Amsterdam’a taşınan Truva
Amsterdam'ın Allard Pierson Müzesi'nde açılan "Troy - City, Homer, Turkey" (Truva - Şehir, Homeros, Türkiye) isimli sergi, arkeolojik, mitolojik ve kültür tarihine ait öğeleri bir araya getiriyor
YASEMİN BAY - AMSTERDAM
Truva, namı-ı diğer Troya, keşfedilişi, konumu, ilham verdiği kişiler, Osmanlı için önemi, modern Türkiye’deki algısı, kısacası her yönüyle Amsterdam’a taşındı. TC Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın himayesinde, Sezer Tansuğ Sanat Vakfı ve Amsterdam Üniversitesi işbirliğiyle, Allard Pierson Müzesi’nde açılan "Troy - City, Homer, Turkey" başlıklı sergi sayesinde... Serginin arkasında Amsterdam Üniversitesi’nin Avrupa Kültür Tarihi Bölümü öğretim üyelerinden Günay Uslu’nun doktora tezi yatıyor. Avrupa kültür tarihinin Atina’da bittiğini ve bu durumun yanlışlığını dile getirmeyi hedeflediğini söyleyen Uslu “Truva Avrupa kültür kimliğinin temel taşlarından biri. Fakat buradaki öğrencilerimin çoğu Truva’nın Yunanistan’da olduğunu sanıyor. Batı’daki görüş Türkiye’nin kültürel mirası çok önemsemediği yönünde. Avrupa Truva’yı Avrupa kültürüne mal etmeye çalışıyor. Dolayısıyla ben Türkiye Truva ve Homeros ilişkisini irdelemek istedim doktora tezimde.”
Truva, Homeros ve Türkiye ilişkisini araştırarak Türkiye’yi Avrupa kültür tarihine dahil etmeye çalışan Uslu, tezini bitirdikten sonra bunu bir sergi olarak da sunmak istemiş. Ve böylelikle ortaya “Troy - City, Homer, Turkey” çıkmış.
Uslu, serginin Truva’nın asırlardır kimler tarafından ve nasıl sahiplenildiğini gösterdiğini ve Türkiye’de Truva’nın ne kadar önemli olduğunun altını çizdiğini söylüyor. Sergiye baktığımızda da Roma İmparatoru Augustus’un kökenlerini Truva’ya dayandırdığını da görüyoruz; Fatih Sultan Mehmet’in 1462’de Truva’yı gezdiğini de. Tarihçi Kritoboulos’un kitabından Fatih’in Truva ziyaretinde “Biz İstanbul’u fethederek Troya’nın öcünü aldık” dediğini de öğreniyoruz sergide. Dünyada en iyi korunan “İlyada”lardan biri olan Fatih’in Yunanca “İlyada”sının replikası da yer alıyor burada. Orijinali ise Topkapı Sarayı Müzesi’nde.
Yaklaşık 300 parçanın yer aldığı serginin büyük bölümü Türkiye’den gelmiş; İstanbul Arkeoloji Müzesi. Çorum ve Çanakkale müzeleri… Brüksel, Hollanda ve Moskova’dan da gelen eserler yer alıyor. Günay, Osmanlı döneminde Truva kazılarını yapan Schliemann’ın eserleri yurtdışına kaçırışının ardından davalar açıldığını belirtiyor: “Osmanlı davadan vazgeçmek zorunda kalıyor. Çünkü iflas ediyor ve davaları daha fazla sürdürecek parası yok. Oysa önemsemediği için bıraktığı sanılıyor eserlerin takibini. Bunlar bilinmiyor Batı’da. Beş yıldır üzerinde çalıştığım tezimle işte bunları ortaya koymayı amaçlıyorum.”
Uslu, serginin en önemli parçalarından birinin Schliemann’a verilen kazı iznini gösteren metin olduğunu dile getiriyor: “Schliemann 1870’te gizli kazılar yapıyor ve Osmanlı bunu duyunca kazı yaptığı alanı mal sahibi olan iki Türk çiftçiden gizlice satın alıyor. Resmi kazılar için izin istediğinde de sadrazam izin verilmesi gerektiğini çünkü bilim adına bunun çok önemli olduğunu, zaten toprakların sahibinin Osmanlı olduğu için eserlerin yurtdışına kaçıralamayacağını yazıyor padişaha.” Sergide Schliemann’ın yurtdışına kaçırdığı Truva hazinelerinden eşine giydirip fotoğrafını çektirdiği ünlü altın başlığın ve takıların replikası görülebiliyor. Bu eserin orijinali bugün Puşkin Müzesi’nin koleksiyonunda bulunuyor.
