Milliyet Sanat »Yazarlar » Seçkin Selvi | Eskişehir’de bir müzikal şöleni: Lüküs Hayat
Eskişehir’de bir müzikal şöleni: Lüküs Hayat
06 Aralık 2014 - 07:12 | Elçin Tezcan, Devrim Özder Akın, Berkay Akın, Melda Yılmaz Hatipoğlu ve dans grubuNazım Hikmet’in incelikli ironisiyle köksüz yeni zengin görgüsüzlüğünü vurguladığı oyun, (ne yazık ki) eskimeyen bir toplumsal taşlama niteliğini de sürdürüyor. Aradaki fark günümüz Rıza’larının köşk soymak yerine ülke soymayı yeğlemesi MEZARSIZ ÖLÜLER Tiyatro Laboratuvarı, Bukalemun, 7, 14, 21, 28 Aralık Pazar 20:30 Oyun Sonu, Masum Katiller, 16 Aralık Salı 20:30 BASK Tiyatro, Kim Kimi, 11 Aralık Perşembe 20:30 Deneysel Sahne, Olağanüstü Haller, 22 Aralık Pazartesi 20:30
LÜKÜS HAYAT- Yazan: Ekrem Reşit Rey, Müzik: Cemal Reşit Rey, Şarkı sözleri: Nazım Hikmet Ran, Ekrem Reşit Rey, Yöneten: Haldun Dormen, Orkestra şefi: Aytuğ Ülgen, Koreografi: Selçuk Borak, Dekor tasarım: Barış Dinçel, Kostüm tasarım: Tülay Kale, Işık tasarım: Ersen Tunççekiç, Oynayanlar: Devrim Özder Akın/ Elçin Tezcan/ Berkay Akın/ Elif Melda Yılmaz Hatipoğlu/ Ali Eyidoğan/ Gamze Demirer/ Mehmet Özgür Onan/ Ezgi Coşkun/ Başak Boran Oksal/ Sermet Yeşil/ Emir Murat İzci/ Elif Savran Perk/ Bilge Cezayirli/ Korel Cezayirli/ Pınar Bekaroğlu/ Serhat Onbul, Dansçılar: Engin Aydoğan/ Nuri Gökhan Koç/ Melodi Özkazanç/ Özlem Dağ/ Timur Tatar/ Ela Akçakıl/ Uğur İldaş/ Merve Yanardağ ve 52 kişilik Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Senfoni Orkestrası sanatçıları.
Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları, bu yıl ünlü “Lüküs Hayat” müzikalini yeni bir düzenlemeyle sahneye getirdi. Genel Sanat Yönetmeni Emre Basalak’ın “Senfoni Orkestrası ile Şehir Tiyatrosu, Haldun Dormen ile şef Aytuğ Ülgen, müthiş kadromuz ile Lüküs Hayat bir araya geldi. Ve artık başka bir şehirden değil, Eskişehir’den bakıyoruz bu müzikale. Hem de bu şehir için düzenlenen yepyeni haliyle. Velhasıl dev salonumuzda hep birlikte söyleyeceğiz Şişli’de bir apartmanı” sözleriyle sunduğu yapıt bu yeni düzenlemeyle gerçekten de yenilenmiş, gençleşmiş.
Haldun Dormen de bu yenilenmeyi şöyle aktarıyor: “Müzik direktörümüz Aytuğ Ülgen’le birlikte yapıtı zamanımıza uydurabilmek için ufak tefek bazı değişiklikler yaptık. Örneğin günümüzde üç perde seyirciye biraz sıkıcı geldiği için oyunu iki perdeye indirdik.”
Aytuğ Ülgen de, “Bazı bölümler sadece orkestrasyon olarak değil, müziğin melodik akışına tamamen sadık kalınarak armonik açıdan da yeniden yazıldı. Günümüz dinleyicisinin zengin duyuşunu tatmin etmek için gerekli yerlerde bu tür dokunuşlar gerçekleştirildi,” diyerek yenilenmenin müzik boyutunu tanımlıyor.
