Milliyet Sanat
Milliyet Sanat »Yazarlar » Egemen Limoncuoğlu | 50 sene evvel bugündü...

50 sene evvel bugündü...

30 Haziran 2017 - 03:06 | Ringo Starr, John Lennon, Paul McCartney ve George Harrison, Sgt. Pepper's Lonely Hearts Club Band personasında.
John Lennon, Paul McCartney, George Harrison ve Ringo Starr tam 50 sene evvel, The Beatles fenomenini bambaşka bir seviyeye taşıyan albümleri “Sgt. Pepper’s Lonely Hearts Club Band”i piyasaya çıkardı
29 Ağustos 1966’da, San Francisco’daki Candlestick Park stadyumu müzik tarihinin en hazin gecelerinden birine ev sahipliği yaptı. The Beatles o gece son kez sahneye çıktı, ve tek bir istisna (meşhur, ve sürpriz çatı konseri) dışında bir daha asla bir arada çalmadı John, Paul, George ve Ringo.
 
Altı sene evvel başlayan ve dur durak bilmeden devam eden şöhrete yükselişin temposu, artık sahnede kendilerini bile duyamadıkları, çığlık çığlığa kendinden geçen genç kızların sesini dahi bastıramayan o günün ses sistemleriyle verilen konserlere, hayranlarıyla yaşanan amansız köşe kapmacalara dönüşmüş ve fazlasıyla yormuştu dörtlüyü.
 
Halbuki kariyerleri önce Liverpool’da, adı onlarsız anılmayan The Cavern Club’da başlamış, ardından Almanya’nın Hamburg şehrinde günde neredeyse 8 saat sahnede kaldıkları günlerle ışıldamıştı. İngiltere’ye geri döndükleri sahnede tıkır tıkır işleyen bir rock’n’roll organizmasına dönüşmüşlerdi. Konser vermek onların işiydi, işiydi ama koskoca bir stadyumun ortasında, insanlardan uzak, seslerini neredeyse tek bir dinleyiciye dahi duyuramadıkları konserlere artık doymuşlardı.
 
The Beatles, 29 Ağustos 1966'da Candlestick Park'ta halka açık son konserine çıkıyor.
 
Sonun başlangıcı
 
Öte yandan konser vermeyi bırakmak, The Beatles’ın sonunun gelişinde büyük rol oynayacaktı. Ne tuhaftır ki, onları çok seven milyonlar aynı zamanda onların sonunu da hazırlamıştı. Bir çete gibi, dört kafadar, birbirlerinin arkalarını kollayarak maceradan maceraya koşmuşlardı. Konser vermeyi bırakışları tüm o ruhu da yerle yeksan edecekti. Farklı hayatlara sahip kişiliklere, farklı amaçlara sahip insanlara dönüşeceklerdi gün gün, şarkı şarkı. Aralarındaki o müthiş uyumun, hem müziklerindeki hem de sahnedeki, yerini anlaşmazlıklar almaya başlayacaktı. Son yakındı, ama henüz yapacakları vardı.
 
Aslında mevzu sadece konserlerdeki vaziyet değildi. O yoğun ilgi, yarattıkları The Beatles kimliği yormuştu onları. Nefes almak, kendilerini bir şekilde yeniden yaratmak vahim bir gereklilik, acilen yapılması gereken şeydi. Öyle de yaptılar. 1966’nın sonu ve 1967’yi The Beatles olmadıklarını farz ederek yazıp kaydettikleri şarkılarla geçirdiler. Adeta bir beşinci ‘beatle’ olan prodüktör George Martin’le birlikte o zamana dek kimsenin henüz denemeye, hele ki bu popülerlikteki kimsenin ucundan dahi yaklaşmadığı bir tınıyı stüdyo ortamında yakalamaya giriştiler.
 
