Milliyet Sanat »Yazarlar » Ebru Demetgül | Aşkın ‘vakumlusu’ makbul
Aşkın ‘vakumlusu’ makbul
03 Aralık 2012 - 09:12Hal, çiftlerin “tek vücut” olma, “bir” olma, “biz” olma hayalini gerçekleştirmeye soyunmuş ve ikişer ikişer vakumlu saklama poşetlerinin içine sokmuş aşıklarıTek başına, bağsız, bağlanmasız, “hür” olmaktan, alıp başını gidebilmekten, kafa dinlemekten bu kadar çok bahsederken, aslında bizi ensemizden tutup çekecek, “ben de geliyorum” diyecek, o gün neler yaptığını uzun uzun anlatacak, bizi de dinleyecek birini ne çok arıyoruz. Aşkı bulmanın, bulunca yaşayabilmenin, kaybetmemenin gerçekliğine inanmadığımızdan isteklerimiz törpüleniyor belki de. Eminim ki hepimizin içinde, ömrünü sevgilisiyle sarmaş dolaş televizyon karşısında harcayabilecek biri yaşıyor. Aynı şeyleri sevip aynı şeylerden nefret eden, birbirinin cümlesini tamamlayan, iki kişiyken bir üçüncü kişiye dönüşmüş o sinir olduğumuz çiftlerden olmak isteriz gizli gizli. İster onu daha önce yaşamış, ister kaybetmiş ister bekliyor olun; aşk, en çocukça ve imkansız istekleri uyandıran toz pembe bir canavar. Ya aşkın, tatlılık ve şirinlikten deliliğe doğru evrilen halini en iyi vakumlu saklama poşetleri anlatır desem? Kendisini Photographer Hal olarak tanıtan, Tokyo’lu fotoğraf sanatçısı Hal’in “Flesh Love” serisine göz attıktan sonra hak vereceksiniz. Hal, çiftlerin “tek vücut” olma, “bir” olma, “biz” olma hayalini gerçekleştirmeye soyunmuş ve ikişer ikişer vakumlu saklama poşetlerinin içine sokmuş aşıkları. Görüntü rahatsız edici, korkutucu ve bir o kadar tatlı. Nereye koyacağımı bilemediğim bu his hakkında söyleyebileceğim en doğru şey kesinlikle aşka benziyor olduğu. Hem nefes aldırmayacak kadar karmaşık ve ağır hem de içinden çıkılamayacak kadar sıcak ve güvenli.
Hal, Tokyo’da yaşıyor ve bu çiftleri Shibuya’daki tıklım tıkış underground barlardan topluyor. Uzaktan bir şekilde aşklarına ikna olduğu çiftlerle tanışıyor ve onları davet ediyor bu tatlı işkenceye. Her kesimden çift mevcut bu seride; müzisyen, dansçı, striptizci, emekçi, restoran sahibi, barmen, iş adamı, işsiz, öğrenci, heteroseksüel, homoseksüel, genç, yaşlı, güneyli, kuzeyli. Hepsi kıyafetlerini kendileri seçiyorlar, isterlerse en çok sevdikleri şeyleri de yanlarında getirebiliyorlar; gitar, oyuncak, hamburger… İnsanın en sevdiği kişiyle ve en lezzetli bulduğu yiyecekle gerçek anlamda bir bütün olması, Hal’e göre aşkın doruk noktası.
Hayati tehlike yaşayan biri olmamış henüz. Çekim süreci ise bir hayli ilginç. Önceden kıyafet, makyaj, pozisyon, yüz ifadesi gibi bütün detaylar hazırlanıyor, ardından derin bir nefes alınıyor, vakumla hava tamamen çekiliyor ve Hal 10 saniye içerisinde çekebildiği kadar fotoğraf çekip poşeti açıyor. “Bu poşetin içinde bu şekilde unutulur muyuz?” diye düşünmemiş olmaları mümkün değil.
Çekimden çok kısa bir süre önce tanışıp, vakumlu bir torba içinde 10 saniye kalabildikten sonra evlenmeye karar veren de olmuş, çıkar çıkmaz ayrılan da. Kavgaları bitmediği için bir türlü poşetin içine giremeyen de olmuş, çekimi karakolda bitiren de. Cesur sanatçıları severim, hepimiz severiz muhtemelen. Onlar sayesinde sanatın konforlu, göze, gönüle hoş gelen, kimi zaman mayhoş halinden kurtuluruz çünkü. Bakanı nefes darlığına sokabilecek fotoğraflarla aşkı anlatmaya çalışmak ve bu şekilde sempati kazanabilmek zor olsa gerek. Hal, Tokyo doğumlu ve Tokyo’da yaşıyor. Çalışmaları, 2000-2011 yılları arasında Tokyo’da 7 solo sergide, 2006-2011 yılları arasında başta Paris ve San Diego olmak üzere 9 toplu sergide yer almış. “Flesh Love” serisi, hem kitap hem iPad aplikasyonu olarak yayımlanmış durumda.
