Milliyet Sanat
Milliyet Sanat »Yazarlar » Seçkin Selvi | Dört başı mâmur bir oyun

Dört başı mâmur bir oyun

23 Mart 2013 - 07:03 | Çiftin düğün gecesinde Kral (Münir Can Cindoruk), zorla evlendirdiği Prensesle (Oya Okar) kendisinin evlenmesi gerektiğine karar veriyor.
Devlet Tiyatroları’nın “Sessizlik” oyunu görkemli bir yapımSESSİZLİK- Yazan: Moira Buffini, Çeviren: Serdar Biliş, Yöneten: Mehmet Birkiye, Dekor tasarımı: Efter Tunçz, Kostüm tasarımı: Şirin Dağtekin Yenen, Işık tasarımı: Önder Arık, Müzik: çağrı Beklen, Dans düzeni: Alpaslan Karaduman, Dramaturg: M. Melih Korukçu, Oyuncular: Funda Eryiğit/ Oya Okar/ Savaş Özdekir/ Süleyman Atanısev/ Münir Can Cindoruk/ Nimet İyigün, Koro: Yiğit Çelik/ Tuğrul Karanfil/ Suzan Sabancı/ Gökçe Aktaş/ Murat Usta/ Can Bora/ Ferhat Akgün/ Ömer Utkan.

“Sessizlik”, iki yıl önce Kent Oyuncuları’nda yine Mehmet Birkiye’nin başarılı yorumuyla sahnelenen “Ölümüne” adlı oyunun yazarı Moira Buffini’nin bir yapıtı. Buffini, İrlanda asıllı İngiliz oyuncu, yönetmen, oyun yazarı ve senarist. “Sessizlik” ile kadın yazarlar tarafından İngilizce yazılmış en iyi oyuna verilen Susan Smith Blackburn ödülünü kazandı. Oyunlarında çoğunlukla yaşadıkları çağla çelişkiye düşen kadın kahramanları işleyen Buffini, eğlenceli bir kara mizah örneği olan bu oyununda da aynı çizgiyi sürdürüyor.

Normandiya Dükü Korkusuz Richard’ın kızı Ymma’nın yaşam öyküsünden yola çıkarak yazılan oyun, 10.yüzyıldaki Karanlık Çağ İngiltere’sinde geçiyor. Bu çağ, Kral Ethelred ve Viking saldırılarından yılmış olan tebaasına yaklaşan Milenyumu kıyamet kopacak korkusuyla bekledikleri bir dönem. İşte o sırada Normandiya Prensesi Ymma, ağabeyi tarafından bir tür ceza olarak Cumbria Lordu Silence ile evlenmek üzere Canterbury’ye gönderiliyor. Bu cezadan dolayı öfkesi tepesinde olan ve burnu düşse eğilip almayan Ymma, 14 yaşında biriyle evlendirileceğini öğrenince deliye dönüyor, ama asıl sürpriz o güne kadar erkek olduğunu sanan damadın zifaf gecesinde hiç de öyle olmadığnın ortaya çıkmasıyla patlak veriyor. Bu arada Vikingler korkusundan yatağından çıkmayan Kral, Prensesle kendisinin evlenmesini uygun görüyor ve damadın bölgesi Cumbria ‘ya doğru yola çıkmış olan genç evlilerin peşine düşüyor. Gelinle damat, gelinin nedimesi Agnes, Kralın sağ kolu olan Eadric ve papaz Roger, bu kaçma-kovalamaca yolculuğunda kendilerini ve birbirlerini sınıyorlar.

“Sessizlik”i İngiltere’de Somerville’de sahneleyen Serah Rose Roth, bu oyunu seçme nedenini açıklarken, oyunun özüne şu sözlerle parmak basıyor:

“Oyunun odak noktası her ne kadar cinsel kimlik ve kadınların gücü –ve güçsüzlüğü- ise de, gerek kadınların, gerekse erkeklerin öyküleriyle örülmüş bir takım oyunudur. Oyunda her biri yaşamda bulundukları yerde olmayı isteyip istemediklerini sorgulayan birbirinden çok farklı yapıdaki altı kişinin yol hikâyesi işlenir. Bu kişilerin hepsi de kim olduklarını, nerede bulunduklarını ve dünyalarını değiştirmek (ya da o dünyayı yönetebilmek) için ne yapmaları gerektiğini araştırırlar.”

Üç kadın oyunun ve kendilerinin kaderini çiziyor.


Doğru okunmuş oyunun yorumu

Mehmet Birkiye, oyunu yalın, ama yalın olduğu kadar çarpıcı bir Ortaçağ dekoruna oturtmuş. Peşpeşe gelen ve farklı mekânlarda yer alan çok sayıdaki sahne, Efter Tunç’un başarılı tasarımı sonucunda, hareketli platformların kaydırılmasıyla ışıkların karartılmasına gerek kalmadan ve dekor değişimi seyircilerin gözü önünde koro (köleler) tarafından tam da işlevlerine göre gerçekleştiriliyor. Platformlardaki özenle seçilip uygulanmış birkaç dekor parçası, saraydan katedrale, yatak odasından yolculuk yapılan arabaya kadar her sahne için gerekli atmosferi yaratmaya yetiyor. Birinci ve İkinci Perdeleri sunan triptik (üç bölmeli mihrap panosu) formatındaki pano da gerek oyunun çağına, gerekse oyunda işlenen Hıristiyanlık-Paganizm konusuna da gönderme yapıyor. Kilise sahnelerinde antresine son anda yetişen İsa’nın koşarak gelip çarmıhtaki yerini alması da oyunun eğlenceli ironisiyle paralel bir buluş.

