Milliyet Sanat
Milliyet Sanat »Yazarlar » Seçkin Selvi | Heyecan veren bir proje
15 Mart 2018 - 04:03
Aisykhylos’un 2.500 yıl önce yazdığı, erkekler önünde diz çökmeyen 50 genç ve cesur kadının hikâyesi “Yakaranlar”, yazıldığı topraklarda ilk kez Türkçe sahneleniyor.
 
YAKARANLAR- Yazan: Aiskhylos, Reji: Arif Pişkin, Didem Balçın, Mert Fırat, Volkan Yosunlu, Çeviren: Aysun Şişik, Müzik : Vedat Yıldırım, Metehan Dada, Müzikal Direktör: Masis Aram Gözbek, Koreografi: Büşra Firidin, Ezgi Künktakan, Proje Asistanı: Onur Tanyeri, Video & Fotoğraf: Mehmet Can Mıcık, İnanç Kalaycı, Müzisyenler: Zeynep Oktar, Tarık Aslan, Boran Mert
Oyuncular: Abdullah Karanfil, Alara Cihan, Ali Özün Aydın, Aslıhan Aydoğan Büyükakgül, Asya Özkök, Ataberk Öge, Bahadır Buyruk, Bensu Alkan, Bilgesu Akın, Buse Demirel, Cansu Boz, Cansu Reyhan, Duygu Taylan, Edip Tepeli, Elif Cansu Akbıyık, Elif Ertem, Emir Bozgan, Engin Kuraloğlu, Evren Bingöl, Ezgi Yazıcı, Fem Şakoğlu, Furkan Yazıcı, Gizem Kök, Hayal Köseoğlu, İdil Önen, İpek Sobutay, Mert Tosun, Mine Nazlım Balık, Nazlı Deniz Mercan, Nihan Şentürk, Nila Fırat, Onur Tanyeri, Ozan Örsel, Ronahi Aksoy, Seryal Baysan, Sıla Korkmaz, Şebnem Ahi, Şeyma Cengiz, Umur Sungurlu, Valida Primova, Yasemin Kır, Yılmaz Gökgöz.
 
DASDAS topluluğu alkışlanası bir projeyi hayata geçirdi. Aisykhylos’un 2.500 yıl önce yazdığı, erkekler önünde diz çökmeyen 50 genç ve cesur kadının hikâyesi “Yakaranlar”, aylar süren bir çalışma sonunda 8 Mart Emekçi Kadınlar Günü’nde seyirciyle buluştu. Kadına yönelik şiddet, taciz, dışlama, ötekileştirme sorunlarıyla boğuştuğumuz ve yetkili kişilerle makamların neredeyse bu suçların faillerinin sırtını sıvazlarcasına aldıkları kararlar ortamında bu oyunun seçilmesi, zamanlaması çok anlamlı. Ama daha da anlamlı olan, oyunda rol alan kadınların profesyonel tiyatrocular değil, avukat, bankacı, kabin amiri gibi çok çeşitli alanlarda çalışan meslek kadınları olması.
 
 
 
Oyun 
 
Elli cesur kadın, Mısır'dan Akdeniz’e kaçabilmek için yaşadıkları yeri terk ederek bir tekneye binerler. Vatanlarında maruz kalacakları zoraki evlilikten, eşitsizlikten, haksızlıklardan kaçarak, korunma ve yardım umuduyla bugünkü Yunanistan sınırları içindeki Argos devletine sığınma talebinde bulunurlar. Kadınlar bu talepte bulunurken bir yandan da büyük kaygılar içindedirler: “Her şey ters giderse bize ne olacak? Argos’un vatandaşları bizi korumak için oy kullanacak mı? Yoksa savaş tehdidi altında geri adım mı atacaklar?”
 
DAS DAS projesi şöyle tanıtılıyor:
 
“2500 yıl önce Aisykhylos tarafından yazılmış olan bu oyun, dünyanın en eski oyunlarından biri olmakla birlikte özünde, elli genç kadının yaşadıkları baskıya karşı durarak hep bir ağızdan o çağlardan günümüze bir seslenişi. Oyun, içinde barındırdığı ritüelistik tavır ve teatral arkeolojik yapısıyla insanlığın en derin ve en gizemli fikirleri ile bağlantı kuruyor. Biz kimiz? Nereye ait olduk?
 
