Milliyet Sanat
Milliyet Sanat »Yazarlar » Seçkin Selvi | İnsan sevdiğine her zaman “Altın Post”u sunmaz

İnsan sevdiğine her zaman “Altın Post”u sunmaz

09 Aralık 2016 - 06:12
Euripides’in Medea’sı, Medusa ve Tanrıça Kali ile harmanlanarak yepyeni bir efsane kahramanı olarak çıkıyor karşımıza
MEDEA KALİ - Yazan: Laurent Gaudé, Çeviren: H.Zeynep Utku, Yöneten: Musa Uzunlar, Dekor tasarım: Aytuğ Dereli, Kostüm tasarım: Aslı Akıncı, Işık tasarım: Enver Başar, Müzik direktörü: Mehmet Fırıl, Yönetmen yardımcısı: Ülkü Duru, Oynayanlar: H.Zeynep Utku,  Musa Uzunlar, Diren Coşkun.
 
Laurent Gaudé 1972 doğumlu Fransız oyun yazarı, dramaturg, romancı ve hikâyeci. Paris Üniversitesi’ndeki master tezi “Çağdaş Fransız Dramaturgisinde Savaş Teması”, doktora tezi ise “Çağdaş Tiyatroda Savaşlar”  konusunu irdeliyor. Combat de possédés (Servet Savaşları), Onysos le Furieux (Öfkeli Onysos), Pluie de Cendres (Kül Yağmuru), Cendres sur les mains (Ellerdeki Küller), Büyük İskender’i konu edinen Le Tigre bleu de l'Euphrate (Fırat’ın Mavi Kaplanı) oyunlarında da savaşlar, iktidar hırsı, güç sahibi olmak başlıca konular. Gaudé Medea Kali oyununda da kişinin aklı ile duyguları arasındaki savaşı, iktidar hırsı yüzünden girişilen çatışmaları, insan ilişkilerindeki zıtlaşmaları ele alıyor, yani yine savaş temasından kopmuyor.
 
Yunan mitolojisinin unutulmaz kahramanlarından Medea, başta Euripides olmak üzere çeşitli çağlarda, çeşitli ülkelerde pek çok yazarın oyun kişisi oldu. Ülkemizde de Güngör Dilmen’in “Kurban” adlı yapıtında aynı efsaneyi izledik. Bu kez farklı bir Medea var karşımızda. Laurent Gaudé’nin Gorgonların en korkuncu, göz göze geldiği her şeyi taşlaştıran Medusa ve Hindu mitindeki yaratan ve yok eden, koruyucu ana Tanrıça Kali kadın arketipleriyle harmanlayarak yeniden ele aldığı Medea efsanesi… İstanbul Devlet Tiyatrosu sahneliyor oyunu.
 
Medea mitolojiye nasıl giriyor? Yunan mitolojisindeki Jason, dünya iktidarının simgesi  olan “Altın Post”u  ele geçirmek için Argo adlı tekneyle Karadeniz’i geçip Gürcü topraklarındaki Kolhis Krallığı’na geliyor. Kralın kızı büyücü Medea, Jason’a âşık olunca onun “Altın Post”u almasına yardım ediyor, aşkı uğruna öz kardeşini bile öldürmekten çekinmiyor ve Jason’la birlikte Korint’e geliyor. Ne var ki Jason nasıl Altın Post’un peşine düşmüşse bu sefer de iktidarı ele geçirmek için kral Kreon’un kızı Glauca ile evlenmeye kalkıyor. Sevdiği erkeğin ihaneti karşısında çaresiz kalan Medea intikam için çocuklarını öldürüyor. Mitolojideki hikâye burada ve bu şekilde bitiyor. 
 
 
Oyun ve Yorumu
 
Oyunda o andan sonrasını izliyoruz. Medea çocuklarının Yunan törelerine göre gömülmüş olmasını hazmedemiyor ve onları toprak altından çıkarmak için terk etmiş olduğu Korint topraklarına geri geliyor. Hâlâ öfkeli, üstelik artık Medusa ile özdeşleştiğinden baktığı her şeyi taşa çeviriyor, Kali ile özdeşliği de savaşçı tanrıça özelliklerini katıyor ona. Yollarda  tanımadığı bir adam onu izliyor. Ama taşlaşmaktan korktuğu için ona yaklaşmayı, gözlerine bakmayı göze alamıyor. Medea da farkında arkasında birinin onu izlediğinin. Büyük olasılıkla o da adamı taşlaştırmamak için dönüp ona bakmıyor. Bu yabancı onun belki âşığı, belki de can düşmanı olacak, onu bilmiyoruz. Ancak bildiğimiz bir şey var, o da adamın adının Perseus olduğu; yani Yunan mitolojisinde Kral Polydektes’in Medea’nın başını kesmekle görevlendirdiği kişi. Mitolojiye göre Perseus, Medusa’yı buluyor ve  gözlerinden sakınmak, taşa dönmemek için onun başını yana çevirerek kafasını kesiyor. Oyunda Medea’yı izlemesi belki de Polydektes’in emrini yerine getirmeyi amaçlıyor.
 
   
Oyunun yönetmeni Musa Uzunlar, psikolojideki insanın biseksüel doğasını simgeleyen anima kavramını, toplumun kadın ve erkeğe biçtiği farklı rollerin gestaltıyla yorumlayarak Medea’yı kendisinden beklenen sevecen ve anaç kadın olmaktan Medusa ve Kali’yle özdeşleşmiş bir anima figürü olarak ele alıyor. Hatta bu kavramı, Medea Kali’nin yürüyüşüne ve jestlerine belli belirsiz bir erkeksi hava vererek somutlaştırıyor. 
 