Genç yeteneklerin uyumlu ekip oyunculuğu oyunu başarıya ulaştırıyor
Hazım Körmükçü ile Bedia Muvahhit’in ilk oynanışında rol aldıkları “Lüküs Hayat” müzikalinin konusunu aktaracak değilim kuşkusuz. Hepimizin kulak dolgunluğu olan müziklerle örülü bu yapıt, Cumhuriyetin 10.yılı için yazılıp sahnelenmesinden bu yana geçen 81 yıl boyunca çeşitli topluluklar tarafından pek çok kez oynandı. Örneğin 1958'de Zeki Alpan, 1962’de Muammer Karaca’nın sahneye getirdiği oyun İstanbul Şehir Tijyatrolarında Haldun Dormen’in yorumuyla son 29 yıldır aralıksız sahnelendi ve ilgisi hiç azalmayan seyirci kitlesi tarafından alkışlandı. Bu başarı hiç kuşkusuz büyük oyuncu Suna Pekuysal’ın ve Zihni Göktay’ın omuzlarında yükseldi. Pekuysal’ın aramızdan ayrılmasından sonra da Göktay yeni oyuncularla başarıyı paylaşmayı sürdürdü. Yapıt beyaz perdeye de aktarıldı. 1950’de Ömer Lütfi Akad’ın yönettiği filmde Sezer Sezin, Settar Körmükçü, Halide Pişkin, Muzaffer Hepgüler rol aldı. Dormen, 1973’te televizyon filmi olarak da Lüküs Hayat’ı seyirciyle buluşturdu.
Genç oyun genç ekip
Dormen’in sihirli değneği bu sefer Eskişehir’e dokundu. Yenilenip gençleşen oyun genç bir oyuncu kadrosunun coşkusu ve Eskişehir Senfoni Orkestrasının ustalığıyla bir kez daha havalanıyor. Nazım Hikmet’in incelikli ironisiyle köksüz yeni zengin görgüsüzlüğünü vurguladığı oyun, eskimeyen bir güldürü olduğu kadar (ne yazık ki) eskimeyen bir toplumsal taşlama niteliğini de sürdürüyor. Aradaki fark günümüz Rıza’larının köşk soymak yerine ülke soymayı yeğlemesi.
Eskişehir’in 1200 kişilik yeni Atatürk Kültür Sanat ve Kongre Merkezi’nde oynanan, aylık biletlerinin birkaç saat içinde tükenecek kadar yoğun seyirci ilgisini toplayan oyun, rejisinden müziğine, dekorundan kostümüne, koregrafisinden ışığına kadar kusursuz bir müzikal örneği. Seyirci iki buçuk saatin nasıl geçtiğini anlamadan, hatta bir yarım saat daha olsaydı diye hayıflanarak izliyor oyunu.
Barış Dinçel, köşkün içinde ve bahçesinde geçen oyunun iki mekânını da aynı özenle, hiçbir ayrıntıyı göz ardı etmeden tasarlamış. Tülay Kale’nin kostümleri de hem döneme, hem müzikal atmosferine uygun olarak gereçekleştirilmiş. Dekor ve kostümlerin renk uyumu harika bir pastel tablo oluşturuyor. Selçuk Borak’ın koreografisi de hiç eskimeyen büyük müzikallerin dans düzenini yansıtıyor.
Oyunun final şarkısı yalnızca tüm sanatçı ekibi tarafından değil, bütün izleyicilerle birlikte seslendiriliyor
Müzikli bir oyunun, özellikle ülkemizde koca bir senfoni orkestrası eşliğinde oynanması pek alışılmış, görülmüş şey değil. Eskişehir Büyük Şehir Belediyesi Şehir Tiyatroları ve Senfoni Orkestrası işte bu alışılmış olmayanı gerçekleştiriyor. Oyunculara ve dansçılara şef Aytuğ Ülgen ve 52 kişilik orkestra eşlik eşlik ediyor.
