Milliyet Sanat »Yazarlar » Selin Gürel | Elysium’dan WALL•E distopyası
Elysium’dan WALL•E distopyası
07 Ağustos 2013 - 10:08"District 9 / Yasak Bölge 9" ile çıkış yapan Neill Blomkamp, “Elysium / Elysium: Yeni Cennet”i onun ismini kullanan bir Hollywood tüccarına emanet etmiş olsa gerek“Elysium” hayatınızın ilk distopik bilimkurgu filmi tecrübesi olsaydı, bu çok sevilen alttüre dair öğrendiklerinizi pekiştirmek için, “WALL•E”yi izlemeniz gerekebilirdi. Tuhaf, ama iki film birbirinin tamamlayıcısı konumunda. Gerçek şu ki, Neill Blomkamp’in kurduğu distopya alemi, ancak bir animasyon izleyicisini ikna edecek yüzeysel çıkarımlarla çevrelenmiş. Anaakım bilimkurgu filmlerinden bu tür çıkarımlara alışık olan izleyiciler bile, Blomkamp’in çocuksu hamleleri karşısında isyan bayrağı çekebilir.
“Elysium: Yeni Cennet”in toplumu, köleler ve efendileri olmak üzere ikiye ayrılmış durumda. Dünya’nın hastalıklar ve fakirlik içinde kıvranan şanssız kesimi, robotların hakimiyetindeki bir köle toplumuna dönüşürken, zengin kesim kendini garantiye alıp başka bir gezegene çekilmiş. Böyle bir toplum yapısı kurduktan sonra, bu ikili düzeni derinleştirecek dişe dokunur bir ekleme yapmaya gerek görmeyen yönetmen, üç hamleyle filmini tamamlıyor: Ana karaktere enjekte edilen ideal olana ulaşma, ideal olanı koruma ve kurtarma, ideal olanı genele yayma isteği. Elindeki tek kahramana bu üç görevi birden yükleyen Blomkamp, bununla da kalmayıp ona hızlandırılmış bir kahramanlık kursu veriyor. Sonra da tezahüratlarla sahaya salıyor.
Kölelerin dünyası izleyiciye tek bir kahraman ve ideal gezegene doğru tek bir çıkış yolu sunarken, arzu nesnesi haline gelen Elysium’a giriş yaptığımızda karşımıza bir yaşama alanı değil, yeşillikler içinde lüks bir otel atmosferi çıkıyor. Bunun sebebi, dijital eklemeler dışında, Blomkamp’in ana karakterlerinin idealize ettiği mekanı hayli küçük ölçekte tanıtmayı seçmesi. Yönetmenin iki dünyayı birbirinden ayırmak için kullandığı içler acısı yöntemlere verilebilecek örneklerin sayısı ise hayli fazla. Elysium’da insanların zarif ve zengin görünmeleri için konuştukları Fransızca’ya karşılık, Dünya’daki pasaklı ve fakir insanların ağırlıklı olarak İspanyolca konuşması bu örneklerin en matrak olanlarından biri.
Biraz daha eğlenmek isterseniz; her türlü hastalığı tedavi eden makine fikrinin tebessüm ettiren naifliğine, koskoca gezegenin sisteminin yeniden başlatılmasının en fazla bir bilgisayarı yeniden başlatmak kadar zahmetli oluşuna veya yüksek güvenlikli bir mekanın göbeğinde olmasına karşın, hiç kesintiye uğramayan uzun hesaplaşma sahnelerine odaklanabilirsiniz. İyi eğlenceler.
“Elysium: Yeni Cennet”in toplumu, köleler ve efendileri olmak üzere ikiye ayrılmış durumda. Dünya’nın hastalıklar ve fakirlik içinde kıvranan şanssız kesimi, robotların hakimiyetindeki bir köle toplumuna dönüşürken, zengin kesim kendini garantiye alıp başka bir gezegene çekilmiş. Böyle bir toplum yapısı kurduktan sonra, bu ikili düzeni derinleştirecek dişe dokunur bir ekleme yapmaya gerek görmeyen yönetmen, üç hamleyle filmini tamamlıyor: Ana karaktere enjekte edilen ideal olana ulaşma, ideal olanı koruma ve kurtarma, ideal olanı genele yayma isteği. Elindeki tek kahramana bu üç görevi birden yükleyen Blomkamp, bununla da kalmayıp ona hızlandırılmış bir kahramanlık kursu veriyor. Sonra da tezahüratlarla sahaya salıyor.
Kölelerin dünyası izleyiciye tek bir kahraman ve ideal gezegene doğru tek bir çıkış yolu sunarken, arzu nesnesi haline gelen Elysium’a giriş yaptığımızda karşımıza bir yaşama alanı değil, yeşillikler içinde lüks bir otel atmosferi çıkıyor. Bunun sebebi, dijital eklemeler dışında, Blomkamp’in ana karakterlerinin idealize ettiği mekanı hayli küçük ölçekte tanıtmayı seçmesi. Yönetmenin iki dünyayı birbirinden ayırmak için kullandığı içler acısı yöntemlere verilebilecek örneklerin sayısı ise hayli fazla. Elysium’da insanların zarif ve zengin görünmeleri için konuştukları Fransızca’ya karşılık, Dünya’daki pasaklı ve fakir insanların ağırlıklı olarak İspanyolca konuşması bu örneklerin en matrak olanlarından biri.
Biraz daha eğlenmek isterseniz; her türlü hastalığı tedavi eden makine fikrinin tebessüm ettiren naifliğine, koskoca gezegenin sisteminin yeniden başlatılmasının en fazla bir bilgisayarı yeniden başlatmak kadar zahmetli oluşuna veya yüksek güvenlikli bir mekanın göbeğinde olmasına karşın, hiç kesintiye uğramayan uzun hesaplaşma sahnelerine odaklanabilirsiniz. İyi eğlenceler.