Beş yıldızlı uygarlık boğazı: Nysa
18 Ekim 2024 - 04:10Aydın ovasına bakan antik Nysa kenti, taşıdığı eğitim, kültür ve yönetim mirası ile geleceğe çok şey söylüyor. Türkiye İş Bankası desteğiyle, T.C. Kültür Bakanlığı ve Ankara Üniversitesi’nin yürüttüğü kazıların 11 yıldır başkanı olan Prof. Dr. Serdar Hakan Öztaner, Milliyet Sanat’ın da katıldığı keşif turunda, zeytin ağaçlarına bile titizlikle sahip çıktıkları zengin bölgenin taşıdığı emsalsiz uygarlık birikimini mitolojiden Atatürk’ün mirasına uzanan yolda verdikleri pek çok örnekle özetliyor.
EVRİM ALTUĞ
evrimaltug@gmail.com
Türkiye İş Bankası, Türkiye’nin geleceği uğruna sürdürdüğü, bir anlamda ‘yer altındaki ‘Kurtuluş Savaşı’nı da dört bir yanda açtığı maddî manevî cepheyle sürdürüyor. Bu yönüyle, Atatürk’ün öncülüğüyle 100 yıl evvel kurulmuş bankanın Gaziantep Zeugma, Antalya Patara, Kırşehir Kaman ve İzmir Teos’taki desteği ile sürdürülen kazılarına, 2020’den beri destek verilen, Aydın Sultanhisar bölgesi Nysa kazısı da zenginlik katıyor.
Antik kentteki kazı 1990’dan bu yana, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü eşliğinde, Ankara Üniversitesi adına Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesi Klasik Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi, Prof. Dr. Serdar Hakan Öztaner başkanlığında devam ediyor. 11 yıldır Nysa Kazı Başkanı Öztaner, 1993 - 2012 arası ise Smintheion, Alexandria Troas, Klaros, Salamis, Magnesia, Zeugma, Teos, Patara, Capidava, Letoon ve Kaunos gibi, Türkiye içi ve dışından birçok antik bölgenin kazısında farklı sorumluluklar almış.
Nysa Kazı Ekip Başkanı Prof. Dr. Serdar Hakan Öztaner, Antik Tiyatro'yu tanıtıyor.
Milliyet Sanat adına bizim de ziyaret ettiğimiz Nysa Antik Kenti’ndeki çalışmalar, arkeolog, sanat tarihçisi, nümismat, epigraf, mimar, konservatör, restoratör, antropolog, arkeometrist, jeofizik uzmanlarından ve öğrencilerden oluşan en az 30 kişilik uzman bir ekip ile sürdürülüyor. Kazılara Aydın ili çevre ilçe ve köylerinden, kadınlı – erkekli pek çok yurttaşın canla başla katkıları ile Aydınlı miniklerin yaşananlara gösterdiği merak ve heyecan ise bu süreçte elbet gözden kaçmıyor. Kazılar, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları tarafından Öztaner’in editörlüğü ile 2022’de basılmış nadir, devasa özel arşivsel yayının da başlığının önerdiği üzere ‘Çift Yakalı Kent’ Nysa’nın çoğul kimliğini, günden güne daha da bir netleştiriyor.
Akademisyenlerce dijital canlandırması yapılmış antik Nysa kenti planı.
Nysa, kısaca antik Roma dönemi mimarî, şehir planlaması ve mühendisliğinin en etkileyici örneklerinden. Kent, Antik Karia bölgesinde, Hellenistik devirde MÖ 3’ncü Yüzyıl’ın ilk yarısında, Seleukos’un oğlu 1. Anthiochos Soter tarafından kurulmuş. Nysa, Büyük Menderes nehri kuzeyindeki bereketli havzada, Aydın Dağları’nın güney eteğindeki korunaklı yamaçta yer alıyor. Eğitimini Nysa’da tamamlamış coğrafyacı Strabon (MÖ 64 – MS 21) ve Bizanslı tarihçi Stephanos’un (MS 6. Yüzyıl) anlattıkları üzerinden kentin ilk olarak Athymbra ismiyle kurulduğu biliniyor. Strabon’un Türkçede de yer alan başyapıtı “Geographika”da (Antik Anadolu Tarihi, Arkeoloji ve Sanat Yay.) bahsettiği üzere Nysa’da doğmuş ünlü kişiler şöyle sıralanıyor: “Panaitos’un en iyi öğrencilerinden, stoacı filozof Apollonios. Aristarkhos’un öğrencisi Menekrates ve oğlu Aristodemos.” Ve ekliyor Strabon: “Ben gençken ve Aristodemos’un yaşlılık çağında onun bütün derslerine Nysa’da devam etmiştim…”
Strabon’un da işaret ettiği gibi Nysa adeta kendi tarihi içinde oluşan ‘beş yıldızlı bir uygarlık kampüsü’. Öztaner’in deyimiyle ‘mazgal’ biçimli, ‘+’ şekilli kentsel planıyla, Nysa’da, tarihe sâdık yapısal malzeme tercihiyle koruma, onarım, restorasyon çalışmaları, titizlikle ortaya konuluyor. Kentin topografyaya uyumlu, bir şekilde sel sularının açtığı vadiye inşa edilmiş yapıları, tiyatrosu, ‘stadion’u, gizemli tüneli, kilisesi ve kalıntıları bugüne kadar erişmiş tarihi üç köprüsü ile Nysa’daki birçok yapının Roma ve Geç Roma - Bizans Dönemi'ne ait olduğunun altı çiziliyor. Bunlar arasında, Strabon'un sözünü ettiği yapılardan, batı yakadaki Gymnasium, Tiyatro ve Stadion ile doğu yakadaki Agora ve Gerontikon’un (Yaşlılar Meclisi) Geç Hellenistik – Erken Roma Dönemi orijinli yapılar oldukları tahmin ediliyor. (Bu yapılardan Yaşlılar Meclisi, Prof. Dr. Öztaner’in aktardığına bakılırsa 2015 yılı Eylül ortasında da Aydın Büyükşehir Belediye Meclisi’ne ev sahipliği yapmış.)
