SABIR TAŞI- Uyarlayan: Iraz Yöntem, Yöneten:Güney Zeki Göker, Dekor ve kostüm tasarımı: Başak Özdoğan, Müzik: Çiğdem Erken, Işık tasarımı: Ayşe Ayter, Afiş tasarımı: Koral Erat, Oynayanlar: Iraz Yöntem/ Musab Ekici/Yücel Gökçek/Diyar Karadaş/ İsmail Karagöz.

 

 

Atiq Rahimi’nin “Sabır Taşı” romanı, Sabır Taşı konulu İran efsanesiyle yıllardır savaş ortamında örselenen Afganistan’daki bir karı kocanın öyküsünü birleştirir. Roman her ne kadar Taliban belâsıyla yüz yüze yaşanan bir atmosferi anlatsa da, hikâyedeki kadın pekâlâ IŞİD canavarlarının, El Kaide sırtlanlarının, Hizbullah pitbulllarının saldırısına uğrayan, ya da polis rejimlerinde gözaltına alınıp ırzına geçilen kadınların kaderini paylaşan biri olabilir. 

 

Dahası, erkek egemen toplumların yüz karası gelenekleriyle, kadın cinselliğini kocasıyla bile özgürce yaşayamaz; yatak odası “kadınlık görevi” denilen rezilliğin hücresi olmaktan kurtulamaz. Bir ceset misali kıpırtısız uzanıp “karılık görevini” yerine getirirken, aklına düşen bir fanteziyi dile getirmeye kalkışacak olsa, bu rezillikleri nereden öğrendiği şüphesiyle kocanın kurşunlarına ya da bıçak darbelerine maruz kalmaktan da kaçınamaz.

 

 

Tiyatromuzun genç yeteneklerinden Iraz Yöntem, Rahimi’nin romanını sahneye uyarlamış. Konuyu en ekonomik ve en yoğun biçimde anlatabilmek için çocukları dahil, sahneye gelmesi ille de kaçınılmaz olmayan kişileri kurgunun dışında bırakmış. Örneğin çocukların varlığını ve durumlarını yalnızca konuşmalardan öğreniyoruz. Böyle yaparak anlatımı en yalın biçime yerleştirmeyi başarmış.

 

Sahnede kendisi ve yarı komadaki kocası var. Bir de zaman zaman kapıya dayanan ve dost mu düşman mı olduğu belli olmayan eli silahlı iki kişi. Sıcak savaş ortamında kimin yandaş, kimin karşı taraftan olduğu bile birbirine karışırken, süreç içinde ilişkiler yumağı çözüleceğine büsbütün düğümleniyor. 

 

 

Kadın gözleri açık ama bilinçsiz yatan kocasının baş ucunda dua edip tespih çekerek gündüzleri geceye, geceleri gündüze devrederken, Bin bir Gece masalı misali aralıksız bir anlatımla duygularını, düşüncelerini, arzularını, isteklerini, yaptıklarını bir bir sıralıyor. Böylece içinde biriktirip dile getiremedikleri yüzünden kendisi sabır taşı gibi çatlamaktan kurtulup kocasını sabır taşına dönüştürüyor.

 

Iraz Yöntem, oda dışında geçen olayları gölge oyunuyla aktarmayı seçmiş ve başarılı bir uygulama yapmış. Üstelik incelikli bir yaklaşımla, tecavüz sahnesini kocasının yanı başına getirirken, giderek kendisini bulduğu yaşamının öteki bölümlerini kocanın bulunduğu yerin dışına taşımış. Gölge oyunu, dar bir mekânda geçen oyuna hareket ve renk katan bir öğe oluyor. 

 

Tabii bu uyarlama ve uygulamada Güney Zeki Göker’in başarılı yorumu göz ardı edilemez. Tiyatro Hâl’in olanakları sınırlı sahnesinde, seyirciyle neredeyse dirsek temasında oynanan oyunda, izleyici ile oyun arasına mesafe koymayı sorunsuzca gerçekleştirmiş.

 

Iraz Yöntem, oyunun uyarlayıcısı olarak kadını çok iyi özümsemiş ve onun duygularını, düşüncelerini iyice içselleştirmiş. Melodrama kaçmadan göstermeci biçemle çiziyor karakterini ve karşımıza inandırıcı, sahici bir kişi çıkarıyor.

