Adı konmamış olsa da, bir süredir bal gibi içinde bulunduğumuz ekonomik bunalım döneminde ülke olarak, birbirine ters iki tuhaf görüşün arasında gidip geliyoruz: İnkar ve kendine acıma. Her ikisi de birbirinden “işlevsel” olan bu bakış açıları, kendi küçük ekonomik cehennemlerimizin devamlılığını garantilerken, sistemin işleyişine de mani olmayarak büyük lütufta bulunuyor doğrusu. Birileri bu görüşleri sevip okşayarak büyütürken, başka birileri de kimsenin elini sürmek istemediği bu devasa soruna somut çözümler geliştirmekle meşgul. İşte o başka birileri, ekonomiyi yeniden ayağa kaldırmanın yolunun kadınları iş gücüne kazandırmaktan geçtiğinin farkında. Sadece ekonomiyi canlandırmak ve kalkınmak amacıyla değil, iş hayatında kadın-erkek arasında oluşan uçurumu kapamak, bir nevi eşitlenmek ve erkek egemen iş dünyasının kadınlara ihtiyaç duyduğunu itiraf ettiği ana kadar beklemeksizin, toplumsal farkındalık yaratmak için de… Türkiye’de içinde “kadın” kelimesinin geçtiği birçok sorunun, iş gücüne katılan kadınların ekonomik bağımsızlıklarını kazanmaları sonrasında bertaraf edileceği gerçeğini ise bilmem, hatırlatmaya gerek var mı?

Eğer hala tanımıyorsanız, işte o başka birilerini tanıma zamanı geldi. Altında toplandıkları çatının adı KAGİDER, yani Türkiye Kadın Girişimciler Derneği. 2002’de 38 kadın girişimci tarafından kurulan dernek, bugün 300 kadın girişimci ile yoluna devam ediyor.

Oyunun biletlerini, http://www.biletix.com/etkinlik/RTB55/TURKIYE/tr adresinden satın alabilir ve böylece bu önemli projeye destek olabilirsiniz.