Milliyet Sanat »Yazarlar » Sevin Okyay | Lucas, Mads ve Lars
Lucas, Mads ve Lars
21 Ekim 2013 - 11:10 | Mads Mikkelsen, geçtiğimiz cuma gösterime giren "Onur Savaşı"nın ve CNBCe dizisi "Hannibal"ın başrolünde.Yeni Bond serisinin ilk filmi "Casino Royale"deki kötü adam Le Chiffre, Mads Mikkelsen'a iyi geldi, adı hatırlanmayan iyi aktör olmaktan kurtulduThomas Vinterberg’in çarpıcı filmi "The Hunt / Jagten", “Onur Savaşı” adıyla nihayet gösterime girdi. Film Cannes’da başrol oyuncusu Mads Mikkelsen’e En iyi Erkek Oyuncu rolü getirmişti. Belki o sayede hemen gösterime girer diyordum. “Hannibal” dizisini beklememiz gerekiyormuş meğer.
Mikkelsen’in karakteri Lucas, karısından boşanmış, okul kapandığı için geçici olarak bir anaokulunda çalışan, iyi arkadaşlara sahip, yıllık geyik avı dahil bütün yerel geleneklere katılan bir öğretmen. Ancak bir çocuğun ona yönelik suçlaması her şeyi değiştiriyor, bunun sonucunda karşılaştığı grup isterisi de Lucas’ın durumunu içinden çıkılmaz hale getiriyor. “Onur Savaşı”, Mikkelsen’ın merkezindeki varlığı sayesinde daha bir yoğunluk ve gerilim kazanmış.
Aktör Lars Mikkelsen’in (The Killing, Bergen) aktör kardeşi Mads (Hannibal), ülkesi dışında ilk kez “Casino Royal” ile tanınmıştı. Önemli bir roldü, James Bond’u da daha çekim başlamadan eleştirileri göğüslemiş Daniel Craig oynuyordu. Mikkelsen, onun baskıyla başa çıkışına hayran kalmış. Le Chiffre rolü, “King Arthur”daki unutulmaz Tristan performansı ile aktörün kucağına düşmüştü. “Sayı” diye de anılan bu karakter, serinin en dehşet verici kötülerinden biridir: biraz bakara ve bolca işkence seven bir karaborsa bankeri. Aslında ona iyi geldi, adı hatırlanmayan iyi aktör olmaktan kurtuldu.
Ülkesinde, ikinci derecede karakter Tonny’yi oynadığı “Pusher” (1996) ile tanınmıştı. Yönetmen Nicolas Winding Refn’in de, onun da ilk filmleriydi. Refn, “Onur Savaşı”ndan bir yıl önce, Cannes’da “Drive” ile benzer bir sürpriz yapmıştı. Ama Mikkelsen’in Danimarka’da tanınıp sevilmesini sağlayan rolü, Emmy ödüllü “Rejseholdet / Unit One” TV dizisindeki polis Allan Fischer rolüdür.
1965 yılında, Akrep ile Yay burçlarının sınır çizgisinde doğan Mads Dittman Mikkelsen’in ağabeyi Lars da aktör. Bir söyleşide, Mads’i “Casino Royale”de görmekle Donald Ördek’i görmek arasında fark olmadığını söylemiş. “Sahi mi?” diyor kardeşi. “Böyle mi demiş? Ben ‘The Killing’in tek bir bölümünü gördüm ama onu öyle beğendim ki, hiçbir şeye benzetemem.”
Mikkelsen’in karakteri Lucas, karısından boşanmış, okul kapandığı için geçici olarak bir anaokulunda çalışan, iyi arkadaşlara sahip, yıllık geyik avı dahil bütün yerel geleneklere katılan bir öğretmen. Ancak bir çocuğun ona yönelik suçlaması her şeyi değiştiriyor, bunun sonucunda karşılaştığı grup isterisi de Lucas’ın durumunu içinden çıkılmaz hale getiriyor. “Onur Savaşı”, Mikkelsen’ın merkezindeki varlığı sayesinde daha bir yoğunluk ve gerilim kazanmış.
Aktör Lars Mikkelsen’in (The Killing, Bergen) aktör kardeşi Mads (Hannibal), ülkesi dışında ilk kez “Casino Royal” ile tanınmıştı. Önemli bir roldü, James Bond’u da daha çekim başlamadan eleştirileri göğüslemiş Daniel Craig oynuyordu. Mikkelsen, onun baskıyla başa çıkışına hayran kalmış. Le Chiffre rolü, “King Arthur”daki unutulmaz Tristan performansı ile aktörün kucağına düşmüştü. “Sayı” diye de anılan bu karakter, serinin en dehşet verici kötülerinden biridir: biraz bakara ve bolca işkence seven bir karaborsa bankeri. Aslında ona iyi geldi, adı hatırlanmayan iyi aktör olmaktan kurtuldu.
Ülkesinde, ikinci derecede karakter Tonny’yi oynadığı “Pusher” (1996) ile tanınmıştı. Yönetmen Nicolas Winding Refn’in de, onun da ilk filmleriydi. Refn, “Onur Savaşı”ndan bir yıl önce, Cannes’da “Drive” ile benzer bir sürpriz yapmıştı. Ama Mikkelsen’in Danimarka’da tanınıp sevilmesini sağlayan rolü, Emmy ödüllü “Rejseholdet / Unit One” TV dizisindeki polis Allan Fischer rolüdür.
1965 yılında, Akrep ile Yay burçlarının sınır çizgisinde doğan Mads Dittman Mikkelsen’in ağabeyi Lars da aktör. Bir söyleşide, Mads’i “Casino Royale”de görmekle Donald Ördek’i görmek arasında fark olmadığını söylemiş. “Sahi mi?” diyor kardeşi. “Böyle mi demiş? Ben ‘The Killing’in tek bir bölümünü gördüm ama onu öyle beğendim ki, hiçbir şeye benzetemem.”
Etiketler: Casino Royale Forbrydelsen Hannibal Jagten Lars Mikkelsen Le Chiffre Mads Dittman Mikkelsen Mads Mikkelsen Nicolas Winding Refn Onur Savaşı Pusher Sevin okyay The Killing Thomas Vinterberg