 

 

Musab Ekici ve Yücel Gökçek, silahlı kişileri gereksiz abartıya kaçmadan canlandırarak oyunun dokusuna katkıda bulunuyorlar. Oyun boyunca seyirciden birkaç metre mesafede kıpırtısız yatmak gibi zor bir işin üstesinden başarıyla gelen İsmail Karagöz oyunculuktaki deneyimini sergiliyor.

 

“Sabır Taşı” iyi niyet ve büyük emekle kotarılmış başarılı bir yapım.

 

Tiyatro Hâl, 0212. 274 74 78

 

 

 

 

Beyaz yakalı bir kadının hikâyesini anlatan tek kişilik oyun “Hayatımın Bilgisi”  yeni sezonda SekizinciKat’da izleyiciyle buluşuyor. Oyun bir kadının hikâyesi. Tanıdık, bildik ve sıradan. Metroda yanımıza oturan, vapurda telefonunu kurcalayan. Hayatın koşturmacası içerisinde durmak bilmeksizin yuvarlanan. “Başka türlü bir şey”i arayan ama ne onu var edecek kadar güçlü ve cesur, ne de onu unutacak kadar ikiyüzlü olan. Âşık-mış, ait-miş, mutlu-ymuş gibi yapa yapa rolünde ustalaşan; âşık, ait, mutlu olan. Ama ne yaparsa yapsın, içindeki sesleri susturamayan. Beyaz yakalı bir kadın çalışanın, bir sunum sırasında benliğinin derinliklerine doğru çıktığı  yolculuğu anlatan oyun, hayalleri, geçmişi ve toplumsal tanımlar arasında sıkışıp kalmış bir bireyin çığlığı olarak nitelendirebilir.

 

 “Sabah kalktığımda yine yeni bir insan olarak hayata başlıyorum. Başarılı bir iş kadını, iyi bir sevgili, iyi bir vatandaş, kazanmayı ve harcamayı bilen, kendisine güveni tam son model bir bir bir bir….şey işte. Son model bir şey…”

 

Yazan-Yöneten: Özgür Akarsu, Oynayan: Münibe Millet, Dramaturji: Zafer Ertem, Görsel Tasarım-Uygulama: Bilge Can Gürer, Video ve Ses Oyuncu Kadrosu:  Başak Meşe, Efe Keleşoğlu, Işık Tasarımı: Metin Çelebi, Müzik: Mantar Palas, Afiş: Okan Kayabaş, Prodüksiyon: Aslı Şüküroğlu

13 - 27 Kasım / 11 Aralık, saat : 21.00

SekizinciKat (İstiklal Cd. Galatasaray Aznavur Pasajı)

İletişim: 0536. 527 62 12, Email: akarsuo@gmail.com

 

 

 

İKSV'nin düzenlediği 19. Uluslararası İstanbul Tiyatro Festivali'nde "Ücret Artışı..." oyununu Tiyatro Öteki Hayatlar bünyesi altında sahneleyen ekip, tiyatro yaşamına Sarı Sandalye adıyla devam ediyor. Bu vesileyle, İstanbul tiyatro toplulukları arasına yeni ve genç bir ekip daha katılmış oluyor.

 

 

Ücret artışı talebinde bulunmak için servis şefinize yanaşmanın bir sanatı ve bir biçimi olduğundan bihabersiniz. Bu iş böyle olmaz. Lütfen biraz gayret. İhtimaller dahilinde olanları hesaba katıp, ölçüp biçip yola çıkmalısınız. Öyle paldır küldür olmaz! Şimdi iyice düşünüp taşının. Cesur olun. Karar verin. Sonra buyurun gelin, beraber basite indirgeyelim. Unutmayın, çünkü her zaman basite indirgemek gerekir! Her zaman!

 

Oyun 31 Ekim, 7, 14, 21, 28 Kasım 21.00’de, Sekizinci Kat salonunda izlenebilir.

Rezervasyon  : Sekizincikat (0545) 462 45 28 

Bilgi İçin : (0538) 500 22 02

 

 

 

 

Kabile Tiyatro'nun geçtiğimiz sezon sadece üç kez sahnelenen oyunu NRD ile, 1 Kasım Cumartesi Saat: 20:00'de sezonu açıyor. Oyun Kasım ayı boyunca her Cumartesi sahnelenecek.