 Mültecilerin yaşadıkları, erkeklerin şiddeti ve kadın hakları konularının birbirleriyle olan kaçınılmaz bağları oyunda ortaya seriliyor. Türkçeye ilk defa çevrilen oyun, tüm bu sorunların karşısında insanlığımız için ödemek zorunda olduğumuz bedeli, hem Avrupa hem de Türk toplumunun karşı karşıya kaldığı politik ve ahlaki soruları harmanlıyor. Daha da şaşırtıcı olan, bu hikâyelerin yaşadığımız coğrafyanın kalbinden fışkırması. Oyunun temelinde yer alan Zeus ve Io miti Yunanistan'dan Mısır'a uzanan bir hikâyeyi konu alıyor. Ve bu oyunun yaşadığımız kentle olan tarihî ve ironik bağlantısının yanı sıra bu kentte yaşayan bizlerin bu projenin sesi olacak olması daha da önemli bir hal alıyor.”
 
Zeus ve Io efsanesi
 
Oyundaki kadınlar Mısır’dan Argos’a (Yunanistan’a) kaçarken, Yunan mitolojisinde de ters yönde bir yolculuk anlatılır. İo, Yunan mitolojisinde, nehir tanrısı İnakhos’un kızıdır. Baş tanrı Zeus, İo’nun güzelliğiyle büyülenir. Ancak İo, Hera Tapınağı’nda rahibedir ve Zeus’u reddeder. Zeus bunun üzerine İo’ya uykusunda musallat olur. Bunun üzerine babası, İo’yu ülkesinden kovar. Zeus biçim değiştirerek, ülkesinden sürülmüş İo’ya yaklaşır. Hera, bir şeylerden şüphelenerek Zeus’un yanına gelir. Zeus, İo’yu gizlemek amacıyla beyaz bir ineğe dönüştürür. Hera ise, Zeus’u uzak tutmak için ineği yüz gözlü canavarın korumasında bırakır. Zeus, Hermes’i yollayıp devi öldürtür. Bunun üzerine Hera, ineğe dönüşmüş İo’yu sürekli rahatsız etmesi için bir at sineği yollar. İo sinekten kurtulmak için kaçarken yolları, ovaları, dağları ve hatta kıtaları aşar ancak bir türlü kurtulamaz. Sonunda derin bir vadinin kenarına gelir. Tam vadiyi geçerken, alan suyla dolar ve eski Yunanca “inek geçidi” anlamına gelen Bosphorosus (İstanbul Boğazı) oluşur. Efsane bu kadarla da kalmaz. İo kaçarken sinekten kurtulmak için başını bir sağa bir sola sallayarak boynuzunu oradan oraya vurur ve toprak parçalarını birbirinden ayırır, derin yarıklar oluşturur. Bunlardan birisi de Haliç’tir. Altın renkli boynuzu ile bu iç denizi oluşturduğu için Haliç’e Altın Boynuz adı verilir. 
 
Ve 2400 Yıl Sonra…
 
8 Mart 2018 akşamı Beyoğlu’ndaki kadın yürüyüşü
 
Anlaşıldığı kadarıyla, erkeklerin kadınlara bakış açısı 2400 yıldır değişmemiş. Hatta o zaman sadece evlenmek adına kadınları kaçırmaya kalkışan, o yüzden kadınları zorlayan erkekler yerine bugün Türkiye’deki erkekler elleri kanlı olarak dolaşıyorlar artık. İstatistik verilere göre (sayılar artıkça ne yazık insan yaşamı istatistiklerin konusu oluyor) yaklaşık her gün bir kadın öldürülüyor, bir kadın ve çocuk taciz ediliyor. Neyse ki, 2400 yıl önce Mısır’dan kaçan kadınların tepkisi bugün “Benim bedenim benim kararım” noktasına vardı ve binlerce kadın 8 Mart’ta ülkenin çeşitli yerlerinde saygı duyulacak bir duruş sergilemeyi gerçekleştirdi. DasDas proje ekibini, yönetmenleri ve bütün deneyimsizliklerine rağmen canla başla oynayan amatör kadın oyuncuları kutluyorum. Oyun 19 ve 26 Mart’ta yine oynanacak.
 
