Milliyet Sanat
Milliyet Sanat »Yazarlar » Eser Rüzgar | Savaş en çok anneleri acıtır

Savaş en çok anneleri acıtır

04 Kasım 2012 - 07:11
Bakırköy Belediye Tiyatroları bu sezon savaşın ayak seslerini hissetmiş olacak ki, savaşın en çetin halini sahneye taşıyor“Çocuklarımın asker olmasını istemiyorum, onlar kurbanlık koyun değil”

Bertolt Brecht/ Carrar Ana’nın Silahları

Bertolt Brecht’i savaşa karşı oluşuyla, hümanist yapısıyla, antikapitalist duruşuyla, ezilen insanın yanında olup sözünü sakınmadan yaptığı eleştirileriyle tanırız. Alman şair, yazar ve yönetmen Brecht’in en bilindik oyunları arasında “Üç Kuruşluk Opera”, “Sezuan’ın İyi İnsanı”, “Cesaret Ana ve Çocukları” nı saymak mümkün. “Carrar Ana’nın Silahları” ise yazarın, İspanya iç savaşında geçen ve yine o dönemde yani 1937’de yazdığı tek perdelik oyunu. Brecht, John M. Synge’ın “Riders to the Sea” oyunundan esinlenerek yazmış oyununu.

İspanya’da 1936-39 yılları arasındaki iç savaşın ardından 36 yıl boyunca ülkeyi diktatör rejimle yöneten Generel Franco 600 binden fazla insan hayatını kaybetmesine neden olmuştur. Brecht gibi dünya meselelerine duyarlı bir yazarın bu tarihsel gerçekten yola çıkarak oyun yazmış olması çok da şaşılacak bir durum değil elbette.

Oyun, İspanya’nın Malaga kenti yakınlarında bir Endülüs balıkçı köyünde geçer. Carrar Ana kocasını İspanya iç savaşında kaybetmiş, iki oğluyla yaşayan bir kadındır. Kocasının ardından hayatını huzur içerisinde yaşamaya adamış olan Carrar Ana’ya General Franco rejimi rahat vermez. Ne kadar oğullarını korumaya çalışırsa çalışsın bomba sesleri evlerinin dört bir yanındadır. Büyük oğlu balık tutmaya gitmiş, küçük oğlu da yanıbaşındadır. Onları ne dinleri ne de sığınakları olan evleri yeterince koruyamamaktadır. Franco’nun faşist ordusuna karşı savaşan kardeşi Pedro’nun evde saklandığına inandığı silahları almaya gelmesi, Carrar Ana’nın savaşta tarafsız kalıp kalmayacağı tartışmasını tetikler. “Çocuklarımın asker olmasını istemiyorum, onlar kurbanlık koyun değil” cümlesiyle aksiyon içindeki yerini alır. Kocasını savaşta kaybeden bu kadın acaba evin mahzeninde sakladığı silahları çıkaracak mıdır yoksa ne pahasına olursa olsun oğullarını korumaya devam edecek midir? Oyun bu çatışma üzerinden ilerler.

“Bir makineli tüfeğin arkasına geçip insanları tarasın diye doğurmadım ben oğlumu evet dünya haksızlıklarla dolu ne yapalım yani biz de o haksızlıkların içinde mi yer alalım. Böyle mi yetiştirdim ben oğlumu? Eve döndüğünde sırf generalleri yendi diye tekrar kapımı açmamı mı bekleyecek benden ? Elini kana bulamış hiç kimse giremez bu kapıdan içeri; kendi oğlum bile.” diyecek kadar kararlıdır aslında peki ya sonra?

Munis Düşenkalkar, Carrar Ana
rolünde.
Oyun içinde Carrar Ana’nın kardesi Pedro işçi sınıfını temsilen savaşı emek kavramıyla, Peder Fransisco savaşı inanç kavramıyla özdeşleştirmekte. Oyundaki savaş olgusu aslında mücadele kavramıyla karşılık buluyor. Carrar Ana kırılganlıkları nedeniyle kendini dünyadan soyutlamıştır, ne hükümetin ne de ordunun yanındadır. Tarafsız kalmaya suya sabuna dokunmamaya çalışır. Brecht, diyalektik tiyatro anlayışını bu oyununda fazlasıyla kullanır. “Sofi’nin Seçimi” filmindeki annenin oğullarından birini Nazi ordusuna verme kararı kadar olması da “seçim” yapma “karar” verme güçlüğünden besleniyor oyun. Karşıtlıkları kullanarak akıl yürütme fazlasıyla yer alıyor, izleyiciyi de sorgulatıyor.

Oyunu başarılı yönetmen Mehmet Ergen sahneye taşımış. Bakırköy Belediye Tiyatrosu’nun klasik İtalyan sahnesini kırıp seyirciye sahne içinde yer açmış. Seyirciyi sahneye yerleştirerek izleyicinin savaş kavramı karşısında kendisiyle yüzleşmesini sağlamış. Ali Yenel’in küçük bir bazilikayı andıran dekor tasarımı inançlı bir köylü evini yansıtmakta. Sadık Kızılağaç giysileri de döneme uygun. Tolga Çebi’ye ait olan ve Brecht oyunlarında itici güç olan müzik özellikle finaldeki “Uyan artık uykudan uyan” şarkısıyla metnin iletisini destekliyor. Munis Düşenkalkar, Muhammet Çakır,Alper Kut,Burak Dur,Elif Ürse, Levent Tülek ve Cihan Bıkmaz’dan oluşan abartısız oyunculuklar metnin önüne geçmemekte.

Bakırköy Belediye Tiyatroları bu sezon savaşın ayak seslerini hissetmiş olacak ki, savaşın en çetin halini sahneye taşıyor. Bu çetin hal, aslında kafaların kolların koptuğu, etrafın kan gölüne döndüğü, gözyaşlarının sel olduğu anlar toplamı olmayabilir çoğu kez. “Carrar Ana’nın Silahları” oyununda bunlar yok, bunun yerine insan hayatı üzerinden karar vermenin güçlüğü fazlasıyla var. Unutmadan kararlarımız çok önemlidir çünkü iyinin karar verememesi ya da karar vermekte gecikmesi ancak kötünün işine yarar.

7-9-16-21 Kasım 2012
Bakırköy Belediye Tiyatroları,Yunus Emre Kültür Merkezi Tel: 0212 6613894-95