04 Nisan 2014 - 12:04 | Bülent Emin Yarar, Engin Hepileri, Sermet Yeşil, Erdal Beşikçioğlu, Reha Özcan, Hakan Gerçek, Tardu Flordun ve Enis Arıkan, bu sezonun öne çıkan performanslarına imza atan sekiz isim.2013-2014 sezonu sahnelerde öne çıkan 8 erkek oyuncu performansını değerlendirdikBu sezon tiyatro ödülü veren kurumların işi gerçekten zor. Özellikle sayıları oldukça fazla olan erkek oyuncu adaylarını belirlemek, en iyiyi seçmek için seçici kurul üyeleri kılı kırk yarmak durumunda kalacaklar. Birbirinden yetenekli oyuncular çok farklı rolleri başarıyla sahneye taşıyıp jüri üyelerini seçim yapmak konusunda zorluyorlar.
Enis Arıkan ve Güven Murat Akpınar, "Garaj"da.
Sezonun en başarılı ve kesinlikle izlenmesi gereken erkek oyuncu performanslarından ilki; Craft Tiyatro’nun “Garaj” oyunundaki rolüyle Enis Arıkan. Oyuncu, travesti Orkide karakterini çok iyi çizmiş, yorumlamış. Rolü için fazlasıyla gözlem ve inceleme yaptığı belli olan oyuncunun tüm oyun süresince bir anlık da olsa büründüğü karakterden sıyrılıp kendi karakterine kaydığı görülmüyor, oyuncu adeta karakter içinde eriyor. Arıkan, sahne öncesi hazırlık sürecini de yoğun geçiriyor, oyun öncesi 3,5 saatlik beden değişimi geçirerek rolünü giyiniyor ve tam da üstüne oturtuyor.
Bülent Emin Yarar, İDT'nin tek kişilik "Hamlet"inde.
İstanbul Devlet Tiyatrosu yapımı “Hamlet” oyununda Bülent Emin Yarar tek kişilik performansıyla bir orkestra yaratmayı başarıyor. Hamlet’in hikâyesini tüm bedeninde içselleştirdiği detaylı oyun gücüyle çizmeyi başarıyor. 23 karakterden oluşan Hamlet teksti yazıldığı 16.yüzyıldan itibaren birçok farklı yönetmen tarafından radikal değişiklikler sonrasında seyircisiyle buluştu. Bunlardan en önemlisi geçtiğimiz İstanbul Tiyatro Festivali’nin programında yer alan seyircini şaşırtmayı, kendine hayran bırakmayı başaran Thomas Ostermeier’ın altı kişilik küçük bir kadrodan oluşan Hamlet’iydi. Bülent Emin Yarar’ın; Hamlet’in dışında Horracio, Polonius, Laertes ,Gertrude, Ophelia gibi karakterleri de büyük bir ustalıkla tek bedene taşıması takdire şayan.
Hakan Gerçek, "Savunma" da insan hakları savunucusu avukat Clarence Darrow'u canlandırıyor.
“Sekiz kişi tutuklandı - editörler, öğretmenler, yayıncılar - sekiz kişi. Suçları bomba atmak değildi... bağışlanamaz suçları; fakirliğin, şiddetin, sefaletin bütün yoksulluğunun anasının kapitalizm olduğunu yazmalarıydı.”diyor Hakan Gerçek “Savunma” oyununda. Birbiri ardına perde kapatmak zorunda kalan ya da cesur bir repertuar oluşturmaktan uzaklaşan tiyatrolar arasından sıyrılıp yerleşik tiyatro sistemine geçen Maya Sahne’de iddialı bir tekstle, farklı bir dille modernize ettiği “Savunma” oyunuyla başarılı bir çizgi yakalıyor Hakan Gerçek. Tiyatro Gerçek’in yeni oyunu “Savunma” da Irwing Stone’un aynı adlı romanından David Rintles’in uyarlamasıyla 1857-1938 yıllarında yaşamış, romanlara, filmlere konu olmuş bir avukatın, Clarence Darrow’un savunduğu davalar anlatılıyor. Oyunu yıllar önce Müşfik Kenter yorumuyla izleyip unutamayanlar, Hakan Gerçek’i de bir izleyin, hocasını aratmadığını göreceksiniz.
Tekstteki izleklerin günümüzdeki en önemli örneklerine değinirsek; yaşadığımız modern zamanların birebir yansımalarını bulabiliriz. “Küçük Amerika”nın simülasyonunu yakalamak mümkün. Alkol kullanımının yasaklanması, orantısız güç kullananların kahramanlaştırılıp gazetelere manşet olması, sansür, yasaklar, mesnetsiz suçlarla hapislerde çürütülen masum insanlar… tüm bunlar oyunun zamanlamasıyla pek manidar. Hakan Gerçek oyunculuğu için ayrı, metin seçimi için ayrı alkışı hak ediyor.
Zerrin Tekindor ve Tardu Flordun, Oyun Atölyesi'nde sahnelenen Albee klasiği "Kim Korkar Hain Kurttan?"da.