Dansçılar müzikalin olmazsa olmaz dokusunu oluşturur ve koreografinin estetiğiyle pastel tabloyu bütünlerken, ekibin başarısına da katkıda bulunuyorlar. Oyuncular ekibinin oyunculuğu ise kusursuz denilebilecek bir çizgide yükseliyor. Tabii rollerinin yapısı gereği diğer oyunculardan daha öne çıkan adlar var. Atıfet’te Melda Yılmaz Hatipoğlu, çarpıcı fiziğinin yanı sıra, pürüzsüz mezzo sesiyle de seyirciyi büyülüyor. Şadiye’de Gamze Demirer, Memiş’te Ali Eyidoğen, Fıstık’ta Berkay Akın oyunun sivrilen sanatçıları. Dorukta ise Rıza’yı canlandıran Devrim Özder Akın ile Suna’nın ruhunu şâd eden performansıyla Elçin Tezcan yer alıyor.
Oyun seçimi ve başarısından dolayı Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları’nı içtenlikle kutluyorum. Dilerim İstanbul ve Ankara seyircisi de bu yapıtı izleme fırsatını bulur.
0222. 330 45 00 - 0222.222 00 38
Cadı Kazanı, Tiyatro Tatavla’nın kendi sahnesinde 2 Aralık 2014 tarihinde seyirciyle buluştu.
“Şeytanın ayak seslerini duyuyorum. Elli çeşit suratıyla görüyorum onu! Benim suratım onun suratı! Seninki de onun suratı! İnsanları cehaletten kurtaracak olanların gevşemesi yüzünden, sizin gibilerin, yalana bile bile gerçek diyen sizin gibi kara vicdanlıların yüzünden, Allah lanet ediyor soyumuza!” Arthur Miller/Cadı Kazanı
20. Yüzyılın en önemli Amerikalı oyun yazarlarından Arthur Miller'in toplumsal eleştirileri Amerikan Karşıtı Faaliyetleri İzleme Komitesi’nin dikkatini çekti. Miller, Cadı Kazanı’nda, bu komitenin başkanı Joseph R. McCarthy'yi eleştirdi. McCarthy dönemini, Salem’de 1692 yılında cadı olmak ve şeytanla işbirliği yapmakla suçlanan insanların idam edilmeleriyle anlatan Miller, aynı komite tarafından pek çok sanatçıyla birlikte hapis cezasına mahkum edildi.
Yönetmenliğini Eraslan Sağlam’ın yaptığı oyunda usta oyuncularla genç oyuncular aynı sahnede buluşuyor. Aysan Sümercan ve Ersan Uysal gibi deneyimli isimlere Erhan Tuna, İrem Erkaya, Ömer Akgüllü, Kaan Songün, Tuba Zehra Sağlam, Yasemin Yeşilgöz, Hürol Balakoğlu, Şebnem Usanmaz, Erhan Özkoç, Gülnara Golovina, Hande Elaman, Yeşim Gül ve Elif Öztürk eşlik ediyor.
Krapp’ın Doğum Günü İstanbul’da Kutlanıyor
Kürtçe Krapp’ı Hilmi Demirer özgün bir bakış açısıyla yorumluyor.
Samuel Beckett’in “Krapp’ın Son Bandı” oyunu, TiyARTro Topluluğunun ilk oyunu olarak “Teyba Dawi a Krapp” adıyla Kürtçe oynanıyor.
Hilmi Demirer’in Kürtçeye çevirdiği oyunun yapımını ve sanat tasarımını Genco Demirer, yönetmenliğini Emre Erdem, müziklerini Kristopher Fischer, koreografisini Gökmen Kasabalı üstleniyor. Topluluk, Şermola Performans sahnesinde oynanan oyunu Harold Pinter ve Mehmet Uzun’a ithaf ediyor.
