Milliyet Sanat
Milliyet Sanat » Haberler » Diğer » Ekranlarda sevildiler peki, ya sahnede...

Ekranlarda sevildiler peki, ya sahnede...

Ekranlarda sevildiler peki, ya sahnede...24 Nisan 2022 - 10:04
Ekranlarda sevilen dizi oyuncuları artık büyük prodüksiyonlu tiyatro oyunlarının afişlerinde yer alıyor. Peki, yıldızı parlamış isimlerin tiyatronun tozunu yutmaları seyirciyi ve tiyatroyu nasıl etkiliyor?

Melisa Vardal

 

Sahne ve ekran birbirleriyle hep bir ilişkili hâlindedir ve ekran sahneden hep faydalanmıştır. Tiyatronun mutfağından çıkan pek çok usta oyuncunun ekranlarda büyük başarılar yakaladığını takip ediyorduk fakat son dönemlerde ekranlarda yıldızı parlayan isimleri büyük bütçelerle ortaya koyulan oyunlarla sahnelerde görmeye başladık. “Tiyatro sahnelerinde görmeye alışık olmadığımız ekranların sevilen isimleri tiyatroda ve seyircide nasıl bir değişiklik yarattı?” diye sorduk, tiyatro camiasından isimler de cevapladı. Aralarında “Uzak dursunlar” diyen de var “Seyirci kararını verir” diyen de…

 

Işıl Kasapoğlu (Oyuncu, yönetmen ve yazar)

“Bu vasat dünyayı, bizler birlikte yarattık"

 

Tiyatroda sahneye çıkabilmek için önce aktör olmak gerekiyor. Sinemada ya da dizilerde gördüğümüz ya da görebileceğimiz çoğu kişi aktör değil. Aktörün ne olup olmadığı başka bir tartışma konusu. Dünyadan örnekleme istiyorsak büyük harfle Aktörlerin tiyatro sahnesinden geçmeden yapamadıklarını görürüz. Al Pacino’lar, Dustin Hoffman’lar ya da Haluk Bilginer’ler, Zuhal Olcay’lar ve Bülent Emin’ler ya da Gerard Depardieu gibi birçok örnek görebiliriz. Aktörler sahneye çıkmadan yapamazlar, aktörün kendini gösterebileceği yer tiyatro sahnesidir. Nokta.

Bu durum pek çok konuda olduğu gibi ülkemizde tuhaf bir şekilde seyrediyor. Bir tarafta ekran yüzleriyle dolu birbirine benzeyen, büyük-küçük prodüksiyonlu “hoş”, “hafif” oyunlar diğer tarafta oyunu izlemeye değil ünlülerle fotoğraf çektirmeye gelen seyirciler var. Seyirci oyunu görmeye değil birlikte fotoğraf çektirebileceği oyuncuyu görmek için geliyor tiyatroya. Elbette istisnalar kaideyi bozmaz! İçinde bulunduğumuz bu vasat dünyayı, bizler birlikte yarattık. Çok mutluyuz!

 

Zeynep Aksoy (Tiyatro eleştirmeni)

“Her şey gibi bu da ters işliyor”

 

Tiyatro oyuncusu, sinema oyuncusu, dizi oyuncusu diye kategorilere ayırmayı yanlış buluyorum. Ama illa öyle olacaksa, tiyatrodan, sinemadan diziye, televizyona geçilir çünkü iyi bir bir oyuncu için aslında en önemsizi dizidir. Para kazanmak için yapılır, yetenek daha az ön plandadır, aceleye getirilir hep çünkü yayına yetişmek zorundadır vs… Bizde her şey gibi bu da ters işliyor. Diziyle ünlenip sahneye transfer olunuyor ve sonuçlarına da katlanmak zorunda kalıyoruz maalesef.

 

Laçin Ceylan (Oyuncu)

“İsminin ününden başka bir şey düşünmeyenler için yanlış seçim”

 

Ekrandan tanınan isimlerin tiyatro sahnesine rağbet etmeleri büyük cesaret gerektiren bir karar... Hele ki bu konuda geçmişleri yok ya da yok denecek kadar azsa... Tiyatro, isminin ününden başka bir şey düşünmeyenler için yanlış seçim… Bu yoğun ve çoğunlukla da zor sürecin hakkını verebilenler çok az çıkıyor ne yazık ki... Seyirciye bir rolü layıkıyla sunmak yerine kendi isminin ününü sunuyor. Sözüm çok çalışıp kendini geliştirenlere değil elbette...

