Milliyet Sanat »Yazarlar » Sevin Okyay | Gerçek mucizedir
Gerçek mucizedir
16 Mart 2013 - 12:03 | Nathalia Acevedo ve Adolfo Jiménez Castro, Carlos Reygadas'ın 2012 tarihli filmi "Post Tenebras Lux / Karanlıktan Aydınlığa"da.32. İstanbul Film Festivali'nin herkes mutlu edecek zenginlikte programının belki de en heyecan verici noktası, Meksikalı yönetmen Carlos Reygadas'ın tüm filmografisine ayırılan "Gerçek Mucizedir" bölümü
32. İstanbul Film Festivali, eteğindekileri ortaya döktü. Ne kadar da dolu bir etekmiş! Bu yıl, !f İstanbul her zamankinden yoğun bir program sunmuştu. İstanbul Film Festivali’nin programı da, parlak bir eski-yeni karışımıyla son derece etkileyici. Ticari gösterim açısından bakınca bunca kurak görünen bir alandan böyle verimli hasat alınması, ciddi bir madencilik faaliyetine işaret ediyor. Üstelik, bu festivalde de çok ilgi çekici bağımsız filmler var. Ne mutlu bize!
Ama en kalp çarptırıcı şey, Carlos Reygadas’ın varlığı. Meksika sinemasının ‘enfant terrible’i sayılan yönetmen (bu sıfat, başta Almodovar, hayli yönetmene destek olmuştur), ilk filmi “Japón/Japonya”dan başlayarak, iki kısa, dört uzun metrajlı filmiyle Festivalin ‘Gerçek Mucizedir’ bölümünde: “Post Tenebras Lux/Karanlıktan Aydınlığa”, “Stellet Licht/Sessiz Işık” ve “Batalla en el Cielo/Cennette Savaş”. Kısa filmlerinden “Max”, “Japonya”dan; “Prisonieros/Tutsaklar” ise “Cennette Savaş”tan önce gösterilecek. Doğrusu, şansımıza inanamıyoruz, Azize Tan ve festival ekibine nasıl teşekkür edeceğimizi bilemiyoruz. Reygadas’ı, “Anlatım tarzı, mesafeli duruşu ve kendine özgü görsel yaklaşımıyla alışıldık kalıpları kıran” bir yönetmen olarak tanımlamışlar.
Ne kadar doğru! Aslında, yönetmenliği ilk kez 30 yaşında, Tarkovsky ve Antonioni hayranlığı nedeniyle deneyen sabık bir avukattan da ancak bu beklenir. Reygadas, Yeni Meksika Sineması denen akımın son yıllarda adını duyurmuş, başarı kazanmış yönetmenlerinden ayrı bir yerde durur. Filmleri aşk, inanç, ölüm, korku, cinsellik gibi önemli konuları ele alan, görsellikleriyle etkileyen, unutulmaz anlar sunan filmlerdir.
Şahsen Reygadas’ın yaşayan en büyük yönetmenlerden biri olduğunu düşünüyorum. Gene de ayağınızı denk atın, çünkü kendisi Cannes’da yuhalananan meslektaşlarıyla aynı grupta olma onuruna da sahiptir. Yuhalamak derken, basın gösterimlerini kastediyorum. Bu seçkin gruba Terrence Malick, Lars von Trier, David Lynch ve Reygadas’ın hayranı olduğu Michelangelo Antonioni de dahil. Sonradan suçlanmak istemem.
32. İstanbul Film Festivali, eteğindekileri ortaya döktü. Ne kadar da dolu bir etekmiş! Bu yıl, !f İstanbul her zamankinden yoğun bir program sunmuştu. İstanbul Film Festivali’nin programı da, parlak bir eski-yeni karışımıyla son derece etkileyici. Ticari gösterim açısından bakınca bunca kurak görünen bir alandan böyle verimli hasat alınması, ciddi bir madencilik faaliyetine işaret ediyor. Üstelik, bu festivalde de çok ilgi çekici bağımsız filmler var. Ne mutlu bize!
Carlos Reygadas, Meksika sinemasının "enfant terrible"i (Fr. yaramaz çocuk) olarak anılıyor.
Ama en kalp çarptırıcı şey, Carlos Reygadas’ın varlığı. Meksika sinemasının ‘enfant terrible’i sayılan yönetmen (bu sıfat, başta Almodovar, hayli yönetmene destek olmuştur), ilk filmi “Japón/Japonya”dan başlayarak, iki kısa, dört uzun metrajlı filmiyle Festivalin ‘Gerçek Mucizedir’ bölümünde: “Post Tenebras Lux/Karanlıktan Aydınlığa”, “Stellet Licht/Sessiz Işık” ve “Batalla en el Cielo/Cennette Savaş”. Kısa filmlerinden “Max”, “Japonya”dan; “Prisonieros/Tutsaklar” ise “Cennette Savaş”tan önce gösterilecek. Doğrusu, şansımıza inanamıyoruz, Azize Tan ve festival ekibine nasıl teşekkür edeceğimizi bilemiyoruz. Reygadas’ı, “Anlatım tarzı, mesafeli duruşu ve kendine özgü görsel yaklaşımıyla alışıldık kalıpları kıran” bir yönetmen olarak tanımlamışlar.
Ne kadar doğru! Aslında, yönetmenliği ilk kez 30 yaşında, Tarkovsky ve Antonioni hayranlığı nedeniyle deneyen sabık bir avukattan da ancak bu beklenir. Reygadas, Yeni Meksika Sineması denen akımın son yıllarda adını duyurmuş, başarı kazanmış yönetmenlerinden ayrı bir yerde durur. Filmleri aşk, inanç, ölüm, korku, cinsellik gibi önemli konuları ele alan, görsellikleriyle etkileyen, unutulmaz anlar sunan filmlerdir.
Yönetmenin "Stellet licht / Sessiz Işık" adlı filmi, Amishler'e çok benzeyen, modern yaşamı reddeden pasifist bir Hıristiyanlık mezhebi olan Mennonitler'in Meksika'daki topluluklarını merkezine alıyor.
Şahsen Reygadas’ın yaşayan en büyük yönetmenlerden biri olduğunu düşünüyorum. Gene de ayağınızı denk atın, çünkü kendisi Cannes’da yuhalananan meslektaşlarıyla aynı grupta olma onuruna da sahiptir. Yuhalamak derken, basın gösterimlerini kastediyorum. Bu seçkin gruba Terrence Malick, Lars von Trier, David Lynch ve Reygadas’ın hayranı olduğu Michelangelo Antonioni de dahil. Sonradan suçlanmak istemem.
Etiketler: Altın Lale Azize Tan Batalla en el Cielo Carlos Reygadas enfant terrible film festivali Gerçek Mucizedir İstanbul Japonya Karanlıktan Aydınlığa Max Meksika Sineması Prisonieros Sessiz Işık Sevin okyay