Milliyet Sanat »Yazarlar » Seçkin Selvi | İnsan Olmamakta Direnenlere İnadına İnsan
İnsan Olmamakta Direnenlere İnadına İnsan
12 Ocak 2018 - 10:01“Doğumlar, düğünler, cenazeler bizi bir başkası yapmazlar. İçimizdeki insanda ne varsa onu ortaya çıkarırlar.”
Yazan – Yöneten: Metin Balay, Oynayan: Eraslan Sağlam, “Kiraz Çiçeği” bestesi: Cem İdiz, Şan eğitmeni: Berktay Akyıldız, Asistanlar: Atahan İsmail Keskin – Sadık Seven, Fotoğraf: Kadir Tekin, Grafik tasarımlar: Bülent Fidan, Genel Koordinatör: Ercan Ertan.
Tatavla Tiyatro beşinci yılında Metin Balay’ın yazıp yönettiği “İnadına İnsan” adlı yapıtıyla interaktif bir yorumu izleyicilerine sunuyor. Gerçek yaşam hikâyelerinden, gazete haberlerinden, röportajlardan, anı kitaplarından ve çevredeki insanların dile getirdiği hatıralarından yola çıkarak yazılan “İnadına İnsan”ı oluşturan altı epizodda insanların, din, dil, ırk, renk, cinsiyet, inanç, düşünce ve sınıf farkı gözetmeksizin, yanlış önyargılara, kendilerine çektirilen acılara rağmen, dostluk, dayanışma ve ideallerini sürdürerek ayakta kalabildiği anlatılıyor.
Duyarlılıkla yaklaşılmış hikâyeler, yer yer kara mizaha açılan bir ironik yapıyı da barındırıyor. Oyundaki altı bölümde, ülkenin farklı yörelerinden altı insan var. Kimisi tanıdık, aşina olduğumuz kişileri. Kimilerinin öyküsünü okumuşuz, duymuşuz. Kimilerinin başına gelenleri, sebep olanlar adına utançla izliyoruz.
Siyaha boyalı sahne boş. Tek bir sandalye duruyor ortada. Yanında yerde bir sepet kırmızı karanfil. Oyuncu Eraslan Sağlam geliyor kulisten. Sırtında sıradan bir tişört, ayağında sıradan bir pantolon. Ama omzunda büyük beyaz bir fular var. Fular demem laf gelişi, o beyaz kumaş aslında meddahın mendili, peşkiri, makremesi. Çünkü bu tek kişilik oyun, özü ve biçemiyle günümüz modem tiyatrosunda tek kişilik oyunların ilk örneği sayılan meddahlık zenaatının çağdaş bir gösterisi. Meddahlığın temel özelliği anlatma olduğu için, “İnadına İnsan” bu anlatımcı yapısıyla epik tiyatroya da çengel atıyor. O beyaz kumaş oyunun kimi yerinde baş örtüsü oluyor, kimi zaman oyuncu yterini siliyor ona, bazen omzuna atıyor, bazen beline bağlıyor.
Ve yine meddah geleneğinin uzantısı olarak çeşitli tipleri sesini değiştirerek, farklı şiveler kullanarak canlandırıyor Eraslan Sağlam. Ancak meddahın değneği ya da pastavı yerine elinde al karanfiller var. Acısını dile getirdiği tüm insanların anısına sunduğu barışçıl kızıl karanfiller.
Eraslan Karadenizli Hayret’i, dedesi Osman’la ninesi Tursune’yi ve bölgenin ünlü Elevit Yaylası’nın hikâyesini yörenin lehçesiyle canlandırırken türküleri de kendisi seslendiriyor. Bu arada izleyicilerle de konuşuyor, onların tepkilerine karşılık veriyor, sorular soruyor, cevaplar yetiştiriyor. Gülerek, eğlenerek seyrediyoruz oyunun bu bölümünü.
Gelin görün ki, ülkenin gerçekleri her zaman keyifle izlenemiyor. Peralı Elpiniki ile arkadaşı Ester’e, platonik bir aşkla tutulduğu Behzat’la ilişkisine sıra gelince işin rengi değişmeye başlıyor. Kahkahalar buruk tebessümlere dönüşüyor. Hele takvimler 6-7 Eylül 1955’i gösterdiğinde, görgü tanığı olmasak da, sadece duyduklarımız ve okuduklarımızla bilsek de o gaddarlığın, o vandallığın, o haydutluğun, o yanlış dış politika manevrasının sorumluluğunu bugün hâlâ duyuyor, o insana aykırı olayların yükü altında hâlâ eziliyoruz.
