Milliyet Sanat
Milliyet Sanat »Yazarlar » Seçkin Selvi | Avrupa rüyası
20 Kasım 2015 - 05:11
Ülkemiz ve Avrupa ülkeleri gündemdeki mülteci sorununu yaşarken, Ekip Tiyatrosu’nun yeni oyunu “Avrupa” globalleşmeye farklı açıdan bakan bir yapıt
AVRUPA- Yazan: David Greig, Çeviren: Hakan Silahsızoğlu, Yöneten: Cem Uslu, Sahne ve kostüm tasarımı: Başak Özdoğan , Işık tasarımı: İsmail Sağır, Oynayanlar: Simel Aksünger, Ömer Fırat Köker, Bora Pak, İsmail Sağır, Mehmet Solmaz, Cihat Süvarioğlu, Ayşegül Uraz, Hakan Emre Ünal.
 
Ekip Tiyatrosu, yeni oyununu şu sözlerle tanıtıyor: “90’ların Avrupa’sında bir sınır kasabası, bir tren istasyonu… Kalkan sınırlar, kıtayı boydan boya saran ekonomik buhran… Değişen çağ, gözden düşen değerler, uyanlar ve uyamayanlar… Savaştan kaçmış mülteciler ve kasabanın yerlileri… Yükselen ırkçılık, her boşluğu ustaca değerlendiren faşizm… Ne yazık ki her zamanki gibi tanıdık bir hikaye…”
 
Uzak Adalar, Sarı Ay, Hassas, İki Kişilik Yaz gibi oyunlarıyla tanıdığımız David Greig, Daily Telegraph gazetesinde “Kuşağının en ilginç ve maceracı İngiliz oyun yazarı” olarak nitelenen bir İskoçyalı. 1993-2009 yılları arasında çarpıcı yapımlar gerçekleştiren “Kuşku Kültürü” projesinin de kurucularından biri. Greig, Kuşku Kültürü projesiyle kuşağının anatomisini irdelemeye, gündelik yaşamını yansıtmaya çalıştıklarını belirtiyor. Bu oyununda olduğu gibi diğer yapıtlarında da küreselleşme ve uluslararası kimlik edinme sorunlarının yanı sıra, bu olguların yerel alanları ve o alanların yerlilerini nasıl etkilediği meselesine odaklanan bir sanatçı.
 
Oyun ve yorumu
 
Avrupa’da bir sınır kasabası. Kasabanın eskiden pasaport kontrollerinin yapıldığı, gümrük işlemlerinin yürütüldüğü tren istasyonu. Başka ülkelerden gelen trenlerin yolcuları ve yükleri bu istasyonun filtresinden geçermiş. Gelin görün ki, soğuk savaşın sona ermesi, Avrupa Birliği gibi oluşumların küreselleşmeye zemin hazırlayan yapısı, bir zamanlar “demir perde” ile ayrılan ülkeleri ortak bir coğrafyada buluşturmuş. Sınırlar kalktığı için de istasyon işlevini, dolayısıyla da varlık nedenini kaybetmiş. 
 
David Greig sınırların kalkmasını, kimliklerin değişimini,bu değişimin insanlar üzerindeki etkisini yansıtıyor. Zaman zaman sınırın öbür yanında,zaman zaman da bu yanında yer alan istasyon, oyun başladığında kapatılmak üzere. Artık trenler burada durmayacak, kimse kimseyi denetlemeyecek. Ancak, istasyon varken orada ticaret yapan esnaf, daha da önemlisi işlerini kaybedecek olan istasyon görevlileri bu duruma tepki gösteriyorlar. İstasyonda duran son trenle gelen iki mülteci ise çeşitli nedenlerle terk ettikleri, kaçtıkları vatanlarından buraya sığınmaya çalışıyor.
 
Tıpkı şimdilerde kendilerinin ve çocuklarının yaşamlarını tehlikeye atmak pahasına Avrupa’ya gitmeye çalışan göçmenler gibi, bu iki mülteci de sonu belirsiz bir “Avrupa rüyası” peşinde buraya geliyor. Onların gelişi, özellikle istasyonun kapanmasıyla işsiz kalanların büyük tepkisiyle karşılanıyor. Ama öte yandan istasyon şefinin yanında çalışan kız için yeni bir “Avrupa rüyası” başlıyor. Kız, mültecilerin özgürce yolculuk yapmasına özenerek artık canlılığını büsbütün yitiren bu kasabadan kurtulmanın, dünyayı gezip tanımanın hayallerine dalıyor.
 
Oyunu Cem Uslu yönetmiş. Benim izlediğim ilk gösterimde oyun fazlaca uzundu. Sanıyorum yönetmen daha sonra bu sorunu çözümlemiş. Şimdi kurgusunun daha sıkı ve yoğun bir duruma geldiğine inanıyorum. Başak Özdoğan’ın portatif parçalardan oluşan sahne tasarımı, değişik sahnelerin oynanmasında kolaylık sağlarken, istasyonun yok olmasıyla parçalanan ve dağılan yaşamları da anlamlı bir biçimde simgeliyor.
 
Simel Aksünger, Ömer Fırat Köker, Bora Pak, İsmail Sağır, Mehmet Solmaz, Cihat Süvarioğlu, Ayşegül Uraz, Hakan Emre Ünal’dan oluşan oyuncular, hiç başrolün olmadığı, bütün karakterlerin dengeli kurguda yer aldığı bu oyunun gerektirdiği ekip çalışmasını başarıyla gerçekleştiriyorlar.
 
“Avrupa”, mülteci sorunu gündemdeyken, seçimi açısından zamanlaması doğru, yorumuyla bilinçli bir oyun. Sezonun görülmesi gereken yapımlarından biri.
 
İletişim: 0212 244 44 99
 
 

Küçük Salon’da “Şato”, “Faust”, “Romeo ve Juliet” oyunları seyirci ile buluşmaya devam ediyor.

 
 
Kafka’nın Şato, Dava ve Değişim romanlarındaki metaforlardan ve Kafka’nın yaşamından esinlenilerek Emre Tandoğan tarafından kurgulanıp yönetilen oyunda Bay K karakteri Kafka’nın kendi yaşamı ile özdeşleşerek hayat bulmaktadır. Memur K, kendi varoluşunu anlamlandırmaya çalışırken bir taraftan da uyandığında dev bir böceğe dönüşen bir adamın hikâyesini yazmaya çalışan bir yazardır. Bir gün ortadan esrarengiz bir şekilde kaybolan iş arkadaşının ölümü K’nın şato gerçeğiyle yüzleşme sürecini başlatacaktır. 
 
Kimi zaman karanlık kimi zaman gerçek üstü içeriğiyle oyun; yabancılaşma, bürokrasi, bir adamın sisteme karşı sonu gelmeyen ayakta durma çabası, bazen sistemin içinde yer alma hevesi, bazen sisteme duyulan öfke arasında, erişilemez bir hedef doğrultusunda faydasız ve umutsuzca bir yol arayışı ile izleyiciyi baş başa bırakmaktadır. 
 
Gökhan Azlağ, Elif Arman, Gürhan Altundaşar, Çağıl Tekten, Deniz Boldaz, Emir Özden, Ece Arman’ın rol aldığı oyun 21 Kasım’da izlenebilir.
 
 
Ayrıca geçtiğimiz sezon oyunlarından Direklerarası seyircilerinden yenilikçi tiyatro ödülüne layık görülen “Faust” oyununda Çağıl Tekten, Emir Özden, Derya Günaydın, Güneş Seven, Hazal Uprak, Müslüm Köse performansları ile göz dolduruyor. Goethe’nin Faust metni ele alınarak tanrı ve şeytan ilişkisi, iyilik ve kötülük, ahlak ve ahlaksızlık kavramları yeniden irdeleniyor. Sözsüz gerçekleşen performanslarda beden ve ses kullanımı öne çıkarak seyircinin izleme formu her seferinde yeniden biçimlendiriliyor. Şiddetin nasıl tatmin edilmez bir arzu nesnesi olduğunu birebir gördüğümüz şu dönemde ötekileştirmenin verdiği dayanılmaz hafiflik ve görevini yerine getirmiş olma duygusu varlıklarımızı yapay özgürlüklere itiyor. Kimse suçlu, kimse kirli, kimse günahsız değil. Neyden utanacağımızın adı daha önce konulduğundan utanç bir erdem değil. Günah ise insana içkin bir gerçeklik…Geriye bir tek kendimizi kabullenmek kaldı. Oyun 26 Kasım’da Küçük Salon’da.
 
