Milliyet Sanat
Milliyet Sanat »Yazarlar » Seçkin Selvi | Genç DOT’un genç takımı

Genç DOT’un genç takımı

06 Nisan 2013 - 07:04 | Mehmetcan Mincinozlu, Onur Öztay, Aykut Akdere olaylar karşısında şaşkınlığa düşüyorlar.
Her ülkede geçerli evrensel nitelikte bir oyun
YÜKSEK- Yazan: Ali Taylor, Uyarlayan, Çeviren ve Yöneten: Tuğrul Tülek, Müzik tasarımı: Uygur Yiğit, Işık tasarımı: Kemal Yiğitcan, Koreografi: Tan Temel, Yardımcı yönetmen ve dramaturji: Nurcihan Yücel, Proje ekibi: Can Şıkyıldız, Çetin Karakul, Volkan Akçaalan, Oyuncular: Mehmetcan Mincinozlu, Onur Öztay, Aykut Akdere.

”Yüksek” (Overspill), 1977 doğumlu İngiliz yazar Alistair "Ali" Taylor’ın “Metamorphosis08” oyun ödülünü kazanmış olan yapıtı. Yazarın “Yüksek” oyununun yanı sıra Cotton Wool (Ham Pamuk), America Street (Amerika Sokağı), The Last Pig (Son Domuz), A Little Neck (Küçük Bir Boyun), The Machine Gunners (Makineli Tüfekçiler), November (Kasım), Porcelain (Porselen) adlı tiyatro oyunları, Eight Feet High&Rising (2.5 Metre Yüksekte ve Yükseliyor), Cinders (Küller) adında radyo oyunları var.

2008’de sahnelendiği zaman İngiliz eleştirmenlerin “Dramatik virtüozitenin göz kamaştıran bir örneği”, “Eşsiz bir mücevher”, “Kabadayılığın çalımlı adım seslerine, paranoyanın ezici karabasanına ve vahşetin ani patlamalarına son derece uygun bir ritme sahip” sözleriyle tanımladıkları oyun, şimdi DOT tarafından sahnelendi.

Oyun

Tuğrul Tülek ve proje ekibi Can Şıkyıldız, Çetin Karakul, Volkan Akçaalan, yapıtın bütün dünyada geçerli olabilecek niteliğinden hareketle çok doğru bir seçim yaparak oyunun uyarlanmasına yönelmişler. Tuğrul Tülek oyunu yalnızca çevirmekle kalmayıp uyarlamayı da üstlenmiş ve hiç çeviri ya da uyarlama kokmayan özgün bir Türkçe oyun metnine ve İstanbul’da geçen bir yapıta başarıyla imzasını atmış.

Baron, Çakı ve Pıt hareketi eksik olmayan sahnelerden birinde.


Oyunda aynı okula gitmiş, aynı mahallede büyümüş, aynı takımı tutan, aynı müzikleri dinleyen Baron, Pıt, Çakı adlarında üç çocukluk arkadaşı var. 7/24 beraber yaşayan bu üç genç “Panpa”, her Cuma gecesi yine birlikte dışarı çıkıp o mekân senin bu mekân benim diye İstanbul’un gece hayatına dalıyor, kalabalığa karışıyor, içiyor, eğleniyor, sarhoş oluyor ve yaşamın tadını çıkarıyorlar.

Oyuna konu olan gece de, eğlence grafiği yine her zamanki gibi devam ederken, şehirde patlamalar başlıyor. Üstelik üç arkadaşın gittikleri, hatta içinde bulundukları mekânlar teker teker yok oluyor. Her olayın geçtiği yerde hep aynı kişinin bulunduğunu fark eden arkadaşlar suçlunun peşine düşüyor. İstedikleri tek şey, o adamı yakalamak ve eğlence gecelerini eski haline döndürmek. Ne var ki bir noktadan sonra çevredeki herkesin parmağı onları işaret etmeye başlıyor.

Çünkü herkesin kendinden bile korktuğu bir ortamda, bütün o kalabalıkları oluşturan insanlar, dünyada sadece bizim ülkeye özgü bir atasözü olan “beni sokmayan yılan bin yaşasın” yaklaşımıyla, olaylara seyirci kalmayı yeğliyorlar. Böyle bir atmosferde, suçluyu bulmaya çalışmak, o yığınlar için gereksiz bir “işgüzarlık” oluyor ve bu çabayı gösterenlere de kuşkuyla bakıyorlar. O kuşku giderek kitlesel bir paranoyaya dönüşünce günah keçisi aramaya başlıyorlar ve kendileri gibi davranmayanlara cephe alıyorlar.

Oyunun yorumu

Oyun insanların yapısında dövüşmek, dövüş izlemek eğiliminin olduğunu öne sürüyor ve masum etkinlikler olarak gördüğümüz tenisin, bilgi yarışmalarının, futbolun, kâğıt oyunlarının aslında birer dövüş türü olduğunu vurguluyor. Bu dövüş yatkınlığına uygun rap müziğini andıran diyalog yapısı, oyunun nabız ritmini oluşturuyor. Tan Temel’in koreografisi bu ritmin metronomu olurken, Uygur Yiğit’in müzik tasarımı da oyun çizgisinin kreşendosuna zemin oluşturuyor.

