Milliyet Sanat »Yazarlar » Eser Rüzgar | Küçük bir önerme: "Mi Minör"
Küçük bir önerme: "Mi Minör"
13 Ocak 2013 - 07:01Yerdeki düşünce kırıntıları bile itina ile süpürülür!
Yasak koymak en kolay eylemlerdendir, ikna etme, mantığa bürüme gücün; kendinden olmayana/ötekine tahammülün yoksa yasaklarsın olur biter. Temiz iştir yasak koymak, hele bir de edilgense karşındaki birey/toplum kitabı da yasaklarsın, tiyatroyu da… Şeker tadındaki portakalları acılaştırmak, insanları koyun hatta fare yerine koymak bile mümkündür yasaklarla.
“Mi Minör”, bir dönem yasaklanan ancak hukuki sürecin sonunda serbest kalan “Yeter Tenimi Acıtmayın” romanının yazarı Meltem Arıkan’ın kaleminden çıkan bir oyun. Memet Ali Alabora’nın yönettiği bu müzikli iktidar oyununda Memet Ali Alabora, Pınar Öğün, Can Kahraman, Sennur Nogaylar, Fuat Onan başta olmak üzere on altı kişilik bir oyuncu kadrosu yer alıyor. Seyircinin de yer yer oyuna dahil olmasıyla kadro çoğalıyor. Seyirci oyuna çok kolay çekilebiliyor, zaten oyun Pinima ülkesinin meydanında geçiyor. Daha oyun salonuna/meydanına girerken başlıyor Pinima’nın kuralları. “Su şişenizdeki suyu koklamak istiyorum. Koklamalıyım, amirim kokladığımı görsün” diyor Pinima polisi.
Oyun süresince cep telefonlarınız açık, size verilen oturmalı bölümü terk edip oyun alanına dahil olmak isterseniz ya da oyunu direk ayakta meydan kişilerinden biri olarak izlemek isterseniz o da mümkün. Oyun fazlasıyla interaktif, bu aktiflik oyun alanıyla da sınırlı değil, cep telefonlarınızla oyun sırasında tweet atabiliyorsunuz hatta bu tweetleri anında ekranda görebileceğiniz bir düzenek bile var. Oyun internet üzerinden canlı da izlenebiliyor.
Oyun, piyanistin müziğine kolluk güçlerinin müdahalesi ile başlıyor. Kadın başına meydanın ortasında piyano çalması istenmiyor, hatta nota israfı yaptığı gerekçesiyle piyanosunun bazı tuşları yasaklanıyor ve o tuşlara dokunulmaması için şerit çekiliyor. O an anlıyorsunuz zaten oyunun iletisini, bu ve bunun gibi daha ne absürt yasaklarla karşılaşacağınızı. Derken gazete yazıyor “Başkan kışı yasakladı” diye. Bu yasakların abartı düzeyine tam tebessüm edecekken yasakların ne kadar yakınımızda/yanımızda olduğu gerçeğini hatırlamamızla tebessümümüz yüzümüzde askıda kalıyor.
Referandum yerine 500 metre koşuda birinci olanın lider olduğu, düşüncenin -ama iyi/kutsal düşüncenin- parayla satın alındığı, ergenhanelerde dindar nesillerin yetiştirildiği bir ülkenin meydanında bunlar olurken koca bir ekranda sürekli sabun köpüğü diziler ve reklam görüntüleri yer almakta. İzleyici ne kadar oyuna odaklansa da bazen ekrana takılarak çevresinde olanlara karşı yabancılaşıyor, tüketim toplumunun bir parçası oluyor. Bu bağlamda ekran figürü oyunun iletisini destekliyor.
Oyun aslında fazlasıyla mesaj kaygılı, “alın işte durum bu” şeklinde kör göze parmak sokuyor, ama yaşananlar, gidişat, tepkisizlik düşünülünce farkındalık yaratmak adına bu doz iyidir, iyi diyorsunuz. Oyunun en büyük handikapı ise oyun alanı içerisindeki dağınıklık, parçalanmış yapı. Bu durum ara ara izleyiciyi oyundan koparabiliyor.
Oyunun adının “Mi Minör” olmasına gelince “minör” müzik terimi olarak coşkulu “majör”ün aksine hüzünlü ve karanlık notaları ifade ediyor, ayrıca minör felsefe alanında da “küçük önerme” demek. Bu açıdan düşünülünce oyunun, karanlık durumlara bir önerme olduğu aşikâr.
Pinima ülkesine gidin, kendi ülkenizle çok paralellik bulacaksınız.
"Mi Minör", 13 Ocak 2013 Pazar 18.00, 20 Ocak 2013 Pazar 18.00, 27 Ocak 2013 Pazar 18.00’de Maçka Küçükçiftlik Park’ta.
Yasak koymak en kolay eylemlerdendir, ikna etme, mantığa bürüme gücün; kendinden olmayana/ötekine tahammülün yoksa yasaklarsın olur biter. Temiz iştir yasak koymak, hele bir de edilgense karşındaki birey/toplum kitabı da yasaklarsın, tiyatroyu da… Şeker tadındaki portakalları acılaştırmak, insanları koyun hatta fare yerine koymak bile mümkündür yasaklarla.