 
Romeo & Juliet’te iki düşman aile arasındaki gerilimli ilişkinin kukla ve insan arasındaki ilişkiyle biçimlendirildiği yorumla, izleyici farklı sahneleme biçimlerinin bir araya getirildiği bir dünyaya davet ediliyor. Emre Tandoğan’ın yönettiği oyunda kuklanın ve gölgenin farklı biçimleri ile temellerini comedia dellarte’den alan oyunculuk formları bir arada kullanılıyor. Maske, kukla ve dekor tasarımlarını Elif Arman’ın yaptığı oyunda Emre Tandoğan, Çağıl Tekten ve Serdar Akülker sahne alıyor. Oyunu 27 ve 28 Kasım tarihlerinde izleyebilirsiniz.
 
 
(0216) 336 50 02
(0533) 328 98 95
 
 

Birine uyan demek için senin uyanık olman gerekmez mi?

 
 
Kabile Sahne’nin oyunu "Tıpkı O Gün Gibi" dışarıda yaşanan olaylara içeride nasıl bir tutup sergileyecekleri bilemeyen dört kişinin hikayesini anlatıyor. 
 
"Tıpkı O Gün Gibi" günümüz insanının seyirci kalma serüvenini kendini eski bir tiyatroya kapatmış ve birçok şeyden vazgeçtiğini kendine bile itiraf edemeyen genç bir yazar ve arkadaşları üzerinden anlatıyor. Oyun, toplumun yaşadığı talihsizliklere verilecek ideal tepkiyi içeride yaşayan, sinmiş, harekete geçmekte tereddüt eden dört insanın günlük sıkıntılarından yola çıkarak yeniden arıyor ve soruyor.
 
“ Yine sokağa çıktılar, yine içerdeyiz. Çıksak mı? Geçen sefer çıkmıştık ya. Şimdi n'apmak lazım? Dışarıda bir şeyler oluyor. İçeride, hiç.  Anısına...”
 
Yazan: Barış Yücedağ, Yöneten: Erhan Tuncer, Oyuncular: Talha Kaya, Mahir Akgündoğdu, Ozan Erdönmez, İdil Arıkan.
 
İletişim: (0555) 521 46 86 – (0505)710 00 01
Evliya Çelebi Mh. Meşrutiyet Cd. No:31 D:5 - Beyoğlu
 

Yabancı Sahne’de “Beyaz Geceler

 
 
 “Bir anlık mutluluk koca bir ömürde az şey mi?..” Diyor Dostoyevski’nin kaleminden Hayalperest… Doyumsuz bir çağda yaşayan bizleri şaşkına uğratarak… İnsan ruhunun zarifliğini; aşkın, aslında âşık olanın ruhu kadar güzel olabileceğini ve birini severken onu yargılamadan, incitmeden, öfke duymadan, sadece değer vererek sevmemiz gerektiğini ifade eden destansı bir öykü Beyaz Geceler…
 
Yazan: Fyodor Dostoyevsky, Çeviren: Anzhela Barshchevskaya, Uyarlayan-Yöneten: Deniz Hamzaoğlu, Müzik-ışık: Doğa Demirhan, Kostüm Tasarım: Gülay SAY, Oynayanlar: Gülay Say, Deniz Hamzaoğlu, Kutsal Kaynak, Hüseyin Yirik, Doğa Demirhan.
 
Hayal Perdesi – Meşelik Sokak 10, (0212) 245 10 48 
 
 

Tiyatro Yan Etki yeni sezonda, yeni sahnesinde

Romeo’yu Beklerken

 
 
Geçtiğimiz sezon; Akasya Asıltürkmen, Irmak Örnek, Faruk Barman’ın oynadığı ve sezonun en ilgi çeken oyunlarından biri olan “Romeo’yu Beklerken”, bu yıl Yan Etki’nin yeni sahnesinde izleyici ile buluşuyor.
 
 “Şuraya bak İşte gerçek dünya. İşte dışarıda bunlar oluyor. Esas mesele bu. Duymuyor musun caddelerde silah sesleri. Sokaklara yağan bombalar ve hepsi senin çevrende oluyor.” 
 
Savaşın tam ortasında yalnız kalmış iki kız kardeşin çaresiz ama umut dolu bir bekleyiş hikâyesi. 
 
