Milliyet Sanat
Milliyet Sanat »Yazarlar » Zeynep Miraç | Kelin merhemi olsa
06 Ocak 2013 - 07:01
Düşün! Affedebilir misin?
"Düşün" diyor, "Kimsin? Adın ne? Nereden geldin?"
Gözlerinin mavisi siyah beyaz kareye rağmen gözlerimi delen adam öylece bakıyor. Aklından bütün geçmişini geçiriyor sanki. Yüzlerce yıllık hikayesini...
Sonra yeniden "Düşün" diyor; "Diğer taraf sana ne yaptı?"...
Adam yine bakıyor.
Ama bu kez sanki bana değil, kendi içine bakıyor. Gözleri gözlerimde ama o çok daha derinlerde...
Ve bir kez daha "Düşün" sözü geliyor. "Bunu affedebilir misin?"



İlk kez sorulmuş bir sorunun karşısında, önce zaman kazanmak için gülümseyecek gibi oluyor, sonra o kıvrımlar dudaklarının kenarında donuveriyor.
Belli belirsiz sallıyor başını.
Sanki yüksek sesle "Hayır" diyecek olsa, her şey tersine dönecek, olan biteni affetmiş gibi görünecek.
Yıllardır etrafını sarıp sarmalayan zulüm, bir anda kollarını açıp onu boşluğa bırakacak.
Bilmediği, tanımadığı bir affetme köyünün içinde bir başına hayata devam etmek zorunda kalacak.

Ben o mavi gözlü adamı Berlin'de gördüm.
Eski tren istasyonundan devşirilen Hamburger Bahnhof sanat merkezinde, Ingeborg Lüscher'in "Die Andere Seite" (Diğer Taraf) videosunda...
Lüscher şehirlere, köylere, göçmen kamplarına gidip 15 Filistinli ve 14 İsrailli ile görüşmüş. Onlara yukarıdaki soruları sormuş ve onlar içlerinden cevapları geçirirken videoya çekmiş.
Ingeborg Lüscher 1936 Freiberg doğumlu. 1967'den beri ise İsviçre Tessin'de yaşıyor. Lüscher oyunculuk okumuş, hem sinema da hem de tiyatroda çalışmış. 1959'da psikolog Max Lüscher'le evlendikten sonra Berlin Hür Üniversitesi'nde psikoloji okumaya başlamış. 1967'de boşanmış ve kendini sanata adamış. Fotoğraflar, videolar ve çeşitli objelerle çalışmış. İşleri ilk kez Documenta'da yer aldığında yıl 1972'ymiş.
Dünyanın pek çok yerinden sergileri açılan sanatçının "Diğer Taraf" işi, Haziran'dan bu yana Hamburger Bahnhof'ta sergileniyor.

"Diğer Taraf", üç kanallı bir video.
Önce ilk soruyla başlıyoruz.
O ekran kapanıyor, ortada ikinci sorunun ekranı yanıyor. Ve nihayet son ekran beliriyor.
En zor sorunun en ağır cevabı bu son ekranda:
"Affedebilir misin?"
Senden en sevdiğin alanı, hayatını cehenneme çevireni ve bunu yaparken hep haklı olduğunu iddia edeni... Affedebilir misin?
Affetmenin ilk şartı sevmekse eğer, cevap o mavi gözlü adamın bakışlarında saklı...
Soruyu duyar duymaz donuklaşan, içinden öfkenin bir kıvılcım gibi geçip gittiği, sonra yeniden donan bakışlarında...