Milliyet Sanat »Yazarlar » Mutlu Tanberk | Acosta’dan tartışmalı Don Kişot yorumu
Acosta’dan tartışmalı Don Kişot yorumu
31 Ekim 2013 - 05:10 | Fotoğraf: © ROH / Johan Persson 2013Ünlü Kübalı dansçı Carlos Acosta'nın İngiliz Kraliyet Balesi ile Royal Opera House'da sahneye koyduğu "Don Kişot"un pek çok alanda gelişime ihtiyacı varİngiliz Kraliyet Balesi Ekim ayında, aynı zamanda başrol dansçıları olan Kübalı ünlü dansçı Carlos Acosta’nın Don Kişot’unu sahnelemeye başladı. Aspendos Uluslararası Opera ve Bale Festivali nedeniyle, İngiliz Kraliyet Balesi ile Türkiye’ye gelen Carlos Acosta daha evvelde bazı bale/dans prodüksiyonlarına imza atmıştı.
Aslında, Cervantes’in meşhur kahramanının daha ikincil bir rolde olduğu balede, babası tarafından zengin bir adamla evlendirilmek istenen, güzel Kitri’nin, berber sevgilisi Basil’e aşkı konu edilir. 19. Yüzyılda bir çok bale müziği bestelemiş Ludwig Minkus’un coşkulu müziğine, efsanevi koreograf Petipa’nın koreografisi ile ilk kez sahnelenen bale, günümüze kadar bir çok koreograf tarafından sahneye koyulmuştur. Ancak en çok sahnelenen versiyonu, Petipa’dan hemen sonra koreografiyi düzenlemiş olan Alexander Gorsky’ninkidir.
Carlos Acosta, kendi prodüksiyonunda ne yapmak istediğini, temsil kitapçığında bir röportajla açıklamış. Müzik ile ilgili olarak, daha sonradan eklenen ve başka bestecilere ait parçalardansa, Minkus’un orijinal müziklerini yeni bir orkestrasyon ile kullanmayı düşünmüş. Karakterlerin daha gerçekçi olmalarına çabalamış. Kostümlerin, farklı karakterlerin özgün zevklerini yansıtması anlamında aynı olmamalarını talep etmiş. Ve de dekor değişikliklerinde, perdenin kapanmamasını, dekorun da dans etmesini hayal etmiş.
Ben eseri, Basil rolünü kendisinin oynadığı gecelerden birinde seyrettim.
Dansçılığı ile ilgili negatif birşey söyleyemem. Bir bale sahneye koymanın yoğunluğu nedeniyle olsa gerek, biraz yorgun görünse de, her zamanki artistik kabiliyeti, güçlü tekniği ve eşlikçiliğiyle, başrol arkadaşı Marianela Nunez’den çok daha iyiydi. Ancak maalesef Don Kişot Balesi’ne getirdiği yeniliklerin çoğunu beğenmediğimi belirtmem lazım.
Bence en büyük problem, Martin Yates tarafından yapılmış orkestrasyondu. Alışılmış halinden daha az enstrümanla çaldırarak, Yates eserin hızını yavaşlatmış, coşkusunu yok etmiş. Hiç olmamış!
3 perdelik balede, aralar dışında dekor değişiklikleri gerçekten de sahne perdesi inmeden yapılıyor. Bu nedenle de binalar, yel değirmeni ve diğer yapılar tekerlekli olarak tasarlanmış. Aynı perdedeki mekan değişikliklerinde binalar hareket ediyor ve mesela Barcelona’da bir meydandayken, bir anda Don Kişot ile Sanço’nun seyahatleri esnasında durdukları bir köyü görüyorsunuz. Fakat yapılar o kadar fazla hareket ediyor ki, seyircinin konudan uzaklaşmasına neden oluyor.
