Milliyet Sanat
Milliyet Sanat »Yazarlar » Orhan Tüleylioğlu | İnekler ve kitaplar
06 Şubat 2013 - 10:02 | "Ömer'in Çocukluğu", "Çılgın Babam" ve "Dünyamızın İlk Şafağı - Çatalhöyük Öyküleri 1", son dönemin kitap soruşturma furyasının kurbanlarından üçü.
Ülkemizde kitap her dönemde suçlu sayıldı. Bugün de sayılıyor. Bir yandan kampanyalar, kitap okuma şenlikleri düzenleniyor, bir yandan ise kitaplar suçlu bulunuyor, sorgulanıyor, yargılanıyor, yasaklanıyor
Gün geçmiyor ki kitap yasakları ile ilgili bir haberle karşılaşmayalım.

Dünya edebiyatının önde gelen yapıtlarından “Fareler ve İnsanlar” ile “Şeker Portakalı”nın müstehcen bulunmasıyla yaşanan şok sürerken, İzmir Güzelyalı İlköğretim Okulu’ndaki Türkçe öğretmenleri hakkında, Muallim Naci’nin “Ömer’in Çocukluğu”, Zeynep Cemali'nin “Çılgın Babam” ile Bilgin Adalı’nın “Çatalhöyük Öyküleri-1 Dünyamızın İlk Şafağı” kitaplarını okutarak “Türk örf ve âdetlerine uygun olmayan” bilgileri çocuklara öğrettiği gerekçesiyle soruşturma açıldı.

Ardından, Bahçelievler Necip Fazıl Kısakürek Lisesinde bir tarih öğretmeninin öğrencilerine okumaları için önerdiği Amin Maalouf’un “Semerkant” adlı kitabı şikayete konu oldu. İddiaya göre, bir veli kitabın müstehcen olduğunu ve İslamiyeti aşağıladığı iddiasıyla, Bahçelievler İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’ne dilekçeyle şikayette bulundu. Şikayet üzerine kitabı öğrencilere öneren tarih öğretmeni hakkında inceleme başlatıldı. İlçe Milli Eğitim’in daveti üzerine ifade vermeye giden öğretmen burada bir başka sürprizle karşılaştı. Öğretmene, Semerkant’la ilgili soruların yanı sıra daha önceki yıllarda okul idaresinin hoş karşılamadığı Server Tanilli’nin Uygarlık Tarihi” ve M.İlin ile E.Segal’in ortak eseri “İnsan Nasıl İnsan Oldu” kitaplarını neden okuttuğu da soruldu.

Kitap okumayla ilgili gülümseten bir haber Van'dan geldi. Okumayı teşvik için en çok kitap okuyana inek verileceği açıklanınca, Erçek beldesindeki Çok Programlı Lise'nin 3 bin kitaplık kütüphanesi boşaldı.


Kitapla ilgili son haber Van’dan geldi. Bu haber bir yasaklama haberi değildi. Van merkeze 30 kilometre uzaklıktaki Erçek beldesinde bulunan Çok Programlı Lise'de görev yapan edebiyat öğretmeni Zeynep Oral öncülüğünde, belde ve bağlı köylerdeki vatandaşları kitap okumaya teşvik etmek amacıyla okul idaresince başlatılan 'inek' ödüllü kitap okuma kampanyası, kısa sürede büyük yankı buldu. Kampanyaya, özellikle ödülün 'inek' olduğunu duyanlar yoğun ilgi gösterdi. Kampanyadan önce 3 bin kitabın bulunduğu okul kütüphanesinde kitap kalmadı. Zeynep Oral, yaklaşık 5 ay sürecek kampanyaya katılanların, kitap okuma alışkanlığı kazanacağına inandığını bildirerek, böylesine güzel bir hizmete vesile olmaktan mutluluk duyduğunu ifade etti. (İnek, kültür hayatımıza ilk kez girmiyor. 90’lı yıllarda da epey kendinden söz ettirmişti. O yıllarda yapılan bir araştırma Mozart dinleyen ineklerin daha çok süt verdiğini ortaya koymuş, bu durum günlerce konuşulmuştu.)

Ülkemizde kitap her dönemde suçlu sayıldı. Bugün de sayılıyor. Bir yandan kampanyalar, kitap okuma şenlikleri düzenleniyor, bir yandan ise kitaplar suçlu bulunuyor, sorgulanıyor, yargılanıyor, yasaklanıyor.

Okuma alışkanlığının, yıllardır ülkemizde bir türlü çözümü bulunamayan bir sorun olarak karşımıza çıkmasına şaşırmamak gerekir.

“Yasak kitap” kavramının her zaman güncel olduğu bir ülkede, iyi niyetli çabalar okuma alışkanlığının yangınlaşıp kökleşmesine ne kadar yetecek?
Sadece ödül söz konusu olduğunda mı kitabı anımsayıp kütüphanelere veya kitapçılara koşacağız?

Gerçek şu ki, toplum olarak, kitapların yaşamın anlamını duyumsatan sınırsız gücünden habersiziz. İnsanı büyülü bir güzellikle saran bu güçten payımıza düşeni alamamışız. İnsanın kişiliğini kurup geliştirmede, ilişkilerini biçimlendirmede, yaşamını zenginleştirmede önemli bir yeri ve işlevi olan kitabı tanımıyoruz…