınlaşmasına verdiğim önemi en iyi şekilde açıklıyor zaten. Sonra YTÜ, Davutpaşa’ya taşındı. Emekli bir profesör bana ‘Eserleriniz depolarda çürüyor, sahip çıkın’ dedi. Ben de eserlerimi isteyip bir sergide yer vermek için aldım. Aldıktan sonra geri vermeyi düşündüm fakat o triptik eserin anlamının hiç farkında olmamışlar, triptiğin ne olduğunu dahi bilmiyorlar. Daha da acısı Güzel Sanatlar Fakültesi olan bir kurumun yönetiminin eseri kalın bir çiviyle duvara saplaması. Bir resmin alnına çivi çakılıp duvara asılmaz. Resim bir bütündür. Üç ayrı tuvalden oluşan bir eser ayrı ayrı zannedilip bozulmaz. Şu an bile onarımını yapmadığım kısımlarda çizikleri belli. Eserimi aldım ve onardım; bir müzeye vereceğim. Kendim bir müze kurarsam orada sergileyeceğim yahut Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’ne hediye edeceğim. Çünkü orası da 50 sene kaldığım ve Müze Müdürlüğü yaptığım bir üniversitedir.”

 

‘Uzlaşmak istedim’

 

Devrim Erbil üniversiteye uzlaşma teklif ettiğini de belirtiyor: “’Uzlaşmaya gidelim, yenisini yapayım, herkesin göreceği yerde sergilensin’ dedim. Ama söz konusu eserin parasal değerinin yüksek olduğunu görünce, hocanın eski resimleri daha çok para ediyor diye düşünerek uzlaşmaya yanaşmadılar. Bir teşekkür bile etmediler. Resmi geri isteyince demirbaşa geçirdiler. Beni üzen eseri çiviyle duvara asmaları. Ve bu yaşımda karakollara gidip kendi resmimi gasp etmediğini anlatmama sebep olmaları. Çünkü kendi resmimi gasp etmişim gibi suç duyurusunda bulundular. Çok ayıpladım. Kişiliğime saygısızlık yapmalarından dolayı ben de onlara dava açacağım.”