03 Temmuz 2013 - 10:07 | Gezi Parkı direnişinin bileşenlerinden biri olan LGBT bireylerin ailelerini konu alan "Benim Çocuğum", direnişle eşzamanlı vizyona girmenin sıkıntısını yaşadı.Tarihi günlere tanıklık ettiğimiz Haziran ayında, haliyle sinemayı biraz boşladık. İşte biz yokken olup bitenler…Son yılların, hatta tüm zamanların en hareketli, keyifli ve sıradışı Haziran’ını geçirdikten sonra, sinemaya dönüp baktığımızda salonların büyük ölçüde kan ağladığını gördük. Ama bu durum kimse için bir sürpriz sayılmaz. Her yaştan insanın sokaklara döküldüğü Haziran ayı içinde, halk “kurmaca” olandan uzaklaşıp “gerçek” olana sarıldı tüm gücüyle. Haliyle, bazı filmler hak ettikleri seyirci sayısına ulaşamadı, bazı filmler vizyona girip çıktıklarıyla kaldı, ancak göz ardı etmemek gerekir ki bazıları da bu toplumsal hareketlilikten pek etkilenmedi ve seyirciden bir karşılık almayı başardı. Karşımızdaki tabloyu şu şekilde özetleyebiliriz...

-Yüksek kopya sayıları ve yüksek bütçeleriyle dikkat çeken bazı safkan Hollywood yapımlarının rahatı pek bozulmadı. Ayın kopya şampiyonu “Man of Steel”, bir parça tökezledi ve yüksek gişe beklentilerinin altında kaldı. Ama kopya sayısına göre izleyici sayısı hala geriden geliyor olsa da, seyirci 14 Haziran haftası sinemaya gidecekse tercihini “Man of Steel”den yana kullandı. 21 Haziran haftası ise “Man of Steel”in yerini Brad Pitt’li “World War Z / Dünya Savaşı Z” aldı. Üstelik kan kaybetmeden yoluna devam ediyor.

-2013 sonunda yılın en iyi filmleri listelerinde muhakkak rastlayacağımız, ayın en hareketli günlerinde gösterimde olan “The Place Beyond the Pines / Babadan Oğula”, son durum itibarıyla 17 kopyayla 4000’lerde kaldı. Oysa normal şartlarda 20.000-25.000 kişiye ulaşması işten bile değildi.



-Vizyona girmesi heyecanla beklenen “Benim Çocuğum” iki kopyayla 1250 kişiye ulaştı, ancak sıradan bir Haziran’da çok daha iyisini yapabilirdi. Her şeyden önce öğretmenler öğrencilerini toplayıp sinemanın yolunu tutmalıydı. Geçen Mayıs’ta gösterime giren “Ekümenopolis: Ucu Olmayan Şehir”in iki kopyayla 7647 kişiyi salonlara çektiği unutulmamalı.

-7 Haziran haftasında tek kopya olarak gösterime giren “The Perks of Being a Wallflower / Saksı Olmanın Faydaları” 549 kişiye ulaşarak tam anlamıyla güme gitti. Tek kopyalık bir film için alışılmadık bir rakam olmasa da, lise gençliğini arkasına alıp 1500’lere yürüyebilirdi.

-Bağımsızların bir şanssızlığı da ayın ilk haftasına kurulmaları oldu. Buna karşılık anaakım filmler ayın haftalarını kendi aralarında paylaşarak dengeyi korumayı başardılar.


Not: Veriler, boxofficeturkiye.com’dan alınmıştır.