Milliyet Sanat
Milliyet Sanat »Yazarlar » Seçkin Selvi | Hortumcular
22 Kasım 2014 - 07:11 | 5.Frank: Özel Bir Bankanın Operası
Tiyatro Adam, Dürrenmatt’ın “5.Frank” oyunuyla yıllardır ülkemizde de pek çok örneğini gördüğümüz banka hortumlama sorununu irdeliyor
5.FRANK- Yazan: Friedrich Dürrenmatt, Yöneten: Fatih Koyunoğlu, Çeviren:Tahsin Saraç, Yardımcı yönetmen ve dramaturg: Bilgesu Kasapoğlu, Koreografi: Esra Yurttut, Müzik direktörü: Çağrı Beklen, Işık tasarım: Önder Arık, Dekor-kostüm tasarım: Şirin Dağtekin Yenen, Oynayanlar: Aşkın Şenol, Ayça Koyunoğlu, Ayça Güngör, Alican Yılmaz, Berk Yaygın, Deniz Özmen, Fatih Koyunoğlu, Gökhan Azlağ, Hivda Zizan Alp, Mehmet Solmaz, Pelin Bölükbaş, Serdar Akülker.
 
Dürrenmatt’ın 1959’da yazdığı bu oyun ilk sahnelenişinde Brecht’in “Üç Kuruşluk Operası”yla karşılaştırıldı ve olumsuz eleştiriler aldı. Bunun üzerine yazar Brecht’ten değil, Shakespeare’den esinlendiğini öne sürdüyse de, o kırgınlık üç yıl tiyatrodan uzaklaşmasına yol açtı. “Büyük Romulus”, “Yaşlı Bayanın Ziyareti”, “Fizikçiler” gibi oyunlarıyla Türk seyircisinin yakından tanıdığı yazarın bu operası, başyapıtı sayılmasa da işlediği konunun güncelliği ve evrenselliği nedeniyle pek çok ülkede sahnelendi. 
 
Dürrenmatt’ın yazar kişiliğinin yanı sıra, ressam kişiliği de var. Gençliğinden beri resme meraklı olduğu halde, tablo yapmaya ancak 1950’li yıllarda başlayan Dürrenmatt bu uğraşını,  “Ben ressam değilim. Yaptığım resimler teknik olarak çocuk resimlerine benziyor, ama düşüncelerim çocuklarınkine benzemiyor. Yazılarım nasıl düşüncelerimden kaynaklanıyorsa, resim yapmamın nedeni de düşüncelerime dayanıyor,” diye tanımlar. 
 
Sanatçının Neuchâtel’deki Dürrenmatt Kültür Merkezi’nde sergilenen çarpıcı renklerdeki tablolarında tarihî, mitolojik ve edebi motifler yer alır. Bu resimlerden biri de “Son Yemek” tablosunu çağrıştıran masa başındaki kişileri gösterir. Kendisinin de vurguladığı gibi düşüncelerini aktaran  “Federal Bankacılık Kuruluşunun Son Genel Kurul Toplantısı”  adındaki bu tablo aslında 5.Frank operasının temasını yansıtır.
 
Oyun ve Yorumu
 
Özgün adı “5.Frank: Özel Bir Bankanın Operası/Opereti” olan oyun, bir aile bankasının, yıllar içinde aileden gelen yöneticiler tarafından nasıl hortumlandığını ve nasıl tıkanma noktasına vardığını anlatıyor.
 
Vahşi kapitalizmin ilkel yırtıcılığı ve acımasızlığıyla hortumlanan bankaları ülkemizde de gördük. Bu anlayış sadece banka hortumlamakla sınırlı kalmıyor; vahşi kapitalizmin çarkına kapılan aymazlar, nasıl kendi bankalarını hortumlayıp tüketiyorsa, kendi madenlerini de hortumluyor, kendi inşaatlarını da hortumluyor. Bu hortumlamanın sonunda, yüzlerce insan göçen bir maden ocağında, ya da bir depremde un ufak olan yapılarda katlediliyor. 
 
Tiyatro Adam kadrosu, başarılı bir ekip oyunuyla başarılı bir kabare tiyatrosu örneği veriyor.
 
“5.Frank” da, batağa saplanma aşamasındaki banka yöneticilerinin işi cinayetlere vardıracak kadar gözü dönmüş bir duruma gelişini anlatıyor. Frank Özel Bankası’nın sahipleri, yakında kutlayacakları 200. kuruluş yıldönümünün ardından bankayı tasfiye etmeyi planlıyorlar. Beklenmedik bir takım olaylar yüzünden işler planladıkları gibi gitmeyince de zorbalıkları giderek artıyor. Sonunda, yine örneklerine tanık olduğumuz gibi, devlet masum vatandaşları mağdur etmek pahasına bankayı batmaktan kurtarıyor.
 
