Milliyet Sanat »Yazarlar » Seçkin Selvi | Geriye saran öğüt
Geriye saran öğüt
23 Kasım 2013 - 11:11 | EKİP’in yeni oyunu Öğüt, 22, 23, 28 ve 29 Kasım’da, 20.30’da, ikincikat-istiklâl’de!“Öğüt” bu yılın görülmesi şart olan oyunlarından biri. Yazının başlığında ne demek istediğimi merak edenler de gidip “Öğüt”ü izlesinler ve ânı yaşasınlarÖĞÜT- Yazan ve Yöneten: Cem Uslu, Dekor:Ertürk Erkek, Öner Serkan Şimşek, Işık: Ertürk Erkek, Kostüm, Aksesuar, Makyaj: Duygu Yetiş, Orijinal Müzik: Doğa Ebrişim, Afiş: Sinem Üstüner, Oynayanlar: Sevil Akı/ Kerem Atabeyoğlu/ Engin Aydın/ Erman Bağrı/ Sema Mumcu/ İsmail Sağır.
Kültür Bakanlığı’nın sözde asli görevlerinden olan özel tiyatrolara destekten pay verilmeyen tiyatrolardan birinin EKİP olduğunu söyleyince, topluluğun düşünsel, sanatsal kalitesi zaten ortaya çıkıyor. Ekip’in yeni oyunu “Öğüt” bu kaliteyi daha da pekiştirerek doğruluyor.
Cem Uslu, genç kuşak tiyatro adamlarının önde gelenlerinden biri. Yazıyor, yönetiyor, oynuyor, eski oyunlara yeni biçimsel yorumlar getiriyor, kısacası ezber bozuyor. Herkes ezberinin bir yerine Cem Uslu adını yazsın; önümüzdeki süreçte çok duyacaksınız bu adı.
“Mutluluğumuzun sebebi nedir?... Trajedimizin sebebi nedir?... Kişi, arzuları için neler yapabilir?... İnsan mutlu olmak istiyor, mutluluğu için çabalıyorsa eğer, ne oluyor, nasıl oluyor da yaşamımız en beklenmedik anlarda bir trajediye dönüşebiliyor?...” sözleriyle sunulan oyun, insanın çeşitli “hallerini”, çeşitli konumlarını, çeşitli ruhsal durumlarını irdeliyor.
Kişileri farklı konumlarında tanımlarken, “X” babasına göre oğuldur, oğluna göre babadır, evsahibine göre kiracıdır, eşine göre kocadır, işverenine göre çalışanıdır vb. karşılaştırmalarıyla bütünün bağımsız parçalardan oluştuğunu öngören Gestalt Kuramını çağrıştıran bir yapısı var oyunun.
Bilişsel süreçler içinde "algı"ya önem veren ve algısal örgütlenme yasalarını tanımlayan Gestal Kuramına göre, bütün psikolojik olaylar, koşulların elverdiği ölçüde tam ve basit olma eğilimindedir" ve “sanat algısının en temel birimi formdur”.
“Öğüt” oyunundaki kişiler ve olaylar da değişik durumlara göre tam ve basit görünüyor. Ancak, kişilerin kime ve hangi duruma göre kim olduğu gerçeği, oyuna gerilimi her an ayakta tutan çağdaş bir tragedya niteliği kazandırıyor. Oyunun şaşmaz dakiklikteki kurgusu, herkesin sorumlu, herkesin sorumsuz, herkesin suçlu, herkesin suçsuz olduğu bir çerçeve kuruyor.
Oyun kişilerinin görünmez bir prangayla birbirlerine bağlı olduğu oyun, değişik zamanlarda ve değişik mekânlarda geçiyor. Kaçınılmaz olan bu yapı ve salonun ufaklığı, dekor açısından bazı sorunlar yaratmış. Büyük bir alanda simultane dekor bile yapılabilecekken, ufak mekânda ister istemez en ekonomik ve pratik dekor çözümü araştırılmış. Aynı parçaların takılıp sökülmesiyle gerçekleştirilen bu işlem biraz zaman kaybına neden oluyor. Dekorun en işlevsel ve önemli ögesi, üç farklı açıdan verilen ışık makaraları ya da zaman tünelleri.