Gelişmeler Mehmetcan Mincinozlu, Onur Öztay, Aykut Akdere üçlüsünü kaygılandırıyor.


Birbirlerinden (askerlik dönemi dışında) hiç ayrılmadan yaşamış arkadaşların beğenileri ortak paydalarda buluşsa da, olaylar karşısındaki tepkileri farklılık gösteriyor. Biri daha atak, öteki daha temkinli, diğeri çekingen olabiliyor. Yine de kaçınılmaz olarak ortak kaderi paylaşıyorlar. Üç genç arkadaşı DOT’un genç oyuncuları Mehmetcan Mincinozlu, Onur Öztay, Aykut Akdere canlandırıyor. Genç oyuncular çok uyumlu ve başarılı bir ekip çalışmasını gerçekleştiriyor ve DOT’un gelecek kuşaklarının habercisi oluyorlar.

(Maçka G-Mall, 0212. 232 44 40 - 0212 251 45 45)

Bir cenazede başlıyor olayların düğümü.


BGST’den bir “Tarih Şeridi”

KARŞILAŞMALAR- Metin: BGST Tiyatro Boğaziçi, Proje Danışmanları: Ömer F. Kurhan, Metin Göksel, Metin Düzenleme, Reji, Koreografi: Grup çalışması, Işık: Levent Soy, Eser Dilsöz, Kostüm tasarım ve uygulama: Selda Durna, Banu Açıkdeniz, Duygu Dalyanoğlu, Dekor: Uluç Esen, Hekim Kılıç, Efekt uygulama: Selda Durna, Aksesuar: Burak Akyunak, Gülcan Küçük, Görüntü: Deniz Aydın, Öykü Gürpınar, Uluç Esen, Performans Kadrosu: Aysel Yıldırım, Banu Açıkdeniz, Barış Sezgin, Başak Doğan, Burak Akyunak, Cüneyt Yalaz, Duygu Dalyanoğlu, Fırat Kuyurtar, Gökhan Gökçen, Gülcan Küçük, Hekim Kılıç, İlker Yasin Keskin, Nihal Albayrak, Ömer Ongun ,Özgür Çiçek, Özgür Eren, Piri Kaymakçıoğlu, Zeynep Okan.

Okul yıllarından bu yana başarılı çalışmalar yapmış olan Boğaziçi Gösteri Sanatları Topluluğu, “Karşılaşmalar” adlı yeni projeleriyle seyirci karşısına çıktı.

“Bir devir toprağa veriliyor ve yeni bir dönem başlıyor! Her yerde bu dönüşümün izleri... Türkiye’de özellikle son on yılda yaşanan geçiş sürecinde yaşanan toplumsal dönüşümün farklı kesimlerden insanlar üzerinde yarattığı kırılma ve çelişkiler” olarak tanımlanan oyun söz konusu bu süreci üç kardeşin kesişen hikâyesinde tartışıyor.
Bu kardeşler, Cumhuriyet zengini Rauf Yıldırım'ın evlilik dışı bir ilişkiden dünyaya gelen oğlu Doktor Mehmet, Rauf Bey’in meşru çocukları, yeni burjuva denince akla gelenlerden, İslami değerleri benimsediği iddiasında olan Sümeyra adındaki bir kadın ve eskiden sosyalist mücadeleye gönül ve emek vermiş, şimdi hasta eşine bakmak için para biriktirmeye çalışan bir ustabaşı olan Salih. Üç kardeşin yolları, yakın bir tarihte ölmüş olan Rauf Bey’in şirketinin yönetimini Doktor Mehmet’e bırakması üzerine kesişiyor.

“Karşılaşmalar” yakın tarihimizin geçit töreni.


Çok farklı yapıdaki üç kardeşin bu vasiyete ve birbirlerine bakış açıları oyunun olay kurgusunu oluşturuyor. BGST’li tiyatrocu ve dansçıların sahnelediği oyunda teatral anlatımın bir bileşeni olarak dans ve müziğe de yer veriliyor.

Oyun tanıtımında her ne kadar son on yıl içindeki gelişmeler dense de, kırk yıllık bir tarihin panoraması çiziliyor. Bu süreçteki görüşler, inançlar, olaylar bir tarih şeridi gibi iki boyutlu bir geçit töreni biçiminde sıralanıyor. Müzik ve dans oyuna hareketli ve canlı bir atmosfer sağlıyor. Ancak, olaylar ve kişiler üç boyutlu olarak irdelenmeden, gelişmelerin neden-sonuç ilişkileri ortaya konmadan kotarılmış bir çalışma.

(BGST Organizasyon - Telefon: 0212 251 1943)