Milliyet Sanat
Milliyet Sanat »Yazarlar » Seçkin Selvi | “Slapstick” işte bu!
25 Aralık 2015 - 06:12
Yoldan Çıkan Oyun, “Slapstick” ya da “Kaba Komedi” denilen türün dumanı üstünde çağdaş bir örneği
YOLDAN ÇIKAN OYUN- Yazanlar: Henry Lewis, Jonathan Sayer, Henry Shields, Çeviren: Mehmet Ergen, Yöneten: Lerzan Pamir, Dekor Tasarım: Behlüldane Tor, Kostüm Tasarım: Gül Sağer, Işık Tasarım: Kemal Yiğitcan, Ses Tasarım: Orhan Enes Kuzu, Oynayanlar: Bartu Küçükçağlayan, Defne Koldaş, Gökçen Gökçebağ, Güliz Gençoğlu, Kemal Kayaoğlu, Kubilay Çamlıdağ, Öner Erkan, Sarp Apak.
 
Zorlu Performans Sanatları Merkezi ile Talimhane Tiyatrosu’nun işbirliği keyifli bir oyunla tanıştırdı bizi: Mehmet Ergen’in yapımcılığını üstlendiği oyun, İngiltere’de hem Laurence Olivier, hem de whatsonstage.com ödüllerinde En İyi Komedi  Komedi Ödülünü kazandı. Michael Green'in 1964 tarihli kitabı "The Art of Coarse Acting"den (Kaba Komedi Oyunculuk Sanatı) ilham alınarak hayata geçirilen oyun ilham kaynağı kitabın adında da belirtildiği gibi kaba komedi ya da slapstick komedi türüne giriyor. Slapstick sözcüğünün anlamı İtalyanların Commedia dell’Arte oyunlarında, bizim de Ortaoyunu’nda kullanılan “pastav” ya da diğer adıyla “şakşak”ın karşılığı. Türkiye seyircisinin oyunu benimseme nedeni belki de bu “bizden”lik özelliği.
 
Oyun şu sözlerle tanıtılıyor: “Bu oyunda bir terslik var!?Hayatta her şeyin ters gittiği anlar vardır. "Devamı çorap söküğü gibi geldi…" tanımının en bahtsız hali diyebileceğimiz bu durum, biri bitmeden diğerinin başladığı talihsizliklerin her zaman can sıkıcı bir şekilde hayatımızda yer edeceğini kanıtlamaz. Dört bir yanınızın kaosla çevrili oluşu, karnınız ağrıyana kadar güleceğiniz anları da beraberinde getirebilir, her şeyin ters gitmesinden dolayı çok memnun olabilirsiniz.”
 
Oyunculardan büyük emek isteyen Yoldan Çıkan Oyun’un başarılı ekibi.
 
Komedilerin başlıca kalıplarından biri olan oyun içinde oyun tekniğiyle yazılan oyunda, olay örgüsü Cornley Polytechnic Drama Society isimli tiyatro grubunun, 1920'lerde yaşanmış bir cinayet hikâyesini sahnelemek istemesiyle başlıyor ve oyun karakterlerinin başına zor gelecek sonsuz terslikleri getiriyor. Drama Society’nin bir cinayet olayını sahneye getirmesi, oyunda ne kadar polisiye roman varsa, hepsinin trüklerini altüst eden, hepsiyle dalga geçen, en olmazı olduran güldürü öğelerinin kullanılmasına olanak veriyor. 
 
Behlüldane Tor’un Agatha Christie romanlarının geçtiği yerleri çağrıştıran kusursuz dekoru, o dekoru oyunun atmosferine en uygun biçimde aydınlatan Kemal Yiğitcan’ın ışık tasarımı, Gül Sağer’in imzasını taşıyan kostümler, kullanılış biçimleriyle hem oyunu, hem oyun içindeki oyunu yanlışlıklarıyla, terslikleriyle yansıtmayı başarıyor. Mehmet Ergen’ın çevirisindeki akıcı dil ve Lerzan Pamir’in özenli rejisiyle gerçekleşen, bu tür komedilerin olmazsa olmazı dinamik, hareketli oyun düzeni “Yoldan Çıkan Oyun”un başarısında iki güçlü unsur. Ama oyunculardan oyunculuk gücü kadar, fiziksel güç ve dengeyi de talep eden oyun, ekibin müthiş coşkusu ve gayretiyle alkışı hak ediyor.
 
Oyun Nisan 2016'ya kadar her pazartesi Zorlu Performans Sanatları Merkezi'ndeki Drama Sahnesi'nde izlenebilir.
 
İletişim: zorlucenterpsm.com – (0850) 222 67 76
 
 
 

Ölüm ve Kız

 
 
Tiyatro Fora bu dönemin yeni oyunu “Ölüm ve Kız”ı şöyle sunuyor:
 
Bu oyun, yalnızca korku içinde yaşayan ve aynı zamanda korkusunun ve acılarının anlaşılmasını uman bir ülkeye dair değildir, yalnızca iş¬kence ve dehşet olaylarının insanlar üzerindeki uzun vadeli etkisine dair de değildir, sürekli aklımı çelen nice başka temaları da içerir. Kadınların eline güç geçince ne olur? Taktığınız maske kendi yüzünüzle özdeşleşince gerçeği nasıl ayırt edersiniz? Tam şu sırada, insanoğlu inanılmaz değişimler yaşıyor. Gelecek için hem bü¬yük umutlar hem de geleceğin neler getireceği konusunda kargaşa var.
 
İşte böyle zamanlarda, dünyadaki Paulina'ları, Gerardo’ları ve Roberto'ları düşünmek belki bize birazcık da olsa yardım eder ve biz bu üç kişi içinde en çok kime benzediğimizi, gizli sak¬lı yaşamımızın bu üç kişinin hangisinde -ya da tümünde mi- canlandığını görebiliriz.
 