İletişim: www.tiyARTro.com
İstiklal Cad. İmam Adnan-NaneSok. No.5 Kat 2, Beyoğlu
Herkesin başına gelebilecek basit bir kaza çığ gibi büyürse ne olur?
Levent Kazak'ın yazıp yönettiği; Gökçe Bahadır, Mete Horozoğlu, Selen Uçer, Beyti Engin ve Bülent Alkış'ın oynadığı "Kurusıkı", 5 Aralık’ta BKM'de perdelerini açtı.
Oyun, iyi ile kötünün, dolu ile boşun sık sık karıştırıldığı, somut gerçeklerin bile göreceli olduğu, haber vermek yerine haberlerin sıfırdan kurgulandığı günümüz dünyasına oldukça farklı bir mizahla yaklaşıyor.
0212. 236 18 18
GRİ Sahne’de Aralık 2014 Etkinlikleri
Melih Cevdet Anday’ın kült oyunu Mikado’nun Çöpleri Aralık ayı boyunca her Çarşamba GRİ Sahne’de.
GRİ, Aralık ayında üç yeni oyunla seyirci karşısına çıkmaya hazırlanıyor. Aralık ayında prömiyer yapacak oyunlardan ikisi Adalet Ağaoğlu’ndan Kozalar ve Okan Özkunt’un yazıp yönettiği Üç Maymun. Yine Aralık ayında prömiyer yapacak bir diğer oyun ise W. Shakespeare’in Julius Caesar. Sabahattin Eyüboğlu’nun dilimize kazandırdığı bu eşsiz metinde iktidar, adalet ve ideal çatışmasının trajedisine tanık oluyoruz. Yalnız tek bir farkla: Bu sefer sahneyi kadınlar alıyor.
GRİ Sahne, farklı tiyatro ekiplerine ev sahipliği yapmaya devam ediyor. Aralık ayı boyunca BASK Tiyatro, görmeyeri, BAB, Tiyatro Laboratuvarı, Tiyatro Çarşı, Deneysel Sahne ve Oyun Sonu GRİ Sahne’ye konuk olacak.
MİKADO’NUN ÇÖPLERİ
3,10,17,24,30 Aralık 20:30
Bir kış gecesi birbirlerinin dünyasına adım atan iki kişi, bencilce bir anlatma isteğiyle yola çıkıp kendilerini keşfetmeye başlarlar. Mikado’nun Çöpleri karmaşanın oyunu. Nesnel olanla öznel olanın, gerçek olanla hayal olanın, somut olanla soyut olanın iç içe girdiği belirsizliğin oyunu. Roller değişiyor. Peki ya hikayeler? Belki de “Hiçbir sahne aynen geçmez. Değişe değişe geçer.”
Yazan: Melih Cevdet Anday, Yöneten ve Sahne-dekor tasarımı: Ümit Doğan, Kostüm Tasarımı: Artemis Günebakanlı, Oyuncular: Armağan Arslantürk, Cem Büyük, Mehmet Zeki Giritli, Melis Özdemir, Özgür Şahin, Özkan Özen, Seda Yüz, Tuğçe Nur Bulduk, Ümit Doğan.
Mezarsız Ölüler gösterimleri Ocak 2015’te devam edecek.
Oyun 1944’de Fransa'daki bir grup dirençinin bir köyü ele geçirmeye çalışırken Petain yanlısı milisler tarafından ele geçirilerek sorgulanmalarını konu ediyor. Direnişçiler milisler tarafından teker teker sorgulanıyor ve işkenceden geçiriliyor. Sorgulanan direnişçiler kendi varoluşlarına dair anlam yükledikleri tüm toplumsal değerleri sorgularken kendi bireysel seçimlerinin onları özgürlüğe taşıyabileceği meselesiyle yüzleşiyorlar. Oyunda savaşın yıkıcı atmosferinde insanın varolma mücadelesi Sartre’ın varoluşçuluk felsefesi ekseninde anlatılıyor.
