Milliyet Sanat »Yazarlar » Özge Yılmaz | Şükran Moral üzerine
Şükran Moral üzerine
14 Mart 2013 - 10:03 | Şükran Moral'ın büyük ses getiren "Bordello" (1997) performansından bir kare.Şükran Moral, işleriyle travestiler, göçmen işçiler, hayat kadınları, göçmen işçiler gibi ezilmekte olan/sömürülen kesimlere dair bir anlatı sunar1-3 Mart tarihleri arasında düzenlenen London Art Fair’e Türkiye’den katılan tek galeri olan Galeri Zilberman, İpek Duben, Azade Köker, Ferhat Özgür ve Şükran Moral’ın yapıtlarını temsil etmişti. Şükran Moral, yakında Galeri Zilberman’da gerçekleştireceği solo sergisine hazırlanıyor bir yandan da. İşleriyle travestiler, göçmen işçiler, hayat kadınları, göçmen işçiler gibi ezilmekte olan/sömürülen kesimlerin dair bir anlatı sunan Moral, Londra Sanat Fuarı’na alametifarikası olmuş işleriyle yer aldı. Bu gündemi fırsat bilip Moral’ı tanımayanlar ve daha iyi tanımak isteyenler için fuarda da yer alan iki önemli işini incelemek istedim.
Storia dell’occhio – 1996, Caserta ve Speculum / Jinekoloji Masası – 1997, Roma & İstanbul
Şükran Moral, 1996 yılında Galleria Studio Oggetto’da gerçekleştirdiği "Storia dell’occhio / Gözün tarihi" isimli performansında galerinin camekanının ardında, sokağa dönük bir şekilde bir jinekoloji masasına yatar ve bacaklarının arasına bir monitör yerleştirir. Seyircinin monitörden izledikleri televizyondaki talk show’lardan alınmış, homoseksüaliteye dair röportajlar ve görüntüler aslında Moral’ın vajinasının anlattıklarıdır. Daha sonra defalarca yinelenecek olan performansın tekrarlarından biri 1997 yılında İstanbul Bienali’nde ve Roma’daki La Spienza Üniversitesi’nin Museo Labaratorio di Arete Contemporanea isimli müzesinde "Speculum / Jinekoloji Masası" adıyla yer alır. Performans, İstanbul Bienali’nde bir perdenin ardında, 18 yaşından küçük izleyiciler için sakıncalı olduğu ibaresiyle sunulur. Hatta, bu satırların yazarı da bahsi geçen Bienal’de 18 yaşından küçük olduğu için perdenin arkasına geçip performansı izleyememiştir. Moral, Carolee Schneemann’ın 1975 yılında yaptığının üzerinde video sanatı tuğlasını da ekler ve feminist bir “video performans” örneği sunar. Sanatçı, Storia dell’occhio ve Speculum’dan şöyle bahseder:
“Kadınların sanat tarihindeki duruşlarını inceliyordum. Genellikle ressama, bazen aynadan kendilerine, bazen de doğrudan izleyiciye bakan bu kadınlar hep poz veriyorlardı. (....) Ben, poz verilemeyen bir durum üzerine çalışmak istedim. Jinekoloji masasında, doğum yaparken poz veremezsiniz. İzleyicileri utandıran bu iş, aslında toplumun röntgenciliğini de vurguluyor. (...) Fakat benim vajinamdaki monitör eleştireldir. Courbet’nin Dünyanın Merkezi’ndeki ya da Duchamp’ın anahtar deliğinden, bacakları açık bir şekilde görülen kadını gibi, kadını pasifize edip erkeğin ona bakışıyla tanımlamaz. (1)
Bordello – 1997 ve 2006, İstanbul
Davranışsal performanslarının bir diğeri olan ve yine doğunun iki yüzlülüğüyle hesaplaşarak gündelik yaşamın “bilinen ama bilinmez gibi davranılan, dillendirilmeyen” yönlerine eğilen Bordello’da Moral, Karaköy Yüksek Kaldırım’daki bir genelevde hayat kadını kılığına girer.
