Milliyet Sanat
Milliyet Sanat »Yazarlar » Seçkin Selvi | Aynı nehirde kaç kez yıkanılır?

Aynı nehirde kaç kez yıkanılır?

02 Kasım 2013 - 08:11 | “Nehir”in muhteşem üçlüsü
Hira Tekindor’un sahne diline çok yakışan çevirisi, Gamze Kuş’un gerçekçi sahne tasarımı, Tolga Çebi’nin her zamanki gibi özenle gerçekleştirdiği müziği, Haluk Bilginer’in rejisiyle perspektifine kavuşuyorNEHİR- Yazan: Jez Butterworth, Çeviren: Hira Tekindor, Yöneten: Haluk Bilginer, Sahne Tasarımı: Gamze Kuş, Müzik: Tolga Çebi, Oynayanlar: Haluk Bilginer/ Ayça Bingöl/ Canan Ergüder.

Oyun Atölyesi 2013-14 tiyatro dönemine genç kuşak (sayılabilir) İngiliz yazarlarından 1969 doğumlu Jez Butterworth’un “Nehir” adlı oyunuyla başladı. Bir nehir kıyısındaki kır evinde geçen oyunda “aşkın peşinden giderken aşkı ezbere yaşamaya yönelen ‘Adam’ın hayatına giren kadınlar ve yaşadıkları anlatılıyor.”

Gerçi Adam’ın hayatına çeşitli kadınlar giriyor, ama bu “çapkınlıktan” değil, “tembellikten”; zira çapkın geçinen erkekler, aslında aynı kadına üç yeni laf bulmak yerine, aynı lafı üç yeni kadına söylemenin kolaylığına kaçan tembellerdir. Nitekim Adam’ın oyunda her gelen kadına “Bunu ilk kez sana gösteriyorum” gibilerden söylediği söz de aynı lafı yeni kadınlara söylemenin bir örneğidir sanırım.

İngiltere’deki oyunla ilgili eleştirilerden birinde T.S.Eliot’ın “Çorak Toprak”taki bir deyişinden alıntılayarak “ anılarla arzuları son derece güzel kaynaştıran” oyun tanımı yapılıyor. Gerçekten de Adam her gelen kadına arzuyla yaklaşmanın satır aralarında 7 yaşındayken yakalayıp elinden kaçırdığı alabalığın anısı da yaşıyor. Tabii avlanmak istenen alabalıkla avlanmak istenen kadınlar bir metaforda bütünleşiyor. Üstelik Adam’ın hiç yakalayamadığı balığı öylesine ustalıkla pişirmesi de, kır evine geçmişte gelen ve balığı avlama fırsatı kendilerine verilerek Adam’ın karşısında hem üstünlük, hem sevecenlik duyması sağlanan kadınların/balıkların sayısı hakkında da fikir veriyor.

Hira Tekindor’un sahne diline çok yakışan çevirisi, Gamze Kuş’un gerçekçi sahne tasarımı, Tolga Çebi’nin her zamanki gibi özenle gerçekleştirdiği müziği, Haluk Bilginer’in rejisiyle perspektifine kavuşuyor.

“Nehir” her kadında aynı adamı farklıymış gibi aynı yaklaşımla canlandıran Haluk Bilginer’in, birbirinden çok farklı iki kadını inandırıcı bir yorumla oynayan Ayça Bingöl ve Canan Ergüder’in, oyunun da üstüne çıkan usta oyunculuklarıyla sezonun beğenilen oyunlarından biri olacak.

6 (ind), 7, 8, 9 Kasım 20.30 / 9, 10 Kasım 16.00 / 10 Kasım 19.00 (0 216 345 39 39)

Oyun Atölyesi’nde “ARAF”

Oyunda Derya Artemel
ve Muharrem Özcan
rol alıyor
Oyun Atölyesi’nin yeni oyunu Ariel Dorfman’ın “Araf” adlı yapıtı. Hayattayken birbirlerine büyük acılar çektirmiş olan bir kadınla bir erkeğin Araf’ta acımasızca hesaplaşmalarını anlatan oyun Doç.Dr. A.Feyzi Korur’un çevirisi ve Muharrem Özcan’ın oyun düzeniyle sahneleniyor. Sahne tasarımını Özlem Karabay’ın yaptığı oyunun müzik tasarımı Selen Öztürk-Berk Öztürk, ışık tasarımı Hakan Özipek tarafından gerçekleştiriliyor.

