Milliyet Sanat »Yazarlar » Selay Sarı | “Bulut Atlası”: “Her şey” hakkında hırslı bir film
“Bulut Atlası”: “Her şey” hakkında hırslı bir film
Aşkın bir eser var neticede önümüzde. 3 saate yaklaşan süresi ile bile iddialı, zira yüksek gişe beklenen bir filmden bahsediyoruz.
“Bulut Atlası”nın tanıtımlarına bakarken aklımda iki kavram vardı: “hırs” ve “kibir”. Filmi daha izlemeden önce, artık daha sık röportaj veren (hatta yakın zamanda LGBT alanında “Görünürlük” alanında ödül sahibi olmuş) Lana Wachowski’nin şu cümlesiyle karşılaşmıştım: “Bir anlam ifade edecek, büyük sanat, doğası gereği her zaman risk taşır.” Wachowski filmini böyle konumlandırıyordu: Bulut Atlası bir yüksek sanat eseriydi, o bakımdan riskli bir yapımdı.
Gözümde filmin değerini düşüren biraz da bu yaklaşım – “Matrix” ilk tanıtımlarında, ilginç fikirler barındıran bir bilim kurgu - aksiyon filmiydi yalnızca. Daha “Matrix ve Felsefe” noktasına gelmemiştik. “Bulut Atlası” ise, kimbilir kaç saat alan (ama özellikle Tom Hanks’in burunları gibi başarısız yönleri de olan) oyuncu makyajları, beş dakikalık bir sirk tadındaki fragmanı ve “her şey” hakkında olması ile, daha izlenmeden “tüm filmlere hükmedecek tek film” iddiası taşıyor. Onu sevmeseniz bile takdir etmeniz gerekiyor sanki, öyle yukarıdan bakan bir havası var.

Filmin kendisine gelecek olursak: anafikrini, “neden”ini posterinden doğru yüzümüze bağıran bir eserden, “nasıl”ı en iyi şekilde anlatmasını bekleriz (bu “nasıl” sorusuna film esnasında hemen cevap bulacağımız anlamına gelmez). “Bulut Atlası”nın üç yönetmeni, ellerindeki hikaye malzemesine o kadar güvenmişler ki, içinde geçen farklı dönemleri tematik bağlarla (aşk, acı, insanların birbirlerine verdikleri zarar vb.) birbirine eklemişler ve bu kurgusal buluş dışında filme bir katkı yapmayı uygun görmemişler sanki. Ancak filmin geçişleri, herhangi bir hikayeye karşı ilginizi kaybetmeye başladığınızda hemen diğerine atlamak üzere programlanmışa benziyor - televizyonda kanal zaplama mantığıyla.
“Bulut Atlası”nın etkileyici olmadığını söyleyemiyorum. Ama daha çok farklı bir kurgu anlayışı ve (makyaj dışında) başarılı özel efektler nedeniyle varolan bir etki bu – ki günümüzde CGI efektlerinin etkileyici olma süresi 6 ay ilâ 1 yıl arasında değişiyor. Filmin farklı kurgu anlayışı ise zorlama bir kafa karışıklığı yaratıyor, sanki hikayenin zayıf yönlerinin üstünü bir ilüzyonla kapatmak ister gibi. İyi bir kafa karışıklığı değil bu, “ben anlamadım şimdi o Musevi kadın Halle Berry ise sonraki kadın kimdi yani?” gibi yüzeysel soruların ötesine geçemiyor. Filmin “asıl” mesajı olan “her şey birbirine bağlı, sürekli aynı döngüyü geçiriyoruz, öyleyse neden kardeşçe yaşamıyoruz?” ise öyle kör gözüm parmağına ve sığ bir biçimde veriliyor ki, izleyici bu fikre olan inancını sorgulamaya başlıyor.
Sonuç olarak “Bulut Atlası”, “her şey”i anlatmaya çalışan ama anlattığı “her şey”e gerekli önemi vermeyen; iddialı ama neyin iddiasını yürüttüğünü bilmeyen bir film. En azından “zamanının ruhunu” yansıttığı söylenebilir.
Etiketler: Broadbent Bulut Atlası Cloud Atlas Halle Berry Selay Sarı Tom Hanks Tykwer Wachowski Whishaw
