“‘Garaz’, Hatay’ın depremden önce çekilen son fotoğrafı”
18 Temmuz 2023 - 03:07Serhan Kurşun’un edebiyat ve sanat yolculuğu nasıl başladı?
1974 yılında Hatay’da doğdum. Dokuz Eylül Üniversitesi Ekonometri bölümü mezunuyum. İstanbul’da yaşıyorum. Evli ve üç çocuk babasıyım. Edebiyatı, ezeli istasyondan gelip ebedi istasyona doğru yol alan bir trene benzetirsek, aslında her insan okumaya başladığı ilk gün, kompartımandaki yerini alır. Kimlerle yolculuk edeceği, yol boyunca neyle, nasıl besleneceği, camdan dışarıyı seyredip seyretmeyeceği ve hangi durakta ineceği ona kalmış.
Ben de bu yolculuğa okuyarak başladım. Okurdan yazarlığa geçmek çok büyük bir eylem. Yazmak, yerini başka bir şeyin kolay kolay dolduramayacağı olağanüstü manevi bir haz. Şiirler, hikayeler, denemeler yazdım. Önce ilk masal kitabım “Yaşlı Aslan ve Genç Aslan” ardından ilk romanım “Garaz” İnkılap Kitabevi’nden çıktı. Bu arada dijital müzik platformlarında “Pinhan”, “Yaşamak” ve “Uyandım” isimlerinde üç şiir albümüm yayınlandı. Bu albümlerdeki şiirlerimi kendim seslendirdim.
Edebiyat dünyasına giriş yapmadan önce size ilham veren yazarlar veya eserler hangileriydi? Bu eserler sizin yazma tarzınızı nasıl etkiledi? Bundan biraz bahsedebilir misiniz?
Edmond Rostand’ın ölümsüz eseri “Cyrano De Bergerac” benim edebiyat dünyamın çekim merkezinde yer alır. Bunu William Shakespeare, Tolstoy, Anton Çehov ve Yaşar Kemal takip eder. Onların ardından sıralayacaklarım bu söyleşide bana ayrılan yere sığmaz. Okuduğum tüm kitaplardan ilham aldığımı rahatlıkla söyleyebilirim. Ancak yazma tarzı konusunda özgün kalabilmeyi başarabilmek arzusundayım.
Yayınlanan ilk romanınız “Garaz” ile edebiyat dünyasına adım attınız. “Garaz” yazarlık dünyanızda nasıl bir kapı araladı? Ortaya çıkma süreci hakkında bize biraz bilgi verebilir misiniz?
Garaz bir dönem romanı. Hatay’ın tarihini, mitolojik geçmişini, üç büyük dine sahne olmuş mistik topraklarını, 1963 yılının siyasi ve politik etkileriyle harmanlayarak anlatmaya çalıştığım bir roman. Hatay yüzyıllardır paylaşılamayan ve çok kez el değiştiren bir coğrafyadır. Garaz, o bölgedeki demografik yapıyı değiştirmeye çalışan gizil güçlerle, şehrin gerçek sahipleri arasında yaşanan kovalamacaya sahne olmaktadır. İlk romanımın doğup büyüdüğüm, havasını, suyunu, kültürünü aldığım Hatay’da geçmesi; belki de bu topraklara ödemem gereken bir vefa borcudur.
“Garaz” oldukça özgün bir isim. Kitabınıza bu ismi vermenizin özel bir anlamı var mı?
Garaz’ın kelime anlamı, kötülük etme isteğidir. Halk arasında daha çok garez diye telaffuz edilir. Romandaki gölge oyuncularının, bölgeye ve bölge insanına kötülük yapma isteği duymaları, bu ismi kullanmama neden oldu.
Yakın zamanda ülkemizi derinden etkileyen depremde çok kısa bir süre önce kitabınız yayımlandı. “Garaz” romanı Hatay’da geçiyor. Binlerce yıl geriye uzanan bir tarih, sayısız medeniyete yapılan ev sahipliği ve üç büyük dine sahne olmuş topraklar… Sizce bir tesadüf mü?
Tesadüf değil de acı bir tevafuk diyebiliriz. “Garaz” raflardaki yerini aldıktan yaklaşık üç ay sonra on bir ilimizi etkileyen o korkunç 6 Şubat gününü yaşadık. “Garaz”da bahsettiğim, tarihini anlattığım camiler, havralar, kiliseler, Antakya’nın tarihi sokakları maalesef depremde ya yıkıldı ya da çok ciddi hasar aldı. “Garaz” hafızalarda, Hatay’ın depremden önce çekilen son fotoğrafı olarak kaldı.
İkinci baskının ardından "Garaz" kitabıyla ilgili okuyuculardan gelen hikâyeler veya deneyimler sizi duygusal olarak nasıl etkiledi? Okuyucuların kitabınızla nasıl bir bağlantı kurduklarını görmek size nasıl bir his verdi bundan biraz bahsedebilir misiniz?
Ben depremin ilk günü İstanbul’dan Hatay’a gittim. Akşam saat yedi gibi enkazların başındaydım. Maalesef amcam ve onun kıymetli eşi başta olmak üzere pek çok yakınımızı, arkadaşımızı bu depremde kaybettik. Yaşanan deprem felaketiyle “Garaz” arasında kurulan acı bağ, bir yazarın okurları ile arasındaki ilişkiyi edebiyat dışına taşıdı. Bu keder bağı; okurla aramda, kendi yazdıklarım dışında, söylemediğim, anlatmadığım şeylerin de hissedildiği duygusal bir bağa dönüştü.
Kitabınız ile ilgili nasıl geri dönüşler alıyorsunuz?
Son derece olumlu dönüşler alıyorum. İlk baskılar yaklaşık sekiz ayda tükendi. Şimdi ikinci baskılar raflardaki yerini aldı. Umarım okuyucu tarafından ilgi görmeye devam eder.
Gelecek dönem projelerinizden bahsedebilir misiniz?
“Garaz”, aslında bir üçlemenin ilki. İkinci romanımı tamamlamak üzereyim. Bu üçlemenin ardından, zihnimin çekmecesinde beni bekleyen diğer hikayelerime yoğunlaşacağım.