Milliyet Sanat »Yazarlar » Orhan Tüleylioğlu | “Boş zaman geçirdin, neye yaradı?”
“Boş zaman geçirdin, neye yaradı?”
17 Ekim 2012 - 07:10Muazzez İlmiye Çığ, yaşamını bilime adamış olsa da, ülkemizin her alandaki sorunlarına eğildi, önemli kişilere mektuplar yazdı, uyardı, eleştirdi ve yol gösterdi1971 yılında Hürriyet gazetesinde “Yılın annesini seçiyoruz” başlığıyla bir duyuru yayımlanır. Duyuruda, “kim annesini en güzel ifade ederse, onu seçeceğiz” denir. Sonucun anneler gününde açıklanacağı belirtilir. Bir kadın, annesinden habersiz kaleme sarılır, annesini uzun uzadıya anlatır ve yazıyı gazeteye gönderir. Bir süre sonra annesi Hamide İtil’i gazeteden ararlar, yılın annesi seçildiğini söylerler. Hamide Hanım, çok şaşırır, “Benim tahsilim yok, nasıl beni seçersiniz” der. Karşıdaki kişinin yanıtı kısa olur: “Sen güzel çocuklar yetiştirmişsin.”
Hamide Hanım, çocuklarını çok iyi yetiştirmişti. Yazıyı kaleme alan, üç kardeşin en büyüğü, hepimizin yakından tanıdığı, ünlü Sümerolog Muazzez İlmiye Çığ’dı.
Sümer, Akad ve Hitit tabletlerini okuyan ve yorumlayan, bilim dünyasına önemli katkılarda bulunan Muazzez İlmiye Çığ, yayınladığı kitaplar ve bilimsel makalelerle, katıldığı uluslararası kongrelerde ve bilimsel toplantılarda sunduğu bildirilerle, ülkemizin yüzünü ağarttı.
Muazzez İlmiye Çığ 1914 yılında Bursa’da doğdu. Bursa Kız Öğretmen Okulu’nu 1931 yılında bitirdi ve öğretmen olarak Eskişehir’e atandı. 1936 yılında hayatına yön verecek olan bir mucize gerçekleşti. O yıl başında açılan Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi’ne, bir kez olmak üzere ilkokul öğretmenleri de kabul edilecekti. Muazzez İlmiye Çığ, bu haktan yararlanmak için, çocukluk ve öğretmenlikten arkadaşı Hatice Kızılyay ile birlikte Ankara’ya gider. Fakülteye kayıt sırasında, hangi şubeyi istedikleri sorulur. Çığ, o günü şöyle anlatır:
“Fransızca, dedim. Hatice de başka bir şey söyledi. Müdür, Fransızca şubesi çok kalabalık, orada yer kalmadı. Size hocası yeni gelen bir bölüm tavsiye edeyim, dedi. Nedir o, dedik. Hititoloji. Yanında da Sümeroloji’yle, Arkeoloji alacaksınız, dedi. Peki, dedik. Kaydolalım da ne olursa olsun, diye düşünüyoruz. Hatice’yle dışarı çıktık, birbirimize bakıyoruz. Ne Hititoloji’nin ne de Sümeroloji’nin ne olduğunu bilmiyoruz. Arkeolojiyi bile duymamışız o güne kadar.”
1941 yılında İstanbul Eski Şark Eserleri Müzesi Çiviyazılı Belgeler Arşivi’ne uzman olarak girer. Ünlü bilim adamlarından Dr. F. Kraus ve yakın mesai arkadaşı Hatice Kızılyay ile birlikte yaptığı yoğun ve özverili çalışmalarla “Eski Önasya Dilleri Araştırma Merkezi” haline getirdi. Arşivdeki tabletleri bilim dünyasına tanıtmaya başladı.
Türkiye’de Hitit tarihi üzerine araştırmaların 90’lı yıllarda bir ivme kazanmasında, Muazzez İlmiye Çığ’ın kitaplarının, konferanslarının ve çabalarının katkısı büyüktü.
Çığ, yaşamını bilime adamış olsa da, ülkemizin her alandaki sorunlarına eğildi, önemli kişilere mektuplar yazdı, uyardı, eleştirdi ve yol gösterdi. Düşüncelerini her ortamda savunmaktan çekinmedi. 2008 yılında TEMA Onursal Başkanı Hayrettin Karaca ile ülke topraklarının yabancılara satılmasını protesto etmek amacıyla, TBMM’nin Çankaya kapısı önünde oturma eylemi yaptı. Kışın ortasında battaniye sarılmış vaziyette yaptıkları eylem sırasında yanlarında “Tarım alanları satılamaz”, “Şehit kanları ile sulanmış vatan toprakları satılamaz, çılgın ihtiyarlar” yazılı pankartlar da yer almıştı.