Hiçbir güvenlik önlemi ya da hazırlık olmadan gerçekleştirdiği bu performansında Moral, Türk sanat tarihi için yine bir ilke imza atar kuşkusuz. Sanatçı olarak kendisini büyük bir tehlikenin içine atar. Sanat tarihi boyunca alışılagelmiş “estetik obje olarak sergilenen kadın” imgesini tersyüz ederken, ona bakan izleyiciyi de bu kez, bir “sanat yapıtı”na baktığından habersiz bir gruptan seçer ve performans sonrası oluşturulan videoda onları da sergiler. Şükran Moral, performans sırasında zaman zaman “Satılık” yazan bir kağıt tutar elinde. Binanın kapısında ise yine sanatçı tarafından yerleştirilmiş bir diğer yazı vardır: “Modern Sanatlar Müzesi”.
2006 yılında sanatçının Proje 4L’de (şimdiki adıyla Elgiz Çağdaş Sanatlar Müzesi) açtığı sergide Leyla ile Mecnun ve Bordello videoları gösterilir. Moral, serginin açılışında, Bordello’daki hayat kadını kostümünü giyip, sarı peruğunu takıp izleyicilerin karşısına geçer. Dokuz yıl önce genelevde yaptığını şimdi müzede yapmaktadır. Müzeyi genelevle özdeşleştiren Moral, bu performansın ardından şöyle konuşur: “Bordello’daki seyirci ‘genelev müşterisi’, müzedeki ise ‘sanat müşterisi’. İkisi de bakıyor. Biri cinsel ihtiyaç ve hemen tüketme isteği duyuyor. Ama aslında müzedeki seyirci de tüketen bir seyirci. Böylece kendilerini eleştirmiş oluyorlar. Sonuçta gerçek eylemi müzeye gelip performansı izleyenler yapmış oluyor.” (2)
Notlar:
(1) Şükran Moral, Apocalypse (Simonetta Lux & Patrizia Mania), Gangemi Editore, sf:44
(2) "Müzeler, Kadınlar, Müşteriler” Şükran Moral röportajı (Özge Yılmaz), Birgün Gazetesi, 29.07.2006, sf: 15
"Storia dell'occhio" ve "Speculum"da Moral, bacaklarının arasına "eleştirel" bir monitör yerleştiriyordu.
Storia dell’occhio – 1996, Caserta ve Speculum / Jinekoloji Masası – 1997, Roma & İstanbul
Şükran Moral, 1996 yılında Galleria Studio Oggetto’da gerçekleştirdiği "Storia dell’occhio / Gözün tarihi" isimli performansında galerinin camekanının ardında, sokağa dönük bir şekilde bir jinekoloji masasına yatar ve bacaklarının arasına bir monitör yerleştirir. Seyircinin monitörden izledikleri televizyondaki talk show’lardan alınmış, homoseksüaliteye dair röportajlar ve görüntüler aslında Moral’ın vajinasının anlattıklarıdır. Daha sonra defalarca yinelenecek olan performansın tekrarlarından biri 1997 yılında İstanbul Bienali’nde ve Roma’daki La Spienza Üniversitesi’nin Museo Labaratorio di Arete Contemporanea isimli müzesinde "Speculum / Jinekoloji Masası" adıyla yer alır. Performans, İstanbul Bienali’nde bir perdenin ardında, 18 yaşından küçük izleyiciler için sakıncalı olduğu ibaresiyle sunulur. Hatta, bu satırların yazarı da bahsi geçen Bienal’de 18 yaşından küçük olduğu için perdenin arkasına geçip performansı izleyememiştir. Moral, Carolee Schneemann’ın 1975 yılında yaptığının üzerinde video sanatı tuğlasını da ekler ve feminist bir “video performans” örneği sunar. Sanatçı, Storia dell’occhio ve Speculum’dan şöyle bahseder:
“Kadınların sanat tarihindeki duruşlarını inceliyordum. Genellikle ressama, bazen aynadan kendilerine, bazen de doğrudan izleyiciye bakan bu kadınlar hep poz veriyorlardı. (....) Ben, poz verilemeyen bir durum üzerine çalışmak istedim. Jinekoloji masasında, doğum yaparken poz veremezsiniz. İzleyicileri utandıran bu iş, aslında toplumun röntgenciliğini de vurguluyor. (...) Fakat benim vajinamdaki monitör eleştireldir. Courbet’nin Dünyanın Merkezi’ndeki ya da Duchamp’ın anahtar deliğinden, bacakları açık bir şekilde görülen kadını gibi, kadını pasifize edip erkeğin ona bakışıyla tanımlamaz. (1)
Güvenlik önlemi ya da hazırlık olmadan gerçekleştirdiği "Bordello"da Moral, sanatta "estetik obje olarak sergilenen kadın" simgesini altüst ediyor.