Sonunda, umarım, bu insanları gözlerken, onların acısını paylaşırken, belki de bilinçlenme dediğimiz o garip, ürpertici insanlık duygusuyla, bö¬lünmüş dünyamızda bir köprü kurarız.
 
Yazan: Ariel Dorfman, Yöneten: Tufan Karabulut, Oynayanlar: Suzan Acun, Tufan Karabulut, Arda Kavalıoğlu
 
 
 

Bir kadının kendini yeniden sevme yolculuğu

“Yolculuğum”

 
 
“Benim aç olan yerim midem değil, ruhum!”
 
Ethel Mulinas’ın kendi hikayesinden yola çıkarak yazdığı “Yolculuğum”; bir kadının kendini yeniden sevme yolculuğunu, hayatını değiştirecek kararı verme anını, aşkı arayışını, kısacası varoluş hikayesini anlatıyor. Mide ameliyatına kadar yaşadığı kilo sorunlarının hayatına yansıyışını, ameliyata karar verme aşamasını ve yaşadığı tüm bu yolcuğu Ethel Mulinas şu sözlerle anlatıyor; “Benim yolculuğuma eşlik etmek isteyen herkesi bekliyorum... Yolculuğa hazır mıyız? Haydi, uçak kalkıyor... Kemerleri bağlayın! Ya kemer bağlanmazsa? Yanımdaki adam da hoş, şu güzel hostes bana ek kemer mi getiriyor yoksa? Devamı Ethel'in yolculuğunda...”
 
Çiçek Dilligil’in yönetmenliğini üstlendiği, Murat İpek’in oyunlaştırdığı “Yolculuğum”un dekoru Apo Kaya’nın, ışık tasarımı Ayşe Sedef Ayter’in, kostüm tasarımı Hazal Bağcı’nın imzasını taşıyor. Oyunun müzikleri ise başarılı müzisyen Bora Öztoprak’a ait.
 
 

Bedel

 
 
Bağlantısızlar ve Tiyatro Ti ortak yapımı "Bedel", 2015-2016 sanat sezonuna Kadıköy Nazım Hikmet Kültür Merkezi'nde merhaba diyor. İdealist ahlakçı davranış mı? Yoksa pragmatist, yani sonuç alıcı davranış mı? Pratik olmasa bile büyük ahlaki kurallara sadık kalınmalı mıdır, yoksa kalınmamalı mıdır? Toplumca çıldırmamak için ne yapılmalıdır? Bedel oyunu hepimizin hayatını yorumluyor. Maddeci toplumlardaki yanlış değer yargılarının kişiler üzerindeki yıpratıcı etkisini ele alıyor. Büyük toplumsal sorunlara, sömürü anlayışının iç yüzüne ışık tutuyor.
 
Bedel iki kardeş arasındaki trajik ilişkinin hikayesidir. Kardeşlerden biri zengin, öteki yoksul; biri hayatta başarı kazanmış, öteki yaya kalmıştır. Ama ikisi de verdikleri kararlar sonucu bir bedel ödemiştir. Bir kardeş 1929 Buhranı sırasında iflas etmiş babasına bakmak için öğrenimini yarıda kesmiş, polis olmuştur; öteki evi bırakmış, başarılı bir doktor olmuş ama sonra sinir buhranları geçirerek hastanelerde yatmıştır.  Arthur Miller Bedel adlı oyununda; materyalist toplumlardaki yanlış değer yargılarını ve suçluluk duygusunun insanları nasıl mutsuzluğa götürdüğünü diyalektik bir anlayışla açıklamaktadır. Arthur Miller'ın oyunda sormak istediği sorular: Acaba hayatta hangi davranış daha doğru ve yararlıdır?
 
Yazan: Arthur Miller, Yönetmen: Emre Koyuncuoğlu,  Çeviren:  Nüvit Özdoğru, Işık: Yüksel Aymaz, Efekt-Müzik: Çiğdem Borucu Erdoğan, Dekor: Berfin Aktaş Kostüm: Ecehan Polar, Oyuncular: Engin Alpateş, Serpil Özcan, Ender Yiğit,   Serkan Çetinkaya
 
Bilgi ve rezervasyon: 0534 338 7985
 
 
 

The Empire Project

 

Gözde Mimiko Türkkan -  Dilek Ağacı 

 
25.12.2015 - 23.01.2016
 
Dilek Ağacı, 60 x 90 cm Metalik Kâğıt üzerine, 2015
 
Serginin büyük kısmını oluşturarak ona ismini veren ve pek çok kültürde yer bulan dilek ağaçlarına gönderme yapan Wish Tree serisi, izleyiciyi farklı ülkelerden kültürler, adetler, inançlar ve duruşlarla buluşturuyor. İzleyici tam olarak tanımlayamadığı, fakat çağrışımlar sayesinde tanıdıklık hissi yaratan bu adetlerle, farklılıkların arasından sıyrılan evrensel bakışlarla, benzerlerine sıklıkla şahit yahut özne olduğu sevgi, arzu, öfke, merak, yalnızlık gibi duygularla baş başa kalıyor. Bu bakımdan Gözde Mimiko Türkkan'ın şu ana kadarki en optimist çalışması olan Wish Tree, "hem bireysel hem toplumsal düzeyde farklılıklara karşı anlayışın ve empatinin tükendiği bir dönemde umut verici bir rol üstlenmeye çalışıyor": Tanınmayana karşı olan ötekileştirme dürtüsünün fark edildiği ve ondan korkma ve dışlama refleksinin devre dışı bırakıldığı bir toplum hayali. 
  
Defterdar Yokuşu 35, Cihangir (0212) 292 59 68 
info@theempireproject.com