Melisa Vardal

Köklü sanat dergisi Milliyet Sanat yarım asırlık tarihini çesitli etkinliklerle kutlamaya devam ediyor. İlk sayısını Eylül 1972’de çıkaran dergi bu yıl kesintisiz sürdürdüğü yayın hayatını, sanatı ve sanatçıları destekleyerek kutluyor.

Türk çağdaş sanatının önemli isimlerinden David Hoyan, namıdiğer Bubi’nin “İkonalar” başlıklı sergisiyle kutlamaların bir başka ayağı oldu. Derginin iş birliğiyle düzenlenen sergi Bodrum’daki meRQezart Alternatif Sanat Mekânı’nda Bubi ile sanatseverleri bir araya getiriyor. “Mekân içinde mekân” anlayışı çerçevesiyle yola çıkan galeride yer alan Bubi’nin “İkonalar” başlıklı kişisel sergisi dini bir alanı işaret ediyor izlenimi yaratsa da sanatçı sergide sıradan insanların, hayvanların, silahların ve ötekinin ikonalarınıyla toplum içindeki kutsallaştırma mantığını irdeliyor. Bu kavram üzerinden bir çatışma yaratan başarılı sanatçı ziyaretçileri sorgulamanın bir parçası olmaya davet ediyor.

ÜSLUP ANARŞİSTİ

Sergisinde tank, mancınık, top gibi savaş aletlerinin ikonalarına ağırlık veren sanatçı insanlığın tarihine kanla yazılmış bu makinelere meydan okuyor. İnsanların silahlara olan düşkünlüğüne karşı verdiği eleştiriyi sanatıyla buluşturan Bubi bu durumun nedenini şöyle açıklıyor: “Şaşırtıcı bir şekilde, silahları kutsallaştırdıklarını ve kimi zamanda kendileriyle özdeşleştirdiklerini düşünüyorum. Çünkü silahların özellikle erkekler için örtük bir cinsel açılım, bir erkeklik gösterişi olduğunu düşünüyorum.” “İkonalar” serisini 70’li yıllardan bu yana faydalandığı işlevsel malzemelerle farklı bir noktaya evrilten Bubi, sanatını yağlı ve akrilik boyanın yanı sıra; karton, çivi, bez, katran, dikiş, yama, varak, dijital baskı gibi farklı teknik ve malzemeleri yan yana kullanarak icra ediyor. Eleştirmen Yalçın Sadak tarafından “Üslup anarşisti” olarak tanımlanan sanatçının birer üslup retrospektifi olarak değerlendirebileceğimiz “İkonalar”, Bodrum Marina Yacht Club bünyesinde yer alan alternatif sanat mekânında 28 Temmuz tarihine kadar ziyaret edilebilir.

‘SANATTA BİRİNCİ TEKİL ŞAHIS YOKTUR’

Bubi sanat ve üretim için “’İlhamdan çok bu enerjiyi nereden buluyorsunuz’ diye sorarsanız: Kendimle baş başa kalmamak için çok çalıştığımı söyleyebilirim. Anılar ve günlük yaşantım genelde ağır bir yük gelir bana. Manik depresif yapım kimi zaman bir kurtarıcı. Farklı bir iş üretmek için başlamayı ve kendimi bırakmayı öğrendim. Bunun içinde konsantre olup kendimi unutmam lazım. Bir tarihte ‘Her sanat yapıtı, sanatçısı için bir intihar denemesi olmalı’ dememdeki asıl neden de bu. İşlerin kendilerini oluşturmalarına karşı çıkmam, mümkün mertebe kendimi silerim. Sanatta birinci tekil şahıs zaten yoktur…” diyor