Opera komik ya da komik operet olarak nitelendirilen yapıtın özgün müziğini Paul Burkhard yapmıştı. Belki de klasik opera müziği çerçevesindeki o yaklaşım, oyunun ilk sahnelenişindeki eleştirilerin nedeni olmuştur diye düşünüyorum. Tiyatro Adam, oyunu bir kabare tiyatrosu anlayışı içinde yorumluyor, müzik de kabare tiyatrosunun ritmini yansıtıyor. Bu yaklaşım oyunun başarısına büyük destek veriyor. Tiyatro Adam oyuncuları, anlaşmış bir ekip olarak büyük bir uyum içinde 5.Frank’ı başarı grafiğinde yükseltiyorlar. 
 
Tiyatro Adam, geçen yıl sergilemeye başladığı, bu yıl da sürdürdüğü Bertolt Brecht’in “Arturo Ui’nin Önlenebilir Tırmanışı” oyunundan sonra bu sezon sahnelediği Friedrich Dürrenmatt’ın “5.Frank” oyunuyla politik tiyatro alanındaki yerini pekiştiriyor. 
 
 
Ortaköy Afife Jale Sahnesi: 0212. 236 10 27
 

Oyun Atölyesi’nde Bir Retrospektif

“Dolu Düşün Boş Konuş”

 
 
1999 yılında oyun atölyesi'nin açılış oyunu olan “Dolu Düşün Boş Konuş” 15 yıl sonra yeni kadrosu ile perde açtı.
 
Dolu Düşün Boş Konuş, sistemin tüm kıyıcı kuralları içinde, başkalarına karşı takındığımız değişken maskelerimiz ve bu maskelerin ardında, içimizi kemiren, didikleyen, çoğu zaman da bizi gülünç durumda bırakan kaygılarımızın karşıtlığı üzerine kurulu komik bir 'trajedi'.
 
Steven Berkoff'un yazdığı, Haluk Bilginer'in çevirdiğiı oyunu Muharrem Özcan yönetiyor. Oyunun sahne tasarımını Özlem Karabay, müziklerini Çağrı Beklen, ışık tasarımını Hakan Özipek yaptı. Oyunda Hasibe Eren,  Fatih Al, Gökçer Genç, Tuna Kırlı ve Murat Okay rol alıyor. 
21, 22, 23, 28, 29, 30 Kasım’da 20.30, 
Cumartesi günleri ayrıca 16.00’da indirimli matine.
 
(0 216 345 39 39)
 

Talimhane Tiyatrosu’nda “TATYANA”

 
Meral Çetinkaya
 
Melis Tezkan ve Okan Urun tarafından oluşturulan disiplinler arası topluluk ‘biriken’in sahneye koyduğu “Tatyana” oyunu Meral Çetinkaya, Fırat Çelik, Defne Halman, Mehmet Bilge Aslan, Kanbolat Görkem Arslan, Yelda Baskın, Pınar Göktaş ve Ahmet Yaşar’ı bir araya getiriyor. Oyun Rus edebiyatının usta ismi Çehov’un ve Aleksey Suvorin’in “Tatyana Repina” oyunlarının çağdaş bir uyarlaması. Sahnedeyken intihar eden oyuncu Tatyana Repina’nın hayatla ilişkisinin ele alındığı oyun Kasım ayında her Salı saat 20.30’da Talimhane Tiyatrosu’nda izleyicisiyle buluşacak. 
 
İntiharı ve hayatı sorgulayan “Tatyana”, para, hırs, yeni dünya düzeni gibi konuları gözler önüne seriyor. Tatyana, başrolünde oynadığı oyunun prömiyerinden sonra bir parti verir. O ve yedi konuğu, müzik ve içkiyle ilerleyen bir gecenin kahramanlarıdır. Yeni zengin David, çapkın mirasyedi Peter, genç ve hırslı oyuncu Mâşa, milletvekili eşi ve iki çocuk annesi Anna, varlıklı dul Vera, gazeteci Mikhail. Tatyana'nın kararının gölgesindeki gecede ve sonrasında seyirciler eski çıkar ilişkilerinin ve maskelerin yenileriyle yer değiştirmesine tanık olurlar.
 
TALİMHANE Tiyatrosu,
Abide-i Hürriyet Cad. No: 211 
BlackOUT AVM / ŞİŞLİ
TEL: 0212 238 85 09
 
 

Annemin Şoförü

 
“Hayat çok kısa, her anını yaşamak lazım..”
 
