Milliyet Sanat »Yazarlar » Seçkin Selvi | Enseyi karartan Joko
Enseyi karartan Joko
19 Kasım 2016 - 12:11Yolcu Tiyatro'nun sahnelediği oyunda bakın Joko ne diyor: “Bir de sizleri taşımaya başladığımdan beri yere bakıyorum hep, daha önce göğe bakardım...”
JOKO’NUN DOĞUM GÜNÜ- Yazan: Roland Topor, Çeviren: Mine Kırıkkanat, Yöneten: Ersin Umut Güler, Hareket Tasarımı: Selçuk Gökdere, Prodüksiyon ve Ses tasarımı ile Animasyon Post Production, Afiş tasarımı: Tufan Dağtekin, Afiş illüstrasyonu: Roland Topor, Kostüm Tasarımı: Makbule Mercan, Işık Tasarımı: Alev Topal, Sahne İllüstrasyonları: Can Badur, Oynayanlar: Tolga İskit, Ayşe Tunaboylu, Cenk Dost Verdi, Efe Ünal, Merve Dağlı, Yasemin Ertorun, Burak Üzen, Sercan Dede.
Oyunun yazarı Polonya asıllı bir Fransız Yahudi olan Roland Topor, yaşamının ilk yıllarını Nazi tehlikesine karşı ailesi tarafından Savoy’da gizlenerek geçirdi. Topor on parmağında on marifet olan bir sanatçı; 59 yıllık kısa yaşamında illüstratör, ressam, yazar, film yapımcısı ve oyuncu olarak sanatın hemen her dalında emek vermesinin yanı sıra sürrealizmin giderek ana akım haline gelmesine tepki olarak 1962’de Fernando Arrabal ve Alejandro Jodorowsky ile birlikte adını mitolojideki Pan’dan alan Panik Hareketi’ni kurdu. Bu Hareket Luis Buñuel ile Antonin Artaud’nun “Vahşet Tiyatrosu’ndan esinlenerek kaotik ve gerçeküstü performans sanatına odaklandı.
Yolcu Tiyatro’nun sahnelediği Roland Topor’un gerçeküstü oyunu “Joko’nun Doğum Günü”, adil olmayan toplum yapısı içinde kişinin kimliğini yitirmesini irdeleyen ve toplumun genel geçer düzenine ve kurallarına uyum göstermesini taşlayan son derece vurucu bir hiciv niteliğinde.
Joko su deposunda çalışan bir işçi. İşsizlik sorunu sürekli gündemde olduğu için, oğlu işini kaybeder diye korku içinde yaşayan annesi, onun çalışıyor olmasını işe girdiği günün yıldönümlerini kutlayarak âdeta kutsuyor. Oyunun özgün adı olan “Joko’nun Yıldönümü” de buradan kaynaklanıyor. Belki o işsizlik korkusu nedeniyle işe girmek yeniden doğma olarak yorumlandığı için, “Yıldönümü” yerine “Doğum günü” ibaresi kullanılıyor.
Tolga İskit, Cenk Dost Verdi ve Merve Dağlı‘yı sırtında taşırken
Oyun ve yorumu
Oyun afişte Topor’un özgün illüstrasyonu ile vurgulanan absürd bir anlatım biçemi içinde ezenler ve ezilenler ilişkisini yansıtıyor. Joco ve kendisiyle birlikte su deposunda çalışan iki arkadaşı insan bedenini ve aklını kontrol alma hırsıyla işleyen sistemin mağdurları oluyor. Siyasi bir delegasyon üyesi olan aristokrat, doktorun temsil ettiği biliminsanı ve dişiliğini kullanarak yaşamaya alış(tırıl)mış bir kadın toplumun egemen sınıflarını simgeliyor. İşçi sınıfının temsilcileri olan Joco ve arkadaşları bu insanları sırtlarında taşıyarak gidecekleri yere götürmek zorunda bırakılıyor. Gerçi yaptıkları bu iş karşılığında para alıyor ve o aykırı düzene ses çıkarmıyorlar. Baştan bu işlere karşı çıkan Joco da sonunda koşulların ve arkadaşlarının baskısıyla onlara, dolayısıyla toplumun genel geçer değerlerine ayak uyduruyor.