4000 yıl önce Sümerlilerin söylediği, “Boş zaman geçirdin, neye yaradı” ve “Biliyorsun, neden öğretmiyorsun” atasözlerini bize ulaştıran Çığ, herkese çalışma, öğrenme, öğretme ve üretme aşkı aşıladı. Tüm bilgisini topluma aktarmayı görev bildi.
Hamide Hanım, çocuklarını çok iyi yetiştirmişti. Yazıyı kaleme alan, üç kardeşin en büyüğü, hepimizin yakından tanıdığı, ünlü Sümerolog Muazzez İlmiye Çığ’dı.
Sümer, Akad ve Hitit tabletlerini okuyan ve yorumlayan, bilim dünyasına önemli katkılarda bulunan Muazzez İlmiye Çığ, yayınladığı kitaplar ve bilimsel makalelerle, katıldığı uluslararası kongrelerde ve bilimsel toplantılarda sunduğu bildirilerle, ülkemizin yüzünü ağarttı.
Muazzez İlmiye Çığ 1914 yılında Bursa’da doğdu. Bursa Kız Öğretmen Okulu’nu 1931 yılında bitirdi ve öğretmen olarak Eskişehir’e atandı. 1936 yılında hayatına yön verecek olan bir mucize gerçekleşti. O yıl başında açılan Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi’ne, bir kez olmak üzere ilkokul öğretmenleri de kabul edilecekti. Muazzez İlmiye Çığ, bu haktan yararlanmak için, çocukluk ve öğretmenlikten arkadaşı Hatice Kızılyay ile birlikte Ankara’ya gider. Fakülteye kayıt sırasında, hangi şubeyi istedikleri sorulur. Çığ, o günü şöyle anlatır:
“Fransızca, dedim. Hatice de başka bir şey söyledi. Müdür, Fransızca şubesi çok kalabalık, orada yer kalmadı. Size hocası yeni gelen bir bölüm tavsiye edeyim, dedi. Nedir o, dedik. Hititoloji. Yanında da Sümeroloji’yle, Arkeoloji alacaksınız, dedi. Peki, dedik. Kaydolalım da ne olursa olsun, diye düşünüyoruz. Hatice’yle dışarı çıktık, birbirimize bakıyoruz. Ne Hititoloji’nin ne de Sümeroloji’nin ne olduğunu bilmiyoruz. Arkeolojiyi bile duymamışız o güne kadar.”
1941 yılında İstanbul Eski Şark Eserleri Müzesi Çiviyazılı Belgeler Arşivi’ne uzman olarak girer. Ünlü bilim adamlarından Dr. F. Kraus ve yakın mesai arkadaşı Hatice Kızılyay ile birlikte yaptığı yoğun ve özverili çalışmalarla “Eski Önasya Dilleri Araştırma Merkezi” haline getirdi. Arşivdeki tabletleri bilim dünyasına tanıtmaya başladı.
Türkiye’de Hitit tarihi üzerine araştırmaların 90’lı yıllarda bir ivme kazanmasında, Muazzez İlmiye Çığ’ın kitaplarının, konferanslarının ve çabalarının katkısı büyüktü.
Çığ, yaşamını bilime adamış olsa da, ülkemizin her alandaki sorunlarına eğildi, önemli kişilere mektuplar yazdı, uyardı, eleştirdi ve yol gösterdi. Düşüncelerini her ortamda savunmaktan çekinmedi. 2008 yılında TEMA Onursal Başkanı Hayrettin Karaca ile ülke topraklarının yabancılara satılmasını protesto etmek amacıyla, TBMM’nin Çankaya kapısı önünde oturma eylemi yaptı. Kışın ortasında battaniye sarılmış vaziyette yaptıkları eylem sırasında yanlarında “Tarım alanları satılamaz”, “Şehit kanları ile sulanmış vatan toprakları satılamaz, çılgın ihtiyarlar” yazılı pankartlar da yer almıştı.
4000 yıl önce Sümerlilerin söylediği, “Boş zaman geçirdin, neye yaradı” ve “Biliyorsun, neden öğretmiyorsun” atasözlerini bize ulaştıran Çığ, herkese çalışma, öğrenme, öğretme ve üretme aşkı aşıladı. Tüm bilgisini topluma aktarmayı görev bildi.
Etiketler: Hamide İtil Hititler Hürriyet Muazzez İlmiye Çığ Orhan Tüleylioğlu Önasya Sümerler Sümerolog Sümeroloji Sümeroloji Turan İtil