ÖZEL KADINLAR LİSTESİ- Yazan: Neil LaBute, Çeviren: Pınar Töre, Yöneten: Tuğrul Tülek, Oyuncular: Deniz Karaoğlu, Feri Baycu Güler, Beste Bereket, Hülya Gülşen, Başak Daşman.

 

İstanbul seyircisi yeni bir tiyatro ve yeni bir oyunla tanıştı. Mam’Art Tiyatro; Neil LaBute’un yazdığı “Özel Kadınlar Listesi” ile perde açtı. LaBute, “Şeylerin Şekli”, “Şişman Domuz” ve “Zorla Güzellik” oyunlarıyla Türk seyircisinin iyi tanıdığı ve sevdiği bir yazar. Şimdilerde Oyun Atölyesi’nde de “Hansel ve Gretel’in Öteki Hikâyesi” oynanıyor.

 

“Özel Kadınlar Listesi günümüz hastalığı şöhreti konu alıyor,” diye tanıtılan oyun, yazarın sağlam kurgusu yanı sıra, konunun ülkemiz için çok güncel olması açısından da önemli. Zira artık toplumumuzda “ünlü” olmak gibi bir meslek ortaya çıktı. Bu “ünlülük” öyle sanıldığı gibi meslekteki başarıdan kaynaklanmıyor; tam tersine meslek, ünlü olmaya bağlı. Örneğin kocanızı ya da karınızı aldatıp magazin konusu oluyorsunuz. Ya da tuhaf giyiminizle ün yapıyorsunuz. Veya bir takım televizyon programlarına katılıp karşınızdakilerle kavga ederek nam salıyorsunuz. Ondan sonra ister mağaza açarsınız, ister kozmetik ürün üretip satarsınız. İster dizilerde rol kaparsınız. Kimse sizin yaptığınız işte bir beceriniz, yetkinliğiniz, yeteneğiniz olup olmadığını sorgulamaz. Daha da acısı, müşteri ve reyting getirdiğiniz için aranan biri olursunuz. Bu yüzden “Özel Kadınlar Listesi” bize hiç yabancı değil. Çünkü günümüzde çapkınlık da “ünlü” ve “zengin” olmanın olmazsa olmazlarından biri. 

 

 

Oyunumuzun kahramanı da çapkın, çapkınlıklarını anlattığı kitabı bestseller olunca da kısa zamanda şöhrete ulaşmış genç bir erkek. Çoğu ilişkisinde de, tek söz söylemeden çekip gitmiş, arkasında ne bıraktığını, neleri yıktığını, kendisine gönül vermiş olanları nasıl bir yürek acısına düşürdüğünü aklına bile getirmemiş bir sorumsuzluk örneği. 

 

 

Şimdi evlenmek, akıllanıp uslanmak niyetinde görünüyor. Evlenmeden önce de, bir dönem hayatına girmiş olan, bir nebze sorumluluk duyduğu, kendince özel saydığı kadınlarla buluşmak, onlarla bir bakıma helalleşip vicdan yükünü sırtından atarak dünya evine girmeyi planlıyor. 

 

Dört kadınla dört ayrı otel odasında buluşuyor. Onlara ihtiyacı olduğunu söylüyor. Geçmişin hesabını kapatmaya çalışıyor. Ne var ki, arkasını dönüp gittiği kadınlar, eskiden ne kadar büyük tutku yaşamışlarsa da, artık hesap soracak konuma gelmişler. Adamı didik didik ediyorlar. Adamsa susuyor, “Sana ihtiyacım var,” dışında fazla bir şey söylemiyor, kendini haklı çıkarmaya çalışmıyor. 

 

 

Biz saf seyirciler de, içimizden kadınlara alkış tutup, adama “Oh olsun” diyoruz. Diyoruz da yıllar önce istismar ettiği kadınları, yine, yeniden, yepyeni bir biçimde istismar etmeyi planladığını pek sezemiyoruz. Oyunun büyük sürprizi de işte orada düğümleniyor. 

 

Hak edilmemiş şöhret bir kez kapıyı çalmaya görsün, insana ne akıl almaz işler yaptırır. Yaptırır ki o şöhret devam edebilsin. Kaç can yakarsanız kitabınızın satışı kaç oy (pardon, kaç adet) artar?

 

 

Yönetmen Tuğrul Tülek, bu alabildiğine karmaşık ilişkileri, alabildiğine şeffaf bir ortamda sunuyor. Oyun, yan kanatları camla kaplı bir sahnede oynanıyor. Bu cam panellerin üzerinde, yazarın hayatına girmiş kadınların çeşitli sözleri yer alıyor. Adam her buluşma öncesi, eski sevgilinin camdaki sözleri üzerine bir rakam yazıyor. Böylelikle epizot değişimleri belirtiliyor ve gelenin kaçıncı maceranın kahramanı olduğunu öğreniyoruz. Birkaç mobilya parçasından oluşan yalın dekor, her oda değişiminde farklı biçimde yerleştirilerek yeni mekân gerçekleştiriliyor. Sahnenin arka planındaki portatif elbise askısında da genç adamın farklı kadınlarla buluşmalarında değiştirdiği bir dizi gömlek asılı. Bu farklı gömlekler, bir anlamda adamın gömlek değiştirir gibi sevgili değiştirmiş olduğunu simgeliyor. 