Kostümler gerçekten çok başarılı ve kaliteli. Kontrast renklerin çok iyi kullanıldığı kostümler var. Özgün zevkleri yansıtmak açısından ise, 2.perdedeki çingeneler bölümündeki çingenelerin hepsinin kostümü farklı. Ancak buna rağmen Kitri’nin 2 kız arkadaşı aynı kostümü giyiyorlar. Bu da olmamış. 2 kız arkadaş neden aynı kıyafet zevkine sahip?
Acosta genelde Gorsky’nin koreografisine sadık kaldığı halde, esere bazı danslar eklemiş ve koreografiyi de bazı yerlerde hafif değiştirmiş. Ben bu koreografik değişiklikleri beğendim.
Mesela karakterlerin daha gerçekçi olması amacına da hitaben eklediği, çingenelerin ateş başında şarkı söyleyerek –klasik balelerde çok nadir ses duyulur– dans etmeleri gayet anlamlı olmuş.
Eserin en beğendiğim bölümü, Don Kişot’un yel değirmeniyle savaşından sonra hayal ettiği Rüya sahnesiydi. Don Kişot burada orman perilerini görür. Kitri ve hayalindeki sevgilisi Dulcinea da onlarla dans etmektedir. Dekor tasarımcısı Tim Hatley, havada farklı yerlere konumlandırdığı dev bordo gerberalar ve genel orman dekoru ile benim şimdiye kadar gördüğüm en “rüyasal” dekora imza atmıştı. Bu bölümün kostümleri de muhteşem. Pastel tonlarda pembe, su yeşili, turuncu, sarı tütüler, gayet dozunda pırıltlı çiçeklerle süslenmişti.
Bu bale ile ilgili olarak, İngiliz Kraliyet Balesi dansçılarının performanslarının, Bolshoi ya da Mikhailovsky gibi Rus topluluklarıyla karşılaştrıldığında, çok ruhsuz olduğunu düşünüyorum. "Don Kişot" balesinin coşkusunu bir Acosta’dan bir de baş matadorun sevgilisi rolündeki Laura Morera’dan aldım sadece.
Müziğin orkestrasyonu değiştirildiği takdirde, Acosta’nın "Don Kişot"u seyirciden beğeni toplayacaktır. Bir de, Kitri rolünü, şu anda dünyadaki en iyi Kitri olan ve bu sene İngiliz Kraliyet Balesi’ne geçmiş balerin Natalia Osipova dans ederse, bu baleye bilet bulmak mümkün olmaz!
Aslında, Cervantes’in meşhur kahramanının daha ikincil bir rolde olduğu balede, babası tarafından zengin bir adamla evlendirilmek istenen, güzel Kitri’nin, berber sevgilisi Basil’e aşkı konu edilir. 19. Yüzyılda bir çok bale müziği bestelemiş Ludwig Minkus’un coşkulu müziğine, efsanevi koreograf Petipa’nın koreografisi ile ilk kez sahnelenen bale, günümüze kadar bir çok koreograf tarafından sahneye koyulmuştur. Ancak en çok sahnelenen versiyonu, Petipa’dan hemen sonra koreografiyi düzenlemiş olan Alexander Gorsky’ninkidir.
Carlos Acosta, kendi yönettiği "Don Kişot" balesinde Basil rolünde. Fotoğraf: © ROH / Johan Persson 2013.
Carlos Acosta, kendi prodüksiyonunda ne yapmak istediğini, temsil kitapçığında bir röportajla açıklamış. Müzik ile ilgili olarak, daha sonradan eklenen ve başka bestecilere ait parçalardansa, Minkus’un orijinal müziklerini yeni bir orkestrasyon ile kullanmayı düşünmüş. Karakterlerin daha gerçekçi olmalarına çabalamış. Kostümlerin, farklı karakterlerin özgün zevklerini yansıtması anlamında aynı olmamalarını talep etmiş. Ve de dekor değişikliklerinde, perdenin kapanmamasını, dekorun da dans etmesini hayal etmiş.
Ben eseri, Basil rolünü kendisinin oynadığı gecelerden birinde seyrettim.