Tiyatro Kedi, “Bayan Daisy ve Şoförü” adlı filmden Hakan Altıner’in uyarlayıp yönettiği “Annemin Şoförü” oyunuyla sezonu açtı.  Dekor-Kostüm tasarımı,Tülin Pural’ın, Işık Tasarımı Özgür Kaan Pural’ın imzasını taşıyor.
 
Suna Keskin’in kuralları olan, soylu, ödünsüz bir “İstanbul Hanımefendisi”ni canlandırdığı oyunda Atila Pekdemir altmışlarında, ömrü “şoförlük”le geçmiş bir Karadenizli olarak karşımıza çıkıyor. Selda Özbek, yaşam koşulları yüzünden yaşlı hanımın bakıcısı olma noktasına gelmiş eski bir pavyon şarkıcısını canlandırırken, Damla Cercisoğlu, yaşlı hanımın biricik kızını oynuyor.
 
“Annemin Şoförü”, birbirini çok seven ama aynı oranda “dediğim dedik” dört kişinin öyküsü. Kimi zaman hüzünlü, kimi zaman öfkeli, ama çoğu zaman neşeli bir macera. Kısacası, hepimizin hayatı gibi…
 
Abide-i Hürriyet Cad. No:211
Blackout AVM Şişli İstanbul
www.tiyatrokedi.com
(212) 257 7936
 

Bekleyiş

 
 
Fazıl Say’ın olağanüstü müzikleriyle güçlenen  hüzünlü bir aşk ve insanlık hikâyesi.
Çeşitli nedenlerle kadınlar kocalarını, sevgililerini bekler, hep bekler. Oyun sadece İkinci Dünya Savaşı sırasında gidip de dönmeyen kocasını bekleyen bir kadının acısını değil, bütün insanların ortak acılarını anlatıyor. Onun  hayatta olup olmadığını bile bilmeden, umarsızlık içinde  bekliyor. Aşk çoğu kez karşılık beklemeden sevmektir. Kadını seven, onun acılı bekleyişine ortak olan diğer adam için de öyle. Aşk yalnızca tek  bir kişiyi mi sevmektir? Savaşlar yalnızca öldürmüyor. Kalıcı hasarları arasında umutları, yaşam sevinçleri  sonsuza kadar yok olmuş insanlar var. Kadın savaş mağduru mudur? Ama bu oyunda mağdurlarla suçlular aynı kefede sanki. Çünkü savaş birkaç insanın değil, tüm insanlığın suçudur. Oyundaki şu sözler her şeyi açıklamaya yetiyor:  “Hiç kimseyi, hiç bir halkı, hiç bir ırkı suçlamadı, insanlığı suçladı”. Günümüzde ne değişti diye düşünmeden edemiyor insan; Tekerrür eden tarih eşliğinde değişen sadece insanlar mı yoksa rolleri midir?
Marguerite Duras’dan esinlenerek yazan: Zeynep Avcı, Yöneten:Filiz Kutlar ve Sibel Yıldırım Özer, Müzik: Fazıl Say, Dekor kostüm: Gürel Yontan, Işık tasarım:  Murat  Selçuk, Oynayan: Filiz Kutlar.
 
Her Salı 20.30’da.
Maya Cüneyt Türel sahnesi
Halep han, kat 2- İstiklal caddesi
tel: 0212. 252 89 91
 

ISTANBUL’74 Galatasaray’da

“DEFNE KOZ – SOLID AIR” SERGİSİ

 
 
ISTANBUL’74 ve Defne Koz işbirliğinde oluşturulan oneoffinfinity markası,  ilk serisi ‘Defne Koz - Solid Air’ koleksiyonu ile tasarım dünyasıyla buluşuyor.
 
6 Kasım - 8 Aralık  tarihleri arasında ISTANBUL’74 Galatasaray Galeri’de sergilenecek koleksiyon; dünyaca ünlü tasarımcı Defne Koz’un tasarladığı doku, s¸ekil ve ıs¸ık efektleriyle derinlemesine yoğrulmuş heykelsi parçaları bir araya getiriyor. Yenilikçi 3D üretim teknolojilerinin, parametrik geometrinin ve LED ışık kaynaklarının potansiyelini keşfetmeye yönelik tasarlanan koleksiyon, 12 parçadan oluşuyor.
 
ISTANBUL’74 ile birlikte oluşturduğu “oneoffinfinity” markasının ilk serisi ‘Defne Koz - Solid Air’ koleksiyonunu ilk kez gösterime sunan Defne Koz,“Bir sanat ve kültür platformu olan ISTANBUL’74 ile birlikte oluşturduğumuz bu markanın ilk serisi ‘Solid Air’ koleksiyonunda yer alan her bir ürün, endüstriyel tasarım kültürünü oluşturan seri üretim teknolojisi ile üretilmekle beraber “oneoffinfinity” markasında yer alan hiçbir tasarım birbiri ile aynı olmayacak, her ürün ‘benzersiz’ olacak.”  dedi.
 