İletişim: 0216. 970 03 27
 
* * *
 

Dünya Düz?

 
 
Üçüncü A Corner in the World Festivali 2-13 Mayıs’ta bomontiada merkezli gerçekleşecek.
 
2005’te hayatını kaybeden Amerikalı ünlü radikal feminist ve yazar Andrea Dworkin şöyle diyordu:
"Kadınlara dünyanın bizim için düz olduğu öğretildi, ve eğer fazla ileri gidersek aşağı düşebileceğimiz. Buna rağmen bazılarımız fazla ileri gitti ve şimdiye kadar düşmedik. Benim inancım, benim feminist inancım odur ki düşmeyeceğiz."
 
Bazen dünya düz. Bazıları için daha da düz. Fazla ileri giden düşebilir. Ama ne kadar fazla?
Bu yaklaşıma ağırlık veren A Corner in the World Festivali’nde performanslar, konserler, sergiler, Köşe Bucak Bomonti, Alt 29'59'', Corner Pro etkinlikleri yer alacak. Türkiye, İran, Tunus, Fas, Lübnan, Kosova ve Suriye'den sanatçıları ağırlayacak program yakında açıklanacak.
 
WALK AROUND THE CORNER İÇİN AÇIK ÇAĞRI: SON BAŞVURU 25 MART
 
Türkiye’den sanatçıların kısa performanslarını Bomonti’nin çeşitli mekânlarında izleyiciyle buluşturacak performans yürüyüşü Walk Around the Corner, A Corner in the World Festivali kapsamında 6 Mayıs pazar günü gerçekleşecek. Yerli sanatçıları, uluslararası sanat profesyonellerini ve mahallelileri bir araya getiren bu yürüyüş, sizi hem Bomonti sokaklarında hem de Türkiye sahnelerinde ‘köşenin ardında’ neler olduğuna dair bir keşfe davet ediyor.
 
AÇIK ÇAĞRI
 
Çeşitli açık ve kapalı alanlara adapte edilebilecek, en fazla 20 dakikalık, minimum teknik altyapıya ihtiyaç duyan sahne sanatlarının her alanından performanslar arıyoruz. Bitmiş kısa iş, work-in-progress ya da uzun bir işin bir bölümü ile başvurabilirsiniz. Çağrı, Türkiye’de yaşayan sanatçılar içindir. İstanbul dışında yaşayan sanatçılar seçildikleri takdirde İstanbul’a ulaşım ve konaklama masraflarından kendileri sorumlu olacaklardır. 
 
BAŞVURMAK İÇİN
 
Pdf formatında proje dosyası+performans süresi+fotoğraf ya da varsa video+sanatçı/ekip CV’siyle infoalt@bomontiada.com adresine başvurabilirsiniz.
 
Alt 29’ 59’’ İÇİN AÇIK ÇAĞRI: SON BAŞVURU 25 MART
 
Alt 29’ 59’’, bu ay A Corner in the World Uluslararası Sahne Sanatları Festivali’ne özel bir çağrı yapıyor. Festivalin teması (Dünya Düz?) özelindeki kısa performanslara öncelik veren buluşma, 2-13 Mayıs tarihleri arasındaki festival kapsamında gerçekleşecek. 
 
BAŞVURMAK İÇİN
 
 Süresi 30 dakikayı geçmeyen, minimum teknik ekipmana ve provaya ihtiyaç duyan (mekânda sadece gösteri günü 1 saat çalışma imkanı olacak) sahne sanatlarının her alanından canlı performanslar arıyoruz!
Bu koşullara uyan performanslarınızın sunum dosyası, videosu ya da fotoğrafları, süresi ve CV’niz ile infoalt@bomontiada.com adresine ALT 29’59’’ başlığıyla gönderebilirsiniz.
 
