19. yüzyılın en önemli Fransız şairlerinden Charles Baudelaire’in "Genç Edebiyatçı Arkadaşlara Bazı Tavsiyeler" adlı metni Kafekültür yayınları tarafından kitap olarak yayımlandı.

 

 

 

Dünya edebiyatının "dediğini yap yaptığını yapma" denilebilecek belki de tek yazarı sayılan Baudelaire, Genç Edebiyatçı Arkadaşlara Bazı Tavsiyeler metninin başında  “Sevgili genç edebiyatçılar! Burada okuyacağınız davranış kuralları deneyimlerin meyvesidir; deneyim bir miktar yanılgı da içerir; bütün yazarlar benzer yanılgılara düştüğünden -tümüne veya birçoğuna- burada aktaracağım kendi deneyimlerimin tüm yazarlar tarafından kabul göreceğini umuyorum" dedikten sonra şu soruları yanıtlar:

 

- Edebiyatta bir yere gelmek için şans faktörü nedir?

- Para var mı bu işte?

- Edebi arkadaşlıkları sevmeli miyiz?

- Eleştirinin kötüsü iyi midir?

- İyi bir eser nasıl kaleme alınır?

- İlham için ne yapmalı?

- Şiir yayınlamak yayınevlerini zor duruma sokar mı?

- Alacaklılardan nasıl kaçılır?

- Edebiyatçılara ne tip sevgililer uygundur?

 

Neredeyse 150 yıl önce sorulmuş ve yanıtlanmış olan bu soruları, Kafekültür yayınları yayın yönetmeni Halil Gökhan, 2 kadın 2 erkek 4 yazarımıza yeniden yöneltmiş ve şu yanıtları almış.

 

 

 

 

 

Edebiyatta bir yere gelmekte şans faktörü uygun bir dalgaya benzer. Buna denk gelen bir sörfçü diğerlerine göre daha ilerilere gidebilirler. Dalganın etkisi bitince o yerde durmak zorlaşır ve hatta imkânsızlaşabilir. Faktöre gelince 1:10000 falandır sanırım.

 

 

Var. Para için uygun dalganın yanı sıra, bazı hatırlı kişi ve kurumlar tarafından destek şarttır.

 

 

Edebi arkadaşlıkları sevmek ya da gıcık kapmak kader değildir.

 

 

Eleştirinin kötüsü siniri alınmamış et gibidir ne çiğnemeye gelir, ne de yutmaya. Olmasa daha iyidir.

 

 

İyi eserin tanımı gereği reçetesi yazılmamıştır bu güne kadar. Müessir kendi kotarır her bir şeyi. Kötü eserlerin reçeteleri vardır. Paketler içinde satılır. Etikete kendi adınızı yazarsınız.

 

 

İlham için çok okumalı, hayatı izlemeli, internet ve televizyondan uzak durmalıdır.

 

 

Yeni zamanlarda şiir yayımlamak organik besin satmak gibi bir şey olması gerekirken, sahte antika muamelesi gördüğünden yayınevlerini zora sokar.

 

 

Bunu yapmak için adaylara "Devlet Düşmanı / Enemy of State" (1998) filmini izlemelerini ve feyz almalarını tavsiye ederim.

 

 

En uygunu sanal âlemdeki sevgililerdir, ama etlisi butlusu yeğlenecekse işiyle aşırı meşgul ve bu nedenle mutlu olan biri seçilmelidir.

 

 

 

Şansla bir yere gelsen bile bir gün tepetaklak düşersin...

 

 

Bir şartla: Kendini pazarlamasını bileceksin...

 

 

Bir gün kazık yemeyi göze alacaksan evet...

 

 

Hak ediyorsan evet...

 

 

Bunu bilmek için Tanrı olmak gerekir...

 

 

İşi Tanrı'ya havale etmeli...

 

 

Şiir kitaplarının eti ne budu ne ki zor duruma soksun.

 

 

Bu soruyu yayıncılara sormalı.

 

 

Edebiyatçı olmayan sevgililer.

 

 

 

Herkes  kendi  şansını  kendi  yaratır  klişesine  sığının.

 

 

Para  ve  edebiyat  hileli  çifttir.

 

 

Edebi  arkadaşlıklarda   tıpkı  'ideal  aşkta'  olduğu  gibi  uyum  yakalanmışsa  çok  zevkli,  ama  hayır  yakalanmamışsa  kafa  ağrısıdır.

 

 

Kötü  eleştiriyi  hak edene  yapmak  iyidir.

 

 

İyi  bir  eser  nasıl  mı  kaleme  alınır,  aynen  doğum  gibidir,  tamamen  bedenden  çıkar.

 

 

İlham  için  sevdiğimiz,  iyi  yazılmış  eserlerle  flört  etmemiz  gerekir.

 

 

Yayınevleri  şiir  yayınlasa  da  yayınlamasa  da  zaten  hep  zor  durumdadır.

 

 

Dünyanın  kuralı;  herkes  borçlanır  ve  borcunu  öder.

 

 

En  iyi  sevgili  içinde  en  hayta  ruhu  taşıyan,  ama  bunu  belli  etmeyendir. 

 

 

 

  

 

Para kazanılabilir de kazanılmayabilir de, şansa bağlı.

 

 

Mektuplaşacaksanız sevebilirsiniz. 

 

 

Eleştirene bağlı olarak değişir.

 

 

İyi bir çocuk dünyaya iki kişiyle getirilir, iyi bir eser ise tek başına yazılır, “hepsi benim çocuğum” cümlesi matematiksel bir yanılgıdır.

 

 

Herkes kendini kurtarsın ben onun için bir şey yapamam. 

 

 

Yayınevlerini bilmem ama şairleri zor duruma sokar, kitabı olan bir şairi kitapsızlar dize getirir.

 

 

“Duyarsa öldüğünü alacaklılar. Haklarını helal ederler elbet.”

 

 

Kumral, karizmatik, Brad Pitt.