Dansçılığı ile ilgili negatif birşey söyleyemem. Bir bale sahneye koymanın yoğunluğu nedeniyle olsa gerek, biraz yorgun görünse de, her zamanki artistik kabiliyeti, güçlü tekniği ve eşlikçiliğiyle, başrol arkadaşı Marianela Nunez’den çok daha iyiydi. Ancak maalesef Don Kişot Balesi’ne getirdiği yeniliklerin çoğunu beğenmediğimi belirtmem lazım.
Bence en büyük problem, Martin Yates tarafından yapılmış orkestrasyondu. Alışılmış halinden daha az enstrümanla çaldırarak, Yates eserin hızını yavaşlatmış, coşkusunu yok etmiş. Hiç olmamış!
Christopher Saunders, Don Kişot rolünde. Fotoğraf: © ROH / Johan Persson 2013
3 perdelik balede, aralar dışında dekor değişiklikleri gerçekten de sahne perdesi inmeden yapılıyor. Bu nedenle de binalar, yel değirmeni ve diğer yapılar tekerlekli olarak tasarlanmış. Aynı perdedeki mekan değişikliklerinde binalar hareket ediyor ve mesela Barcelona’da bir meydandayken, bir anda Don Kişot ile Sanço’nun seyahatleri esnasında durdukları bir köyü görüyorsunuz. Fakat yapılar o kadar fazla hareket ediyor ki, seyircinin konudan uzaklaşmasına neden oluyor.
Kostümler gerçekten çok başarılı ve kaliteli. Kontrast renklerin çok iyi kullanıldığı kostümler var. Özgün zevkleri yansıtmak açısından ise, 2.perdedeki çingeneler bölümündeki çingenelerin hepsinin kostümü farklı. Ancak buna rağmen Kitri’nin 2 kız arkadaşı aynı kostümü giyiyorlar. Bu da olmamış. 2 kız arkadaş neden aynı kıyafet zevkine sahip?
Acosta genelde Gorsky’nin koreografisine sadık kaldığı halde, esere bazı danslar eklemiş ve koreografiyi de bazı yerlerde hafif değiştirmiş. Ben bu koreografik değişiklikleri beğendim.
Mesela karakterlerin daha gerçekçi olması amacına da hitaben eklediği, çingenelerin ateş başında şarkı söyleyerek –klasik balelerde çok nadir ses duyulur– dans etmeleri gayet anlamlı olmuş.
Eserin en beğendiğim bölümü, Don Kişot’un yel değirmeniyle savaşından sonra hayal ettiği Rüya sahnesiydi. Don Kişot burada orman perilerini görür. Kitri ve hayalindeki sevgilisi Dulcinea da onlarla dans etmektedir. Dekor tasarımcısı Tim Hatley, havada farklı yerlere konumlandırdığı dev bordo gerberalar ve genel orman dekoru ile benim şimdiye kadar gördüğüm en “rüyasal” dekora imza atmıştı. Bu bölümün kostümleri de muhteşem. Pastel tonlarda pembe, su yeşili, turuncu, sarı tütüler, gayet dozunda pırıltlı çiçeklerle süslenmişti.
Bu bale ile ilgili olarak, İngiliz Kraliyet Balesi dansçılarının performanslarının, Bolshoi ya da Mikhailovsky gibi Rus topluluklarıyla karşılaştrıldığında, çok ruhsuz olduğunu düşünüyorum. "Don Kişot" balesinin coşkusunu bir Acosta’dan bir de baş matadorun sevgilisi rolündeki Laura Morera’dan aldım sadece.
Müziğin orkestrasyonu değiştirildiği takdirde, Acosta’nın "Don Kişot"u seyirciden beğeni toplayacaktır. Bir de, Kitri rolünü, şu anda dünyadaki en iyi Kitri olan ve bu sene İngiliz Kraliyet Balesi’ne geçmiş balerin Natalia Osipova dans ederse, bu baleye bilet bulmak mümkün olmaz!
Etiketler: bale Carlos Acosta Christopher Saunders Don Kişot Gorsky İngiltere Johan Persson Mutlu Tanberk Petipa ROH Royal Opera House