Genç oyuncular Sema Mumcu ile Erman Bağrı, omuzlarındaki ağır yükü başarıyla kaldırıyorlar. Engin Aydın ve İsmail Sağır rollerini heyecanla oynayarak oyuna katkı sağlayan iki genç sanatçı. Sevil Akı ile Kerem Atabeyoğlu gibi deneyimli oyuncularla bu altıgenin altı kenarı çiziliyor.
“Öğüt” bu yılın görülmesi şart olan oyunlarından biri. Yazının başlığında ne demek istediğimi merak edenler de gidip “Öğüt”ü izlesinler ve ânı yaşasınlar. Bu da yazının sürprizi…
İletişim: www.ekiptiyatrosu.com - 0506 393 75 11
Yeni Bir Sanat Projesi: “Yuvaya Dönmek”
“Yuvaya Dönmek”, İstanbul Şehir Tiyatrosu’nun farklı ülkelerden, farklı dillerden ve farklı sanatsal geçmişlerden gelen bir grupla hayata geçirdiği bir proje. Projenin ilk adımı 2012 Mayıs ayında Gençlik Günleri Festivali’nde atıldı. Kurumun incelemesi ve onaylaması sonucunda Yuvaya Dönmek, İstanbul Şehir Tiyatrosu repertuvarına alındı.
Proje
“Yuvaya Dönmek”, beklenmedik bir anda ülkesini, yuvasını terketmek zorunda bırakılan ve bunun sonucunda büyük yıkım yaşayan bir ailenin geçmişini aktaran bir tür yol hikâyesi. Oyun, günümüzün megapolislerindeki yaşam gerçeğiyle örtüşen bir biçimde, sınır kültürünün parçası olmanın ve kültür çeşitliliği deneyiminin ne demek olduğu noktasından hareket ediyor.
ABD, Almanya, İtalya ve Türkiye sanatçılarının ortak çalışması ve Türk seyircilerin yakından tanıdığı Pina Bausch’un ünlü dans tiyatrosu Tanztheater Wuppertal’in bir üyesi olan Julie Anne Stanzak’ın sanat danışmanlığıyla hazırlanan yapım, 2014 Ocak ayı içinde seyirci karşısına çıkmaya hazırlanıyor.
Proje tasarımı, oyun metni ve rejisi Alessandra Paoletti, Türkçe çevirisi Selim Can Yalçın, koreografisi Julie Anne Stanzak - Damiano Ottavio Bigi, dekor tasarımı Alessandra Paoletti - Marta Montevecchi, özgün müziği Selim Can Yalçın-Bruno Franceschini tarafından gerçekleştirilen yapımda İstanbul Şehir Tiyatrosu’ndan Semah Tuğsel, Selim Can Yalçın, Ömer Barış Bakova, Esin Umulu, Özgür Tanık, Emre Narcı, Işıl Zeynep Tangör rol alıyor.
Şehir Tiyatroları’nda Yeni Oyun: "Sirke Tadında Böğürtlen Reçeli"
İBB Şehir Tiyatroları’nın yeni oyunu "Sirke Tadında Böğürtlen Reçeli", 20-24 Kasım 2013 tarihleri arasında Kadıköy Haldun Taner Sahnesi’nde seyirci karşısına çıkıyor. A. Kadir Bozkurt’un yazdığı, Zuhal Ergen’in yönettiği oyunda; ülkenin birinde yaşanan siyasal ve toplumsal değişimler, evlilikleri boyunca bu sürece şahitlik ederek ölümle şakalaşan yaşlı bir çiftin ilişkisi ekseninde mizahi bir dille aktarılıyor. Kendini değiştirmeyi akıl edemezken dünyanın düzenini değiştirmeye çalışan ve eşiklerde kalmanın sancısını yaşayan bir adamın baskılar karşısındaki tavrı hicvediliyor. Kahramanlarımız için hayat tıpkı sirke tadında böğürtlen reçeli gibi… Biraz acı, biraz buruk, ama bazen de tatlı… Oyunda; Bensu Orhunöz ve Mert Tanık rol alıyor.
DOT Makas Oyunları 1 Başlıyor
DOT Makas Oyunları projesinin ilk dizisini 20, 21, 27, 28, 29, 30 Kasım’da oynanacak olan “Şişman Adam”, “Bazı Şeyler Çok Saçma”, “Pankart” ve “Hassas” adlı kısa oyunlarla başlatıyor.