 

“Seyirciye sövgü” Mart ayında izleyicisiyle buluşmaya devam ediyor

 
 
 
 
2’inci Dünya Savaşı sonrası kuşağın en önemli yazarlarından Peter Handke’nin 60’lı yıllarda kaleme aldığı ve sahnelendiği her ülkede büyük ses getiren dünyaca ünlü oyunu “Seyirciye Sövgü”, Versus Tiyatro prodüksiyonu olarak sürüyor.
 
Tamamen sözcük oyunlarından oluşan akışıyla tiyatro izleyicisine pek de alışık olmadığı bir seyir deneyimi yaşatan “Seyirciye Sövgü”, Kayhan Berkin’in tek kişilik performansıyla akıllarda yer ediyor.Spot ışıklarını sahneden seyirci koltuklarına çeviren oyun, alışılagelen izleyen / izlenen ilişkisini ters yüz ederken, eleştirel bir üslupla “seyirci olma” kavramını da sorgulamaya açıyor.
 
“Yeteri kadar oturduğunuz yerden sahnede olup bitenleri izlediniz, güldünüz, ağladınız, heyecanlandınız, dedikodu yapıp ahkâm kestiniz. Orada, öylece, oturduğunuz yerde… Yeteri kadar! Yetti artık! Artık konu sizsiniz! İlgi odağında siz varsınız! Bu akşamın keşfi sizsiniz!”
 
Yazan: Peter Handke, Uyarlayan & Oynayan: Kayhan Berkin, Afiş Tasarım: Gökhan Kodalak.
 
17 Mart  garajistanbul, 23 ve 30 Mart Endless Art, 24 Mart ikincikat , 31 Mart  Talimhane Tiyatrosu’nda saat 20.30’da.
 
Bilgi :Ezgi Aktaş - ezgiaktastr@gmail.com / 0505. 546.95.18
 
 
* * *
 

Kürklü Venüs Nisan’da Yeniden Gösterimde

 
 
Pervin Bağdat ve Ersin Umut Güler
 
 
 
David Ives’ın oyun içinde oyun kurgusuyla yazılmış ve sürpriz finali ile dikkat çeken yapıtı “Kürklü Venüs”te oyuncular farklı karakterleri oynayarak rolden role giriyorlar. Bu karakter değişimleri onları yüzleşilmesi gereken pek çok soruyla karşı karşıya bırakıyor.
Bu oyun içinde oyunda Mazoşizmin isim babası Leopold von Sacher-Masoch'un mazoşist edebiyatın kilometre taşı “Kürklü Venüs” romanını (1870) sahneye uyarlayan yazar-yönetmen Thomas Novachek ve başrol için seçmelere gelen bir oyuncu arasındaki kadın erkek ilişkileri anlatılıyor. Yönetmen oyundaki Vanda Dunayev rolü için aradığı kadın oyuncuyu bulamamıştır. Seçmeler bitip herkes gittikten sonra Vanda Jordan adında esrarengiz bir oyuncu tiyatro salonuna geliyor. Binlerce yıllık kadın-erkek ilişkisi üzerinden toplumsal cinsiyet meselesine, bireyin arzularının karanlık taraflarına ve insan doğasının sınırlarına doğru bir yolculuk başlıyor.
 
Yazan: David Ives, Çeviren-Dramaturgi: Şafak Özen, Yöneten: Ersin Umut Güler, Dekor-Işık Tasarımı: Cem Yılmazer, Kostüm Tasarımı: Özlem Kaya, Ses, Efekt Tasarımı, Müzik: Tufan Dağtekin, Afiş Tasarımı: Uğurcan Ataoğlu, Afiş ve Oyun Fotoğrafları: Orhan Cem Çetin, Saygın Serdaroğlu, Oynayanlar: Pervin Bağdat, Ersin Umut Güler.
 
Oyun 12 Nisan’da artısahne’de, 20 Nisan’da KKM Gönül Ülkü ve Gazanfer Özcan Sahnesi’nde izlenebilir.
 
* * *
 
Etiketler: Aisykhylos  Yakaranlar