'60’lardaki zihin açıklığının günbegün gelişiminin hem bir parçası, hem de popülerlikleri vesilesiyle bir lideri olmuştu The Beatles. Saçları, bir örnek takımları ve enerjileriyle başlayan süreç ‘kafaların’ değişmesiyle yeni bir aşamaya geçiyordu. ‘68 kuşağını hazırlayan ortam oluşmuştu, John, Paul, George ve Ringo da bu ortamın tam göbeğindeydi. “Rubber Soul” ve “Revolver” plaklarıyla zaten değişimin sinyalleri gelmişti. Amerika turnesinde Bob Dylan’la tanışmak ve rivayet edildiği üzere o esnada sadece Dylan’la tanışmakla kalmayıp, ilk kez marihuana da içerak ‘algı kapıları’ açık kuşağa dahil oluşlarıyla işler değişmişti. Günün popüler merakı Doğu kültürü, George vesilesiyle The Beatles bünyesine de girmişti. John’un İsa peygamberden bile daha ünlü olduklarını beyan edişi ile nefret edilmek nasıl bir his, onu da tatmışlardı.
 
"Sgt. Pepper's Lonely Hearts Club Band"in Elvis Presley'den Marilyn Monroe'ya, Gandhi'den Arabistanlı Lawrence'a ve The Beatles'ın balmumu figürlerine kadar herkesin yer bulduğu efsane kapağı.
 
Kendilerini yeniden yarattılar
 
Ve 1967 Haziran’ında kendilerini yeniden yarattılar. “Sgt. Pepper’s Lonely Hearts Club” ablümleriyle tepeden tırnağa yenilendiler. The Beatles’ın o güne kadarki her şeyine, yarattıkları ‘canavara’, birkaç adım uzaklaşıp, müziğe öyle baktıkları bir albüm kaydettiler. Satır aralarıyla ihya eden, kapağındaki tüm detaylarla, şarkı sözlerindeki tüm referanslarla (gerçekten var olanlar ve envai farklı okumaya açık olanlarla) başka türlü bir The Beatles yarattılar. Elini tutmak istiyorumlar, o seni seviyorlardan alabildiğince uzaklaşıp yeteneklerini, zihinlerinde canlandırdıklarını iptidai kayıt imkanlarıyla adeta mucizeler yaratarak kaydettiler. Ve ortaya, kendimi yakaladım kaçarken kendimden misali, The Beatles’tan kaçarken The Beatles’ın nelere kadir olduğunu en iyi gösteren albümü çıkardılar.
 
Öncelikle bu bir konsept albümdü bu, o güne kadar denenmiş ama bu ölçekte popüler bir grup tarafından hayata geçirilmemiş şeydi konsept albüm. Tüm şarkılar birbirine bağlıydı. “Penny Lane” ve “Strawberry Fields Forever” gibi iki çok sevilen şarkılarını daha içerebilirdi. Ama o iki şarkıyı, plak şirketinin yeni bir ürün yayımlamak istemesi üzerine mecburen aynı yılın başında 45’lik olarak çıkartmışlardı. Sgt. Pepper, yani biber çavuş, Paul’un Kenya’dan dönerken uçakta bulduğu bir fikirdi. O vakitlerin moda grup adı formatına uygun hale getirmek için peşine “Lonely Hearts Club Band”i (yani yalnız kalpler cemiyeti bandosu) takmışlardı. Nüktedan, muzip, zekice ve detay dolu, ama detaylarla boğmayan şarkılar kaydettiler. Bu şarkıların hakkını da popüler müzik tarihinin en bilindik albüm kapaklarından biriyle verdiler. Marlon Brando’dan Edgar Allan Poe’ya, Karl Marx’tan Marilyn Monroe’ya tanınmış simalardan oluşan dev bir kadronun önünde poz kestiler.
 