 

Yazarın lise yıllarındaki ilk aşkını canlandıran Feri Baycu Güler, o ilk kırgınlığı hâlâ sürdüren, o burukluğu içinden atamamış ev kadınında çok sıcak bir kişilik çiziyor. İlişkileri bittikten sonra hiç evlenmeyen ve başta cinsellik olmak üzere erkeğe olan duyguları körelmemiş sevgilide Beste Bereket, neredeyse yeniden gönül çelmeyi başarma noktasına kadar çıkarıyor oyunculuk grafiğini. Evli barklı, profesör sevgili, Hülya Gülşen’in ölçülü oyunuyla kadının hem hesap soran, hem de ha deyince ilişkiye yeniden başlamaya hazır tavrını başarıyla aktarıyor. Doktoru oynayan Başak Daşman ise, ikiz kardeşine bile niyetlenmiş olan adama anlattıklarıyla kötü bir oyun oynarken, adamın oynadığı kötü oyunu da açığa çıkarıyor.    

 

Deniz Karaoğlu ise oyunun başından sonuna, yer yer sorumluluğunu hatırlayan, yer yer pişmanlık gösteren, yer yer eski sevgililerinden birine ya da birkaçına karşı hâlâ bir takım duygular besleyen adamı sahnedekileri de salondakileri de inandıracak bir başarıyla oynarken, oyunun sonunda gerçek yüzünü de aynı inandırıcılıkla göstermeyi de biliyor.  

 

Bir bestseller kitabın getirdiği şöhrete dayanan oyunun kendisi de bestseller kurgusunda, akıcı bir anlatımla yürüyor. Tuğrul Tülek’in kolaycılığa kaçmayan rejisi ve oyuncuların başarılı yorumuyla Mam’Art ‘ın iyi bir başlangıç yaptığını söyleyebilirim. 

 

“Özel Kadınlar Listesi”,  Kasım ve Aralık ayında her Pazartesi Salon İKSV ‘de her Cumartesi BO Sahne’de saat 20.30’da seyircisiyle buluşacak!

 

Mam’art Tiyatro İletişim: 0546. 725 37 75

 

 

 

 

Tiyatro Terminal sezonu Miguel de Cervantes'in efsane romanından uyarlanan “Don Kişot'un Görülmedik Serüveni” ile açıyor.

 

Miguel de Cervantes'in efsane romanı Don Kişot tiyatro sahnesinde...Gecesi baykuştan gündüzü düşten bir serüven seyircisini bekliyor. Tiyatro Terminal yeni sezona iddialı bir proje olan “Don Kişot'un Görülmedik Serüveni” ile başlıyor. Romandan Selda Uzunkaya tarafından yapılan özgün uyarlama 24 kişilik bir yaratıcı ekip tarafından sahneye hazırlandı. 

 

Yazan: Miguel De Cervantes, Uyarlayan: Selda Uzunkaya, Yöneten: İbrahim Güngör, Dramaturgi Ekibi: Selda Uzunkaya, Hülya Demirkıran, Gizem Elif Asil, Koreografi: Jülide Derya, Dekor-Kostüm Tasarımı: Feyza Tatar, Özgün Müzik: Can Erdil Şentürk, Gökay Kaçanoğlu, Işık Tasarım: Hasan Bayrakçı, Oynayanlar: Batuhan Köksal, Julide Kara, Jülide Derya, Pervin Güner Aygün, Gülin Bakkaloğlu, Atila Acar, Orkun Kocabıyıkoğlu, İbrahim Güngör, Can Erdil Şentürk.

İletişim: 0507. 029 83 02

 

 

 

 

2013 senesinde kurulan ve ilk oyunu "Penetratör“ü yurt içi ve yurt dışında seyircilerle buluşturan in’taKt ekibi yeni sezona Franz Kafka’nın “Akademi için bir Rapor“ adlı öyküsünden uyarladığı “Maymunlaş-ma!!!” oyunu ile giriyor. Bir maymunun insan olma hikayesini anlatan Maymunlaş-ma oyunu, Kafka’dan başlayarak insanın başkalaşmasını ve buradan hareketle günümüz modern insaninin, insan olma yolundaki trajedisini ironik bir şekilde konu edinmektedir.

 

Oyunlaştıran: in’taKt, Reji-Dramaturji: Muzaffer Aksoy, Müzik: Orhan Enes Kuzu, Hareket Düzeni: Umut Sevgül, Işık Tasarım: Uğur Yıldız, Dekor Tasarımı:in‘taKt, Fotoğraf-Video Çekim:Ömer Safioğlu, Video Kurgu:Berkay Yiğitaslan, Oynayan: Can Esendal.

 

Tiyatro Ak'la Kara Gişe: 0216. 541 43 59

Tiyatro in'taKt rezervasyon: 0552 397 86 36

Bahariye Caddesi 92 Akyıldız Pasajı Kadıköy

 

 

 

 

 

Sanatçı, yarım asırdan fazla bir zaman dilimi içerisinde yağlıboya ve suluboya eserlerin yanında fotoğraf ve karikatürleri ile Türkiye sanatında değerli bir yer almıştır. Eserlerinde insana has renkler ve şekiller kullanırken bize bakmamız gereken açıyı en doğru şekilde anlatmıştır. Çoğu zaman eserlerinde çocukluğumuzu, gençliğimizi ve bizi etkileyen objeleri göstermiştir. Farklı eserlerinde bir araya gelmiş ve ahenkle ortaya çıkmıştır. Onun anlatısı insanlara hiçbir zaman soğuk ya da uzak kalmamıştır. Tamamen samimi ve tamamen etkileyicidir. Onun kuşları canlı, ağaçları yeşil ve bilge, kadınları neşeli ve erkekleri zevklidir. Işıklar altında ve farklı bir boyutta morlarını, sarılarını ve yeşillerini sürekli dans ederken görürsünüz. Bu hareket eseri izlerken önce gözlerimize sonra ruhumuza hitap eder.

 

Galeri Eksen: Maçka Caddesi,29 – Nişantaşı

 0212. 219 08 50 | info@galerieksen.com