Milliyet Sanat
Milliyet Sanat »Yazarlar » Seçkin Selvi | Kadro Pa'dan en sevimli sirk gösterisi

Kadro Pa'dan en sevimli sirk gösterisi

19 Ekim 2013 - 07:10 | Circus d’Arc’ın iki başarılı oyuncusu Didem Kırış ve Simge Günsan
Kadro Pa ve D22 ile özel tiyatro sahnesine, "Bir Başka Evrim" ile İstanbul plastik sanat sahnesine göz atıyoruzGenç tiyatro topluluklarından Kadro Pa, yeni sezona iki yeni oyunla girdi. Bunlardan biri “Circus d'Arc”, diğeri de “Tahir ile Zühre-Kara Masal”.

Bu yıl başlayan Alternatif Tiyatrolar Festivali (AltFest13), Kadro Pa’nın Circus d'Arc oyunuyla açıldı. Simge Günsan ve Didem Kırış, Bernard Shaw’un 1986-1987 tiyatro döneminde İstanbul Devlet Tiyatroları’nda da sahnelenmiş oyunu Ermiş Jeanne’dan hareket ederek Jeanne d’Arc konulu bir sirk gösterisi tasarlamışlar.

Oyunun yorumu

Karşımızda naif olmasına özen gösterilmiş bir sirk çadırı dekoru var; daha doğrusu hepimiz çadırın içindeki seyircileriz ve iki sirk oyuncusunun hünerlerini izliyoruz. Bu ironik oyundaki oyunculardan biri Jan, diğeri Dark. Anlatıcı konumundaki Dark, Jan’ın başına gelenleri aktarırken Jan da anlatılanları en trajikomik haliyle oynuyor. Yer yer, çadırdaki seyircilerden bazıları da oyuna katılıyorlar. Dark, anlattıklarıyla Jan’ı yönlendirirken, yeri geldikçe salona geç girenlere de, diğer izleyicilere de ayar vermekten geri kalmıyor. Savaşların, din baskısının, engizisyonun aslında insanların yaşamı üzerine kurulan, büyük çıkarların küçük hesaplarına dayanan aptalca bir oyun olduğu bu sirk atmosferinde daha kesin çizgilerle vurgulanmış oluyor.

Tozlu bir sirk çadırında iki kişilik bir kumpanya olarak sunulan oyunun koreografisini Özgür Kavurmacıoğlu yapmış. “Kendin yaz-kendin oyna-kendin yönet” anlayışıyla kotarılan oyunlarda çeşitli hatalara ve aksaklılara yol açan, bu yüzden de çok başarılı olabilecekken eksiye düşen oyunların en büyük eksiği bir “dış göz”ün yorumunu ve yardımını almamış olmaktır. KadroPa, bu eksikliği oyun tanıtımında “Dış Göz” olarak tanımladığı Güray Dinçol ile kapatmış, sonuç başarılı olduğuna göre de böyle yapmakla iyi etmiş.

Jan’ı canlandıran Didem Kırış, attığı her adımda, bütün jest ve mimiklerinde “ezilmişliği” çok iyi yansıtıyor. O ezilmişliği bakışlarındaki anlatıma bile sindirmeyi başarıyor. Simge Günsan ise Jan’ın trajedisini anlatırken olayın gerçeğiyle dalga geçmeyi ustalıkla gerçekleştiriyor. Sevimli gülümsemesine alaycı çizgiyi başarıyla yerleştirerek yeteneğini kanıtlıyor. Bu anlayışta, bu birliktelikte çalışan bu ikilinin “yolu açık” olacak, o açılacak yolları da kesinlikle hak ediyorlar.

Sezon boyunca açık kalacak sirk çadırının kapısı, Ekim’in 21 ve 25’inde Kabile Dans Stüdyosu’nun Meşrutiyet Cad. no:31/5 Galatasaray, adresinde açılacak.



"Tahir ile Zühre - Kara Masal"

“Aşkları dillere destan olan bir bütünün iki parçası Tahir ile Zühre’nin çırpınışı…

İki aşığın muratları peşinden koşarken, kaderleri önünde dikilen karadikenlerle dolu kara bir masal. Ölmek zor, ölmemek zor. Beklemek zor, beklememek mümkün değil…”

Kadro Pa’nın u sözlerle tanıtılan yeni oyunu Tahir ile Zühre de Simge Günsan ve Hasan Canberk Karaçay’ın birlikte tasarlayıp oynadıkları bir proje. Görsel tasarımı Gökhan Hançer, müziği Burak Malçok-Yekpare, Kostüm tasarımı Hilal Polat tarafından gerçekleştirilen oyun 23 Ekim’de İstiklal Cad. İmam Adnan - Nane Sok. No:5 Kat:2’deki Şermola Performans sahnesinde izlenebilir.

Topluluğun daha sonraki oyunlarının programı için iletişim :0554 502 55 90.

