Milliyet Sanat »Yazarlar » Seçkin Selvi | Binlerce Mercan’dan birinin öyküsü: KUL
Binlerce Mercan’dan birinin öyküsü: KUL
19 Nisan 2018 - 05:04 | Mercan dünyayı hep aşağıdan yukarıya doğru görüyor.Seray Şahiner’in romanı “Kul”dan uyarlanan oyun, görülmeden yaşayan bir insanın gördüklerinden kendine bir yaşam kurabilme özlemi ve çabası.
KUL- Yazan ve oyunlaştıran: Seray Şahiner, Yöneten: Mert Öner, Dekor-kostüm tasarımı: Özlem Karabay, Işık tasarımı: Ayşe Ayter, Yönetmen yardımcısı: Abdullah Cersel, Proje asistanı: Yeşim Çelebi, Oynayan: Dolunay Soysert.
İşi apartman merdivenlerini silmek, meskeni apartman merdivenlerinin altındaki bir göz oda olan Mercan’ın dış dünya ile ilişkisi, boyundan hayli yukarıdaki bodrum penceresinden sokakta gelip geçenlerin ayakkabılarıyla sınırlı.
Oyunun tanıtım yazısı şöyle anlatıyor Mercan’ın yaşam öyküsünü: “ İpsiz kocası evi terk ettikten sonra… ‘Azıcık aşım, kaygısız başım’ diyemez Mercan, zira ona göre dünyada başı kaygıdan kurtarmayan iki şey varsa; biri aşın azıcık olması, diğeri başın bir başına olmasıdır. Kimseye muhtaç olmamak için kendine muhtaç birilerine ihtiyaç duyar. Dünyanın geri kalanı Mercan’a, dönüp birine anlatmak için lazımdır.” Mercan da dünyanın geri kalanındaki bizlere dönüp anlatıyor işte.
Mercan Hanımın ille de kırmızı entarisi
TOY İstanbul ve id İletişim’in ortak yapımcılığında sahnelenen “Kul”u, kitabın yazarı Seray Şahiner oyunlaştırmış. Kitaptaki başkarakter Mercan’ın ekseninde tek kişilik bir oyun oluşturmakla olumlu bir yöntem benimsemiş. Ama Mercan’ın monologlarına da bütün kitabı sığdırmış sayılır. Örneğin romanın “ada vapuru” bölümünde şöyle bir paragraf var: “Mercan vapurun güvertesine çıkıp oturdu, kolunu demire yasladı. Gökte süzülen martılara kapılıp gitti. Nasıl ki martılar, bir-iki kanat çırpıyor, sonra altlarına aldıkları rüzgârla kendiliğinden havada süzülmeye devam ediyordu… Allah çabalayanları işte böyle ödüllendirirdi, Mercan da kanat çırpıyor, hatta çırpınıyordu madem, elbet Rabbim bir süre sonra onun da kanatlarının altına aldığı rüzgârla süzülmesini sağlayacaktı.”
Şahiner oyun boyunca bize Mercan’ın kanat çırpışını izlettiriyor. Bence yer yer oyuna kattığı dış sese bile gerek yok. Mercan’ın anlatımından ayrıntılı olarak öğreniyoruz çocuk özlemini, çekip giden hayırsız kocasını, hatta kendine bakmak için zaman ayırma, spor salonuna gitme, diyet yapma, giyim kuşam planlarını. Kendine bakacak ki, hayırsız herif geri gelsin, o da ömür boyu özlemini duyduğu, uğruna bütün dinlerin simgelerine çaputlar bağladığı bebesine kavuşsun. Bir işe yaramayan koca günün birinde geliverirse diye hazırlıklı da, bir kırmızı entarisi var ki demeyin gitsin. Tepeden tırnağa alımlı mı alımlı, dişi mi dişi bir Mercan. Adı Mercan olana da kırmızı yakışır elbet.
Rabbim onun rüzgârda havalanıp süzülmesini sağlar mı sağlamaz mı bilmem, ama yönetmen Mert Öner ustalıkla kanatlandırmış Mercanı. Özlem Karabay’ın silinen merdivenleri de, bodrumdaki odayı ve penceresini de bire bir karşımıza getiren gerçekçi dekoru, merdiven silen Mercan’ın basma eteğiyle hırkasını ve kocasını bekleyen Mercan’ın kırmızılarını iyi harmanlayan başarılı kostümleri oyunun dünyasını kolayca çiziveriyor. Ayşe Ayter de bu dünyayı değişken ışık tasarımıyla aydınlatıyor. Keşke teknik bir yöntemle zaman zaman pencerenin önünden geçenlerin ayakkabılarını da görmemiz sağlansa ne iyi olurdu.
Dolunay Soysert, Mercan rolüyle tek kişilik oyunu başarıya ulaştırıyor.
Dolunay Soysert, Mercan rolünde kendi yaşamının hücresine hapsedilmiş bir kadını oynuyor. Hem oynuyor hem de açık biçim tiyatro yapısına uygun şekilde bize yaşamını anlatıyor. Dahası, mağduriyetin melodrama dönüşme riski kıl payı bir dengedeyken, Soysert büyük bir ustalıkla bu tuzağa düşmüyor.
Soysert’ın Mercan yorumunda en önemli özellik, asla “ezik” bir kadını canlandırmaması. İçinde bulunduğu bütün mevcut ve geçmiş koşullar onun “ezik” olması için fazlasıyla yeterliyken karşımızda umudunu yitirmeyen, başını hep dik tutan, direnmeyi yaşam biçimi haline getirmiş bir Mercan/Dolunay var. Bu başı dik tutma tutumu oyun boyunca sürüyor, ta ki mülklerinden rant payını artırmaya niyetlenenler dışında herkesi mağdur eden “konut dönüştürme projesi” Mercan’ın da kapısını çalana dek…
“Kul” izlenmesi gereken bir edebiyat uyarlaması, bir yaşam ve mücadele öyküsü.
İletişim G-Mall: 0212. 970 28 69