Metin Balay, bölümleri derlerken akıllı bir derleme yapmış. Laz nineden, Roman çiçekçiye kadar topraklarımızdaki insan çeşitliliğini, renkliliğini aktarırken, bu farklılıkları insanın özünde başarıyla harmanlamış.
Eraslan Sağlam da o insan yüreğinde buluşan çeşitli insanları “İnadına İnsan” olma ekseninde kıvrak bir oyunculukla aktarıyor.
İletişim: 0212. 233 52 30 - 0538 371 87 92
* * *
KarmaDrama Sahne’de 2400 yıllık yargı sistemi eleştirisine günümüzden farklı bir bakış
Eski Yunan komedyasının en büyük temsilcisi Aristophanes,“Eşek Arıları (Yargıçlar) adlı bu komedyasında Atina’nın adalet mekanizmasıyla alay eder. Tarihsel kaynaklar, o zamanlarda demagog ve savaştan yana olanların, yargıçları kendi siyasi çıkarları uğruna kullandığını, sıradan insanların Spartalılarla işbirliği yapmaktan suçlandığını ve insafsız yargıçlar tarafından çok ağır biçimde cezalandırıldığını aktarır. Oyun, Atina’nın çarpık adalet mekanizması üzerine kurulmuştur. O dönemlerde hemen herkes birbirini ihbar edebilmekte, kafasına esen yargıçlık yapıp kararlar verebilmekteydi. Aristophanes’in bu kişilerle dalga geçtiği oyunda babası çılgınca yargıçlık hastalığına tutulmuş bir oğulun, babasını bu illetten kurtarmak için düzenlediği birbirinden komik oyunlar anlatılır. Günümüzde yaşadığımız dünya üzerinde pek çok ülkeye baktığımızda, aslında coğrafi ve kültürel farklılıklar dışında, Aristophanes’in anlattığı öykünün hâlâ geçerliliğini koruduğunu görüyoruz. Peki, görüyoruz, ama ne yapıyoruz? İğneyi başkasına, çuvaldızı ise kendimize batırmamız gerektiğini biliyor muyuz?
KarmaDrama, Geleneksel Türk Tiyatrosu’nun izleklerini; modern tiyatronun açık biçim, yabancılaştırma, mekanik oyunculuk, postmodern ve göstermeci tekniklerini bu oyun temelinde harmanlayarak sahneye taşıyor. Metnin postmodern teknikler kullanılarak derlenmesini ve oyunun yönetmenliğini A. Togay Kılıçoğlu üstleniyor. Oyunun koregrafisini Aytül Hasaltun, ışık tasarımını Hakan Özipek, fotoğraf çekimini Oğulcan Delipınar gerçekleştirmiş. Modern bir kostüm ve dekor anlayışı ile sahnelenen “Eşek Arıları (Yargıçlar) adlı oyunu Ateş Bars, Doğa Özkol, Hazal Soncul, Işıl Sergen, Nagehan Kayahan, Yiğit Yalkın, Zeynep Güngörenler sahnede canlandırıyor.
Derici Zeynel Sok. No: 8/A Söğütlüçeşme- Kadıköy
0532 285 66 66 – 0532 448 30 72
* * *
İki ses için yazılmış bir müzik parçasını üç kişi seslendirmeye kalkarsa ne olur?
Acaba Burak'ın hayatındaki en önemli kişi karısı mı, en eski dostu mudur? H. Can Utku'nun yazıp yönettiği oyunda Zeynep Seda Alhas, Kutay Sandıkçı ve Tonguç Dikme rol alıyorlar.
"Kuartet" İkinci Kat sahnesinde gösterimlerine devam ediyor
H. Can Utku'nun yazdığı, Nazlı Durlu ile Ziya Demirel'in yönettiği Kuartet, dört farklı bireyin cinselliğe ve aşka yaklaşımlarını irdeliyor. Bir kalp birden fazlasını sevebilir mi, peki ya ikiden fazlasını?