Bordello – 1997 ve 2006, İstanbul
Davranışsal performanslarının bir diğeri olan ve yine doğunun iki yüzlülüğüyle hesaplaşarak gündelik yaşamın “bilinen ama bilinmez gibi davranılan, dillendirilmeyen” yönlerine eğilen Bordello’da Moral, Karaköy Yüksek Kaldırım’daki bir genelevde hayat kadını kılığına girer.
Hiçbir güvenlik önlemi ya da hazırlık olmadan gerçekleştirdiği bu performansında Moral, Türk sanat tarihi için yine bir ilke imza atar kuşkusuz. Sanatçı olarak kendisini büyük bir tehlikenin içine atar. Sanat tarihi boyunca alışılagelmiş “estetik obje olarak sergilenen kadın” imgesini tersyüz ederken, ona bakan izleyiciyi de bu kez, bir “sanat yapıtı”na baktığından habersiz bir gruptan seçer ve performans sonrası oluşturulan videoda onları da sergiler. Şükran Moral, performans sırasında zaman zaman “Satılık” yazan bir kağıt tutar elinde. Binanın kapısında ise yine sanatçı tarafından yerleştirilmiş bir diğer yazı vardır: “Modern Sanatlar Müzesi”.
2006 yılında sanatçının Proje 4L’de (şimdiki adıyla Elgiz Çağdaş Sanatlar Müzesi) açtığı sergide Leyla ile Mecnun ve Bordello videoları gösterilir. Moral, serginin açılışında, Bordello’daki hayat kadını kostümünü giyip, sarı peruğunu takıp izleyicilerin karşısına geçer. Dokuz yıl önce genelevde yaptığını şimdi müzede yapmaktadır. Müzeyi genelevle özdeşleştiren Moral, bu performansın ardından şöyle konuşur: “Bordello’daki seyirci ‘genelev müşterisi’, müzedeki ise ‘sanat müşterisi’. İkisi de bakıyor. Biri cinsel ihtiyaç ve hemen tüketme isteği duyuyor. Ama aslında müzedeki seyirci de tüketen bir seyirci. Böylece kendilerini eleştirmiş oluyorlar. Sonuçta gerçek eylemi müzeye gelip performansı izleyenler yapmış oluyor.” (2)
Notlar:
(1) Şükran Moral, Apocalypse (Simonetta Lux & Patrizia Mania), Gangemi Editore, sf:44
(2) "Müzeler, Kadınlar, Müşteriler” Şükran Moral röportajı (Özge Yılmaz), Birgün Gazetesi, 29.07.2006, sf: 15
Etiketler: Bordello Elgiz Çağdaş Sanatlar Müzesi Galeri Zilberman hayat kadını İstanbul Bienali Jinekoloji masası müşteri Özge Yılmaz performans sanatı Speculum Storia dell occhio Şükran Moral tüketim