Hem arkeoloji hem mitoloji hem de kültür tarihi objelerini bir araya getiren sergide ayrıca Atatürk’ün Truva için verdiği kazı izinleri ve modern Türkiye’de Truva’nın ne kadar önemli olduğunu gösteren belgeler, metinler de yer alıyor.
Truva’nın Anadolu’ya ait olduğunu ve bu topraklar tarafından da sahiplenildiğini gözler önüne seren sergi 5 Mayıs 2013’e kadar izlenebilecek.
Schliemann’ın cevabı
Serginin en ilginç eserlerinden biri de 1874 tarihli Hayal dergisinde yer alan, Truva kazılarını yapan Schliemann ve karısını gösteren bir karikatür. Karikatürde eşi Schliemann’a “Şunu Devlet-i Aliyeye, bunu Yunan’a, onu Amerikan büyükelçisine vaad ettin bize ne kaldı?” diyor. Schliemann’ın cevabı ise “Hepsi” oluyor. Aslında Truva’nın gerçeğini ortaya koyan bir cevap!
Troya Müzesi’ne 2013’te başlanıyor
Serginin açılışı için Amsterdam’da olan Truva kazıları eş başkanı Rüstem Aslan'la da konuştuk. Aslan bu sergi ile ilk defa yurt dışında, buluntu açısından en zengin Truva sergisine imza atıldığını belirtti: "Osmanlı belgeleri yer alıyor mesela sergide. Atatürk’ün Troya seyahati ile ilgili belgeler… Mesela Atatürk’ün Çanakkale Savaşı öncesinde Troya’yı ziyaret ettiğini bilmiyorduk daha önce.” Aslan ayrıca Troya ören yerinin yakınında kurulacak olan Troya Müzesi ile ilgili çalışmalar hakkında da şunları söyledi: “Müzenin yapımına 2013 yılında başlanacak. 2015’ten önce bitirilmesi planlanıyor. Dünyanın 44 farklı müze ve koleksiyonlarına Troya eserleri dağılmış durumda. Biz eserlerin çıkarıldğıı yerde sergilenmesi ilkesini doğru buluyoruz. Bu müzede de Türkiye’nin farklı müzelerindeki Troya eserlerini bir araya getireceğimiz gibi yurtdışına dağılmış olan parçaları da almak istiyoruz. Müze 10 bin metrekare kapalı sergi alanına sahip olacak, ayrıca etrafında arkeo park alanı da bulunacak.”
YASEMİN BAY - AMSTERDAM
Truva, namı-ı diğer Troya, keşfedilişi, konumu, ilham verdiği kişiler, Osmanlı için önemi, modern Türkiye’deki algısı, kısacası her yönüyle Amsterdam’a taşındı. TC Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın himayesinde, Sezer Tansuğ Sanat Vakfı ve Amsterdam Üniversitesi işbirliğiyle, Allard Pierson Müzesi’nde açılan "Troy - City, Homer, Turkey" başlıklı sergi sayesinde... Serginin arkasında Amsterdam Üniversitesi’nin Avrupa Kültür Tarihi Bölümü öğretim üyelerinden Günay Uslu’nun doktora tezi yatıyor. Avrupa kültür tarihinin Atina’da bittiğini ve bu durumun yanlışlığını dile getirmeyi hedeflediğini söyleyen Uslu “Truva Avrupa kültür kimliğinin temel taşlarından biri. Fakat buradaki öğrencilerimin çoğu Truva’nın Yunanistan’da olduğunu sanıyor. Batı’daki görüş Türkiye’nin kültürel mirası çok önemsemediği yönünde. Avrupa Truva’yı Avrupa kültürüne mal etmeye çalışıyor. Dolayısıyla ben Türkiye Truva ve Homeros ilişkisini irdelemek istedim doktora tezimde.”
Truva, Homeros ve Türkiye ilişkisini araştırarak Türkiye’yi Avrupa kültür tarihine dahil etmeye çalışan Uslu, tezini bitirdikten sonra bunu bir sergi olarak da sunmak istemiş. Ve böylelikle ortaya “Troy - City, Homer, Turkey” çıkmış.
Uslu, serginin Truva’nın asırlardır kimler tarafından ve nasıl sahiplenildiğini gösterdiğini ve Türkiye’de Truva’nın ne kadar önemli olduğunun altını çizdiğini söylüyor. Sergiye baktığımızda da Roma İmparatoru Augustus’un kökenlerini Truva’ya dayandırdığını da görüyoruz; Fatih Sultan Mehmet’in 1462’de Truva’yı gezdiğini de. Tarihçi Kritoboulos’un kitabından Fatih’in Truva ziyaretinde “Biz İstanbul’u fethederek Troya’nın öcünü aldık” dediğini de öğreniyoruz sergide. Dünyada en iyi korunan “İlyada”lardan biri olan Fatih’in Yunanca “İlyada”sının replikası da yer alıyor burada. Orijinali ise Topkapı Sarayı Müzesi’nde.