Gelelim Edward Albee’nin kült metni “Kim Korkar Hain Kurttan” oyununa… 1927’de Tony Ödülü sahibi metin, Türkiye’deki sahnelenişinden 27 yıl sonra genç yönetmen Hira Tekindor rejisiyle Oyun Atölyesi’nde perde açtı. Sezon başından bu yana kapalı gişe oynayarak seyircisinin büyük beğenisini kazandı. Zerrin Tekindor’un incelikli nüanslarla süslediği oyun, Tardu Flordun’un uyumlu oyunculuğuyla organik bir bütünlük oluşturuyor. Son yıllarda alışık olmadığımız bir biçimde üç perdeden oluşan oyunda temponun düşmemesinde Tardu Flordun’un akıp giden, seyirciyi yakalayan performansının etkisi çok büyük. Orta yaşlı, yükselme hırsları altında ezilmiş ama bunu kabullenmemiş George karakterini Tardu Flordun’dan seyretmek, samimi oyunculuğuna tanık olmak seyirciyi fazlasıyla tatmin ediyor.
Öykü Karayel, Engin Hepileri ve Defne Halman, TiyatroİN'in ilk oyunu "Katil Joe"da.
Bu sezon perde diyen bir başka yeni tiyatro oluşumu Tiyatro İn, birbirinden yetenekli oyuncuları, çarpıcı bir tekst ile bir araya getirdi. Oyunda kiralık katil olan Joe Cooper’a hayat veren Engin Hepileri, soğukkanlı bir etkileyicilikle karakterinin duygu durumlarını başarıyla sahneye taşıyor. Ayrıca rejiyi destekleyecek yan unsurlar katarak tekste yepyeni açılımlar katıyor. Oyuncu, Joe Cooper’ın ne olduğunu ve ne olmadığını iyi biliyor, karakteri ona göre oturtuyor, bize de zevkle izlemek düşüyor.
Sermet Yeşil, Lars Noren'in yazdığı sarsıcı oyun "Savaş"ta.
Sahnelerimize yepyeni bir soluk getiren ve ayağının tozuyla savaş gibi bir kavramı yanı başımızda tüm gerçekliğiyle hissetmemizi sağlayan Pürtelaş Tiyatro’un oyunu “Savaş”ı Serdar Biliş yönetiyor. Lars Noren’in bu çok katmanlı metni savaşı, ahlâkı, kadın erkek ilişkilerini, yoksulluğu, kayıpları, çaresizliği ve umudu aile kavramı üzerinden masaya yatırıyor. Oyunun bütünündeki birbirinden önemli oyuncuların başarılı performanslarının ve rejinin yalın ama etkileyici tarzının göz doldurduğunu söylemek hiç de yanlış olmaz. Oyunda Sermet Yeşil’in canlandırdığı savaşta gözlerini kaybetmiş “baba” karakterinde duygu değişimleri arasındaki geçişlerin çok dozunda ve sahici olarak çizilmesi dikkat çekiyor. Daha önce Reha Erdem imzalı “Kosmos”da canlandırdığı karakterle paralellikler gösterse de “baba” karakterine başka bir yorum katan Sermet Yeşil de bu sezon izlenilmesi gereken performanslar arasında parıldıyor.
Devrim Evin ve Reha Özcan, "Rain Man"de.
Açıkça söylemek gerekirse ilk duyumlarını aldığım andan itibaren merakla beklediğim ve biraz da önyargıyla yaklaştığım bir diğer oyundan ve oyuncusundan da bahsetmeden geçemeyeceğim. 1988 yapımı “Rain Man” filminde otistik bir dahi olan Raymond Babbitt karakterini canlandıran Dustin Hoffman hafızalara kazınan bir oyunculuk sergileyerek kariyerinin en önemli rollerinden birini oynamıştı. “Rain Man” metnini tiyatroyla buluşturan Kemal Başar, Reha Özcan seçimiyle yerinde bir karar almış. Reha Özcan, ince ayarlamalar gerektiren oyunculuğuyla, güçlü bedensel devinimiyle ve otizm hakkında edindiği bilgileri karakterine yüklemesiyle izlemesi lezzetli bir oyunculuk sunuyor, önyargıları kırıyor.
Erdal Beşikçioğlu, Ankara Devlet Tiyatrosu'nun sahnelediği "Bir Delinin Hatıra Defteri"nde yıldızlaşıyor.
Son olarak “Bir Delinin Hatıra Defteri” oyunuyla Ankara Devlet Tiyatrosu’nun turnesi kapsamında Üsküdar Stüdyo Sahne’de 400.oyununda izlediğim Erdal Beşikçioğlu var ki onu ne siz sorun, ne ben söyleyeyim.
“Garaj” 31 Mart, 1 Nisan, 9 Nisan Craft Tiyatro’da
“Hamlet” 16, 18, 19, 22, 24, 26, 27 Nisanda Üsküdar Tekel Sahne’de
“Savunma” 4 Nisan Maya Cüneyt Türel Sahnesi, 9 Nisan İzmir Konak AKM’de
“Kim Korkar Hain Kurttan” 9,10,11,12,13 Nisan Oyun Atölyesi’nde
“Katil Joe” 7,15, 21 Nisan Moda Sahnesi’nde
“Savaş” 5,12,26 Nisan Kadir Has Üniversitesi’nde
“Rain Man” 13,20,27 Nisanda Garajİstanbul’da