Yazan: Sarah Grochala, Yöneten: SerkanÜstüner, Müzik: Anıl Balkan,  Işık Tasarım: Deniz Karaoğlu, Oyuncula: Irmak Örnek, Akasya Asıltürkmen, Faruk Barman. 
 
Maya Cüneyt Türel sahnesi
Halep han, kat 2- İstiklal caddesi
tel: 0212. 252 89 91
 

Aralık’ta Leyla Gencer Opera ve Sanat Merkezi renklenecek

 
Leyla Gencer Opera ve Sanat Merkezi Aralık’ta birbirinden özel konser ve resitalle sanat sevenlerin buluşma noktası olmaya devam edecek.
 
 
3 Aralık 20.00‘de İdil Biret piyano resitali: Sanatçı bu resitalini Kasım ayında kaybettiğimiz Leyla Gencer Opera ve Sanat Merkezi’nin Genel Sanat Yönetmeni Arda Aydoğan anısına veriyor. Biret, resitalinde sadece Chopin’ in eserlerine yer verecek.  
 
 
5 Aralık 20.00‘de dünyaca ünlü OperaTwins: Didem ve Sinem Balık’ın müthiş repertuvarlarıyla görel bir şölene dönüşüyor. ”Balık Kardeşler”, Keşanlı  Ali Destanı, Ayşem Opereti, Lüküs Hayat, Yedi Kocalı Hürmüz, Hisseli Harikalar Kumpanyası gibi unutulmaz Türk Müzikalleri ‘nin yanı sıra Oz Büyücüsü, Cabaret, Cats, Evita, Sound of Music gibi tarihine damgasını vurmuş Broadway Müzikalleri'nden oluşan bir repertuvar sunacaklar. 
 
 
10 Aralık 20.00’de piyanist ve kompozitör Sabri Tuluğ Tırpan, görseller eşliğinde Potemkin Zırhlısı, Piyanist, Amarcord, Piyano gibi filmlerin müziklerini seslendirdiği bir solo piyano performansıyla müzik severler ile buluşturuyor. ‘Mevlana/Simyacı Senfonik Şiiri’ başta olmak üzere birçok önemli eseriyle tanınan, Viyana Konservatuarı ve Viyana Müzik Akademisi mezunu sanatçı bu kez unutulmaz filmlerin müziklerine katacağı yorumla sahnede olacak. 
 
13 Aralık 13.00’de İstanbul Çocuk Akademisi, Çirkin Ördek Yavrusu müzikalini küçük sanat severler için sahneleyecek. Müzikalde yumurtaların karışmasından dolayı diğer civcivlerle dünyaya gelen şirin kuğu yavrusunun ve onu arayan annesinin maceraları komik bir dille anlatılıyor. 
 
 
19 Aralık 20.00’de Cahide Sonku Müzikal Melodramı: Topluluk bu yeni yapımında yaşamıyla ve yaptıklarıyla bir döneme damgasını vurmuş ülkenin ilk kadın sinema yönetmeni ve yapımcısı, tiyatro ve sinemada dönemin büyük eserlerinin başrol oyuncusu Cahide Sonku'nun çalkantılı, sarsıcı öyküsünü müzikal melodram tarzında sahneye koyuyor. Gökhan Erarslan'ın yazdığı eseri Kemal Başar yönetiyor. Cahide Sonku'ya sahnede Nilüfer Açıkalın hayat veriyor. Eserin müzikleri Orhan Enes Kuzu, ışık tasarımı Yüksel Aymaz, kostüm tasarımı ise Canan Göknil imzasını taşıyor
 
20 Aralık 13.00’de İstanbul Çocuk Akademisi, Ağustos Böceği müzikalini küçük sanat severler için sahneleyecek. Bu güne kadar yanlış anlaşılmış olan Ağustos Böceği gerçek kimliğiyle, sanatçı kimliğiyle anlatılıyor. Ağustos Böceği, aslında bir müzisyendir ve gerçek bir sanatçıdır. Müzikalde karıncanın, durmaksızın çalıştığı için biraz dinlenmeye ve sosyalleşmeye ihtiyacı olduğu anlatılır. 
 