 

Günlük hayatın diyaloglarından oluşan oyundaki kişiler diyaloglarını kendi iç seslerinin yardımıyla yarattığı monologlar üzerinden kuruyor.  Oyun kişileri arasında kurulan her diyalog bir yap-bozun parçalarını bütünler nitelikteki monologlardan oluşuyor. İnsanın gündelik yaşantısında kendini soyutlayarak girdiği saklanma kaygısıyla edindiği yüzlerin uçurumu oyun kişilerinin bir çeşit var olma çabasına girdiği kısıtlı mekân üzerinden veriliyor.

 

Oyun, küçük ve dar bir yükselti üzerinde mim, illüzyon, dans ve metinle ilerliyor. Bekleyen üç karakterin hayata dair saptamaları, bakış açıları, aşka, sağlığa dair söylemleri hem düşündüren hem güldüren cinsten. Mekanın ve karakterlerin içinde bulunduğu sıkışmışlık,  bedensel eylemler ve ışığın yardımıyla seyirciye Araf’ta geçtiği duygusu yaratıyor.

 

Yazan: Barış Yücedağ, Yönetmen: Pınar İnandım, Oyuncular: Pınar İnandım, Samet Denizdurduran, Mehmet Kadir Osmanoğulları, Süpervizör: Rusudan Savaneli.

 

İletişim: 0553. 351 83 73 (10:00-18:00 arası)

Evliya Çelebi Mah. Meşrutiyet Cd No:31 D:5  Beyoğlu

 

 

 

 

 

 

Eskişehir’de kendilerine ait 45 kişilik modern bir cep tiyatrosu kurarak çalışmalarını sürdüren “GO Sahne” iki yeni ve sıra dışı proje ile Eskişehirli tiyatroseverlerle buluşuyor. GO Sahne konservatuar mezunu sanatçılardan oluşan, profesyonel bir ekiple ve profesyonel bir anlayışla Eskişehir’de tiyatro sanatına farklı ve sıra dışı bir bakış yaratmak amacıyla yola çıkan özel bir tiyatro. 

 

 

29 Ekim günü Bernard-Marie Coltes’in “ Ormanlardan Hemen Önceki Gece” adlı yapıtından oyunlaştırılan tek kişilik oyun ile ilk gösterim gerçekleştirildi. Oyunlaştıran, yöneten ve oynayan tanıdığımız bir isim, Ali Eyidoğan. 

 

Tiyatronun diğer yeni projesi ise Kasım ayı içinde izleyici karşısına çıkacak. Marius Von Mayenburg yazdığı “Çirkin” adlı oyunun konuk yönetmeni, tanınan sevilen bir oyuncu Mert Kırlak.  Çirkinlik ve güzellik kavramlarını yüzleştiren Kara Komedi tarzındaki oyun sezon boyunca sahnelenmeye devam edecek. 

 

Hoşnudiye Mah. İskender sokak No:7/A

Tel: 0222. 330 90 33

 

 

 

 

 

 

Sait Karaçorlu’nun yazdığı, Mehmet Akif Ersoy’un yaşamını konu alan “Şair” Kocaeli Şehir Tiyatrolarında sahneleniyor. Bora Seçkin’in yönettiği oyunun dekor ve kostüm tasarımı Mehmet Emin Kaplan, ışık tasarımı Fatih Mehmet Haroğlu, ses tasarımı İlker Sevüker’in imzasını taşıyor. Ali Otyam’ın müzik direktörü olduğu oyunda Tarık Keskiner, Serhat Güzel ve Bülent Baytar rol alıyor.

 

 

 

 

İstanbul Tiyatro Topluluğu, Gogol’ün “Bir Delinin Hatıra Defteri”ni yeni bir yorumla oynuyor. Canlı müzikle oynanan oyunu uyarlayan, yöneten ve oynayan Saygın Aşan. Kostüm Tasarımını Jose Plaza’nın yaptığı oyunun süpervizörü İvan Zielinski. 