Yazan : Jean Paul Sartre, Çeviri : Adalet Ağaoğlu, Yöneten ve dekor tasarımı: Ümit Doğan, Oyuncular : Berna Küçülmez, Can Özden, Mehmet Zeki Giritli, Özgür Şahin, Seda Yüz, Ümit Doğan
KOZALAR
6, 12, 19, 26 Aralık 20:30
Sıcak yuvalarında huzur içinde otururlarken, bir gün onların da kapıları çalınıyor. Neler olduğuna anlam veremeyen karakterler, güvende oldukları yeri dışarının kötülüğünden arındırmaya ve kendilerine ait olanı korumaya çalışıyorlar.
Adalet Ağaoğlu, 1971 yılında yazmış olduğu oyununda, bizleri gündelik bir ev ziyaretinde, dünyada olup biten hiçbir şeye karışmayarak çaylarını yudumlamaya devam eden bu üç kadınla tanıştırıyor. Fakat an geliyor ki kapılar kırılacak gibi oluyor. Kapılar açılacak mı? Dönüşüm başlayacak mı?
Yazan: Adalet Ağaoğlu, Yöneten, dekor, ses, ışık tasarım: Şaziye Konaç,Oyuncular: Esra Ergün, Ruhan Rukiye Yavuz, Sevda Ertaş
ÜÇ MAYMUN
13, 20, 27 Aralık 20:30
Üç maymun; günümüzde yaşadığımız bireysel buhrana dair, erişkinler için yazılmış bir masal.
Bir ofis, üç maymun ve sonu gelmeyen bir kabus. Yeni oyun alanına hoşgeldin. Artık sana sunulan bu hayatı yaşayacaksın. İstedikleri vakitte uyuyacak, istedikleri vakitte besleneceksin ve sahiplerinin istediği işleri yapacaksın. Unutma, sen bir bireysin, o yüzden başka kimseye ihtiyacın yok. Kimseyle konuşmana, kimseden yardım istemene gerek yok.
Yazan–yöneten, ışık tasarımı: Okan Özkunt, Sahne-Dekor Tasarımı: Okan Özkunt, Belit Şentürk, Oyuncular: Umut Yılmaz, Cem Rohat Bozan, Belit Şentürk, Işıl Erdoğan, Okan Özkunt
GRİ Sahne’de Konuk Ekipler
Prof. N. Mazhar Öktel Sk. No:19/A Şişli – İstanbul
0212 232 34 12 / 0507 845 15 74
info@grisahne.com
Go Sahne’de “Çirkin” Başlıyor
Genç Alman yazar Marius Von Mayenburg’un “Çirkin” adlı oyunu Eskişehir GO Sahne’de perde açıyor.
Serdar Biliş tarafından Türkçeye çevrilen ve Yönetmenliğini Mert Kırlak’ın üstlendiği oyunun müzikleri Ali Eyidoğan’a ait. Yönetmen Mert Kırlak oyun konusu ile ilgili yaptığı açıklamada “Mayenburg'un Çirkin'i, “güzelliğin”, artık piyasaların satış stratejileri tarafından belirlendiği bir dünyada, modern kapitalizmin içyüzünü ameliyat masasına yatırıyor. ‘Serbest rekabetin' ölüm-kalım savaşlarında, kariyer edinmenin, yükselmenin, paranın ve gücün biricik koşulu, ruhumuzla birlikte yüzümüzü de imalatın hizmetine sokmaksa eğer, insanlık, aynılaşmanın cinnetinde bir yeni 'maymunlar cehennemi'nin fragmanını çekiyor diyebiliriz. Peki, Dünyayı parmağınızda oynatacak denli bir 'güzelliğe' sahip olmayı ister misiniz?!” şeklinde özetlenebileceğini dile getirdi.