 

Gökhan Gürün (Oyuncu)

“Tiyatronun çoğalması ve seyirci ile buluşması adına olumlu”

 

Tiyatro disiplini içinden gelen bir popüler/görünür yüzse daha kalıcı sonuçlar doğurabilir. Böylece seyirci kişiyle değil tiyatro ile bağ kuracaktır. Aksi takdirde sadece tek projelik büyük bir prodüksiyon içerisindeyse, tek seferlik bir şov anlamı doğabilir ve bu devamlılığı sağlamaz, yüzeysel kalabilir. Ama her koşulda tiyatronun çoğalması ve seyirci ile buluşması adına olumlu olduğunu düşünüyorum. sahnelenme biçim ve estetik açısından farklar olacağını, böylece ayrışabileceğini öngörüyorum. 

 

Mehmet Ergen (Yönetmen ve çevirmen)

“Seyirci gelişimi açısından büyük bir artı”

 

İstanbul’da her geçen yıl değişkenlik gösteren demografik yapı, farklı salonlarda farklı tiyatro seyircileri oluşturdu. Zorlu, Uniq, DasDas gibi büyük salonlarda, bir tiyatro oyunu seyretmenin ötesinde, geçirdikleri zamanı bir etkinlik olarak gören ve tercihlerini, tanınmış yüzlerle yapmayı seçen bir seyirci var.

Aynı şehirde, yeni yazarları ve alternatif sunumları tercih eden Kadıköy ağırlıklı başka bir seyirci var. Ve tabii ki en ucuz biletle en çok seyirciye ulaşan Şehir ve Devlet Tiyatroları, farklı bir seyirciye iş sunuyor. Bu ödenekli salonlarda da seyirci zaman zaman, o sezon ekranlarda gördüğü oyuncuları da tercih edebiliyor. Ekrandan tanınmış oyuncuların tiyatroya da mesai harcamaları tabii ki seyirci gelişimi açısından büyük bir artı.

 

Seçkin Selvi (Tiyatro eleştirmeni)

“Uzak dursunlar”

 

Ekranda tanınan yüzler derken, herhalde dizi oyuncularını kastediyorsunuz. Dizilerde rol alan gerçek tiyatro oyuncularının dışındakiler, oynamayıp sadece fotoğraf pozu verdikleri için tiyatro sahnesine bir katkıları olacağını sanmıyorum. Aman uzak dursunlar.

 

Sema Elçim (Oyun yazarı)

“Oyun iyi değilse kim oynarsa oynasın olmuyor.”

 

Tanınmış oyunculardan oluşan kastları ile tiyatroya farklı kesimlerden seyirci çekmeyi hedefleyen oyunlar yapılıyor. Ve gerçekten de bu oyunlar başta amaçlanan ilgiyi çekiyor. Ancak tiyatroda fısıltı gazetesi denen çok güçlü bir mekanizma var. Oyun gerçekten iyiyse seyirci ilgi göstermeye devam ediyor, değilse kim oynarsa oynasın olmuyor. Seyircinin özellikle Anadolu’da, ekrandan tanıdığı yüzlere gösterdiği ilgi, onları şehirlerinde gördükleri zaman yaşadıkları heyecanı gözlemleme fırsatımız da oldu ve bu durum, seyirciyle temas noktamızı artırdığı için bizi de mutlu etti aslında.

 

Yeşim Özsoy (Oyuncu, yönetmen ve yazar)

“Bir taraftan kazanırken bir taraftan da kaybediyoruz”

 

Diziden tanınan oyuncuların hiçbir tiyatro deneyimi, geçmişi veya eğitimi olmadan birdenbire tiyatroda var olması bana göre seyircinin sadece o oyuncuları seyretmek için geldiği nitelikli oyunların çıkmadığı bir alan yaratıyor. Bu da tiyatromuza zarar veriyor. Yani bir taraftan seyirci çekerken bir taraftan da niteliği düşürdüğümüzde nasıl bir oyunculuk, nasıl bir tiyatro estetiği gibi şeylere çok fazla kafa yoramadığımız bir tiyatro dünyası yaratılmış oluyor, seyirci de bunu “tTyatro budur” diye algılıyor. Bir taraftan kazanırken bir taraftan da kaybediyoruz.

 

Barış Gönenen (Yönetmen)

“Seyirci alkışlıyorsa tartışılacak bir şey yok”

 

Aslında olumsuz bir tarafı olduğunu düşünmüyorum. Bunun seyirciye bir faydası var: İnsanlar televizyondan tanıdığı kişileri görüyor ve oyuna gitmek istiyor. Broadway’de ünlü yıldızların başrollerde oynadığı oyunlar izleniyor. Buna seyirci karar verir günün sonunda. Biz tiyatro yapanlar olarak sabahtan akşama kadar konuşalım yönetmen o insanı seçtiyse ve seyirci de o insanı alkışlıyorsa bence ortada çok tartışılacak bir şey yok.