Oyunun bir yerinde Joko, “Bir de sizleri taşımaya başladığımdan beri yere bakıyorum hep, daha önce göğe bakardım...” diyerek halkın sırtından geçinenlere gönderme yapıyor. Onun önceden göğe bakarken giderek başını eğmek zorunda kaldığı için yere bakar duruma gelmesi, ister istemez Çetin Altan’ın “Enseyi karartmayın” sözünü anımsatıyor. Başı hep öne eğik olduğundan güneşten yanan enseye gönderme yapan Çetin Altan, bir anlamda “Başın öne eğilmesin” diyordu. Joco ve arkadaşlarının ensesi ise kapkara oluyor süreç içinde.
Bir yanda ezenler, bir yanda ezilenler. Bir de Joco’nun annesiyle kız kardeşi var işin içinde. Kız kardeş bilinçsizliğinin kurbanı olmaktan kaçamıyor. Ama oyunun başında muhafazakâr, gelenekçi, “Aman düzen, düzenimizi bozmasın” diye tedirgin olan anne oyunun sonunda tek başkaldıran, tek devrimci atağı yapan kişi olarak çıkıyor karşımıza.
Müthiş bir beden hâkimiyeti
Dekorun ve perspektifin Mapping teknolojisiyle gerçekleştirildiği oyun bu yapısıyla farklı sahnelerde oynama elverişliliğini kazanıyor. Tufan Dağtekin’in animasyon tasarımı da oyunun absürd yapısına uygun bir nitelik taşıyor ve müthiş bir hareket düzeni içinde gerçekleştirilen oyunda hemen hemen hiç somut dekor parçası kullanmadan geniş bir alan açarak oyunculara rahat hareket etme fırsatı yaratıyor. Can Badur’un sahne illüstrasyonları mapping teknolojisiyle çok iyi bir uyum içinde işlevsel oluyor. Alev Topal’ın ışık tasarımı, Makbule Mercan’ın imzasını taşıyan kostümler oyunun tamamlayıcı unsurları.
Sekiz oyuncunun oyundaki karakterlerini canlandırırken bir yandan da profesyonel akrobatlara taş çıkartan performansları gerçekten kusursuz. Birini diğerinden ayırmak olanaksız. O müthiş beden hâkimiyetini gerçekleştirebilmek her türlü övgüye değer. Üstelik bence bir yarım saat kısalabilecek oyunu, tempoyu ve birbirlerini hiç düşürmeden iki saat sürdürebilmek ciddi bir başarı.
“Joko’nun Doğum Günü”nü izlerken, can dostum, canım Mehmet Ulusoy’u andım sürekli, iki nedenden dolayı; birincisi Topor, Mehmet’in çok yakın arkadaşıydı, ikincisi de Ersin Umut Güler’in başarılı rejisi ve Selçuk Gökdere’nin harikulade hareket tasarımı, tıpkı Mehmet’in oyunculara acımasız olağanüstü oyun düzenleri kadar acımasız ve bir o kadar da çarpıcıydı. “Joko’nun Doğum Günü” her yaştan, her kesimden izleyicinin beğeneceği bir görselliğe ve bilinçli seyircileri tatmin edecek bir eleştirel yapıya sahip. Kaçırmamakta yarar var.
Bilgi: 0212. 244 25 36 / 292 00 01
"4:48 Psikoz"
“…ebedi ışıktan önce bir anlık netlik…”
YABANCI SAHNE & ENTROPİ SAHNE ortak yapımı olan SARAH KANE’nin ünlü eseri 4:48 PSİKOZ, Entropi Sahne’de sezon boyunca sahnelenecek.
PERDELERİ AÇIN
-Hayatı görün.
-Kapalı kalmayın.
-Her tarafta perdeler var, her şey gizli saklı, hayat da öyle.
-Perdeleri açın, umudu görün.
-Benim umudum intihar.
-Aslında ben intihar etmiyorum.
-Bu benim hayatla yüzleşmem.
-Siz de hayatla yüzleşin.
-Benim intiharım bu dünyadaki varoluşumdur.