Burcu Ergenekon, Gökhan Soylu, Mustafa Kılıkçı ve Egemen Ulaş Önkal’ın rol aldığı oyunun yönetmen yardımcılığını Pınar Bekaroğlu üstlenirken projenin gerçekleşmesinde görev alan diğer isimler Çağatay Güçlü, Kartal Onur Olgun, Mehtap Saka, Seyhan Gülbahar, Ape Yunus Güleryüzlü, Caner Taş, Ceren Tosun, Merve Doruk ve Burak Halit Günuğur’dan oluşuyor.
Hoşnudiye Mah. İskender sokak No:7/A
Tel: 0222. 330 90 33
Zorlu Çocuk Tiyatrosu oyunları devam ediyor
Zorlu Çocuk Tiyatrosu, Karlar Ülkesi Müzikli Oyunu ve Kibritçi Kız Müzikali ile Zorlu Center PSM’de ve Kurbağa Prens Oyunu ile Anadolu’nun farklı illerinde, bu sezon tam 3 oyun ile çocuklarla buluşuyor.
Karlar Ülkesi: Hayal dünyasının ötesine bir yolculuk
Karlar Ülkesi Müzikli Oyunu, Mayıs sonuna kadar Zorlu Center PSM’de sahneleniyor. Özlem Saraç’ın, Hans Christian Andersen’in “Karlar Kraliçesi” masalından yola çıkarak yazdığı ve Gaye Cankaya’nın yönettiği Karlar Ülkesi Müzikli Oyunu; çocuklara dostluğun önemini anlatırken doğa sevgisi de aşılıyor.
Kibritçi Kız Müzikali, yoğun ilgi üzerine bu sezon da sahnede
“Kibritçi Kız Müzikali”, oyun yazarı ve Anadolu Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Sahne Sanatları Bölümü Başkanı Prof. Dr. Hasan Erkek tarafından, Hans Christian Andersen’in ünlü masalından yola çıkarak hazırlandı. 2013-2014 sezonu içinde 39. İsmet Küntay Tiyatro Ödülleri kapsamında “Yılın En İyi Çocuk Oyunu Ödülü” ve Tiyatro Seyircileri Derneği Direklerarası Ödülleri kapsamında “En İyi Müzikal Yapım Ödülü”ne; 2014 yılında ise Tiyatro Gazetesi tarafından “En İyi Yapım Ödülü”ne layık görülen Kibritçi Kız Müzikali, sokaklarda akordeon çalıp şarkı söyleyerek kibrit satan bir kızın hikayesini anlatırken; yaşama sevinci, dostluk ve dayanışmayı teatral bir dille minik izleyicilere aktarıyor
Dünyaca Ünlü St.Petersburg Bale Tiyatrosu İstanbul’a geliyor
Dünyanın en önemli klasik bale topluluklarından biri olan Saint Petersburg Bale Topluluğu (SPBT), iki ölümsüz yapıt Kuğu Gölü ve La Bayadère ile 19-21 Aralık’ta TİM Show Center’da İstanbul seyircvisiyle buluşacak.
1994 yılında Konstantin Tachkin tarafından kurulan Saint Petersburg Bale Topluluğu, günümüzde 6 kıtada, yılda 200’den fazla gösteriyle izleyenleri büyülemeye devam ediyor.
Ankara’dan flamenko geçecek>
Derya Var’ın “Zil, Şal ve Gül” sergisinden
Organizasyonunu Flamenko Ankara Derneğinin üstlendiği ve İspanya Büyükelçiliği işbirliğiyle düzenlenen Uluslararası Flamenko Ankara Festivali, bu yıl 9-12 Aralık 2014 tarihleri arasında sekizinci kez gerçekleşecek.
