Milliyet Sanat
Milliyet Sanat »Yazarlar » Orhan Tüleylioğlu | “Yaşamın anlamı kendisidir”

“Yaşamın anlamı kendisidir”

20 Mart 2013 - 07:03
Ceyhun Atuf Kansu düzyazılarında, şiirlerinde büyük bir coşkuyla devrim ateşini canlı tuttu. Yazın ortak bir duyarlığa, duyarlılık da bilince dönüştü mü, insanı değiştirebilirdiŞiirimizin büyük ustası Ceyhun Atuf Kansu ilk kitaplarını 40’lı yıllarda, İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde okurken yayımladı. Bu kitaplarında doğa, çocuk ve yurt sevgisine ağırlık verdi. Bu arada, birçok dergide de yazı ve şiirleri yayımlanıyordu. Tıp Fakültesi'ni tamamlayıp, ihtisasını çocuk hastalıkları üzerine yaptı. Bir süre Ankara’nın gecekondu semti Altındağ'da sağlık ocağına benzer bir poliklinik açarak halk çocuklarına sağlık hizmeti götürmeye çalıştı. Bu dönem içinde halkın sorunlarına eğildi. Yurdu ve bu yurdun insanlarını betimlediği şiirler yazdı. Şiir uğraşını şöyle anlatıyordu:

“Benim en tanınmış şiirim “Kızamık Ağıdı”dır. Çocuk hekimi olarak Anadolu’da yıllarca çalışmasaydım, bir dağ köyündeki bu acı gerçekle karşılaşmasaydım bilmem bu şiiri yazabilir miydim? Çoğu şiirlerim yaşamımla, yaşadığım olaylarla, insan ilişkileriyle, gözlemlerimle ilgilidir. (...) Yaşamdan bir şiir sökülüp gelir. Şiirimi insan yaşantısıyla, gözlemlerle zenginleştirdiği için hekimlik uğraşımı severim ama şiir bir söz zanaatidir, söz bakırcısı olmak gerekir. Sözcüklerin bakırını dövmek. Adamakıllı uğraşmak. Kimi zaman hekimlikten buna vakit kalmıyor. O zaman, evet yaşam gereklidir, ama şiir için, şiire özgü bir yaşam diyorum. Bir başka uğraş doğrudan doğruya şiire yarıyorsa, şiir uğraşını besliyorsa... Şimdilerde şiirin bir yaşantıyı saniyelerine değin dolduracak bir som uğraş olduğuna inanmaya başladım. Şiir bir başka uğraşla bölüşemez kendi vaktini...”

Ceyhun Atuf Kansu, Atatürk Devrimcisi bir ozan olarak bilindi, sevildi ve sayıldı. Cumhuriyet, demokrasi, bağımsızlık, yurt ve halk bilinci onun dünya görüşünü tamamlayan öğelerdi. Düzyazılarında, şiirlerinde büyük bir coşkuyla devrim ateşini canlı tuttu. Yazının, dilin gücüne inanıyordu. Bunların yerine bir başka şey geçemezdi. Çünkü yazın ortak bir duyarlığa, duyarlılık da bilince dönüştü mü, insanı değiştirebilirdi. İnsanoğlu susmayacağına göre, yazın da insan sesinin yazılı yansıması olacaktı. O’na göre halkı karanlıkta yoksul bırakılmış bir ülkenin çağdaş demokrasiyi yaşaması olanaksızdı. Ozan olarak görevi ise şunlardı:

“Halkımın yurt sevgisini, yurdu için ödediği kanların destanını söylemek. Bir de yurdumu yaşanılacak bir toprak haline getirmek için ozanca bir işe girişmek, yaşamayı, yaşama sevincini övmek, yaşamayı ezen, bir yük haline getiren bütün koşullara karşı ozanca savaşa girmek…”

Ceyhun Atuf Kansu, her zaman geleceğe umutla baktı, halkının derdini dert edindi. Bir halk aydını, ozan yüreği ile seslendi; ulusal bağımsızlığı insanlığın mutluluğu için bir başlangıç saydı. İnsan ve doğa sevgisini “Kardeş Sofrası”na taşıdı.


Göller uyuyor… mavi düşler gibi uyuyor,
Kırlara bak; çiçekler, çocuklar, kuşlar, kızlar,
Bütün duygular renkli bir tüy olmuş uçuyor,
Aydınlık bir neşede gül kadar taze yüzler.
Sen bütün sevinçlerinin kaynağısın, ey insan!
Tabiata güzellik örer senin düşüncen.
Mavi gök örtüsüne işlenen sonsuz zaman,
Yaşamak… bir dağ boyu yaşamak, her endişen.
Bu bahar şenliğinde gel, kucaklaşalım, gel,
Bizi öpsün her duygu, öpelim her duyguyu.
Gökkuşağı altından geçelim, koşalım, gel,
Şu kardeş sofrasına varalım öyle uyu!


Bağımsızlık ve yurtseverlik öğretmeni Ceyhun Atuf Kansu, şair ve denemeci bir sanatçı ve halkçı bir hekim olmasının yanı sıra bir bilge insandı. Oktay Akbal’ın “Yaşamda bir anlam var mı? Buldun mu?” sorusuna şu yanıtı veriyordu:

“Yaşamın anlamı kendisidir, var olmamızdır. Özdeklerden, kimyadan, amino asitlerden bir bileşimle, bir değişimle yaşam doğuyor. Yaşamın anlamı bu var olmayı sürdürmek, yeni varlıklar yaratmak. Yaşamın anlamı var olmanın koşullarını içeriyor böylece: Savaşım ve sevgi. Savaşımdan şunu anlıyorum: Var olmayı sürdürmek için kendi gücümüzle kuşanmamız, yeni koşullara uymamız, yenilenmemiz. Doğaya, topluma ve bireylere karşı kişiliğimizin korunması.”

Ceyhun Atuf Kansu kitaplarıyla yaşıyor; O’ndan kalan ışık yolumuzu aydınlatmaya devam ediyor.