Nysa Yaşlılar Meclisi kompleksi, yakın geçmişte Aydın Belediye Meclisi'ne de kapılarını açmış bulunuyor.
Nysa Antik Kenti Tüneli, kentin en çarpıcı görsel ve mimari kaynaklarından biri.
Tabir-i caiz ise ‘ömrünün iki yakasını eğitim, kültür ve ticaret ile bir araya getirmiş’ üretken bölgede, yakın geçmişte sözgelimi - pek çok antik kentte de yaşandığı üzere - dönemin ileri gelenlerinin ‘hamiliği’ ile kotarılmış Sütunlu Cadde’nin 2013’te ortaya çıkarılması özellikle dikkati çekiyor. Bu kişilikler böylece, halka ve kentlerine gösterdikleri iyilikle, aynı alanlara tebrik ve teşekkür amacıyla, kazılı yüzeylerdeki Latince mesaj ve isimleri üzerinden tarihe de adlarını alenen, gururla yazdırmış oluyor.
Yaklaşık 15 yıldır ortaya çıkarılan antik sütunlu yolun genel görünümü.
Sütunlu Yol üzerinde keşfedilmiş, hamilere dair ithaf ve takdir metinleri.
Diğer taraftan Prof. Dr. Öztaner’in bize aktardığına göre Nysa’daki kazı çalışanları ve akademisyenler, süregiden kazılarda mevcut alanlarda zamanla yetişmiş tüm zeytin ağaçlarını da edindikleri vinç ve traktörlerle bölgedeki türlü kamusal alanlara transfer ediyor; ekip böylece zamana, dünyaya ve insanlığa yemyeşil, tarihi bir mesaj daha vermiş oluyor.
Kazı ve restorasyon çalışmalarında kurtarılan ve nakledilen Zeytin Ağaçları.
Kazı, bölgeye on yıllarını adamış Öztaner Hoca’nın gözle görülür titizliğiyle, tarih denen gizemli ‘yap-boz’un Türkiye’deki paha biçilmez parçalarını gün be gün daha anlaşılır, paylaşılır ve gurur verici kılıyor. Öyle ki Nysa Kazı Evi’nde yarattığı bereketli titizliği epey şekillendiren Öztaner, bunu yapıya astığı ve şimdilik 10 madde ile sınırlanmış ‘Nysa Kazısı Anayasası’ ile gösteriyor. Nysa’ya atfedilen antik figürlerin yer aldığı logo üzerindeki büyük harfli anayasada sözgelimi, “Kültür varlıkları ile bilimin için çok çalış, oku, araştırmacı ve bilgili ol! Bilmiyorsan doğrusunu öğren! (Madde 3)” diyen Öztaner, öte yandan kazı ekibinden ‘israf etmemesini, kazı eşyası ve malzemesine sahip çıkmasını, arazide unutmamasını’ da (Madde 9) bekliyor. Kendini her şeyden önce öğretmen olarak, gurur ve sorumluluk ile tanımlayan ‘Vatanını, Nysa’yı ve ekibini say-sev, her zaman iyi ve dürüst ol! (Madde 2)’ diyen Öztaner, aynı zamanda öğretim yılı başlar başlamaz, kazı alanından (şimdilik) haftada iki gün uzaklaşarak başkente, üniversitedeki öğrencilerine koşuyor.
Antik Tiyatro birinci kat dış cephelerinin özgün buluntularına ait kopyalar, sevimli yoldaşlar ile Kazı Evi'ni de tamamlıyor.
Prof. Dr. Öztaner bu kapsamda bizlere yaptığı sunumda, kazı alanına astığı özdeyişleriyle de dikkat çektiği Atatürk’ün iki önemli icraatını vurguluyor. O’nun döneminde 30 müze kurulduğuna vurgu yapan Öztaner Hoca bu kapsamda 15 Nisan 1931’de kurulan, 1935’te ise adı Türk Tarih Kurumu’na evrilen Türk Tarihi Tetkik Cemiyeti’ne de göndermede bulunuyor. Öztaner Hoca, Atatürk’ün şu iki deyişini bizimle paylaşıyor: "Tarih yazmak, tarih yapmak kadar mühimdir, yazan yapana sadık kalmazsa, değişmeyen hakikat insanlığı şaşırtacak bir mahiyet alır. Biz daima hakikat arayan ve onu buldukça ve bulduğumuza kani oldukça ifadeye cüret gösteren adamlar olmalıyız."