4:48 PSİKOZ- Yazan: Sarah Kane, Çeviren: Selin Arapkirli, Yönetmen: Bilge Emin, Oyuncu: Deniz Hamzaoğlu, Dış Ses: Gizem Erdoğan, Yönetmen Yardımcısı: Ömer Kaya, Işık Tasarım: Mehmet Tekatlı, Kostüm Tasarım: Gülay Say.
İletişim: 0505 289 40 25 / Gülay Say
Kabile Sahne’de
“Zafer narası isyanla bölünürse
sonuç hüsran olur.”
Bir yanda caz, diğer yanda cinayet ve iki zavallı garson Bay Jerry’nin Yeri’nde her şey eksiksiz. Peki ya felaket, ama felaket?
Bay Jerry’nin yerinde her şey olur, olur ve unutulur. Yaşananlar kaybolur, ama bir anda tüm talihsizlikler gelir seni bulur. Bay Jerry’nin Yeri’nin belki de son çalışanları: Mr. 5 ve Mr. 13, her şeyi tamamlamak için ve hatta Bay Jerry için felaketten sonra bir arada.
Hoş geldiniz! Burası Bay Jerry’nin Yeri! Burada herkes özgür... Yemeği mi beğenmediniz, tabağa tükürün! Anneniz daha iyisini mi yapıyordu? Çağırın annenizi o yapsın. Bay Jerry’nin Yeri! Buradan buyurun, şurada oturun ve orada yiyin. Ama öyle bir yiyin ki… Bunu herkese söyleyin. Bay Jerry’nin Yeri!”
Yazan,Yöneten: Barış Yücedağ,Dekor/Kostüm/Işık: Sevecen Başoğlu,Serhan Demirkan, Müzik: Kabile Trio, Oyuncular: Mahir Akgündoğdu – Talha Kaya, Orkestra: Arda Özkan, O. Güney Kumaş, Yasin Soyöz.
Bilgi: 0530. 933 51 01
Meşrutiyet Cad. No:31 D:5 Beyoğlu
Görmeyeri Tiyatro’dan "Çekim"
Çekim ikincikat salonu – Karaköy’de izlenebilir
Bizi hayatta tutan şey yer çekimi çünkü... Çünkü buna ihtiyacımız var. Buna gözlerimizin ihtiyacı var. Burnumuzun, kulaklarımızın, tenimizin, dilimizin ihtiyacı var. Görmeyeri sanat topluluğunun yeni yapımı "Çekim" adlı oyunu kalabalık bir kadro ile İkincikat Karaköy'de seyircisiyle buluşuyor. Oyun, 1980'lerden günümüze Amerikan rüyasının Türkiye'deki yansımalarını ve toplum yapısındaki kökten değişimi derinlemesine inceliyor. İki kardeşin çocukluklarından yetişkinliklerine yaşadıklarını portreliyor. Geleneksel orta direk ailelerinin toplumsal kast sistemindeki sallantılı yerini çekirdek bir ailenin trajik hikâyesiyle aktarıyor. Evlat edinilmiş küçük kardeşin ablasıyla arasındaki klostofobik ilişkisi, gelecek ve geçmiş arasında kaybolan gerçeklik, soğuk ve sessiz yaşam şekilleri oyunun belirleyici çizgisini oluşturuyor.
ÇEKİM- Yazan&Yöneten: Uğur Küçükdağ, Dekor Tasarımı: Ezgi Pamir, Işık Tasarımı: Uğur Küçükdağ, Kostüm Tasarımı: Meltem Tolan, Müzik&Efekt Tasarımı: Aslıhan Kabukçu, Beden Ritim ve Koreografi: Arjen Brusk, Grafik Tasarım: Hatice Çavdar, Yönetmen Yardımcıları: Esra Yıldırım, Selen Şeşen, Oynayanlar: Başak Özkan, Burcu Sövmen, Ekin Gökgöz, Nagihan Demirsu, Nurhayat Yıldırım, Okan Demir, Öz Demir, Rewşan Çeliker, Sinem Pektaş
İkincikat – Emekyemez Mah.
Demirci Fettah Çıkmazı, No.2 Karaköy
Bilgi: Melek Küçükdağ- 0544. 630 30 92