“ŞİŞMAN ADAM” Anders Lustgarten’in, “BAZI ŞEYLER ÇOK SAÇMA” Dennis Kelly’nin, “PANKART” Mark Ravenhill’in, ve “HASSAS” David Greig’in imzasını taşıyor.
Ole Ankara!
OLE ANKARA! 7. Uluslararası Flamenko Ankara Festivali
Organizasyonunu Flamenko Ankara Derneğinin üstlendiği, bu yıl İspanya Büyükelçiliği işbirliğiyle düzenlenen Uluslar arası Flamenko Ankara Festivali, her yıl olduğu gibi yine Ankara’yı Flamenko ateşi ile ısıtacak. Festival bu yıl 22-27 Kasım 2013 tarihleri arasında ve yedinci kez gerçekleşecek. Dünyada sürekliliği olan sekiz Flamenko festivalinden biri ve Türkiye’nin ilk ve tek uluslararası Flamenko festivali olması bakımından oldukça ayrıcalıklı olan festival, aynı zamanda Ankara’da gerçekleşen beş müzik festivalinden biri.
Festivalde Türkiye’nin önemli gruplarından, Manuel ve Işıl Reina'nın kurduğu Flamenco Reina Grubu, günümüzün en önemli ve tanınmış genç kuşak Flamenko gitaristlerinden ve İspanya’nın en etkili Flamenko yarışmalarında altı kez ödül kazanmış olan Antonio Rey, Rey’e danslarda eşlik eden Sara Jimenez Andres, Tortilla Flamenca yer alacak.
İletişim: 0312 466 02 03
Emire Konuk Soruyor: “Bu Yalan Kimin?”
EKAV/Eğitim Kültür Araştırma Vakfı, Türk Çağdaş Sanatının önemli temsilcilerinden Emire Konuk’un sergisine ev sahipliği yapıyor.
Emire Konuk için sanat bir yaşam biçimi seçmek ve teklif etmekse, onun seçimi: OYUN HAYAT, OYUN SANAT oldu. Heykelde kendisini en iyi ifade ettiğine inandığı camı işlemeyi altı sene boyunca Paşabahçe Cam Fabrikalarında ve kendi kurduğu özel cam atölyesinde geliştirdi. Yapıtları aynalar, içten aydınlatılmış elektronik ışıklı mobil şeffaf akrilik tablolar ve bin bir renkli akrilik küp objeler bütün yalınlıklarına, temizliklerine, parlaklıklarına karşın bir rüya imgesi gibi yoğun anlam taşırlar. Bütün sanatçılar gibi Emire Konuk da gerçeğin, bilinmeyenin, belirsizliğin sınırlarında duruyor. Kurgulamamız ne kadar yalan, ne kadar yanılgı içeriyor? Evrendeki konumumuz, sosyal siyasal ortam, yakın ilişkilerimiz hatta kendimizi algılamamızda anlamlandırmamızda yanılgı ve yalan payı nedir ne kadardır? Cevaplarımızda, yanılgı yalan ve gerçek birbirine karışıyorsa, sonuçta elimizde yalnızca yalan kalıyor. Sanatçı sergisi ile bu soruya cevap arıyor: “BU YALAN KİMİN?’’
* Ekavart Gallery, EKAV Vakfı kuruluşudur. Sergilerden elde edilen gelir, sanat dalında eğitim gören EKAV bursiyerlerine aktarılmaktadır.
İletişim: info@ekavartgallery.com - 0212 252 81 31 (pbx)
SALT Galata’da gösterim programı: ‘Yersiz Yurtsuz’
Gülsün Karamustafa’nın SALT Beyoğlu ve SALT Galata’daki sergisi Vadedilmiş Bir Sergi kapsamında düzenlenen programda, göç, kimlik, kültürel farklılık ve arabesk kültür gibi temaların işlendiği beş Türk filmi yer alıyor.
20 Kasım – 18 Aralık tarihleri arasındaki gösterimlerde Halit Refiğ’in Gurbet Kuşları (1964), Tunç Okan’ın Otobüs (1976), Şerif Gören’in Almanya Acı Vatan (1979) ve Aşkı Ben mi Yarattım (1979), Mustafa Altıoklar’ın Ağır Roman (1996) filmleri yer alıyor.