Aytuğ Dereli’nin mezarı odak noktası alan dekor tasarımı Enver Başar’ın ışık tasarımıyla birleşince çok çarpıcı bir atmosfer oluşturuyor. Müzik direktörü Mehmet Fırıl’ın müzik uygulaması da bu büyülü atmosferi yoğunlaştırıyor. Aslı Akıncı’nın tasarladığı kostümler Medea’nın çok katmanlı kişiliğini, savaşçı ruhunun yanı sıra dişil özelliklerini vurgularken, Musa Uzunlar’ın kostümü ve maskı onun merak uyandıran biraz gerçekçi, biraz fantastik kimliğini başarıyla vurguluyor.
 
 
Oyunun aynı zamanda çevirmeni de olan H. Zeynep Utku, oyunu çok iyi özümsemiş biri olarak Medea’nın acısını, öfkesini, yasını, hırsını şiirsel bir coşkuyla aktarmayı başarıyor. Ama aklıma takılan bir nokta var: Oyunun büyük bölümünde mikrofon kullanan oyuncunun sözleri, sesin büyütülmesi nedeniyle abartılı bir nitelik taşıyor. Utku hareketlerinde, özellikle yürüyüşünde de abartıya kaçınca bu iki abartılmış yaklaşım fazla oluyor. Birinden birinin biraz törpülenmesi gerektiği düşünüyorum. O zaman başarısının daha yalın bir ortamda daha da büyüyeceğine inanıyorum.
 
Medea’nın peşindeki Perseus’u canlandıran Musa Uzunlar, yönetmen olarak gerçekleştirdiği başarıyı oyunculuğunda da yineliyor. Bir oyuncunun sahnede hem var olması, hem de varlığını öne çıkarmaması büyük ustalık isteyen bir performanstır. Musa Uzunlar’ın ustalığı da burada ortaya çıkıyor. İyi hazırlanılmış, iyi yorumlanmış, iyi oynanan bir oyun olmuş Medea Kali.
 
Bilgi: 0212 292 39 00 / 111-138
 
 

oyunları ikincikat’ta

 
 
 
Sarı Sandalye, geçtiğimiz Mayıs ayında gerçekleşen 20. İstanbul Tiyatro Festivali kapsamında ilk gösterimini yapan O / HAKKÂRİ'DE BİR MEVSİM ve ikinci sezonunu açan AÇLIK oyunlarını ikincikat'ta sahnelemeye devam ediyor. "Açlık" Aralık ayının 13 ve 29'unda sergilenirken, "O / Hakkâri'de Bir Mevsim" Aralık ayı boyunca Çarşamba akşamları haftalık gösterimine devam edecek.
 
O, kendini bir gün ülkenin doğusunda, bir dağ başında, Hakkâri’nin Pirkanis köyünde bulur. Geçmişine dair hiçbir şey hatırlamaz. Düş ile gerçek arasında yol alırken bir yandan orayı ve oradakileri tanımakta bir yandan da kendini var etme çabasındadır. Döngüsel bir biçimde kurulup parçalanan yollarda, O ve Onlar yaşar, ölür ve anlaşırlar. Sarı Sandalye, sahnelemede oyuncuların beden ve vokal sınırlarını sonuna kadar kullanırken, mekânı da olaylarla birlikte her defasında yeniden inşa ediyor.
 
Yazan: Ferit Edgü, Uyarlayanlar: Erhan Çene, Çağdaş Ekin Şişman, Yiğit Tuna, Yönetenler: Yiğit Tuna, Çağdaş Ekin Şişman, Dramaturji: Erhan Çene, Oynayanlar: Kutay Sandıkçı, Gizem Ancı Aktepe, Gizem Taştan, Doğa Nalbantoğlu, İlyas Özçakır, Ozan Çelik, Yusuf Tan Demirel.
 
Bilgi: 0544. 537 32 81
 

Mahallenin Gençleri’nden Ayaklı Gişe uygulaması

 
 
Geçtiğimiz aylarda kurulan tiyatro kumpanyası Mahallenin Gençleri, Ayaklı Gişe uygulamasını başlattı. Topluluk, Ayaklı Gişe'yi şu şekilde anlatıyor:
 
Bilet almak için oyun gününden önce gişeye gidemiyor musunuz? Yoksa oyun saati kapıda kalmak pahasına, risk alarak mı tiyatroya gidiyorsunuz? Yahut bu konuda bir arkadaşınızı mı görevlendiriyorsunuz? Belki de tüm bu sebeplerden dolayı vazgeçiyorsunuz tiyatroya gitmekten...
 
Biz bu konuya biraz kafa yorduk, tiyatro bileti almak için başka bir yol olamaz mı diye düşündük ve “Ayaklı Gişe” uygulamasını denemeye karar verdik. Oyunumuza gelmek istediğiniz zaman telefon etmeniz ve bilet teslimi için randevulaşmamız yeterli.
 
*Gişemizin ayakları var ve nereye isterseniz biletinizi oraya getiriyor.
 
*Siz yeter ki tiyatroya gelmek isteyin. Biletinizi ayağınıza getiririz. İstediğimiz tek şey oyun gününden önce bizi aramanız. Çünkü o gün çok meşgul oluyoruz.
 
Ayaklı Gişe uygulamamız bedelsizdir. BİZE HER YER MAHALLE!
 
Mahallenin Gençleri, 'İki Efendinin Uşağı Alaturka' ile 13 Aralık Salı ve 19 Aralık Pazartesi 20.30’da Bo Sahne’de.
 
Mahallenin Gençleri, Ağa Hamamı Sokak, No: 5/3 Cihangir-Beyoğlu, İstanbul
mahalleningencleri@gmail.com  tel: 05387022264