Aslında Hal’in seriyi tasarlarken içinden geçen sadece iki kişinin aşkı değil. İçinden geçen, sevgiyi tekrar tanımlamak daha çok. İki yüz, iki beden, iki kişilik nasıl birbirine bağlanıp, birbirini sevebiliyorsa; iki sokağın, iki şehrin, iki ülkenin de birbirini aynı şekilde sevebileceğini düşünüyor. Bu olasılığın imkansızdan da sonra geldiğini düşünsem de, sevginin herşey ve herkes için hissedilebilecek bir şey olduğu konusuna katılıyorum. Hepinize aşkı ve sevgiyi dilemem gerek yazının bu yerinde ama bu ikisini bulabilmek için önce kendi başınıza huzurlu ve iyi bir dünya yaratabilmeniz gerektiğini söylemek isterim ve bu gücü hepinize dilerim.
Hal'in fotoğrafları, rahatsız edicilikle tatlılığın bileşimi.
Hal, Tokyo’da yaşıyor ve bu çiftleri Shibuya’daki tıklım tıkış underground barlardan topluyor. Uzaktan bir şekilde aşklarına ikna olduğu çiftlerle tanışıyor ve onları davet ediyor bu tatlı işkenceye. Her kesimden çift mevcut bu seride; müzisyen, dansçı, striptizci, emekçi, restoran sahibi, barmen, iş adamı, işsiz, öğrenci, heteroseksüel, homoseksüel, genç, yaşlı, güneyli, kuzeyli. Hepsi kıyafetlerini kendileri seçiyorlar, isterlerse en çok sevdikleri şeyleri de yanlarında getirebiliyorlar; gitar, oyuncak, hamburger… İnsanın en sevdiği kişiyle ve en lezzetli bulduğu yiyecekle gerçek anlamda bir bütün olması, Hal’e göre aşkın doruk noktası.
Hayati tehlike yaşayan biri olmamış henüz. Çekim süreci ise bir hayli ilginç. Önceden kıyafet, makyaj, pozisyon, yüz ifadesi gibi bütün detaylar hazırlanıyor, ardından derin bir nefes alınıyor, vakumla hava tamamen çekiliyor ve Hal 10 saniye içerisinde çekebildiği kadar fotoğraf çekip poşeti açıyor. “Bu poşetin içinde bu şekilde unutulur muyuz?” diye düşünmemiş olmaları mümkün değil.
Hal, fotoğraflarında sadece iki kişinin aşkını yansıtmaya değil, sevgi kavramını yeniden tanımlamaya çalışıyor.
Çekimden çok kısa bir süre önce tanışıp, vakumlu bir torba içinde 10 saniye kalabildikten sonra evlenmeye karar veren de olmuş, çıkar çıkmaz ayrılan da. Kavgaları bitmediği için bir türlü poşetin içine giremeyen de olmuş, çekimi karakolda bitiren de. Cesur sanatçıları severim, hepimiz severiz muhtemelen. Onlar sayesinde sanatın konforlu, göze, gönüle hoş gelen, kimi zaman mayhoş halinden kurtuluruz çünkü. Bakanı nefes darlığına sokabilecek fotoğraflarla aşkı anlatmaya çalışmak ve bu şekilde sempati kazanabilmek zor olsa gerek. Hal, Tokyo doğumlu ve Tokyo’da yaşıyor. Çalışmaları, 2000-2011 yılları arasında Tokyo’da 7 solo sergide, 2006-2011 yılları arasında başta Paris ve San Diego olmak üzere 9 toplu sergide yer almış. “Flesh Love” serisi, hem kitap hem iPad aplikasyonu olarak yayımlanmış durumda.
Aslında Hal’in seriyi tasarlarken içinden geçen sadece iki kişinin aşkı değil. İçinden geçen, sevgiyi tekrar tanımlamak daha çok. İki yüz, iki beden, iki kişilik nasıl birbirine bağlanıp, birbirini sevebiliyorsa; iki sokağın, iki şehrin, iki ülkenin de birbirini aynı şekilde sevebileceğini düşünüyor. Bu olasılığın imkansızdan da sonra geldiğini düşünsem de, sevginin herşey ve herkes için hissedilebilecek bir şey olduğu konusuna katılıyorum. Hepinize aşkı ve sevgiyi dilemem gerek yazının bu yerinde ama bu ikisini bulabilmek için önce kendi başınıza huzurlu ve iyi bir dünya yaratabilmeniz gerektiğini söylemek isterim ve bu gücü hepinize dilerim.
Etiketler: Aşk Ebru Demetgül Flesh Love fotoğrafçı Hal Japon Japonya Photographer poşet sanat sevgi Shibuya Tokya vakum