Cinsel kimlik, özgürlük ve dostluk oyunun çatısını çatıyor.


Önder Arık’ın ışık tasarımı, Alpaslan Karaduman’ın hareket düzeni, Çağrı Beklen’in müziği, oyunun çerçevesini şekillendiriyor. Şirin Dağtekin Yenen’in son derece ayrıntılı olarak stilize edilmiş başarılı kostümleri de izleyiciyi bin yıl öncesine kolayca taşıyor.
Mehmet Birkiye’yi yorumu ve çalıştığı ekip seçimi için özellikle kutlamak gerekir. Tabii bu arada dramaturg M.Melih Korukçu’nun titiz çalışmasını da vurgulamak istiyorum.

Oyuncular

Oyunculuk yorumlarına koroyla başlamak istiyorum. Yiğit Çelik, Tuğrul Karanfil, Suzan Sabancı, Murat Usta, Can Bora, Gökçe Aktaş, Ferhat Akgün ve Ömer Utkan’dan oluşan ve somut anlamda oyunun yükünü omuzlarında taşıyan koro, oyun boyunca her an, her yerde oyunun ipliklerini örerek genel dokuyu hazırlıyor. Koro, oyunun büyük bölümünde yerde emekleyerek işlevini yerine getiriyor ve bu oyun düzeniyle Norman işgaline kadar sürmüş olan kölelik olgusunu da vurgulamış oluyor.

İki başarılı oyuncu: Süleyman Atanısev (Papaz Roger) ve Funda Eryiğit (Silence).


Ymma’da fiziğiyle güzel prensese çok yakışan Oya Okar öylesine sevimli ki, o dediğim dedik tavrı biraz daha sert çizgilerle belirtmesi gerekiyor sanırım. Bunu Kral’a son karşı çıkışında başarıyor, ama oyunun diğer bölümlerine de yayması doğru olur. Yine de Silence’a duyduğu dostluğu çok doğru biçimde aktarıyor.

Fiziğiyle oyundaki karakterine çok uygun düşen bir başka oyuncu da Eadric’i canlandıran Savaş Özdemir. Özdemir, konunun akışını belirleyen kilit kişilerden biri olarak çok başarılı.

Kral Ethelred’de Münir Can Cindoruk, korkuyla iktidar ihtirasının, çılgınlıkla şehvetin bütünleşmesini biraz abartılı olmakla birlikte iyi yansıtıyor. Nedime Agnes’i canlandıran Nimet İyigün, hanımına göstermesi gereken saygı ile kendi dişiliğinin gerektirdiği işveyi çok ölçülü bir oyunculukla gerçekleştiriyor.

Oyunun en başarılı iki oyuncusu ise Papaz Roger’da Süleyman Atanısev ile Silence’ı oynayan Funda Eryiğit. Süleyman Atanısev, Hıristiyanlık-Paganlık ve bunların yanı sıra eril içgüdüler üçgeninde, oyunun mizah unsurunu öne çıkaran çok başarılı bir oyunculuğu gerçekleştiriyor.

Karanlık Çağ İngiltere’sinde bir araba yolculuğu...


Funda Eryiğit ise, erkekliğine toz kondurmak istemeyen şirin ergeni çok inandırıcı bir biçimde canlandırıyor. Din konusundaki şaşkınlığını, ürkekliğini, kendisiyle ilgili bilgisizliğini, gerçek doğasından kaynaklanan içgüdülerini sevgi ve dostluk arayışıyla bütünleştirmesini çok doğal ve çok deneyimli bir oyuncunun rahatlığıyla yansıtıyor.

“Sessizlik”, yılın en başarılı yapımlarından biri olarak kaçırılmaması gereken bir oyun.

(İstanbul Devlet Tiyatroları - 0212 292 39 00/111/142)

Maltepe Belediyesi Tiyatro Festivali Başlıyor

Maltepe Belediyesi tarafından bu yıl dördüncüsü düzenlenen Geleneksel Tiyatro Festivali, 23-31 Mart tarihleri arasında Türkan Saylan Kültür Merkezi’nde başlıyor. Festivalde dokuz yetişkin, dört çocuk oyunu olmak üzere toplam on üç oyun sahnelenecek. 23 Mart 2013 Cumartesi günü Tiyatro Formül ve Maltepe Sanat Tiyatrosu’nun sahneye koyduğu “Deli Dumrul” oyunuyla başlayacak festivalin diğer oyunları arasında Dostlar Tiyatrosu’nun “Sivas’93”, İstanbul Halk Tiyatrosu’nun Tartuffe uyarlaması olan “Bezirgan”, Sadri Alışık Tiyatrosu’nun “Küçük Adam Ne Oldu Sana”, Tiyatro Kare’nin “Aşk’a 103 Adım”, E.S.E.K. Topluluğu’nun “Bi Oyun Varmış”, Duru Tiyatro’nun “Nafile Dünya”, Tiyatro Kedi’nin “Tatlı Kaçık” ve Pervasız Tiyatro’nun “Sığıntılar” adlı yapımları yer alıyor.