Bu yılki Festival 9 Aralık Salı saat: 18:30'da, Çağdaş Sanatlar Merkezi Sanat Galerisinde, ressam Derya Var’ın ‘’Zil, Şal ve Gül’’ başlıklı sergisi ile başlayacak. Festivale İzmir’den katılacak olan ve daha önce 2 farklı ‘’Sufi- Flamenko’’ kişisel sergisi & müzikal gösterisi bulunan ressam Derya Var, aşk, isyan, acı ve coşkunun renklerle tuvallere yansıyan sessiz haykırışlarını duyuracak bu sergisiyle sanatseverlere. Sergi, 9-10-11 Kasım günleri açık olacak.
Festival, ilk günü olan 9 Aralık Salı akşamı saat: 20.00’de, yine Çağdaş Sanatlar Merkezinde 2 farklı konsere ev sahipliği yapacak. Bu konserlerden bir tanesi, Flamenko Ankara Derneğinin kuruluşunda yer alan Serhat Doğu’nun Flamenko gitar resitali olacak. Bu konserin ardından Alper Kargın sahne alacak ve bu yıl kaybetmiş olduğumuz ‘Paco De Lucia anısına’ onun bestelerini seslendirecek.
10 Aralık Çarşamba saat: 20.00’de Ankara'nın konser amaçlı kurulan ilk Flamenko grubu Mavi Siyah, Anadolu ritim ve ezgileriyle flamenkonun bir araya getirildiği “Endülüs'ten Anadolu'ya“ projesiyle ODTÜ Kültür ve Kongre Merkezinde sahnede olacak.
11 Aralık Perşembe 20.00’de Bilkent Konser Salonunda, İspanya'daki bir turnesi sırasında Paco de Lucia’dan Amerika vizesi için kendisinden "olağanüstü yetenekli" olduğuyla ilgili bir referans mektubu almış olan Rus gitar virtuozu Grisha Goryachev izleyiciyle buluşacak.
Pedro Cordoba
Son gün, 12 Aralık Cuma saat: 20.00’de, Festival, olağanüstü bir dans gösterisi ve otantik bir flamenko lezzetine evsahipliği yapacak. Dünyaca ünlü Eva Yerbabuena, Joaquin Grilo, Javier Baron gibi isimlerle aynı sahneyi paylaşan ve aynı gösterilerde yer alan Pedro Cordoba, MEB Şura Salonunda sahneye çıkacak. Dünyada bir çok festivalde yer almış ve aynı zamanda Vicete Amigo, Chicuelo, Miguel Poveda, Duquende gibi müzisyen ve şarkıcıların projelerine misafir sanatçı olarak katılmış olan sanatçı festivalde, halen beş kıtada sürdürdüğü gösterisiyle yeralacak.
FLAMENKO ANKARA DERNEĞİ İLETİŞİM:
Tel: 0312 466 02 03
Tunalı Hilmi Cd. 106/ 9 Kavaklıdere/ Ankara
Web: www.flamenkofestivali.com
* * *
Galeri Soyut’ta Aralık 2014 Sergileri
Orhan Umut’un ‘Temas’ isimli kişisel resim sergisi 28 Kasım – 17 Aralık 2014 tarihleri arasında Galeri Soyut A ve B Salonlarında izleyicisi ile buluşuyor.
Talat Ayhan’ın ‘Nocturne’ isimli kişisel resim sergisi 28 Kasım – 17 Aralık 2014 tarihleri arasında Galeri Soyut C Salonunda izleyicisi ile buluşuyor.
İletişim: 0312. 438 86 70
Yıldızevler Mh., Şht. Mustafa Doğan Sk No:82, Çankaya, Ankara
Olbinski Afişleri
Salome, Richard Strauss
Etiketler: Seçkin Selvi Eskişehir Lüküs Hayat müzikal Haldun Dormen barış dinçel Elçin Tezcan Devrim Özder Akın Berkay Akın Melda Yılmaz Hatipoğlu