İletişim : 0545 462 45 28 / info@otekihayatlar.com
* * *
Tiyatro Şenay’dan bu kışın en taze ve en sıcak oyunu: “Paket Servis”
Hayatta var olmaya çalışan, ev arkadaşı 2 genç kız, erkeklerin hep kendilerini kandırdıklarını ve önlerine geçtiklerini düşünürler. Erkek dünyasında kadın olarak yaşamanın güçlüklerini ve erkeklerin kadınlara istediklerini yaptıklarını konuşurken bu duruma karşı koymaya karar verirler. Hatta erkeklerden intikam almak üzere harekete geçerler. Artık sadece, ilk kurbanlarının kim olacağına karar vermeleri gerekmektedir. Aslında kurban çok uzakta değildir, sadece başına geleceklerden haberi yoktur.
Tiyatro Şenay'ın, konusuyla herkesi meraklandıran yeni oyunu “Paket Servis”, izleyen herkesi hem heyecanlandıracak hem de çok güldürecek. Siz de erkeklerin dünyasında yaşadığınızı mı düşünüyorsunuz, rekabetin dürüst olmadığına mı inanıyorsunuz, farklı bir bakış açısı mı arıyorsunuz? O zaman “Paket Servis” tam size göre bir oyun.
Eğlenceli ve hareketli hikâyesiyle “Paket Servis”, genç oyuncular Ceren Kaplakarslan, İlkem Ulugün ve Cengiz Orhonlu’yu sahne üstünde bir araya getiriyor. Darlene Craviotto’nun kaleme aldığı, Zeynep Küpeli’nin Türkçeleştirdiği “Paket Servis”in yönetmen koltuğunda Onur Şenay oturuyor. Dekorunu Sırrı Topraktepe’nin hazırladığı, fotoğraflarını Fethi Karaduman’ın çektiği, afiş tasarımını Berkcan Okar’ın yaptığı tek perdelik “Paket Servis”; 16, 23 ve 30 Ocak 2018 20.30’da izlenebilir.
"Fareli Köyün Klarinetçisi" yeni yılda bol kahkaha ve neşe getiriyor
KATS Sahne yapımı konan müzikli çocuk oyunu, “Fareli Köyün Klarinetçisi”nde, masalın anlatıcılığını üstlenen Orhan Topçuoğlu ile birlikte Onur Şenay, Ümit İlban, İlkem Ulugün ve Cengiz Orhonlu sahne alıyor. Yönetmenliğini Ümit İlban’ın, proje danışmanlığını Orhan Topçuoğlu’nun, ışık yönetmenliğini Cengiz Orhonlu’nun üstlendiği oyununun dekoru Onur Şenay, kostümleri ise İlkem Ulugün tarafından hazırlandı.
Hamelin Köyü, Hanover yakınlarındaki Aşağı Saksonya eyaletinde, Wesser Irmağı kıyısında yer alır. Söylentiye göre, 1284’te bir gün Hamelin’li çocuklar köyü terk ederler. Bu olay ve çocukların kaçış hikâyesinde başlarına gelenler 16. yüzyılda, ünlü “Fareli Köyün Kavalcısı” masalına konu olmuştur. Robert Browning’in kaleme aldığı bu ünlü masal, Paul Ramsier tarafından da müzikli masal gösterisine dönüştürüldü. Dünyada büyük ilgi gören gösteri, bu kez ünlü perküsyon ustası Orhan Topçuoğlu tarafından yeniden yorumlanarak adıyla çocuklar için sahneye taşınıyor.