İletişim: Ceylan Yüceoral- 212 334 22 40, Zeynep Akan- 212 334 22 45
Kültür Bakanlığı’nın sözde asli görevlerinden olan özel tiyatrolara destekten pay verilmeyen tiyatrolardan birinin EKİP olduğunu söyleyince, topluluğun düşünsel, sanatsal kalitesi zaten ortaya çıkıyor. Ekip’in yeni oyunu “Öğüt” bu kaliteyi daha da pekiştirerek doğruluyor.
Cem Uslu, genç kuşak tiyatro adamlarının önde gelenlerinden biri. Yazıyor, yönetiyor, oynuyor, eski oyunlara yeni biçimsel yorumlar getiriyor, kısacası ezber bozuyor. Herkes ezberinin bir yerine Cem Uslu adını yazsın; önümüzdeki süreçte çok duyacaksınız bu adı.
“Mutluluğumuzun sebebi nedir?... Trajedimizin sebebi nedir?... Kişi, arzuları için neler yapabilir?... İnsan mutlu olmak istiyor, mutluluğu için çabalıyorsa eğer, ne oluyor, nasıl oluyor da yaşamımız en beklenmedik anlarda bir trajediye dönüşebiliyor?...” sözleriyle sunulan oyun, insanın çeşitli “hallerini”, çeşitli konumlarını, çeşitli ruhsal durumlarını irdeliyor.
Kişileri farklı konumlarında tanımlarken, “X” babasına göre oğuldur, oğluna göre babadır, evsahibine göre kiracıdır, eşine göre kocadır, işverenine göre çalışanıdır vb. karşılaştırmalarıyla bütünün bağımsız parçalardan oluştuğunu öngören Gestalt Kuramını çağrıştıran bir yapısı var oyunun.
Bilişsel süreçler içinde "algı"ya önem veren ve algısal örgütlenme yasalarını tanımlayan Gestal Kuramına göre, bütün psikolojik olaylar, koşulların elverdiği ölçüde tam ve basit olma eğilimindedir" ve “sanat algısının en temel birimi formdur”.
“Öğüt” oyunundaki kişiler ve olaylar da değişik durumlara göre tam ve basit görünüyor. Ancak, kişilerin kime ve hangi duruma göre kim olduğu gerçeği, oyuna gerilimi her an ayakta tutan çağdaş bir tragedya niteliği kazandırıyor. Oyunun şaşmaz dakiklikteki kurgusu, herkesin sorumlu, herkesin sorumsuz, herkesin suçlu, herkesin suçsuz olduğu bir çerçeve kuruyor.
Oyun kişilerinin görünmez bir prangayla birbirlerine bağlı olduğu oyun, değişik zamanlarda ve değişik mekânlarda geçiyor. Kaçınılmaz olan bu yapı ve salonun ufaklığı, dekor açısından bazı sorunlar yaratmış. Büyük bir alanda simultane dekor bile yapılabilecekken, ufak mekânda ister istemez en ekonomik ve pratik dekor çözümü araştırılmış. Aynı parçaların takılıp sökülmesiyle gerçekleştirilen bu işlem biraz zaman kaybına neden oluyor. Dekorun en işlevsel ve önemli ögesi, üç farklı açıdan verilen ışık makaraları ya da zaman tünelleri.
Genç oyuncular Sema Mumcu ile Erman Bağrı, omuzlarındaki ağır yükü başarıyla kaldırıyorlar. Engin Aydın ve İsmail Sağır rollerini heyecanla oynayarak oyuna katkı sağlayan iki genç sanatçı. Sevil Akı ile Kerem Atabeyoğlu gibi deneyimli oyuncularla bu altıgenin altı kenarı çiziliyor.
“Öğüt” bu yılın görülmesi şart olan oyunlarından biri. Yazının başlığında ne demek istediğimi merak edenler de gidip “Öğüt”ü izlesinler ve ânı yaşasınlar. Bu da yazının sürprizi…
İletişim: www.ekiptiyatrosu.com - 0506 393 75 11
Proje İ.B.B. Şehir Tiyatroları’nın bir yapımı olarak gerçekleşiyor.