“Mi Minör”, bir dönem yasaklanan ancak hukuki sürecin sonunda serbest kalan “Yeter Tenimi Acıtmayın” romanının yazarı Meltem Arıkan’ın kaleminden çıkan bir oyun. Memet Ali Alabora’nın yönettiği bu müzikli iktidar oyununda Memet Ali Alabora, Pınar Öğün, Can Kahraman, Sennur Nogaylar, Fuat Onan başta olmak üzere on altı kişilik bir oyuncu kadrosu yer alıyor. Seyircinin de yer yer oyuna dahil olmasıyla kadro çoğalıyor. Seyirci oyuna çok kolay çekilebiliyor, zaten oyun Pinima ülkesinin meydanında geçiyor. Daha oyun salonuna/meydanına girerken başlıyor Pinima’nın kuralları. “Su şişenizdeki suyu koklamak istiyorum. Koklamalıyım, amirim kokladığımı görsün” diyor Pinima polisi.
Oyun oldukça interaktif bir seyir izliyor.
Oyun süresince cep telefonlarınız açık, size verilen oturmalı bölümü terk edip oyun alanına dahil olmak isterseniz ya da oyunu direk ayakta meydan kişilerinden biri olarak izlemek isterseniz o da mümkün. Oyun fazlasıyla interaktif, bu aktiflik oyun alanıyla da sınırlı değil, cep telefonlarınızla oyun sırasında tweet atabiliyorsunuz hatta bu tweetleri anında ekranda görebileceğiniz bir düzenek bile var. Oyun internet üzerinden canlı da izlenebiliyor.
Oyun, piyanistin müziğine kolluk güçlerinin müdahalesi ile başlıyor. Kadın başına meydanın ortasında piyano çalması istenmiyor, hatta nota israfı yaptığı gerekçesiyle piyanosunun bazı tuşları yasaklanıyor ve o tuşlara dokunulmaması için şerit çekiliyor. O an anlıyorsunuz zaten oyunun iletisini, bu ve bunun gibi daha ne absürt yasaklarla karşılaşacağınızı. Derken gazete yazıyor “Başkan kışı yasakladı” diye. Bu yasakların abartı düzeyine tam tebessüm edecekken yasakların ne kadar yakınımızda/yanımızda olduğu gerçeğini hatırlamamızla tebessümümüz yüzümüzde askıda kalıyor.
Memet Ali Alabora, Pinima
ülkesinin yasakçı başkanı.
Yasaklar o boyutta ki mesela dondurmanızı her yerden alamazsınız, istediğiniz şekilde yiyemezsiniz. Dondurmanızı “Kutsal Aile Dondurmacısı”ndan alacak ve kadınsanız tabakta sıvı halde tüketeceksiniz. Sokağa tüküren kadın bu eylemi sırasında çevresine buram buram cinsellik saçtığı için gerekirse ameliyatla tükürük bezleri bile alınacaktır. “Mi Minör”, yazarının dünya görüşünden kaynaklı kadın merkezli bir oyun aslında, yasaklar en çok kadın cinsi üzerinden yapılıyor. Erkeklerin dünyasında hayat, kadınlara göre daha kolayın altı çiziliyor. Belki de bu nedenle otoritere karşısına bir kadın piyanist çıkartılıyor oyunda, esinlenilen karakter erkek bir piyanist olmasına rağmen.ülkesinin yasakçı başkanı.
Referandum yerine 500 metre koşuda birinci olanın lider olduğu, düşüncenin -ama iyi/kutsal düşüncenin- parayla satın alındığı, ergenhanelerde dindar nesillerin yetiştirildiği bir ülkenin meydanında bunlar olurken koca bir ekranda sürekli sabun köpüğü diziler ve reklam görüntüleri yer almakta. İzleyici ne kadar oyuna odaklansa da bazen ekrana takılarak çevresinde olanlara karşı yabancılaşıyor, tüketim toplumunun bir parçası oluyor. Bu bağlamda ekran figürü oyunun iletisini destekliyor.
Oyun aslında fazlasıyla mesaj kaygılı, “alın işte durum bu” şeklinde kör göze parmak sokuyor, ama yaşananlar, gidişat, tepkisizlik düşünülünce farkındalık yaratmak adına bu doz iyidir, iyi diyorsunuz. Oyunun en büyük handikapı ise oyun alanı içerisindeki dağınıklık, parçalanmış yapı. Bu durum ara ara izleyiciyi oyundan koparabiliyor.
Oyunun adının “Mi Minör” olmasına gelince “minör” müzik terimi olarak coşkulu “majör”ün aksine hüzünlü ve karanlık notaları ifade ediyor, ayrıca minör felsefe alanında da “küçük önerme” demek. Bu açıdan düşünülünce oyunun, karanlık durumlara bir önerme olduğu aşikâr.
Pinima ülkesine gidin, kendi ülkenizle çok paralellik bulacaksınız.
"Mi Minör", 13 Ocak 2013 Pazar 18.00, 20 Ocak 2013 Pazar 18.00, 27 Ocak 2013 Pazar 18.00’de Maçka Küçükçiftlik Park’ta.
Etiketler: Can Kahraman Eser Rüzgar Fuat Onan Maçka Küçükçiftlik Park Memet Ali Alabora mi minör oyun Pınar Öğün Pinima Sennur Nogaylar tiyatro