Milliyet Sanat »Yazarlar » Selin Gürel | Hollywood onlarla ne yapacağını bilmiyor!
Hollywood onlarla ne yapacağını bilmiyor!
01 Mayıs 2013 - 12:05 | "Kara Şövalye Yükseliyor"da Marion Cotillard, "Nine"da Penelopé Cruz ve "X-Men: Birinci Sınıf"ta Michael Fassbender, Hollywood filmlerinde sakil duran üç Avrupa yıldızı...Hollywood filmlerinde, henüz yeterince Amerikanlaşmamış Avrupalı oyunculara “çeşni” gözüyle bakıldığı bir gerçek. Yönetmenler onları istiyor, ama nasıl kullanacağını bilmiyor. İşte 3 Avrupalı yeteneğin acınası Hollywood macerası...Marion Cotillard (Fransa)
Yazımızın da vesilesi olan 3 Mayıs’ta gösterime girecek "De rouille et d'os / Pas ve Kemik"te Marion Cotillard’ın kariyerinin en iyilerinden olan nefes kesici performansını izlemeye hazır olun. Daha sonra bir düşünün. Hollywood’un da sevgiyle kollarını açtığı Cotillard neden en iyi performanslarını Avrupa filmlerinde veriyor? Bir yanda “Pas ve Kemik”, “Les petits mouchoirs / Küçük Beyaz Yalanlar”, “La môme / Kaldırım Serçesi”, “Furia”; diğer yanda Cotillard’ın herhangi bir oyuncunun canlandırabileceği derinliksiz karakterler üstlendiği “The Dark Knight Rises / Kara Şövalye Yükseliyor”, “Public Enemies / Halk Düşmanları, “A Good Year / İyi Bir Yıl”. “Kara Şövalye Yükseliyor”da Cotillard’ın ölüm sahnesi, sanki “Yakamı bırak artık Hollywood” der gibiydi. Bu dileği gerçekleşmeyecek olsa da, umarız en azından Christopher Nolan onu rahat bırakır.
Penélope Cruz (İspanya)
Pedro Almodóvar filmlerinde ana diliyle, ülkesinin kültürüyle, vücut diliyle ve atmosferiyle bütünleşen Penélope Cruz, buna karşılık Hollywood’da İspanyol aksanıyla konuştuğu İngilizcesi’yle kendini kalıplara sığdırmaya çalışıyor. Örneğin Woody Allen’ın indirgemeye meyilli Amerikalı gözüyle çektiği “Vicky Cristina Barcelona / Barselona Barselona”sında yüzeyselliğin de ötesine geçen eli maşalı bir İspanyol kadınına dönüşürken, bir de bu rolle kariyerinin tek Oscar’ını alabiliyor. Ya da Rob Marshall’ın gerçek bir Avrupalı kadınlar türlüsü kıvamındaki “Nine”ında yine aynı “Amerikalı gözüyle İspanyol kadını” tanımına katkıda bulunuyor. “Nine”da Marion Cotillard’ın da bir güzel harcandığını hatırlatalım. Cotillard nasıl Nolan ile vedalaşmalıysa, Cruz da Allen ile vedalaşmalı. Hatırlarsanız, “To Rome with Love / Roma’ya Sevgilerle”de kariyerinin en beter karakterlerinden biri yine Allen tarafından kendisine takdim edilmişti.