Yeni Bir Sanat Projesi: “Yuvaya Dönmek”
“Yuvaya Dönmek”, İstanbul Şehir Tiyatrosu’nun farklı ülkelerden, farklı dillerden ve farklı sanatsal geçmişlerden gelen bir grupla hayata geçirdiği bir proje. Projenin ilk adımı 2012 Mayıs ayında Gençlik Günleri Festivali’nde atıldı. Kurumun incelemesi ve onaylaması sonucunda Yuvaya Dönmek, İstanbul Şehir Tiyatrosu repertuvarına alındı.
Proje
“Yuvaya Dönmek”, beklenmedik bir anda ülkesini, yuvasını terketmek zorunda bırakılan ve bunun sonucunda büyük yıkım yaşayan bir ailenin geçmişini aktaran bir tür yol hikâyesi. Oyun, günümüzün megapolislerindeki yaşam gerçeğiyle örtüşen bir biçimde, sınır kültürünün parçası olmanın ve kültür çeşitliliği deneyiminin ne demek olduğu noktasından hareket ediyor.
ABD, Almanya, İtalya ve Türkiye sanatçılarının ortak çalışması ve Türk seyircilerin yakından tanıdığı Pina Bausch’un ünlü dans tiyatrosu Tanztheater Wuppertal’in bir üyesi olan Julie Anne Stanzak’ın sanat danışmanlığıyla hazırlanan yapım, 2014 Ocak ayı içinde seyirci karşısına çıkmaya hazırlanıyor.
Proje tasarımı, oyun metni ve rejisi Alessandra Paoletti, Türkçe çevirisi Selim Can Yalçın, koreografisi Julie Anne Stanzak - Damiano Ottavio Bigi, dekor tasarımı Alessandra Paoletti - Marta Montevecchi, özgün müziği Selim Can Yalçın-Bruno Franceschini tarafından gerçekleştirilen yapımda İstanbul Şehir Tiyatrosu’ndan Semah Tuğsel, Selim Can Yalçın, Ömer Barış Bakova, Esin Umulu, Özgür Tanık, Emre Narcı, Işıl Zeynep Tangör rol alıyor.
Şehir Tiyatroları’nda Yeni Oyun: "Sirke Tadında Böğürtlen Reçeli"
Bensu Orhunöz ve Mert Tanık
İBB Şehir Tiyatroları’nın yeni oyunu "Sirke Tadında Böğürtlen Reçeli", 20-24 Kasım 2013 tarihleri arasında Kadıköy Haldun Taner Sahnesi’nde seyirci karşısına çıkıyor. A. Kadir Bozkurt’un yazdığı, Zuhal Ergen’in yönettiği oyunda; ülkenin birinde yaşanan siyasal ve toplumsal değişimler, evlilikleri boyunca bu sürece şahitlik ederek ölümle şakalaşan yaşlı bir çiftin ilişkisi ekseninde mizahi bir dille aktarılıyor. Kendini değiştirmeyi akıl edemezken dünyanın düzenini değiştirmeye çalışan ve eşiklerde kalmanın sancısını yaşayan bir adamın baskılar karşısındaki tavrı hicvediliyor. Kahramanlarımız için hayat tıpkı sirke tadında böğürtlen reçeli gibi… Biraz acı, biraz buruk, ama bazen de tatlı… Oyunda; Bensu Orhunöz ve Mert Tanık rol alıyor.
DOT Makas Oyunları 1 Başlıyor
DOT Makas Oyunları projesinin ilk dizisini 20, 21, 27, 28, 29, 30 Kasım’da oynanacak olan “Şişman Adam”, “Bazı Şeyler Çok Saçma”, “Pankart” ve “Hassas” adlı kısa oyunlarla başlatıyor.
“ŞİŞMAN ADAM” Anders Lustgarten’in, “BAZI ŞEYLER ÇOK SAÇMA” Dennis Kelly’nin, “PANKART” Mark Ravenhill’in, ve “HASSAS” David Greig’in imzasını taşıyor.