 

 

 

 

Krampf Gallery, ünlü sanatçı Marc Quinn'in en simgeleşmiş yapıtlarından "Denizkızı Modeli"ni Türkiye' de ilk kez sergiliyor.

 

Quinn'in Kate Moss'u postmodern zamanların Afrodit'i olarak nitelendirmesi fikrinden doğan ve ünlü mankenin tamamen altın kaplama bir heykeli olan "Denizkızı Modeli", 13-16 Kasım tarihlerinde Lütfi Kırdar Kongre Merkezi'nde gerçekleşecek olan Contemporary İstanbul Fuarı'nda LK 205 Krampf Gallery standında yerel ve uluslararası sanatseverlerin ziyaretine açık olacak.

 

bilgi: info@krampfgallery.com

0212. 293 9315

 

 

 

 

Mine Sanat Galerisi, Nişantaşı mekânında H. Avni Öztopçu’nun 1985 başlangıçlı "tek"lerini ve yakın zamanlarda gelişen "korunak"larını “Korunaklar ve Tekler” başlığı ile sergiliyor. 

 

H. Avni Öztopçu’nun resimlerinde 1985 yılından itibaren her dönemin tavrı kendi "Tek"lerini oluşturdu; bu tavır, geçmiştekilerle hesaplaşarak sürdü. Kendi içindeki dönüşümle korunaklı alanlarda farklı bir arayışa girdi. Bu arayış yolculuğunda her dönemin; kendi düşünüş ve duyuş perspektifinden hareket eden sanatçının üretimlerinden “tek”ler görüyoruz. Daha dar zaman içinde gelişen "korunak"lar ve "tek"ler birlikte aynı alan içinde sergileniyor. 

 

Sanatçı, otuz yıl içinde ele aldığı problematiği, kendi dönemleri içinde oluşan kurgusal değişimleri, bir bütün içinde görmemize olanak veren bir mekânda bir araya getiriyor. Yaşananların konumlarını ve tavırlarını ışık-gölge, form, renk gibi plastik dünyanın araçları üzerinden ifade etmek, evrenselliği yakalamak ve ileriki dönemler için ipuçları barındırmak H. Avni Öztopçu’nun “Korunaklar ve Tekler” sergisi ile bütünlüğe ulaşıyor. Sanatçının resimlerinde ele aldığı en temel sorunsal olan “zaman ve mekân” algısını sorgularken plastik sanatların imkanlarından nasıl yararlandığını, sanatın temel öğelerini nasıl ele aldığını ve bu öğelere yaklaşımını 1985 den itibaren tarihsel bir döngüde görme fırsatı bulacağız. 

 

Sergi 23 Kasım’a kadar Mine Sanat Galerisi Nişantaşı mekânında görülebilir.

 

Prof. Dr. Müfide Küley Sok. No:1/1 

Yasemin Apt. D:5 Nişantaşı/İstanbul

 (0212) 232 38 13 

 

 

“36 Demet Çiçek” – Afiş sergisi

 

 

 

İstanbul Devlet Tiyatrosu’nun 36 yıllık kültür ve sanat tarihini bütünüyle hatırlamak amacıyla tasarlanan “36 Demet Çiçek” isimli oyun afişleri sergisi afiş sergisi 1 Aralık’a kadar Paşa Limanı Üsküdar Tekel Sahnesi’nde yer alacak.

 

 

Dağıstan. Satılık Değil.

 

.artSümer Galeri’de 8 Kasım’a kadar sürecek olan sergi video enstalasyonlarından oluşuyor. Küratörlüğünü Alexey Masylyaev’in yaptığı serginin yapıtları Rus sanatçı Taus Makhacheva’nın imzasını taşıyor.

 

 

Sanatçı Taus Makhacheva (1983, Moskova) lisans eğitimini Goldsmiths Üniversitesi Güzel Sanatlar fakültesinde (Londra, 2007), yüksek lisans eğitimini ise Royal College of Art'ta  (Londra, 2013) tamamladı. Küratör ve kültürel incelemeler araştırmacısı olan Alexey Maslyaev (1985, Moskova), Moskova Modern Sanat Müzesi eğitim departmanı metodik araştırma bölüm başkanı.

 

.artSümer

Karaköy, Kemankeş mah. mumhane cad. no:67 laroz han

0212-249-1036 - 0539-340-6089