Tiyatroda 3D Mapping Türkiye’de ilk kez Yolcu Tiyatro’da

“Kapıların Dışında”

Son hayvan-insanın son hayvansı çığlığı hiç duyulmadan, hiç yanıtlanmadan kan göllerinde boğulacak… Bunların hepsi olacak, yarın, belki bu gece, eğer… eğer… eğer… ”HAYIR” demezseniz!


Yolcu Tiyatro seyircisi ile buluştuğu ilk oyun için, tiyatro tarihinin en güçlü savaş karşıtı oyunlarından biri olan, Wolfgang Borchert’in “Kapıların Dışında” adlı oyununda animasyonlarla gerçek oyuncuların oyunu iç içe geçiyor ve dijital teknoloji fon olarak değil, oyunun bir parçası olarak kullanılıyor. Oyuncuların, animasyonlar ile interaktif olarak sürekli iletişim halinde oldukları oyun, seyircilere bugüne kadar tiyatro sahnesinde yaşamadıkları farklı bir deneyim yaşatıyor.

Savaşın birey üzerindeki yıkıcı etkisinin anlatıldığı “Kapıların Dışında” oyununda, ruhsal ve fiziksel yaralarla savaştan yurduna dönen bir askerin, döndüğünde hiçbir şeyi eskisi gibi bulamamasının hikayesi anlatılıyor.

Wolfgang Borchert’in yazdığı, Behçet Necatigil’in çevirdiği, Ersin Umut Güler’in yönettiği, 3d animasyon, sound design, post production çalışmalarının effective stüdyolarında gerçekleştirildiği oyunun oyuncu kadrosunda Cenk Dost Verdi, Müzeyyen Durgun, Yasemin Ertorun ve Ersin Umut Güler yer alıyor.

Yolcu Tiyatro “Kapıların Dışında” adlı oyunuyla 5 Ekim Cumartesi Saat: 20.30’da Kozyatağı Kültür Merkezinde ( KOZZY ) sezonu açıyor.

İBB Şehir Tiyatroları’nda yeni oyunlar



Nazım Hikmet’ten “Yolcu”

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları, Nazım Hikmet’in “Yolcu” adlı oyununu sahneliyor. Kurtuluş Savaşı’nın yoğun olarak yaşandığı 1921 yılında geçen oyun, devrilen telgraf direği sonrası dış dünya ile bağları kopan tren istasyonunda yaşananları anlatırken, bireylerin ülkede olan bitene karşı duyarsız, ilgisiz kalışlarını işliyor.

Oyun Nazım Hikmet’in o yıllarda yakından gözlediği insan ilişkileri ve toplumsal ortam adına, hem Kurtuluş Savaşı’na bir bakış sunuyor hem de her dönemde yaşanan umursamazlıkla buluşan insan yaklaşımının eleştirisini yapıyor. İstasyon Şefi, karısı ve makasçının yalnızlıkları, iletişimsizlikleri ve karşılığı olmayan kuşkucu bakışlarının biçimlediği süreç, “Atlı”nın gelmesiyle değişirken, dünyayı daha geniş bakış açısıyla anlamanın önemi vurgulanıyor. Aslında yaşama farklı ve yeniden bakmayı sağlayan bu değişim, oyun kişileri için yeni bir “kurtuluş” sunuyor.

Yıldırım Fikret Urağ’ın yönettiği oyunun sahne tasarımını Barış Dinçel, kostüm tasarımını Duygu Türkekul, ışık tasarımını Özcan Çelik, efekt uygulamasını Hanefi Topraktepe gerçekleştirdi. Oyunda; Bahtiyar Engin, Gün Koper, Mehmet Avdan, Aslıhan Kandemir rol alıyor.



Turgut Özakman’dan “Ocak”

Ocak, 1960’lı yıllarda emekçi bir ailenin ekonomik güçlüklere ve geçim sıkıntısının getirdiği zorluklara rağmen bir arada durma çabasını anlatyor. Anne, baba, çocuklar ve büyükanneden oluşan aile bireylerinin her biri farklı karakterlere ve hayallere sahiptir. Tüm sıkışmışlıklarına rağmen birbirlerine duydukları sevgi, diğer tüm yoksunluklarını unutturuyor. Sahnede bir yandan aileyi izlerken, diğer yandan 1960'ların İstanbul'unu, hayallerini, müziğini ve radyosunu da anımsıyoruz.Turgut Özakman’ın yazdığı Yıldırım Fikret Urağ’ın yönettiği oyunda Aslı İçözü, Hakan Güner, Mahperi Mertoğlu, Cengiz Tangör, Erkan Sever, Mana Alkoy, Soner Dinç rol alıyor.