Flamenca Tortilla ve Flamenco Reina
OLE ANKARA! 7. Uluslararası Flamenko Ankara Festivali
Organizasyonunu Flamenko Ankara Derneğinin üstlendiği, bu yıl İspanya Büyükelçiliği işbirliğiyle düzenlenen Uluslar arası Flamenko Ankara Festivali, her yıl olduğu gibi yine Ankara’yı Flamenko ateşi ile ısıtacak. Festival bu yıl 22-27 Kasım 2013 tarihleri arasında ve yedinci kez gerçekleşecek. Dünyada sürekliliği olan sekiz Flamenko festivalinden biri ve Türkiye’nin ilk ve tek uluslararası Flamenko festivali olması bakımından oldukça ayrıcalıklı olan festival, aynı zamanda Ankara’da gerçekleşen beş müzik festivalinden biri.
Festivalde Türkiye’nin önemli gruplarından, Manuel ve Işıl Reina'nın kurduğu Flamenco Reina Grubu, günümüzün en önemli ve tanınmış genç kuşak Flamenko gitaristlerinden ve İspanya’nın en etkili Flamenko yarışmalarında altı kez ödül kazanmış olan Antonio Rey, Rey’e danslarda eşlik eden Sara Jimenez Andres, Tortilla Flamenca yer alacak.
İletişim: 0312 466 02 03
Sergi 28 Kasım 2013 -11 Ocak 2014 tarihleri arasında izlenebilir.
Emire Konuk Soruyor: “Bu Yalan Kimin?”
EKAV/Eğitim Kültür Araştırma Vakfı, Türk Çağdaş Sanatının önemli temsilcilerinden Emire Konuk’un sergisine ev sahipliği yapıyor.
Emire Konuk için sanat bir yaşam biçimi seçmek ve teklif etmekse, onun seçimi: OYUN HAYAT, OYUN SANAT oldu. Heykelde kendisini en iyi ifade ettiğine inandığı camı işlemeyi altı sene boyunca Paşabahçe Cam Fabrikalarında ve kendi kurduğu özel cam atölyesinde geliştirdi. Yapıtları aynalar, içten aydınlatılmış elektronik ışıklı mobil şeffaf akrilik tablolar ve bin bir renkli akrilik küp objeler bütün yalınlıklarına, temizliklerine, parlaklıklarına karşın bir rüya imgesi gibi yoğun anlam taşırlar. Bütün sanatçılar gibi Emire Konuk da gerçeğin, bilinmeyenin, belirsizliğin sınırlarında duruyor. Kurgulamamız ne kadar yalan, ne kadar yanılgı içeriyor? Evrendeki konumumuz, sosyal siyasal ortam, yakın ilişkilerimiz hatta kendimizi algılamamızda anlamlandırmamızda yanılgı ve yalan payı nedir ne kadardır? Cevaplarımızda, yanılgı yalan ve gerçek birbirine karışıyorsa, sonuçta elimizde yalnızca yalan kalıyor. Sanatçı sergisi ile bu soruya cevap arıyor: “BU YALAN KİMİN?’’
* Ekavart Gallery, EKAV Vakfı kuruluşudur. Sergilerden elde edilen gelir, sanat dalında eğitim gören EKAV bursiyerlerine aktarılmaktadır.
İletişim: info@ekavartgallery.com - 0212 252 81 31 (pbx)
SALT Galata’da gösterim programı: ‘Yersiz Yurtsuz’
Bütün gösterimler ücretsiz.
Gülsün Karamustafa’nın SALT Beyoğlu ve SALT Galata’daki sergisi Vadedilmiş Bir Sergi kapsamında düzenlenen programda, göç, kimlik, kültürel farklılık ve arabesk kültür gibi temaların işlendiği beş Türk filmi yer alıyor.
20 Kasım – 18 Aralık tarihleri arasındaki gösterimlerde Halit Refiğ’in Gurbet Kuşları (1964), Tunç Okan’ın Otobüs (1976), Şerif Gören’in Almanya Acı Vatan (1979) ve Aşkı Ben mi Yarattım (1979), Mustafa Altıoklar’ın Ağır Roman (1996) filmleri yer alıyor.
İletişim: Ceylan Yüceoral- 212 334 22 40, Zeynep Akan- 212 334 22 45
Etiketler: Ankara Bensu Orhunöz Cem Uslu dot Ekip Ekip Tiyatrosu Emire Konuk flamenko Makas Oyunları Mert Tanık Öğüt Seçkin Selvi Sirke Tadında Böğürtlen Reçeli Şehir tiyatroları Yersiz Yurtsuz Yuvaya Dönmek