Milliyet Sanat »Yazarlar » Sevin Okyay | Pinochet’ye Hayır!
Pinochet’ye Hayır!
24 Ocak 2013 - 01:01Yönetmen Pablo Larraín’in filmi, masal anlatmadığı gibi, despot bir rejimle mücadele üzerine kuru bir “Nasıl Yapmalı?” kılavuzundan da ibaret değil aslında
"Yabancı Dilde En İyi Film" dalında Oscar adaylarından “No”, tam adaylar belli olduğunda gösterime girdi. Umarız faydasını görür. Gael Garcia Bernal’in genç bir reklamcıyı oynadığı filmin despot bir rejimle mücadele etme kılavuzundan farkı yok. Hem de, tam her şey kaybedilmiş gibi görünürken.
Yönetmen Pablo Larraín’in filmi, masal anlatmadığı gibi, kuru bir “Nasıl Yapmalı?” kılavuzundan da ibaret değil aslında. Yapılmış bir şeyi anlatıyor: Şili halkının gelmiş geçmiş en zalim rejimlerden biriyle siyasi eylemle ve silahla değil, reklamla mücadele ederek başarıya ulaşmasını. 1988’deki ulusal referandumda, hiç beklenmediği halde Pinochet aleyhtarı “Hayır”lar yüzde 55’i bulmuştu. “Evet”ler çoğunlukta olsa, Pinochet sekiz yıl daha iktidarda kalacaktı.
Pablo Larraín’i, daha önce İstanbul Film Festivali’nde gösterilen ve çok ilgi çeken iki filminden hatırlıyoruz: “Tony Manero” ile “Post-Mortem”. Dolayısıyla bir anlamda sinemacı olarak gelişmesine de tanık olduk sayılır. İlk iki film, Pinochet döneminde geçiyordu. Onlar gibi, festival çevriminde ilgiyle karşılanan ”No” ise, diktatörü gitmek zorunda bırakan olayı anlatıyor. Larraín Pinochet iktidarının ilk yıllarında doğmuştu. Ailesi diktatörlük dönemini hayli rahat geçirse bile, bu tanıklık ona paylaşılmış deneyimlerden yararlanma şansı verdi. Doğrusu, filminin ders kitabı özelliği taşıdığı da inkâr edilemez.
"Yabancı Dilde En İyi Film" dalında Oscar adaylarından “No”, tam adaylar belli olduğunda gösterime girdi. Umarız faydasını görür. Gael Garcia Bernal’in genç bir reklamcıyı oynadığı filmin despot bir rejimle mücadele etme kılavuzundan farkı yok. Hem de, tam her şey kaybedilmiş gibi görünürken.
Yönetmen Pablo Larraín’in filmi, masal anlatmadığı gibi, kuru bir “Nasıl Yapmalı?” kılavuzundan da ibaret değil aslında. Yapılmış bir şeyi anlatıyor: Şili halkının gelmiş geçmiş en zalim rejimlerden biriyle siyasi eylemle ve silahla değil, reklamla mücadele ederek başarıya ulaşmasını. 1988’deki ulusal referandumda, hiç beklenmediği halde Pinochet aleyhtarı “Hayır”lar yüzde 55’i bulmuştu. “Evet”ler çoğunlukta olsa, Pinochet sekiz yıl daha iktidarda kalacaktı.
Şili'de askeri diktanın
devrilmesinde önemli yere
sahip "No" kampanyasından
bir fotoğraf.
Cannes Film Festivali’nde Yönetmenlerin On Beş Günü ödülünü alan “No”, Şili’de, Auguste Pinochet’nin son demlerinde geçiyor. Hiç de umutlu olmayan muhalefet, referandum öncesi siyasetle ilgilenmeyen genç ve başarılı reklamcı Rene Saavedra’ya bir kampanya ısmarlar. Nasıl bir şey istediklerini de söylerler ama Saavedra, onların siyasi kampanyalarının tersine, rengarenk, sokakta gülerek dans eden insanları, gökkuşaklarını gösteren bir kampanya hazırlar. Amacı, daha önce nasıl alkolsüz içecekleri satmayı başardıysa, umut sunarak “Hayır”ı da satmaktır. Ulusal televizyonda günde on beş dakikalık reklam haklarını, özenilen bir hayat sunarak umut yaratmakla değerlendirir. devrilmesinde önemli yere
sahip "No" kampanyasından
bir fotoğraf.
Pablo Larraín’i, daha önce İstanbul Film Festivali’nde gösterilen ve çok ilgi çeken iki filminden hatırlıyoruz: “Tony Manero” ile “Post-Mortem”. Dolayısıyla bir anlamda sinemacı olarak gelişmesine de tanık olduk sayılır. İlk iki film, Pinochet döneminde geçiyordu. Onlar gibi, festival çevriminde ilgiyle karşılanan ”No” ise, diktatörü gitmek zorunda bırakan olayı anlatıyor. Larraín Pinochet iktidarının ilk yıllarında doğmuştu. Ailesi diktatörlük dönemini hayli rahat geçirse bile, bu tanıklık ona paylaşılmış deneyimlerden yararlanma şansı verdi. Doğrusu, filminin ders kitabı özelliği taşıdığı da inkâr edilemez.
Etiketler: askeri dikta Augusto Pinochet darbe Diktatör Gael Garcia Bernal karşı darbe muhalefet mücadele no Pablo Larrain Rene Saavedra Sevin okyay Şili