Bir Başka Evrim / Alterevolution Sergisi

Sergideki yapıtlardan:Neolabium


EKAV /Eğitim Kültür Araştırma Vakfı, 13. İstanbul Bienali ile eş zamanlı olarak Eda Aksoy’un küratörlüğünde, Pınar Yoldaş’ın Bir Başka Evrim / Alterevolution isimli sergisine 26 Ekim’e kadar ev sahipliği yapıyor.

Amerika’da Duke Üniversitesinde nörobilim ve sanat alanında doktora çalışmalarını sürdüren interdisipliner sanatçı ve araştırmacı Pınar Yoldaş tasarım, sanat ve bilim alanlarında faaliyet gösteriyor. 2013 yılında Transmediale Villem Flusser Artistic Research Residency ödülünü kazanan sanatçı, yine aynı sene Amerikan Bilim Enstitüsü National Evolutionary Synthesis Center tarafından evrim bilimi ve sanatı bir araya getiren eserleri için ödüllendirildi.

Pınar Yoldaş, bu sergisinde izleyiciyi biyoloji, ekoloji, anatomi ve nörobilimden beslenen kurgusal bir yolculuğa çıkarıyor. Yeni organlar, yeni yaşam formları ve yeni ekosistemler öneren sanatçı, politik kargaşa ve şiddetin ortasında bilim ve sanatın ışığını izleyiciye sunuyor.

Ekim Ayı Oyunları

D22, Ekim ayında sahnesinde topluluğun kendi oyunlarının yanı sıra, diğer tiyatro gruplarının çalışmalarına da yer veriyor. Ekim’de başlayıp sonraki aylarda da devam edecek etkinlikler şöyle sıralanıyor.

Bent

D22’nin geçtiğimiz sezon sahnelemeye başladığı, XIII. Direkler arası Seyirci Ödülleri 2012-2013 Sezonu İstanbul Oyunları kapsamında En İyi Prodüksiyon Ödülü’ne layık görülen “Bent”, 2013-2014 sezonunda da sahnelenmeye devam edecek.

1976 yılında yazılan Bent, faşizmin insanlık dışı yaptırımlarını cinsel kimlik üzerinden tartışıyor. Max, Rudy ve Horst’un özgürlük mücadeleleri, seyirciye dönemin şiddet dolu ortamına dair yeni bir bakış açısı sunuyor.

Martin Sherman bu oyun ile II. Dünya Savaşı’nın ardından uzun süre göz ardı edilmiş olan eşcinsellere yönelik şiddeti ilk kez gözler önüne serdi. Böylece Bent, Nazi dönemi literatürü içerisinde o güne dek hiç tartışılmamış olan bir konuyu gündeme getirmiş oldu.

Yirmi Beş

D22’nin yeni oyunu Berkay Ateş'in yazdığı, Yiğit Sertdemir'in yönettiği “Yirmi Beş”. Oyun gece yarısına yaklaşırken, biri kendisiyle ilgili koca bir yalanla boğuşan, diğeri ise kendi gerçeğini dönüştürme çabasıyla umut eden, iki gencin yola çıkma öyküsü ile başlar.

Ancak bu yol, bu toprağın acısını surata çarpan, ölüm ve sevgi ile savaş veren başka bir yol ile kesişir! Üç kişi olurlar, anlaşmak zorlaşır.

Gelenler olur, gidenler illa ki olacaktır.
Bu sırada kar yağmakta, köpekler havlamakta ve ...

Beraberce Ölmek

biriken'in (Melis Tezkan-Okan Urun) yazıp yönettiği, Gökçe Yiğitel ve Okan Urun'un rol aldığı oyun dünyanın sonu, sosyal medya, aşk çıkmazı, devrim ve gündelik dertler üstüne kara mizahla eğilen bir saatlik soluk soluğa bir performans.

D BLOK D:7

Şükran, Emek ve Leyla… Suda yüzen dilsiz balıklar, koştukça ulaşılmazlaşan Japon anime kahramanları, müşterilerin hangi şampuanı kullandıklarını bilecek kadar tuhaf bir biçimde hayatlarına dahil olan süpermarket kasiyerleri, acımasız yönetmenler, başka bir gezegenden gelmiş gibi duran televizyon sunucuları, dizilerin sarhoş edici dünyası ve “hayat sevince güzel” nidaları eşliğinde çivileri çocuklukla yetişkinlik arasında bir yerlerde yerinden çıkmış bir üçlü koltuğa sığmayıp taşan bir aile…

Oyun Havası’nın ilk oyunu D Blok D:7 "Başka türlü bir dünya ne şekilde mümkün?" sorusunu, orta sınıf bir ailenin gündelik yaşamında birbirlerine müdahalelerini görünür kılarak soruyor.

Şair Ziya Paşa Yokuşu No:13A Galata Kuledibi Beyoğlu
İletişim: 0212 293 19 92 / 0535 235 32 03