Milliyet Sanat »Yazarlar » Selin Gürel | Oscar gecesi hayıflanmaları
Oscar gecesi hayıflanmaları
27 Şubat 2013 - 07:02 | ABD Başkanı Barack Obama'nın eşi Michelle Obama, Beyaz Saray'dan Oscar Töreni'ne canlı bağlanarak Jack Nicholson ile beraber "En İyi Film Ödülü"nü sundu.Altın Küre Bill Clinton’ı sahneye çıkarıp onunla gönlünce dalga geçebilirken, Oscar Michelle Obama ile esas duruşa geçmeyi tercih etti. Evet, bu bir tercih meselesi
En İyi Film ödülünü “Argo”nun almasıyla Oscar 2013’ten geriye tuhaf çıkarımlar kaldı. Ben Affleck “en iyi film”i çekmiş olabilir, ama “en iyi yönetmen” o değil, hatta o bir yönetmen bile olmayabilir. Aynı şekilde Ang Lee ikinci seferdir “en iyi” yöneten ama filmini üyelere yeteri kadar beğendiremeyen yönetmen damgası yemiş durumda.
Michelle Obama’nın En İyi Film ödülünü açıklaması ise, ancak “Lincoln”ın ödülü alması halinde az da olsa bir anlam ifade edebilirdi. Ama hayır, Bayan Obama son derece yüzeysel bir “sinemayı seviyoruz” konuşması sonrasında büyük bir coşkuyla ödülü “Argo”nun kazandığını duyurdu. Şu durumda eğer ödülü, örneğin “Amour / Aşk” ya da “Django Unchained / Zincirsiz” kazanacak olsaydı, Bayan Obama bu teklifi kabul eder miydi diye düşünüyor insan. Muhtemelen hayır. Asıl mesele “Argo”da anlatılan göz yaşartıcı kurtarılma hikayesini Amerikan siyasetinin koruyucu kanatları altında yüceltmek.
Hangi açıdan bakarsanız bakın, dünyanın en popüler film ödüllerinin en heyecanlı anında Beyaz Saray’a bağlanmak, bütün uluslararası heyecanı tek hamlede yerle bir edecek, hem oylama sisteminin ve oyların güvenilirliğini hem de olası sürprizlere dair hissedilen o keyifli beklentiyi büyük ölçüde zedeleyecek bir karar. Böylelikle bir anda baştan beri orada olduğunu bildiğimiz ama hiç bu kadar açık şekilde burun buruna gelmediğimiz “ödüller ile politik propaganda arasındaki derin ilişki” gerçeğiyle yüz yüze geldik. Kathryn Bigelow’un ödülünü kaldırıp Amerikan ordusuna selam yollamasıyla, Michelle Obama’nın “Argo”ya alkış tutması arasında hayli fark var. Bigelow olsa olsa bir hayran selamı gönderir ve biraz da ödülünün rüşvetini öderken, Obama hiyerarşinin tepesindeki kişiyi temsil ettiği için ödülü açıklarken çok daha hesaplı bir coşkuyu yansıtmakla görevli.
Bütün bunların üzerine, Seth MacFarlane’in vasat sunumu da eklenince, 2013 Oscar Ödül Töreni’ni pek iyi hatırlamayacağız, orası kesin. Son bir not; her şey bir yana En İyi Yapım Tasarımı ödülünün “Anna Karenina” yerine “Lincoln”a verilmesi sizde de tokat yemiş hissi yaratmadı mı?
En İyi Film ödülünü “Argo”nun almasıyla Oscar 2013’ten geriye tuhaf çıkarımlar kaldı. Ben Affleck “en iyi film”i çekmiş olabilir, ama “en iyi yönetmen” o değil, hatta o bir yönetmen bile olmayabilir. Aynı şekilde Ang Lee ikinci seferdir “en iyi” yöneten ama filmini üyelere yeteri kadar beğendiremeyen yönetmen damgası yemiş durumda.
Michelle Obama’nın En İyi Film ödülünü açıklaması ise, ancak “Lincoln”ın ödülü alması halinde az da olsa bir anlam ifade edebilirdi. Ama hayır, Bayan Obama son derece yüzeysel bir “sinemayı seviyoruz” konuşması sonrasında büyük bir coşkuyla ödülü “Argo”nun kazandığını duyurdu. Şu durumda eğer ödülü, örneğin “Amour / Aşk” ya da “Django Unchained / Zincirsiz” kazanacak olsaydı, Bayan Obama bu teklifi kabul eder miydi diye düşünüyor insan. Muhtemelen hayır. Asıl mesele “Argo”da anlatılan göz yaşartıcı kurtarılma hikayesini Amerikan siyasetinin koruyucu kanatları altında yüceltmek.
Hangi açıdan bakarsanız bakın, dünyanın en popüler film ödüllerinin en heyecanlı anında Beyaz Saray’a bağlanmak, bütün uluslararası heyecanı tek hamlede yerle bir edecek, hem oylama sisteminin ve oyların güvenilirliğini hem de olası sürprizlere dair hissedilen o keyifli beklentiyi büyük ölçüde zedeleyecek bir karar. Böylelikle bir anda baştan beri orada olduğunu bildiğimiz ama hiç bu kadar açık şekilde burun buruna gelmediğimiz “ödüller ile politik propaganda arasındaki derin ilişki” gerçeğiyle yüz yüze geldik. Kathryn Bigelow’un ödülünü kaldırıp Amerikan ordusuna selam yollamasıyla, Michelle Obama’nın “Argo”ya alkış tutması arasında hayli fark var. Bigelow olsa olsa bir hayran selamı gönderir ve biraz da ödülünün rüşvetini öderken, Obama hiyerarşinin tepesindeki kişiyi temsil ettiği için ödülü açıklarken çok daha hesaplı bir coşkuyu yansıtmakla görevli.
Bütün bunların üzerine, Seth MacFarlane’in vasat sunumu da eklenince, 2013 Oscar Ödül Töreni’ni pek iyi hatırlamayacağız, orası kesin. Son bir not; her şey bir yana En İyi Yapım Tasarımı ödülünün “Anna Karenina” yerine “Lincoln”a verilmesi sizde de tokat yemiş hissi yaratmadı mı?
Etiketler: Amerikan başkanı Amour Ang Lee Argo Ben Affleck Django Unchained haneke Kathryn Bigelow Michelle Obama Oscar Selin Gürel Seth MacFarlane