İletişim: 0212.244 29 96
 

ISTANBUL’74 Karaköy’de, 

Kezban Arca Batıbeki’den “Manzarasız Bir Oda” 

 
 
ISTANBUL’74 Karaköy galeri, 10 Kasım – 15 Aralık tarihleri arasında Kezban Arca Batıbeki’nin sadece “kadın”a değil “birey”e yönelik içsel ve çevresel kuşatmayı ele alan “Manzarasız Bir Oda” sergisine ev sahipliği yapıyor. İzleyicilerine; bir aralıktan gizlice içeriye bakıyor duygusunu yaşatmayı amaçlayan sergi, Batıbeki’ nin en kapsamlı sergilerinden biri olacak. Duygu yüklü andaçlara sahip üretimlerden oluşan  “Manzarasız Bir Oda”; tümüyle farklı medyumlardan oluşuyor. Tüm mekana yayılan enstalasyonları da içeren sergi; üzerinde ahşap kolajların yer aldığı 5 ahşap panodan oluşan obje-resimler ve bu panoların, eski bir teknik olan fotogravür tekniğiyle değişimlere uğramış yeniden üretimlerinin yanı sıra, başrollerini; Nurgül Yeşilçay, Yiğit Karaahmet ve Hakan Ezer’ in oynadığı, Atıf Yılmaz’ın, 1986 yapımı “Ahh Belinda!..” filminin, 9.5 dakikalık yeni bir yorumunu da içeriyor.
 
Kezban Arca Batıbeki’nin bir filmin fragmanında geziyor hissinde kurguladığı anlatım, panalordan ortaya çıkarak; gravürleri, enstalasyon ve kısa filmi de içine alacak şekilde genişliyor. Ortaya çıkan bu anlatım dili ile bütünselliği pekiştiren Batıbeki’nin yapıtına eklemlenen “Ahh Belinda!..” adlı kısa filmi, son derece ustalıklı anlatımı ve farklı yaklaşımıyla, Atıf Yılmaz’ ın aynı adlı kült filmiyle de bağ kuruyor.
 
Kemankeş Caddesi, Galata Şarap İskelesi Sok.
Süha Fazlı Han No.8 D.3 Karaköy, 
Salı-Cuma 11:00-19:00 Cumartesi 12:00-18:00
 

Rampa Galerisi, Çağdaş Kahriman'ın Türkiye'deki ilk kişisel sergisini ağırlıyor

 
Prairials de Gezi 2013, 127x190x5 cm. mukavva kesme-yapıştırma
 
Rampa, 8 Kasım - 20 Aralık tarihleri arasında Çağdaş Kahriman'ın Türkiye'deki ilk kişisel sergisine ev sahipliği yapacak. 1977 yılında Ankara'da doğan Kahriman, eğitimini Paris'te Sorbonne Üniversitesi'nin ardından Montreal'de Concordia Üniversitesi'nde tamamladı. Sanatçı, yedi yaşında göçmen olarak gittiği Paris'te yaşıyor ve çalışmalarını sürdürüyor. Desen, animasyon, ses ve videolar üreten Kahriman, ele aldığı kavramlara bağlı olarak farklı yaklaşımları zorunlu kılan karma ve melez bir uygulamayı benimsiyor. Sanatçı, videolarında, dünyevi deneyimleri uçucu olgularla yer değiştirerek; sosyal koşullanmaların, gündelik pratiklerin ve kuralcı süreçlerin potansiyel şiddetini izleyiciye aktarmayı hedefliyor. Kahriman, çizimlerinde ise, insanlık haline ilişkin paradoks ve ikilemlerle yüzleştirildiğinde ortaya çıkan fiziksel ve fizyolojik duyarlılıkları sorguluyor. Söz konusu meseleleri incelerken, sanatçı, zamanla, tarihle, yıkıcı ve şiirsel kırılganlıkla ilgili bağlantılarına dayanan çeşitli sanatsal araçları kullanıyor.Kahriman, çıkarma, azaltma ve keserek parçalarına ayırma yöntemlerini kullanır. Işıklar ve gölgelerle oynayarak farklı malzeme ve kâğıtları üst üste bindirir, biçimlendirir.
 
Şair Nedim Caddesi No: 21a
34357 Beşiktaş, 0212. 327 08 00
 

Olbinski Afişleri