Michael Fassbender (Almanya)
“Hunger / Açlık” ile aklımızda yer eden Michael Fassbender’in “Fish Tank” ile ilerleyen sinema yolculuğu müthiş bir ivme kazanmışken, oyuncu “Inglourious Basterds / Soysuzlar Çetesi” “Jonah Hex”, “X-Men: First Class / X-Men: Birinci Sınıf” ve son olarak “Prometheus” gibi filmlerde ait olmadığı bir yerde can çekişiyormuş izlenimi veren bir aktöre dönüştü. Öyle ki, arada “Shame / Utanç” ve “Jane Eyre” olmasa can güvenliğinden endişe edecek hale geleceğiz. Son olarak yakışıklı ve güzel oyuncular kataloğundan seçim yapıyormuş gibi görünen Terrence Malick’in ağına takılmış Fassbender. Tabii önce son kurgudan sağ kurtulmayı becermesi gerekiyor... “X-Men” ve “Prometheus” serilerinin devam filmlerinde oynadığı için Fassbender’in Hollywood’dan kurtulması yönündeki temennimiz şimdilik umut vaat etmiyor, bu da bir gerçek…
Yazımızın da vesilesi olan 3 Mayıs’ta gösterime girecek "De rouille et d'os / Pas ve Kemik"te Marion Cotillard’ın kariyerinin en iyilerinden olan nefes kesici performansını izlemeye hazır olun. Daha sonra bir düşünün. Hollywood’un da sevgiyle kollarını açtığı Cotillard neden en iyi performanslarını Avrupa filmlerinde veriyor? Bir yanda “Pas ve Kemik”, “Les petits mouchoirs / Küçük Beyaz Yalanlar”, “La môme / Kaldırım Serçesi”, “Furia”; diğer yanda Cotillard’ın herhangi bir oyuncunun canlandırabileceği derinliksiz karakterler üstlendiği “The Dark Knight Rises / Kara Şövalye Yükseliyor”, “Public Enemies / Halk Düşmanları, “A Good Year / İyi Bir Yıl”. “Kara Şövalye Yükseliyor”da Cotillard’ın ölüm sahnesi, sanki “Yakamı bırak artık Hollywood” der gibiydi. Bu dileği gerçekleşmeyecek olsa da, umarız en azından Christopher Nolan onu rahat bırakır.
Penélope Cruz (İspanya)
Pedro Almodóvar filmlerinde ana diliyle, ülkesinin kültürüyle, vücut diliyle ve atmosferiyle bütünleşen Penélope Cruz, buna karşılık Hollywood’da İspanyol aksanıyla konuştuğu İngilizcesi’yle kendini kalıplara sığdırmaya çalışıyor. Örneğin Woody Allen’ın indirgemeye meyilli Amerikalı gözüyle çektiği “Vicky Cristina Barcelona / Barselona Barselona”sında yüzeyselliğin de ötesine geçen eli maşalı bir İspanyol kadınına dönüşürken, bir de bu rolle kariyerinin tek Oscar’ını alabiliyor. Ya da Rob Marshall’ın gerçek bir Avrupalı kadınlar türlüsü kıvamındaki “Nine”ında yine aynı “Amerikalı gözüyle İspanyol kadını” tanımına katkıda bulunuyor. “Nine”da Marion Cotillard’ın da bir güzel harcandığını hatırlatalım. Cotillard nasıl Nolan ile vedalaşmalıysa, Cruz da Allen ile vedalaşmalı. Hatırlarsanız, “To Rome with Love / Roma’ya Sevgilerle”de kariyerinin en beter karakterlerinden biri yine Allen tarafından kendisine takdim edilmişti.
Michael Fassbender (Almanya)
“Hunger / Açlık” ile aklımızda yer eden Michael Fassbender’in “Fish Tank” ile ilerleyen sinema yolculuğu müthiş bir ivme kazanmışken, oyuncu “Inglourious Basterds / Soysuzlar Çetesi” “Jonah Hex”, “X-Men: First Class / X-Men: Birinci Sınıf” ve son olarak “Prometheus” gibi filmlerde ait olmadığı bir yerde can çekişiyormuş izlenimi veren bir aktöre dönüştü. Öyle ki, arada “Shame / Utanç” ve “Jane Eyre” olmasa can güvenliğinden endişe edecek hale geleceğiz. Son olarak yakışıklı ve güzel oyuncular kataloğundan seçim yapıyormuş gibi görünen Terrence Malick’in ağına takılmış Fassbender. Tabii önce son kurgudan sağ kurtulmayı becermesi gerekiyor... “X-Men” ve “Prometheus” serilerinin devam filmlerinde oynadığı için Fassbender’in Hollywood’dan kurtulması yönündeki temennimiz şimdilik umut vaat etmiyor, bu da bir gerçek…
Etiketler: Birinci Sınıf De Rouille et Dos Hunger Kara Şövalye Yükseliyor Marion Cotillard Michael Fassbender Pas ve Kemik Penelope Cruz Selin Gürel Shame The Dark Knight Rises Vicky Cristina Barcelona X-Men