23 Aralık 20.00’de İleri Türk Müziği Konservatuvarı Derneği, şef Çetin Körükçü öncülüğünde Türk müziği konseri ile sanat severlerle buluşuyor. Türkiye’nin en köklü müzik topluluklarından biri olan İleri Türk Müziği Konservatuvarı Derneği Korosu; Şef,  Yard. Doç.Dr.Çetin Körükçü öncülüğünde Ermeni, Rum ve Musevi bestekârların  eserlerinden oluşan bir repertuvar hazırlıyor. Bu konserde, ülkemiz topraklarında uzun yıllardan beri nitelikli bestelere imza atan Ermeni, Rum ve Musevi bestekarların eserleriyle doyumsuz bir Türk Sanat Müziği şöleni sunuluyor. 
 
 
26 Aralık 20.00’de doğu ve batı müziğini sentezleyerek kitlelere sevdiren ünlü keman sanatçısı Canan Anderson unutulmaz bir showla Leyla Gencer Opera ve Sanat Merkezi’nde. Canan Anderson, farklı kültürlere sahip en sevilen şarkıları kemanı, özel orkestrası ve dans ekibi eşliğinde icra ederken, rock müziğinden pop müziğine geniş bir repertuvar ile izleyenlere özel ve eşsiz bir show hazırlıyor. 
 
İletişim: www.leylagenceropera.com - (0212) 572 20 70 
Osmaniye Mahallesi. İncirli Yolu Sokak. No: 27 / 31 Bakırköy
 
 
 

Kızıltoprak Sanat Galerisi 20 Yıl Özel Sergi

 

Kadıköy Değişirken

11 Kasım – 2 Aralık 2015
 
Türkan Sılay Rador, "Kepçeler" 2015, 70/50cm.
 
“KADIKÖY DEĞİŞİRKEN…”
 
Evinizin ilk katından Kalamış sahilini görürken, onuncu kattan Sivriada’yı bile görememek…
Kırk elli sene önce akvaryum gibi bir denizin bataklık gazları üreten ürkütücü hali…
Palamut büyüklüğünde “akıntı istavritleri” anılarından sonra minik kraçalara” razı olmak…
 
Sahil kahvelerinden etçilere, yıldızlı otel meyhanelerine evrilen anı paylaşım mekanları…
Sandalınıza tonoz bağlayan sahil bıçkınlarından marinalara devredilen denizle ilişki biçimi…
Ve son noktayı koyacağa benzeyen “kentsel dönüşüm” hamlesi…
 
Muhsin Kut " Bakırköy'den Kadıköy'e Bakış" 2015. 45/60 cm.
                                                     
Kadıköy değişiyor, dönüşüyor… Biz de Kadıköy yakasında hizmet veren bir sanat galerisi olarak 20. yılımızı kutlarken bir toplumun “gören gözleri” olmaları gereken sanatçılarımıza çevrelerindeki 50 yıllık macerayı da isterlerse kaale almalarını hatırlattık…
 
Tabii ki bu 20 yıllık süreçte farklı kuşaklardan pek çok sanatçı ile çalıştık. Kişisel, karma ve grup sergilerinde birlikte olduk.  Çok değerli sanatçılarımızı kaybettik. Onları daima saygıyla anıyoruz… Bu özel sergide bugüne değin kişisel sergilerle birlikte olduğumuz sanatçılarımızın bu konsept çerçevesinde hazırladıkları resim, heykel ve seramik çalışmalarını izleyicilerimizle paylaşacağız.
 
Katılımcı Sanatçılar: Naile Akıncı, Hüseyin Bilişik, Nevin Çokay, Bedri Rahmi Eyüboğlu, Eren Eyüboğlu, Leyla Gamsız, Ruzin Gerçin,Mehmet Pesen, Yılmaz Merzifonlu, Muhsin Kut ,Mustafa Pilevneli,  Orhan Taylan, Beril Anılanmert, Bihrat Mavitan,  Birsel Bosut Gürbüz, Türkan Sılay Rador, Yusuf Katipoğlu, Muzaffer Akyol, Hale Sontaş, Haşim Nur Gürel, Dilek Işıksel, Demet Yersel, Rasim Konyar, Gül Erali, Alev Mavitan, Mahir Güven, Hakan Esmer, Evren Karayel Gökkaya.
 
Pazar, Pazartesi günleri dışında 12 00-19 00.
İletişim: Kızıltoprak, Rüştiye Sok. No:47 Kadıköy – (0216) 418 38 06