 
O güne kadar yayımlanmış hiçbir albüme benzemiyordu “Sgt. Pepper’s...”. Jimi Hendrix, Brian Eno gibi ufku çok açık sayısız müzisyenin de çıkar çıkmaz ‘aklını almıştı’. Roger Waters, grupça (Pink Floyd yani) bir arabaya doluşmuş konsere gidereken radyoda albümün baştan sona çalındığı ana denk gelişlerini hiç unutmaz mesela. Arabayı derhal kenara çekip, albümü sonuna kadar hayret (ve küfür) ifadelerinden ifade beğenerek dinlemişlerdir zira. 
 
“Sgt. Pepper’s...” gibi sayısız müzik yayını tarafından gelmiş geçmiş en iyi albüm, ya da en iyi albümlerden biri seçilmiş bir albüm hakkıda bugüne kadar yazılmamış bir şey bulmak güç. O yüzden dört beatle’ı bu albümü yaratmaya yönelten süreçten, albümü özel kılan öğelerden bahsetmeyi esas alan satırlar ihtiva etti bu sayfalar. Albümden ne anlaşılması gerektiğine dair bir ahkam kesme değil de, albümden bu satırları da - tabii arzu ederseniz- baz alıp kendinize göre bir mana çıkarmaya teşvik etmek isteyen satırlar. Zira, hazır bu ay albümün çok özel bir 50. yıl versiyonu piyasaya çıkıyoken, kendisine hakkı olan alakayı bir kez daha göstereceğinizi tahmin ediyoruz. Albümün elden geçirilmiş kaydı yanında, stüdyo sürecinden envai ânı içeren, şarkıların ortaya çıkış aşamaları hakkında etraflıca fikir sahibi olacağınız kayıtlar da içeren bir özel baskı bu. Popüler müzik tarihinin en önemli grubunun, popüler müzik kavramını ne kadar yukarıya taşıyabildiğini tekrar işitiebilmek adına heyecan verici bir fırsat.
 
Albümün 50. yıl versiyonu birçok ek içeriğe sahip.
 
Kapanışı da Lennon’la yapalım. The Beatles’ın 1964’te ABD’yi fethi esnasında yapılan basın toplantısında, bir gazeteci gruba sorar: Müziğiniz nasıl oluyor da insanları bu kadar heyecanlandırıyor?
 
Lennon cevap verir, “eğer bilseydik başka bir grup kurup menajerliklerini yapardık.”
 
The Beatles, 19 Mayıs'taki "Sgt. Pepper's" çıkış partisinde. Üyelerden sadece Paul McCartney'nin bıyığını kesmiş olması, birçok komplo teorisine malzeme sağlayacaktı.
 
Sgt. Pepper’s Lonely Hearts Club Band’den notlar:
 
-The Beatles tarihi saç şekil ve uzunluklarındaki değişimle de belgelenebilir, bu albümün bir farkı dört üyenin de bıyık bırakmış olmasıydı.
 
-Albümün kayıtları yaklaşık 5 ay sürdü. O zamanlar içindi ciddi anlamda uzun bir süreydi bu.
 
-Albümün kapağında yer alması düşünülen ama vazgeçilen ‘ünlüler’ arasında Adolf Hitler, İsa ve Gandhi de bulunuyor.
 
-Kapakta Elvis Presley’in yer almaması her daim dikkat çekici bir ayrıntı olarak kaldı.
 
-Plağın arka kapağına şarkı sözlerinin tamamı basılmıştı. O zamanlar için bu da önemli bir yenilikti.
 
-Bir şekilde hep bir rekabet içinde oldukları The Beach Boys’un “Pet Sounds” albümü, “Sgt. Pepper’s...”ın ilham kaynaklarından biriydi.
 
-BBC, albüm çıktığında şarkıların bazıları uygunsuz sözler içerdikleri gerekçesiyle çalmama kararı aldı. “Lucy in the Sky with Diamonds” bunlardan biriydi, sözlerinin uyuşturucu kültürüne referans verdiği gerekçesiyle.
 
-O seneki Grammy Ödülleri’nde albüm kapağı, ses mühendisliği, en iyi albüm ve yılın albümü dallarında heykelcik “Sgt. Pepper’s...”ın oldu.