Yaklaşık 300 parçanın yer aldığı serginin büyük bölümü Türkiye’den gelmiş; İstanbul Arkeoloji Müzesi. Çorum ve Çanakkale müzeleri… Brüksel, Hollanda ve Moskova’dan da gelen eserler yer alıyor. Günay, Osmanlı döneminde Truva kazılarını yapan Schliemann’ın eserleri yurtdışına kaçırışının ardından davalar açıldığını belirtiyor: “Osmanlı davadan vazgeçmek zorunda kalıyor. Çünkü iflas ediyor ve davaları daha fazla sürdürecek parası yok. Oysa önemsemediği için bıraktığı sanılıyor eserlerin takibini. Bunlar bilinmiyor Batı’da. Beş yıldır üzerinde çalıştığım tezimle işte bunları ortaya koymayı amaçlıyorum.”
Uslu, serginin en önemli parçalarından birinin Schliemann’a verilen kazı iznini gösteren metin olduğunu dile getiriyor: “Schliemann 1870’te gizli kazılar yapıyor ve Osmanlı bunu duyunca kazı yaptığı alanı mal sahibi olan iki Türk çiftçiden gizlice satın alıyor. Resmi kazılar için izin istediğinde de sadrazam izin verilmesi gerektiğini çünkü bilim adına bunun çok önemli olduğunu, zaten toprakların sahibinin Osmanlı olduğu için eserlerin yurtdışına kaçıralamayacağını yazıyor padişaha.” Sergide Schliemann’ın yurtdışına kaçırdığı Truva hazinelerinden eşine giydirip fotoğrafını çektirdiği ünlü altın başlığın ve takıların replikası görülebiliyor. Bu eserin orijinali bugün Puşkin Müzesi’nin koleksiyonunda bulunuyor.
Hem arkeoloji hem mitoloji hem de kültür tarihi objelerini bir araya getiren sergide ayrıca Atatürk’ün Truva için verdiği kazı izinleri ve modern Türkiye’de Truva’nın ne kadar önemli olduğunu gösteren belgeler, metinler de yer alıyor.
Truva’nın Anadolu’ya ait olduğunu ve bu topraklar tarafından da sahiplenildiğini gözler önüne seren sergi 5 Mayıs 2013’e kadar izlenebilecek.
Schliemann’ın cevabı
Serginin en ilginç eserlerinden biri de 1874 tarihli Hayal dergisinde yer alan, Truva kazılarını yapan Schliemann ve karısını gösteren bir karikatür. Karikatürde eşi Schliemann’a “Şunu Devlet-i Aliyeye, bunu Yunan’a, onu Amerikan büyükelçisine vaad ettin bize ne kaldı?” diyor. Schliemann’ın cevabı ise “Hepsi” oluyor. Aslında Truva’nın gerçeğini ortaya koyan bir cevap!
Troya Müzesi’ne 2013’te başlanıyor
Serginin açılışı için Amsterdam’da olan Truva kazıları eş başkanı Rüstem Aslan'la da konuştuk. Aslan bu sergi ile ilk defa yurt dışında, buluntu açısından en zengin Truva sergisine imza atıldığını belirtti: "Osmanlı belgeleri yer alıyor mesela sergide. Atatürk’ün Troya seyahati ile ilgili belgeler… Mesela Atatürk’ün Çanakkale Savaşı öncesinde Troya’yı ziyaret ettiğini bilmiyorduk daha önce.” Aslan ayrıca Troya ören yerinin yakınında kurulacak olan Troya Müzesi ile ilgili çalışmalar hakkında da şunları söyledi: “Müzenin yapımına 2013 yılında başlanacak. 2015’ten önce bitirilmesi planlanıyor. Dünyanın 44 farklı müze ve koleksiyonlarına Troya eserleri dağılmış durumda. Biz eserlerin çıkarıldğıı yerde sergilenmesi ilkesini doğru buluyoruz. Bu müzede de Türkiye’nin farklı müzelerindeki Troya eserlerini bir araya getireceğimiz gibi yurtdışına dağılmış olan parçaları da almak istiyoruz. Müze 10 bin metrekare kapalı sergi alanına sahip olacak, ayrıca etrafında arkeo park alanı da bulunacak.”
Etiketler: Allard Pierson Amsterdam arkeoloji Günay Uslu Homeros Kent müze Schliemann Truva Türkiye Yasemin Bay