Diğer taraftan, Nysa’daki kayda değer birçok buluntu ve heykel ile friz de (lahit veya yapı cephe işlemeleri) orijinal halleri ile Aydın Arkeoloji Müzesi’nde korunup sergileniyor. Müze ayrıca, 2017’den bu yana çocuklara Nysa Antik Kenti Eğitimi’ne imzasını atmış bulunuyor. Yine bu kapsamda Nysa Antik Tiyatrosu üzerine yaptığı akademik çalışma ile şu anki Teos Antik Kenti Kazı Başkanı Prof. Dr. Musa Kadıoğlu’nun da sürece büyük emekleri bulunuyor. Müzede ayrıca, antik kütüphane bölgesinde 2004’te bulunan ve büyük olasılıkla binayı yaptıran kişiye atfedilmiş orijinal lahit de sergileniyor.
Prof. Dr. Öztaner, kazı alanlarındaki çoklu katmanların, Nysa'da farklı zamansal müdahaleleri de işaret ettiğini aktarıyor.
Antik Roma için birer ‘devlet arşivi’ olarak da tanımlanan ‘kütüphane’ler demişken Nysa Kütüphanesi’nin kökeniyle ilgili konuşan Öztaner bize şunları aktarıyor: “Bir antik kaynakta, Nysa Kütüphanesi’nden şu şekilde bahsediliyor: Antik yazarlardan Iulius Africanus MS 231’den önce tamamlanan ‘Kestoi’ adlı eserinin yazıldığı bir papirüs parçasında, Odysseia’nın farklı bir metninden / varyantından bahseder. Bu metnin, eski vatanı olan Kudüs’te, Colonia Aelia Capitolina kentindeki arşivlerde ve ayrıca Karia’daki Nysa’da ve 13. kitaba kadar olan kısmının ise Roma’daki Pantheon’un içindeki güzel kütüphanede bulunduğunu belirtmiştir.”
Ancak Prof. Öztaner, bu süreçte Türkiye’de Nysa Tiyatrosu üzerinde girişilmiş, 1990’lı yılların soygun vakalarını dahi bize ibretle hatırlatıyor. Bu da, ilgili tiyatro cephe işlemeleri (frizlerin) ve daha birçok buluntunun, günümüzde niçin müzelerde korunması gerektiğine dair önemli bir gerekçe olarak kayıtlara geçiyor. Öyle ki, yine Öztaner Hoca’nın (geç 19. yy Anadolu kazı alanı soygunlarından bugüne) anlattığı bu kayıtlar bize, özgün tiyatro podyum frizlerinde, kazı alanında 2005’te dahi tahribat yaşandığını, üzülerek gösteriyor.
Kazı Başkanı, diğer taraftan kente ismini veren ve tiyatro frizlerine de ‘Bebek Dionysos’un Nysa’lı Nymphelerce Yıkanma Sahnesi ve Şenlikler’ ile nakşettikleri (perili kent) Nysa’nın mitolojideki yerini bize şöyle aktarıyor: “Mitolojide Hermes, çocuk Dionysos’u büyütmesi için Nysa Dağı’nın perilerine emanet etmiştir. Nysalılar inşa ettikleri tiyatronun sahne binasının podyum frizlerinde, Nysa tanrısı Dionysos’un yaşamından kesitlere yer vermişler.”
Bu arada görkemli mozaik yapı zeminleri nadir toplu defin alanları ile ayağa kaldırılan Nysa’nın izleyiciler için ‘ayak uzatma sınırı’ medeni kuralını ta o zamanlardan tayin eden antik tiyatrosu İş Sanat Tiyatro etkinliklerine de ev sahipliği yapıyor. Bu kapsamda Ayça Bingöl başrolündeki, Güngör Dilmen’in yazdığı, Görkem Yeltan’ın yönettiği “Ben Anadolu” isimli çalışmasıyla 8 Temmuz 2023 akşamında, Antik Anadolu’nun yanık sesini Aydın ovasına bin yıllar sonra yine dökmeyi başarmış.
Prof. Dr. Öztaner turumuzda antik tiyatronun izleyici basamaklarındaki 'ayak sınırlarına' dikkat çekiyor.
Nysa Antik Kenti, Temmuz 2023'teki "Ben Anadolu" eseri İş Sanat özel gösterimi.
Bu da arkeolojinin usanmaksızın sorduğu o yakıcı tercih sorusunu bizlere adeta yeniden düşündürüyor: “Yoksa zaman ve mekânın o kadim mirası mıdır hep, aynı insanda hem artan, ama hep bir çırpıda, yok olan?”
Bilgi: http://klasikarkeoloji.humanity.ankara.edu.tr/nysa/