Yeni ve En Yeni müzik Festivali’nin dördüncü edisyonuyla iki yıl aranın ardından yeniden İstanbul’dasınız. Festival son iki yıldır çevrimiçi ortamda gerçekleşti. Arter’in performans salonlarında yeniden sanatseverlerle buluşuyor olmak nasıl bir duygu?

Şubat 2020’nin sonunda, toplumsal ve kültürel “canlı” hayatın küresel COVID salgını nedeniyle tamamen duraklamasından sadece birkaç gün önce, o zamanlar yepyeni olan Arter’de Yeni ve En Yeni Müzik Festivali’nin ilk edisyonunu gerçekleştirebilecek kadar şanslıydık. İki dijital edisyonun ardından festivalin şimdi “canlı” bir etkinlik olarak yeniden hayata geçirilecek olmasından büyük mutluluk duyuyorum. Müzik, canlı performansın varlığına ihtiyaç duyar. Performans anında izleyiciyle kurulan ortaklık müziğin özüdür.

Sanat yönetmenliğini üstlendiğiniz bu festivali nasıl tanımlıyorsunuz?

Arter’in temel düşüncesi ve felsefesi, güzel sanatların yanı sıra diğer sanat türlerinin sunumunu ve desteklenmesini de içeriyor. Özellikle çağdaş müzik ve ses sanatına ayrı bir önem veriliyor. Bu misyonu memnuniyetle karşılıyorum çünkü benim görüşüme göre sanatlar birbirine aittir ve birbirinden ayrıştırılmamalı. Bu, diyalog ve sanat biçimlerinin birbirine karşılıklı olarak nüfuz etmesiyle ilgili. Sanatların birliği düşüncesinin aslında çok eski olmasına rağmen, sanatların dijital teknolojilerin potansiyeliyle de desteklenen yakınsaması, özellikle son zamanlarda, en çok da müzik ve ses konusunda güçlü bir şekilde gelişti. Pek çok görsel sanatçı gittikçe artan bir şekilde ses ve müzik unsurlarıyla çalışıyor, bazıları bizzat besteci olarak hareket ediyor ya da müzisyen olarak sahne alıyor. Eğitim almış besteciler ve icracı müzisyenler ise görsel unsurlar ve dijital medya kullanımına yöneliyor. Başlıca müzeler, sergiler, bienaller ve festivaller bu eğilimleri belgeliyor.

Arter’deki Yeni ve En Yeni Müzik Festivali, deneysel müzik, müzik performans sanatı, besteci performansı, medyalar arası müzik, elektronik müzik ve ses sanatı alanlarında örnek pozisyonlar sunarak bu canlı söylemde yer alıyor. Doğaçlama müziğin de bir yeri var. Benim için uluslararası ve kültürlerarası projeleri, Türkiye kökenli sanatçıların eserleriyle gelişmelerin ön saflarında diyaloğa sokmak ve bunları olabildiğince geniş ve çeşitli bir izleyici kitlesine sunmak çok önemli.

Arter ile bir araya gelme hikayenizden bahseder misiniz?

Arter’in İstiklal Caddesi’ndeki şimdiki adı Meşher olan eski sergi mekânını birkaç yıl önce İstanbul Bienali vesilesiyle ziyaret etmiştim. Orada harika sergiler vardı. Daha sonra Berlin’de Arter’in Kurucu Direktörü Melih Fereli ile tanışma şerefine eriştim. Bu cesaret verici, harika bir karşılaşmaydı. Melih Fereli uluslararası bir müzik küratörü olarak çalışmalarıma büyük ilgi duyduğunu ifade etti. Bana Dolapdere’deki yeni Arter binasını henüz inşaat halindeyken gösterdi ve beni yeni ve deneysel bir müzik ve ses sanatı festivali tasarlamaya ve yönetmeye davet etti.

Yeni ve En Yeni Müzik Festivali’nin programından bahseder misiniz? Festival programını oluştururken nelere dikkat ettiniz?

Karizmatik Türk-Kazak şarkıcı Saadet Türköz, anavatanının eski vokal geleneklerini davulcu Peter Zumthor’un perküsyon enerjisiyle serbest doğaçlamada birleştiriyor. Açılış gününde ise Berlin’de yaşayan İstanbullu elektronik müzikçi Korhan Erel’in gece geç saatlerde vereceği bir konser var. Erel’in müziği fantezi, mizah, ironi ve gerçeküstü düşler açısından zengin. Festival 13 Mayıs Cumartesi günü Zürihli Hardcore New Music Impro Rock grubu Steamboat Switzerland’ın çılgın ve zorlu performansıyla sona erecek.

Festival, birçok sanatçının beste ve performanslarının prömiyerlerine ev sahipliği yapacak. Festival takipçilerini geçen yıllara kıyasla başka ne gibi sürprizler bekliyor?

Festivaldeki tüm etkinliklerin dinlemenin yanı sıra, duyma, görme ve hissetme maceraları sunacağını umuyoruz. Gordon Monahan’ın üç sportif sanatçının hoparlörleri havada çevirdiği “Speaker Swinging”i ve Michael Gordon’un altı perküsyoncunun basit ahşap keresteleri mucizevi bir şekilde icra ettiği “Timber”ı alışılmadık ses üreten enstrümanlarla muhteşem deneyimler yaşatırken, Steamboat Switzerland’ın virtüöz yeni punk müziği kulaklarımızı ve hislerimizi zorlayabilir.

Son olarak festival takipçilerine neler söylemek isterseniz, bir mesajınız var mı?

Sadece gelin ve kulaklarınızı, gözlerinizi ve duyularınızı açık tutarak yenilikçi, hakiki ve şaşırtıcı müziğin tadını çıkarın!

YENİ VE EN YENİ MÜZİK FESTİVALİ PROGRAMI

12 MAYIS 2023 CUMA

19:00 Ertuğrul Oğuz Fırat 100 – Evrensel Bir Sanatçının Portresi

Panel ve Konser, sunucu: Ali Pınar

Hezarfen Ensemble ve Mehmet Okonşar (piyano)

Quarter Yaylı Dörtlüsü

Çağatayhan Daniş (klarnet) ve Çağdaş Özkan (piyano)

22:00 Journey of Dreaming Songs [Düş Tınılarına Gezinti]

Saadet Türköz (vokal) Peter Conradin Zumthor (perküsyon)

13 MAYIS 2023 CUMARTESİ

21:30 Steamboat Switzerland

Dominik Blum (Hammond org)

Marino Pliakas (bas gitar)

Lucas Niggli (davul)