Oyunu izlemeye gelen 6-10 yaş grubu çocuklar isterlerse gösteri sonrası, oyuncuların yönetimindeki çok eğlenceli bir Drama Atölyesi’ne de katılabiliyorlar. 40 dakika süren atölyede, aileler de çocuklarını izleme ve değerlendirme imkânı buluyor. “Fareli Köyün Klarinetçisi” çocuk oyunu; 14, 21 ve 28 Ocak Pazar günleri saat 14.00’te Gayrettepe KATS Sahne’de…
Adres: Müselles Sok No:3 Esentepe/İstanbul
(Gayrettepe Metro ve Zincirlikuyu Metrobüs Durağı Yakını)
İletişim: 0212 263 10 63 – 0539 545 21 21
* * *
Entropi Sahne’de “Boş Şehir”
Yazan: Dejan Dukovski, Çeviren: Bilge Emin, Yöneten: Yurdaer Okur, Dramaturg: Dilek Tekintaş, Müzik: Akın Sevgör, Dekor-Kostüm Tasarım: Başak Özdoğan, Işık Tasarım: Arek Nişanyan
Görsel Efekt Tasarım: Deniz Demir Tekatlı, Fotoğraf: Murat Dürüm, Afiş Tasarım: Ethem Onur Bilgiç, Asistanlar: Mahmut Eker, Yiğiter Bür, Oynayanlar: Mehmet Tekatlı, Umut Beşkırma
‘’Boş Şehir’’ tarafların kim olduğu ve neden çarpışıldığının bilinmediği bir savaşın ortasında, insansız boş bir şehirde son saatlerini geçiren iki asker kaçağının karşılaşmalarıyla başlıyor. İki kaçak enkaza dönmüş şehrin farklı mekanlarında vakit geçirerek bir yandan geçmişleriyle hesaplaşıyor diğer taraftan da hiçbir zaman gerçekleştiremeyecekleri hayaller kuruyorlar. Yalanla gerçeğin birbirine karıştığı anlarla dolu olan oyunda; savaşın acımasızlığı, varoluşun çıkmazları ve aile ilişkisi trajikomik bir anlatımla dile getiriliyor.
İletişim: 0216. 337 17 14
* * *
Tasarlayan ve Oynayan: Elif Temuçin - Erkan Uyanıksoy, Sahne ve Kostüm Tasarımı Lucile Larour - Ilona Klein, Hareket Dramaturjisi: Nalan Özdemir Erem, Reji Asistanı ve Ses teknik Yasemin Kır, Yapım Sorumlusu İrem Akbal, Işık Teknik: Osman Onur Can, Dramaturji: Firuze Engin.
“Şu dünyada düşeceksen yollara,
İyisi mi yedi kez doğmaya bak.
Bir kez, yangın çıkan bir evde doğ,
Bir kez, buzdan soğuk sellerde,
Bir kez, azgın deliler arasında,
Bir kez, olgun bir buğday tarlasında,
Bir kez, kimsesiz bir manastırda,
Bir kez de ahırda domuzlar arasında.
Bir ağızdan ağlayan altı bebek, yetmez:
Sen kendin yedinci olmaya bak.”
(Attila József’in “Yedinci” adlı şiirinden)
Birlikte yaşamak derdine dertlenmiş bir oyun bu. İki ‘dışlanmış/dışarda kalmış’ ‘yolcu’, trajik ve komik arasında, absürdün tam göbeğinden sesleniyor; duyan kulaklar, gören gözler için...
* * *
Dünyanın en eski oyunlarından "Yakaranlar",
ilk kez Türkçe olarak DasDas Sahne’de
DasDas, uluslararası bir projeye imza atatarak Aisykhylos’un 2500 yıl önce yazdığı ve bugüne kadar dünyanın dört yanında seyircilerle buluşan "Yakaranlar"ı, İstanbul’da sahneliyor. İstanbul Günümüzün en evrensel sorununu mercek altına alan "Yakaranlar", DasDas ve birçok kez oyunu sahneye koyan yaratıcı ekibi yönetmen Ramin Gray, müzik direktörü John Browne ve koreograf Sasha Milavic Davies’in iş birliği ile DasDas’da tiyatro severlerle buluşacak.
Aisykhylos tarafından 2500 yıl önce yazılan ve dünyanın en eski oyunlarından biri olan "Yakaranlar", 11.yüzyıla kadar Bizans topraklarında korunmuştur, şimdi de Floransa’da bir kütüphanede saklanmaktadır. Binlerce yıl sonra yeniden doğduğu topraklara dönen metin, Mısır’dan Yunanistan’a kaçabilmek için vatanlarını terk ederek bir tekneye binen elli cesur kadının mücadelesini anlatmaktadır. Aysun Şişik tarafından ilk kez Türkçe’ye çevrilen oyunda 6 profesyonel ve 44 çeşitli yaş ve grubundan amatörlerin yer aldığı 50 kişilik oyuncu kadrosuna Suriyeli müzisyen ve oyuncular da dahil olacak. ‘Yakaranlar’, 2018 yılının ilk yarısında DasDas Sahne’de tiyatro severlerle buluşacak.
İletişim: 0216. 970 03 27
* * *
Etiketler: Doğum