Milliyet Sanat
Milliyet Sanat »Yazarlar » Eser Rüzgar | "Halam Geldi" gözyaşlarını da getirdi

"Halam Geldi" gözyaşlarını da getirdi

09 Ocak 2014 - 02:01
“Halam Geldi” 50. Altın Portakal’da yarışmaya aday olmamasına rağmen “Sosyal Sorumluluk Ödülü”nü kazandı. Siz de filmi desteklemek adına sinema salonlarında yerinizi ve yanınıza mendillerinizi alın

“Çocuk Gelin” teması son zamanlarda dizilere, filmlere sıkça konu olmaya başladı. Yıllardır yaşanan bu vahşetin –trajedi kelimesinin kifayetsiz kaldığı bu durumun- gün yüzüne çıkmasıyla konu çemberinin tamamen dışında kalan insanlar gerçeğin daha çok farkına varmaya başladılar.

Doğrusu bir iki projeden sonra gelinlik giymiş/giydirilmiş çocukların afişlerinden, fragmanlarından rahatsız olmaya başladım. Sanki konuya dikkat çekmek için yapılan bu projeler amaçlarını biraz aşıp ajitasyona kaçmaya başlıyor hissi verdi.

Bu hissiyat içerisindeyken yine benzer bir hikâye çıktı karşımıza. 50. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde özel bir gösterimle galası yapılan “Halam Geldi” vizyona girdi. Yapımcı Sami Dündar filmle ilgili olarak “Kamuoyunun yeterince etkin olduğu söylenemez. Biz bu konuya duyarsız kalmayıp sinemanın kitleler üzerindeki inandırıcı etkisinden istifade edip bir film çekmek istedik.” diyor.

Genç oyuncu Miray Akay, çocuk gelin Reyhan rolünde başarılı.

Erhan Kozan’ın yönettiği, gazeteci Evrim Kanpolat tarafından gerçek bir olaydan uyarlanarak yazılan filmin senaryosunu diğer çocuk gelin hikâyelerinden ayıran birkaç nokta var. Birincisi film Doğu ya da Güneydoğu’da değil, Kıbrıs’ta geçiyor.1974’teki Kıbrıs askeri darbesi sonrası Diyarbakır’dan Kıbrıs’a gelirken törelerini de yanlarında getiren insanların hikâyesi. Üçü de Diyarbakırlı, üçü de 13 yaşında, üçü de kaderine tutsak çocukların hikâyesi aslında. Filmde akraba evliliğinin yanlışlıklarına, sakat doğumlara, kardeş gibi büyüyen gençlerin aynı yatağa sokulmalarına da değiniliyor. Film aslında temeldeki konunun etrafında birçok yan konuyu da barındırıyor. Bu, birden çok yan konu film içinde zaman zaman bütünlüğü bozsa da sonuçta asıl ileti güçlü veriliyor.Başlarda gülümseten hikâye öykünün dramatize hâliyle yüreklere dokunmayı başarıyor.

 

Filmin içinde özenle yerleştirilmiş detaylar var. Reyhan’ın portakal ağacının tepesinde “Şeker Portakalı”nı okuması ya da Halil’in ona “Pal Sokağı Çocukları” kitabını hediye etmesi gibi. Film ataerkil yapıyı ve kapital gücü sorguluyor, eleştiriyor. İmam nikâhı sahnesinde maddi anlamda güçlü erkek tarafının anne babası divanda otururken Reyhan ve ailesi yerde oturuyor.

Yaşanmış bir hikâye beyaz perdeye yansıtılırken elbette karakterler değişime uğrar, ama önemli olan karakterlerin bu değişim sonrasında bile gerçeği yansıtabilme becerileridir. Filmde Reyhan, Reyhan’ın annesi Benek gerçeğe daha yakınken, Kösem ve Meziyet karakterleri sahicilikten biraz uzak.  Filmin belki de en eleştirilecek noktası bu. İyilerin iyi, kötülerin ise tamamen kötü verilmesi. Karakterlerin derinliklerini görmek zor.  Mağdurlar için film süresince içimiz sızlarken, hatta gözlerimiz dolarken zalimlere kızıyor, lanet ediyoruz.

Filmde kurgu, normal seyrinde ilerlerken Reyhan’ın mahkeme sahnesi hızlı ilerliyor. Mahkemeler bu kadar kısa süre de sonuca varıyorlar mı diye düşünmeden edemiyor insan.

Çekimleri, KKTC Lefkoşa’da bir sınır köyü olan Akıncılar köyünde gerçekleşen filmin militarizm sempatisi olduğunu söylemek güç değil. Türk askeri de Rum askeri de insancıl özellikleriyle veriliyor filmde. Hatta kendi aralarındaki dostluklarının da altı çiziliyor.

Filmde çocuk oyuncular, özellikle Reyhan’ı canlandıran Miray Akay çok başarılı. Filmin birçok kilit sahnesinde oyunculuğuyla göz dolduruyor. Annesine “Bir şey yap, bir şey söyle, yeter ki sessiz kalma. Hem ben senden başka kimden yardım isteyebilirim ki?” derken rolünün içine tamamen girdiği görülüyor. Miray Akay, gelecek vadeden bir oyuncu. Onu ilerde çok iyi projelerde görmek hiç de şaşırtıcı olmaz.

Filmin bir de yedi ünlü solist ve iki ünlü bestecinin bir araya geldiği soundtrack albümü var. Işın Karaca, Sabahat Akkiraz, Kubat, Rojda, Fuat, Ozbi ve Buzuki Orhan sesleriyle, Ercüment Vural ve ünlü besteci Samuel Barber da besteleri ile filmin müziklerinde yer alıyor.  Soundtrack albümü, film  vizyona girmeden önce piyasaya çıktı.

 

“Halam Geldi” 50. Altın Portakal’da yarışmaya aday olmamasına rağmen “Sosyal Sorumluluk Ödülü”nü kazandı. Siz de filmi desteklemek adına sinema salonlarında yerinizi ve yanınıza mendillerinizi alın. Çünkü gerçeklerin aynasına bakarken gözyaşlarınızı tutamayacaksınız.