Aristophanes’ten “Lysistrata – Kadınlar da Savaşırsa

Kemal Kocatürk’ün yönettiği oyun “savaş” ve “kadının toplumdaki yeri” temalarını işliyor. Oyunda savaşlardan bıkıp usanan kadınların eşlerini kaybetmemek için ve daha güzel bir gelecek adına Antik Atina’daki yönetim merkezi Akropolis’i işgal etmeleri ve erkeklerin savaşa katılmaları durumunda kadınlıklarını öne çıkarmaları anlatılıyor. Oyunda; Berrin Akdeniz, Hülya Arslan, Murat Bavli, Demet Bozyaka Şalt, Ayşen Çetiner, Gökhan Eğilmezbaş, Bensu Orhunöz, Çağrı Ö. Hün, Irmak Örnek, Selçuk Soğukçay, İbrahim Ulutaş, Çağatay Palabıyık, Nazan Yatgın, Çağlar Yiğitoğulları rol alıyor.

"Arturo Ui’nin Önlenebilir Tırmanışı"

“Kişilerin yoktur bir önemi, çerçevedir var eden o dönemi.”


Tiyatroadam, bu sezon, 20.yüzyılın en etkili Alman şairi, oyun yazarı ve tiyatro yönetmeni olarak nitelendirilen, "Epik Tiyatro"nun kurucusu Bertolt Brecht’in “Arturo Ui’nin Önlenebilir Tırmanışı” adlı oyunu ile perde açıyor. Yücel Erten’in çevirdiği oyun Ümit Aydoğdu tarafından, Epik Tiyatro’nun özüne uygun, çağdaş bir yorumla sahneye koyuluyor. Müzik direktörlüğünü Oktay Köseoğlu’nun, ışık tasarımını Yüksel Aymaz’ın yaptığı oyunun dekor ve kostüm tasarımında Barış Dinçel’in imzası var. Tiyatroadam oyuncularından Aşkın Şenol, Ayça Koyunoğlu, Berk Yaygın, Çetin Kaya, Deniz Özmen, Fatih Koyunoğlu, Gökhan Azlağ ve Neslihan Arslan yaklaşık otuz altı farklı kişiyi dönüşümlü bir şekilde oynuyorlar. Müziklerin yine oyuncular tarafından, akapella (insan sesiyle) olarak yapıldığı oyunla, seyirciye, baş döndürücü bir tempo ve coşkuyla, eğlenceli bir biçimle, alışılagelmişin dışında bir tiyatro lezzeti sunmak amaçlanıyor.

Brecht'in savaş döneminde yazdığı anti-faşist oyunda, Hitler'in iktidara yürüyüş öyküsü ile ünlü Chicago'lu gangster Al Capone'un öyküsü örtüştürülmüştür. İktidar ve sermaye günübirlik çıkarlar adına, yasaları çiğneyerek işbirliği yaptığında; ülke siyasetinin, toplumsal düzenin onarılmaz ve geri dönülemez bir baskı rejimine dönüşebileceği gerçeği anlatılır.
7-21-28 Kasım 20:30 Ortaköy Afife Jale Sahnesi/ 16 Kasım 20:30 Kozyatağı Kültür Merkezi.

Afife Jale Sahnesi Gişe: 0212 236 10 27
Kozzy Gişe: 0216 658 00 15



Ankara ve İstanbul’un “Deli”leri

Erdal Beşikçioğlu ve Erdem Topuz, "Bir Delinin Hatıra Defteri"nin Ankara ve İstanbul versiyonlarında rol alıyorlar.


Nikolay Vasiliyeviç Gogol’ün ünlü oyunu “Bir Delinin Hatıra Defteri” Ankara ve İstanbul’da seyirciyle buluşuyor. Ankara Devlet Tiyatrosu’nda üç sezondur başarıyla devam eden ve “Bir delinin değil, adım adım deliliğe giden, yaşadığı gerçeklerle baş edemeyen bir adamın hatıra defteri...” olarak sunulan oyunun çevirisi Coşkun Tunçtan, rejisi Cem Emüler imzalarını taşıyor. 2009 Baykal Saran ödülünü alan oyunda İvanoviç Poprişçin’i Erdal Beşikçioğlu canlandırıyor.

Atölye Tiyatrosu ise Savaş Mutlu’nın rejisi ve oyuncu Erdem Topuz’un farklı bir yorumla oynadığı oyunun 100. temsiliyle İstanbul’da perde açıyor. 2 Kasım 20:30 - Haldun Dormen Sahnesi – Şişli - 0212 2306751