Milliyet Sanat
Milliyet Sanat »Yazarlar » Ebru Demetgül | Bu kadınlar neden korkuyor?

Bu kadınlar neden korkuyor?

21 Ocak 2013 - 11:01
Alex Prager'ın fotoğraflarında garip bir mükemmellik görüntüsü var. Ve içten içe hissedilen tuhaf bir monotonluk. Tüm bu vaadedilmiş güzelliğin altında yatan bu duygu bir insanı yavaş yavaş çıldırtabilirKadının arkası dönük, bir şeyden koşarak kaçıyor, kaçarken ayağı takılıp tökezlemiş ve arkasında bıraktığını korkarak arıyor gibi. Eteğinin bir yerinden sökülmeye başlayacak gibi duran dikişlerine bakıyorum. Kilolu sayılır ve peruklu. Güzel değil, güçlü değil, yardıma muhtaç da değil. Bu kadın neden korkuyor? Elimi uzatıp derdini sormaya yeltenmeyeceğim kadar uzakta ve deli görünen bu kadını bu şekilde fotoğraflayan -bence cesur- fotoğrafçı, Alex Prager. Cesur, çünkü dişinin zayıf yanına zerre tahammülü olmayan ‘güçlü’ ve ‘şehirli’ kadınları pek umursamıyor.

"The Big Valley" (2008) serisinden "Kimberly" ve "Virginia", Alex Prager'ın resimlerinde öne çıkan "yalnız kırılganlığı" yansıtıyor.


Alex, Los Angeles’da yaşayan 30 yaşında bir kadın. Fotoğrafçılığı tamamen kendi çabasıyla öğrenmiş. Herhangi bir sanat okulundan mezun değil hatta lise mezunu bile değil. William Eggleston’un bir sergisini görüp eve gider gitmez internetten bir fotoğraf makinesi sipariş ederek meşguliyetine başlamış. Alex, Los Angeles’in bütün ilham ihtiyacını karşıladığını söylüyor. Ona göre binalar, arabalar, dekorasyon, görsel olan bütün tema 50’ler, 60’lar ve 70’lerin modern dünya ile kaynaşmış hali. Gökyüzü her zaman mavi, kuşlar sürekli cıvıldıyor. Garip bir mükemmellik görüntüsü var. Ve içten içe hissedilen tuhaf bir monotonluk. Tüm bu vaadedilmiş güzelliğin altında yatan bu duygu bir insanı yavaş yavaş çıldırtabilir. Modellerini ağır bir makyaj ve kostümle kaplatıyor; peruklar, takma kirpikler, tırnaklar ve vintage kıyafetler.

"The Week-End" (2010) serisinden "Maggy" ve "Eve".


Photo District News’den Michael Hoppen, Alex Prager’i yakın zamanın öne çıkan 30 fotoğrafçısı arasında gösteriyor. “Hitchcock’un gerilimi, Cindy Sherman’ın kadın kimliği, Gregory Crewdson’ın kenar mahalleleri, Roy Lichtenstein’ın çizgi film atmosferi – bütün bu görsel dili almış ve tamamen kendisine ait bir stile dönüştürmüş.” MoMa küratörü Roxana Marcoci de Alex hakkında şunları söylüyor: “Bu fotoğraflar bana sessiz filmleri hatırlatıyor. Her an bir şey olacakmış gibi, duygularla gerilmiş ve patlamaya hazır.” Fotoğrafla meşguliyetinin ilk 6 yılında onunla ilgilenen kimseyi bulamadığı için arkadaşlarının dükkanlarında, evlerinde kendi kendine sergilen açan ve bugün bir çok galeri tarafından istenen ve ödüllere layık görülen bir kadın –yani güçlü ve modern- olarak hemcinslerini “deli” gibi göstermekten çekinmemesi en takdir edilesi özelliği bana göre.

Bryce Dallas Howard, Prager'ın
kısa filmi "Despair"'in (Umutsuzluk)
başrolünde.
Fotoğraflarının bazılarında kuşlar göze çarpıyor. Sağdan soldan uçan, saldıracakmış gibi ama tek başına. Hitchock’u andırmaması mümkün değil. Bu kadınların etrafında onları tedirgin edecek her şey var. Gün ortasında delirmenin sınırına gelmek hiç zor değil. Şehrin ortasında neye gerildiğinden neyden korktuğundan habersiz olduğumuz bir kadının ani intiharının konu ediliği ‘Despair’ adlı kısa film, bu tekinsiz atmosfere güzel bir örnek: